Uzman Psikolojik Danışman Şule Acar anlatıyor. // Posta Gazetesi
Yüz yüze eğitimin başlamasıyla birlikte çocuklar okullarına döndü. Öğretmenlere ve arkadaşlara kavuşmanın heyecanının yanında okul, dersler ve salgınla ilgili kaygı da söz konusu olabiliyor. Çocuklar neredeyse bir yıldır okuldan uzaktalar. Daha önce okul deneyimi bulunuyor olsa bile okulun ilk günlerinde bazı uyumsuzluklar yaşanabilir. Evde özellikle zaman ve davranış kısıtlaması bulunmayan çocuklar için yeni kuralların olduğu bir ortam zorlayıcı olabilir. Okul korkusu söz konusu olduğunda karın ağrısı, baş ağrısı, mide bulantısı, ateş yükselmesi gibi fiziksel belirtiler görülebilir. Ailenin yanından hiç ayrılmama, ebeveynlerle birlikte yatmak isteme, ağlama nöbetleri gibi davranışlar da sergilenebilir. Okula dair duygularının karmaşık olması çok doğal. Çocuk hem özlem hem de korkuyu bir arada yaşıyor olabilir. “Korkacak ne var?” ya da “Daha önceden korkmadan gidiyordun” gibi ifadeler çocuğun kaygısını arttırabilir.
KAYGISININ SEBEBINI ANLAMAK ÖNEMLI
Çocuğun isteksizliği ile ilgili konuşmasını sağlayın. Okulda kaygılandığı veya rahatsız olduğu bir şey olup olmadığını belirlemek önemli. Onu endişelendiren şeyin ne olduğuyla ilgili açıkça konuşun, tabi kızmadan ve yargılamadan. Çocuk “Okula gittiğimde anne-babama bir şey olacak” ya da “Okuldan virüs taşırım” endişesi ile okula gitmek istemeyebilir. Özellikle aile içinde veya çevrede Covid 19’a yakalanmış bireyler varsa çocuk okula gitmekle ilgili daha büyük bir kaygı yaşayabilir. Ayrıca etiketlenme ve dalga geçilme korkusu taşıyor olabilir. Böyle bir durum varsa mutlaka öğretmen ve okul psikolojik danışmanına bilgi verin. Yüz yüze eğitimle birlikte sınavlar da başladı. Pek çok çocuk okuldaki dersler ve sınavlarda başarısız olmakla ilgili kaygı yaşıyor. Eğer derslerle ilgili sorun yaşıyorsa endişesini anlamaya çalışın. Ona nasıl destek olabileceğinizi sorun. Organize olmak ve motivasyon ile ilgili yardıma ihtiyaç duyabilir. Çocuğun okula hazır olması kadar ebeveyn olarak sizin de hazır olmanız önemli. Kendi kaygınızın farkında olun. Sizin duygularınızı kontrol edebilmeniz ve ifadeleriniz çocuk üzerinde de çok etkili. Unutmayın, kaygı bulaşıcıdır.
- “Şekerli gıdaların yatma saatinde tüketilmesi çürük riskini artırıyor”
- Çocukların yüzde 28'i 'hikikomori' sendromuna maruz kalıyor
- Herkes moda diye çocuğuna aynı ayakkabıyı tercih ediyor fakat gelişim bozukluğuna bile neden oluyor!
- Çocukları tehdit eden sinsi tehlike: Hipertansiyon
- Karne stresi psikolojik sorunların temelini oluşturuyor! Uzmanı uyardı: Bu davranışlardan kaçının