ÇocuklukOkula hazırlık dosyası
Paylaş
Okula hazırlık dosyası

Yeni eğitim ve öğretim yılının başlayacak olmasıyla birlikte öğrenci ve velileri telaş sardı. Ödevler sınavlar demeden yeni eğitim ve öğretim yılında nelere dikkat etmek gerekir, özellikle okula yeni başlayacak öğrenciler adaptasyon süreci nasıl sağlanmalıdır, okul çantası ağırlığı ne kadar olmalıdır gibi birçok soruyu uzmanlarımıza sorduk. Tüm bu soruların ve daha fazlasının cevabını haberimizin detaylarından öğrenebilirsiniz.

SERPİL DOKUREL - ÖZEL HABER

Haberin Devamı

Yeni eğitim ve öğretim yılı Eylül ayının 9’u itibariyle başlıyor. Özellikle okula yeni başlayacak öğrencilerin ve tatilden sonra çocukların okula adaptasyon sürecinde veliler sıkıntı yaşayabiliyor. Bu ve bu gibi sıkıntıları hafifletmek adına en çok merak edilenleri uzmanlarımıza danıştık. Çocukların beslenme çantasında neler bulunması gerekir, okula adaptasyon sürecinde velilere düşen görevler nelerdir gibi birçok sorunun cevabını uzmanlarımızdan öğrenebilirsiniz.

ÇOCUKLARIN BESLENME ÇANTASINDA BULUNMASI GEREKEN BESİNLER NELERDİR?

Uzman diyetisyen Şebnem Kandıralı Yıldırım konu hakkında bilgiler verdi;

Sağlıklı öğle yemekleri ve/veya aperatiflerden oluşan beslenme çantaları sunmak aktif çocuklar için önemlidir, konsantre olmalarına ve öğrenmelerine yardımcı olur

Haberin Devamı

ÇOCUKLARIN BESLENME ÇANTASINDA BULUNMASI GEREKEN YİYECEKLER

Sağlıklı bir beslenme çantası 5 besin grubundan en az 4’ünü içermelidir.

(Bir sebze, bir meyve, tahıl grubundan bir besin (ekmek, tahıllı kraker, noodle, pirinç, makarna, tortilla vb.), bir süt ürünü (süt, yoğurt, peynir, puding vb.) ve protein içeren bir besin (et, tavuk, balık, yumurta, kurubaklagiller, fıstık ezmesi, sert kabuklu meyveler)

BESLENME ÇANTASI MENÜ SEÇENEKLERİ

Okula hazırlık dosyası

2 dilim ekmek arası 1 yemek kaşığı fıstık ezmesi ve yarım muz + 1 tane salatalık dilimlenmiş + 1 kutu süt + 1 küçük yulaflı ev yapımı kurabiye

Veya Küçük bir peynirli ev yapımı pizza dilimi + Bir avuç haşlanmış bezelye + 1 kutu %100 portakal suyu

Veya 5-6 tane peynirli tahıllı kraker + 3-4 parça haşlanmış brokoli yoğurtlu + portakal dilimleri

Veya 2 dilim ekmek arası hindi jambonlu, marullu sandviç + Izgara/fırın kabak dilimleri + 1 küçük ev yapımı kuru üzümlü yulaflı kurabiye + 1 kutu süt

Veya 1 adet fırınlanmış tavuk budu + 1 küçük ev yapımı kepekli muffin + kırmızı biber ve havuç dilimleri + bir avuç taze üzüm + 1 kutu süt veya yoğurt

Veya Sebzeli/ peynirli bir börek + çeri domates + şeftali dilimleri + 1 kutu süt/yoğurt/ayran

Veya Ton balıklı veya etli bir sandviç + Havuç dilimleri + 1 kutu yoğurt içine kivi dilimleri + 3-4 tane tam tahıllı kraker

Haberin Devamı

Veya Hindili bir sandviç + 1 küçük ev yapımı muzlu çörek + kurutulmuş ananas + 1 kutu süt/yoğurt/ayran/kefir

Veya Humus sürülmüş minik kepekli bir pide + kavun dilimleri + haşlanmış yeşil fasülye + 1 kutu süt/yoğurt/ayran

Veya Izgara/fırın küçük bir parça tavuk göğüs + 3-4 tane tam tahıllı kraker + yarım armut + 1 kutu süt/yoğurt/ayran

OKULA GİTMEK İSTEMEYEN ÇOCUĞA NASIL DAVRANMAK GEREKİR?

