İştahsız olan çocukların bir çocuk hekimi tarafından değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Sevinç Tugay, "İştahsızlığa sebep olan faktörlerin araştırılması ve sorunun giderilmesi, büyüme ve gelişmeyi etkileyeceği konusunda aileye bilgi verilmesi açısından önemlidir" dedi.
Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Sevinç Tugay, çocuklarda doğru yeme alışkanlıklarının edinilmesi ile ilgili açıklamalarda bulundu. İştahsızlık şikayeti ile polikliniklere başvuran yüzde 25-30 vakanın sadece yüzde 1-3'ün gerçekten iştahsız olduğu ve tedavi gerektirdiğini ifade eden Dr. Tugay, "İştahsız olan çocukların bir çocuk hekimi tarafından değerlendirilmesi gerekir. İştahsızlığa sebep olan faktörlerin araştırılması ve sorunun giderilmesi ile büyüme gelişmeyi etkileyeceği konusunda aileye bilgi verilmesi açısından önemlidir" ifadelerini kullandı.
Her çocuğun büyüme hızının hesaplanması ve verilerin bir persentil eğrisi eşliğinde değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Uzm. Dr. Tugay, iştahsızlığın büyümeyi etkileyip etkilemediği araştırılması gerektiğini söyledi.
İştahın bir yemeğin zevkle, neşeyle ve arzu edilerek yenmesi anlamına geldiğini söyleyen Uzm. Dr. Tugay, "Her yaş döneminde olduğu gibi çocukluk döneminde de yiyeceklerini keyifle güle oynaya tüketen ailelerini yormayan onları mutlu eden çocuklar olduğu gibi; tabak, kaşık gördüğünde kaçan iştahsız çocuklar da olabilir. İştahsızlık ise biz hekimlerin çocuk polikliniklerinde en sık karşılaştığı yakınmalardandır ve çoğu kez çevresel, genetik, davranışsal, psikolojik faktörlere bağlı olabildiği gibi akut-kronik enfeksiyonlar ile bazı vitamin mineral eksiklikleri, metabolik hastalıklar diş çıkartma dönemleri gibi fizyolojik süreçlerde de olabilir" diye konuştu. Dr. Tugay, bir çocuğun, büyüme ve gelişme geriliği yaşamaması için anne babaların iştahsızlığa dikkat etmesi gerektiğinin altını çizdi.
"Çocuklar bazı dönemlerde veya bazı olaylar karşısında iştah kaybı yaşayabilir"
İştahsızlık gibi yeme problemlerinin çocuğun duygu durumu ile büyük oranda ilişkili olduğunu belirten Uzm. Dr. Tugay, “Çocuklarda beslenmeye karşı direnç gelişmemesi için anne babalar çocuğun içinde bulunduğu ruh halini ve yemek yemeye karşı sergilediği tutumu göz önünde bulundurmalıdır. Çocuklar da bizler gibi bazı dönemlerde veya bazı olaylar karşısında iştah kaybı yaşayabilir. Örneğin okulda kötü bir gün geçirdiyse o gün canı yemek istemeyebilir. Bu durumda anne babalar yemek yemeyi diğer her şeyden daha önemli konuma getirmemeli ve çocuğun içinde bulunduğu duygu durumunu anladığını göstermelidir. Aksi takdirde çocuk yaşadığı kişisel problemin yemek yemekten daha önemsiz görüldüğünü düşünüp buna tepki olarak yemek yemekten uzaklaşabilir" diye konuştu.
"Çocuğunun daha az yediğini düşünen ebeveynler onlara gereksiz baskı uyguluyor"
İştahla ilgili olarak ebeveynlerin bilmeleri gereken en önemli noktanın çocukların bireysel farklılıklar göstermesi olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Tugay, "Bir çok ebeveynin yaptığı hata başka çocuklara bakarak, onların yemek yeme davranışı ile kendi çocuğunun yemek yemesini kıyaslamak. Çocuğunun daha az yediğini düşünen ebeveynler onlara gereksiz baskı uygulayarak, kendilerine gereksiz kaygılar yüklüyor. Çoğu kez bu şekilde düşünen kaygılı aileler çocuklarına yanlış beslenme alışkanlıkları kazandırırlar. Aynı zamanda bu aileler her şeyi yemekle özdeşleştirdikleri için çocuk-aile ilişkisini bozarlar ve baskıcı oldukları için de çocuklarına da psikolojik baskı uygularlar. Bu nedenle yemek yiyor veya yemiyor olmasından çok en önemli nokta çocuğa baskıcı bir tutum sergilemeden doğru beslenme alışkanlıkları edindirmektir" açıklamalarında bulundu.
"Çocuklarda doğru yeme alışkanlıklarının edindirilmesi için en kritik yaş ek gıdaların başlangıç zamanıdır"
Uzm. Dr. Tugay, "Çocuklarda doğru yeme alışkanlıklarının edindirilmesi için en kritik yaş ek gıdaların başlangıç zamanıdır. Her seferinde yeni tanışacağı bir gıdayı belirli bir süre ve miktarda vermek ve diğer yeni gıdaya başlamadan 8-10 kez o gıdayı denemek, yemiyorsa artık onu 2-3 hafta bırakarak daha fazla zorlamamak gerekir. Yemediği besin ortalama 1 ay kadar sonra tekrar açken denenebilir. Kısaca bir besini kabullenmesi için ona ortalama 1 aylık bir süre tanıyabilirsiniz. Unutulmamalıdır ki çocukların yüzde 30'u yeni bir gıdaya karşı tepki gösterebilir. Yavaş ve temkinli adımlarla zorlamadan kabullendirilmelidir. Bizler bir çocuğun seçici olmaması için 1 yaşına kadar hemen her gıda ile tek tek tanışmasını isteriz. Bu dönemde karışım verilmesini de asla önermeyiz. Bir çok çocuk özellikle büyüme hızının yavaşladığı 8-9. aylarda; 1-2 yaş arasında, okulun ilk yıllarında ve ergenliğin hemen öncesinde geçici iştahsızlık dönemine girebilir. Genellikle 1 yaş civarında bazı çocuklarda yürümeye başlamaları ile bağımsızlık dönemi başlar. Bu yaşlarda uyuma, giyinme, banyo yapma ve yemede inatlaşmalar olabilir. Özellikle de 2 yaş tüm davranış problemlerinin ortaya çıktığı oldukça güç bir dönemdir. Bu dönemde de yeni gıdalara karşı iştahsızlık dönemi başlar ve bu geçicidir" dedi.
"Tedaviden önce iştahsızlığın sebebi araştırılmalıdır"
İştahsızlık problemini doğru şekilde tedavi edebilmek için öncelikle bu probleme yol açan kaynağın belirlenmesi gerektiğini ifade eden Uzm. Dr. Tugay, “Planlanacak tedavi girişimlerinin bu doğrultuda şekillendirilmelidir. Uzun süreli iştahsızlık ise demir eksikliği; çinko eksikliği, reflü, gastrit gibi mide hastalıkları; metabolik hastalıklar, nörolojik hastalıklar, kalp hastalıkları, kistik fibroz gibi kronik diğer hastalıklar, besin intoleransı, gıda allerjileri, paraziter hastalıklar, malabsorbsiyon gibi nedenleri araştırmak gereklidir. Çocukların iyi gıda alamadıkları için problemli olabileceklerinin yanı sıra problemli oldukları için de gıdayı alamadıkları da düşünülmelidir. İştahsızlık ile başvuran tüm çocuklara rutin iştah açıcı tedavilerin uygulanması doğru değildir. Öncelikle çocuk detaylı olarak muayene edilmeli, gerekirse diğer birimler ile işbirliği yapılmalı ve çocukta iştahsızlığa yol açan asıl sorun ortaya çıkarılmalıdır. Aksi takdirde uygulanan iştah açıcı tedavi sonlandırıldığında aynı problem tekrar yaşanabilir ve bu durum çocuğun gelişimini son derece olumsuz etkileyebilir. Kısacası iştahsızlık vücudun tüm sistemlerini etkileyen bir sorundur ve doğru tedavi için her açıdan profesyonel olarak ele alınması gerekir” diye konuştu.
- “Şekerli gıdaların yatma saatinde tüketilmesi çürük riskini artırıyor”
- Çocukların yüzde 28'i 'hikikomori' sendromuna maruz kalıyor
- Herkes moda diye çocuğuna aynı ayakkabıyı tercih ediyor fakat gelişim bozukluğuna bile neden oluyor!
- Çocukları tehdit eden sinsi tehlike: Hipertansiyon
- Karne stresi psikolojik sorunların temelini oluşturuyor! Uzmanı uyardı: Bu davranışlardan kaçının