Uzman psikolog Naciye Tokaç açıkladı:

Okul dönemi yaklaşırken öğrenci, öğretmenler ve ebeveynlerde sevinçli, umutlu belki biraz da endişeli duygular hakim olabilir. Okulun en önemli unsuru olan öğrenciler için birçok faktörün eşlik ettiği bir dönemde başlıyor. Bir yanda dersler bir yanda derslere eşlik eden ödevler, uyku sorunları, kıyafet zorunlulukları, sorumluluklar, zorunluluklar ve ebeveynler ile öğretmenler tarafından maruz kaldıkları yönergeler, beklentiler, uyarılar… Bu liste uzun ve bitmeyecek bir liste. Tüm bunlar öğrencinin okul ile ilişkisine direk veya doğrudan etki eder.

Haberin Devamı

Öğrenci, okul ile ilişkisini anlamsal olarak olumsuz algıladığında en fazla okula gitmek istememe, gittiğinde derslere katılım göstermeme, dersleri dinlememe ve okuldan kaçma gibi davranışlarla kendini gösterir. Hatta bazı durumlarda fizyolojik yakınmalar; karın ağrısı, ishal, kabızlık, baş ağrısı, bulantı, kusma, ateş yükselmesi, grip, nezle gibi psikosomatik yakınmalarla da karşımıza çıkar. Tüm bu belirtilerde öncellikle tıbbi bir duruma bağlılık dışarıda tutulduktan sonra psikolojik nedenlere bağlılığı düşünülmelidir. Bunun için; bu belirtiler ne zaman ortaya çıkıyor, günün her saatinde var mı yoksa uyku vakitlerinde ve okul saati yaklaştıkça mı gözleniyor belirlenmeli. Belki öncelikle bir doktora bile gidilmeli.

Okula gitmek istemeyen çocuk bu durumu öncelikle sözel olarak ifade eder ancak ebeveynin ve çevresinin okula gitmesi gerektiği yönündeki ısrar belki de baskıya varan tutumları sonucunda fizyolojik yakınmaları başlar. Kendisini ifade edemediğini düşünen çocuğun zihni daha kabul edilebilir sebepler bulur. Fizyolojik yakınmaların bir nedeni bahsedilen konu iken, bir diğer nedeni ise çocuğun okul ile ilgili kaygısının bilinçdışı bir şekilde artması ve çocuğun baş edemez konuma gelmesi sonucunda aktif olan sempatik sinir sisteminin çalışması ile gelişir.

Haberin Devamı

Öncelikle okula yeni başlayan çocuktan bahsedersek; okul, büyük bir bina, belki daha önce karşılaşmadığı oldukça fazla kalabalık, sıra kültürü, kurallar, ebeveynden ayrılma. Tüm bunlar çocuk için başlı başına endişe kaynağıdır ve çocuk daha okula başlamadan karşılaşacağı ortam, kişiler ve ortamda neler olacağı ile ilgili bilgilendirilir, evdeki diğer okula giden kardeşlerden doğru bilgiler edinilirse endişesi bir nebze rahatlayabilir.

Okula devam ettiği, daha üst sınıflarda olduğu halde okula gitmek istemeyen çocuklarda durum biraz daha farklıdır. Burada daha çok iki neden karşımıza çıkar. İlki başarılı çocuklarda görülür ki burada daha çok sınav kaygısından kaynaklı olumsuzluğun yaşandığı durumdan kaçma şeklinde görülür. Diğeri ise aile içi problemleri olan, hedef edinebilme becerisi düşük, sorumluluk duygusu yeterince gelişmemiş ve okulda maruz kalınan durumlar örneğin zorbalıkla ilgilidir.

Okula gitmek istememe, okul korkusu gibi durumlarda dahiltüm psikolojik problemlerin bizlere verdiği mutlaka bir ipucu vardır. Burada problemin altında ne yatıyor sorusundan ziyade bize ne anlatmak istiyor doğru soru olacaktır. Her psikolojik problem bizimle konuşur ancak sözlerle değildir bu konuşma. Bu mesajı alabilmek problemin çözümünde gerek ebeveynlere gerek başvurulan uzmanlara yardımcı olacaktır. Bu yönüyle problemin kendisi olumlu bir sonuçtur.

Okula gitmek istememe probleminin olası nedenlerini düşünüldüğünde; öncelikle aile ortamındaki çocuk için endişe verici bir durum, kendisi evde yokken ne olacağıyla ilgili kaygısı karşımıza çıkar. Yeni bir kardeşin doğumu, aile içi şiddet gibi durumlar örnek olabilir. Anneden ayrılmakla ilgili anksiyete bir diğer durumdur ki eğer okul ortamı da çocuğun bu durumunu yeterli derecede giderebilecek bir ortam sunmuyorsa problemin zamanla azalma şansı varken devam etmesini sağlayacaktır. Ailede ihmale uğrayan çocuk; bu çocuklar için problem bile kendisiyle ilgilenilmeyi sağlayan araçlardır. Bu nedenle problemin bize ne anlattığını iyi değerlendirmek gereklidir. Ebeveynlerden birinin eksikliği, yokluğu veya iş nedeni gibi sebeplerle ev dışında yaşıyor oluşu, baskıcı, mükemmeliyetçi ebeveyn yapılarına bağlı olarak okula gitmek istememe durumlarıyla karşılaşılmaktadır.

Bu durumla karşılaşıldığında yapılması gereken ise; ilk önce yapılacak olan panik olmamak, çocuğu zorlamamak, durumunun nasıl bir süreç olduğu hakkında çocuğu da endişelendirmemek gereklidir. İlk yapılacak şey açıkça konuşmaktır. Bunun için “okula neden gitmek istemiyorsun?” gibi basit bir soru bile işe yarayabilir. Herkes anlaşılmak ister ve hiç kimse istemediği bir şeye zorlanmak istemez. Çocuklarda böyledir. Çocuğu anlamanız gerektiğini bilmek en önemlisidir. İstemiyor, yapmak istemiyor onun anlatabildiği şey sadece bu. Ancak çevredeki bireylerin onun endişelerini giderecek şekilde davranması, öncelikle birkaç gün belki de birkaç hafta okula adaptasyon çalışmalarının yapılması önemlidir.

Çocuğun süreci kavraması için zaman tanımak da faydalıdır. Çocuk okula gider, belirli bir süre okulda kalınır sonra eve dönülür. Bu döngüyü anlayabilmesi için de zaman tanımalı ve korkularına karşı sabırlı ve anlayışlı davranılmalıdır. Belki defalarca anlatmak gerekecek ancak bu sürecin geçici bir durum olduğu unutulmadığı sürece sabır gösterebilmeniz de artacaktır. Her şeyden önce onların çocuk olduğu ve kavrama, anlama ve uygulamaları için kendi gelişim süreçlerinin farklı olabileceği akıldan çıkarılmamalı ve anlayışlı olunmalıdır.

TATİL SONRASI OKULA VE DERSLERE ADAPTASYON SÜRECİ

Okula hazırlık dosyası

Uzman Klinik Psikolog Merve Kırna konu hakkında önemli bilgiler verdi.

Okulların açılmasına sayılı günler kaldı, uzun bir tatilin ardından birçok öğrenci için ders zili çalacak. Tatil modundan çıkamayan, okula adapte olmakta zorlanan, derslere konsantre olamayan öğrencilerde okula uyum sorunu görülebilirken; anaokuluna ya da ilkokula başlayan öğrencilerde de ebeveynlerinden ayrılıp bilmedikleri, tanımadıkları yeni bir ortama girmenin verdiği kaygı sonucu okula, öğretmene veya derslere adapte olmada zorluklar yaşanabiliyor.

Anaokulundan ilkokula geçiş bazı çocuklar için zor olabilmektedir. Okul artık oyun oynanan yer olmanın ötesinde; kuralların olduğu ve dersin işlendiği bir yerdir. Bu süreçte çocuğun psikolojik olarak ilkokula hazır olması, okula kolay uyum sağlaması açısından oldukça önemlidir.

Okulu sevmeyen, ders başarısı düşük olan, arkadaşlarıyla problem yaşayan, dikkat -konsantrasyon sorunu yaşayan, yazın çalışması gereken ödevleri tamamlamayan sadece tatil yapan çocuklar okula dönmekte daha fazla zorlanırken; yaz tatilini hem çalışması gereken derslerine çalışarak, hem de tatili değerlendiren çocuklar okula daha kolay okula uyum sağlamaktadır.

AİLELER ÇOCUĞUN OKULA VE DERSLERE YOĞUNLAŞMASINI NASIL SAĞLAYABİLİRLER?

•Öncelikle ebeveynlerin kendi kaygıları var ise bunu çocuğa yansıtmamaları çok önemlidir. Ailelerin yaşadığı kaygı çocuğa geçer ve çocuk “kaygılanacak bir şey var” mesajını içselleştirerek okula uyum sürecinde zorluk yaşayabilmektedir.

• Okula gitmek istememe, ya da okula uyum aşamasında çocuğun zorlanması durumunda; bağırma, cezalandırma, kızma, tehdit vb gibi durumlar çocuğun kaygısını daha fazla arttırıp okula uyum sürecini olumsuz olarak etkilemektedir. Bu yüzden sakinliğin korunması ve anne ve babanın hemfikir olması önemlidir. Anne “okula gitmelisin” derken, baba “bugün gitmesin” dememeli.

• Her çocuğun gelişim özellikleri birbirinden farklıdır bazı çocuklar okula çok kolay adapte olabilirken, bazı çocuklar adapte olmakta güçlük çekebilir. Anaokul ya da ilkokula yeni başlayan öğrencilerde okula gitmek istememe, ağlama, anne-babadan ayrılmak istememe gibi davranışlar görülebilir. Okula neden gitmek istemediğinin nedeni araştırılmalı ve ona uygun destek sağlanmalıdır.

•Yaşanan kaygının bir nedeni de bilinmezlik kaygısıdır, bu yüzden okula başlamadan önce çocuğu ruhsal açıdan okula hazırlamak önemlidir. Okulun nasıl bir yer olduğu, okulun önemi, sorumlulukları, okul ortamı ve edineceği yeni arkadaşları anlatmak çocuğun kaygılarını gidermekle birlikte uyum sağlamasını kolaylaştıracaktır.

•Yeni bir okula başlayacak öğrenci ise okula başlamadan önce okulu gezmesi, öğretmeni ve arkadaşları ile tanışması okula daha kolay uyum sağlamasına yardımcı olacaktır.

• Okul alışverişinin beraber yapılması ve kullanacağı araç - gereçleri kendi seçip hazırlaması çocuk için motive edici olabilmektedir.

• Yatma ve uyanma, ders çalışma, oyun oynama, televizyon izleme saatlerini okula uygun şekilde çocuk ile birlikte ayarlamak hem çocuğun sürece dahil olmasına, hem kendisiyle ilgili konularda sorumluluk alması için önemlidir.

• Çocuğu okula bıraktıktan sonra “beni görürse bırakmaz” diye düşünerek kaçarak yanından ayrılmak çocukta kaygıya neden olabilmektedir. Çocuk ile kısa bir vedalaşmanın ardından neden yanından ayrılındığı ve ne zaman gelineceği belirtilmelidir. En önemlisi çocuğunuzu sevdiğinizi ve yalnız kalmayacağını hissettirmelisiniz.

• Aile desteği çocuğun okula uyum sürecinde çok önemlidir. Okuldan geldikten sonra gün içinde yaşadıklarına dair sohbet etmek varsa yaşadığı olumsuz deneyimleri dinleyerek, duygularına ve ne yaşadığına odaklanarak uygun çözüm yolu aranmalıdır.

• Okula uyum süreci uzarsa okul rehberlik servisinden destek alınmalı sorun hala devam ediyorsa bir uzman ile görüşülmesi önemlidir.