Doğumsal kalça çıkığı ne zaman tedavi edilmeli?

Doğumsal kalça çıkığı ya da diğer adıyla gelişimsel kalça displazisi (GKD) tanı koyulduktan itibaren erkenden tedavi edilmelidir. Bu amaçla her yeni doğan bebek çocuk hastalıkları uzmanı hekimler ve bazen de ortopedistler tarafından ilk gün kalça çıkığı açısından değerlendirilmek üzere muayene edilir.

Tedavi ertelenmemelidir!

Muayenede kalça tam ya da yarı çıkık ise anlaşılabilmektedir. Tanı koyulduğu anda da erkenden bandaj uygulamaları ile tedaviye başlanır. Bu tedavinin istisnai haller dışında geciktirilmesi veya ihmal edilmesi kesinlikle çocuğun kalça ve genel kas-iskelet sistemi sağlığı için çok yanlış bir karardır.

Bebeklerde kalça ultrasonu değerlendirmesi önem taşır!

Bebeklerin ilk kalça muayenelerinde hatırı sayılır miktarda kalça çıkığı atlanabilirken, çıkık olmayan ama sadece kalça ekleminde uyumsuzluk var olan bebekler ise anlaşılamamaktadır. Bu gibi durumlar nedeniyle imkanlar el veriyorsa her yeni doğan bebeğin, imkanlar kısıtlı ise de gelişimsel kalça displazisi (GKD) açısından riskli bulunan her yeni doğan bebeğin 4-6 haftalık olduğunda kalça ultrasonu ile değerlendirilmesi gerekir.

Tedavi süreci nasıldır?

Çıkık, yarı çıkık ya da displazik bulunan kalçaların erkenden bandaj uygulamaları ile tedavi edilmesi gereklidir. Tedavide gecikme ya da tedavinin reddi, çocuğun sağlığı için alınmış çok vahim kararlardır. Bazı displazi vakalarında ise çocuğun 3 aylık olana kadar takibi yeterli olmaktadır. Bu erken tanı ve tedavi ile 6 aydan önce GKD tanılı çocukların tedavisi yüksek başarı oranı ile sağlanabilmektedir.

Tedaviye geç kalınması durumunda cerrahi gerekebilir

Modern ve gelişmiş ülkelerde çocukların sağlık takiplerinin çok iyi yapılmasından dolayı geç kalınmış kalça çıkığı vakaları ile neredeyse hiç karşılaşılmamaktadır. Ancak yine de tedavinin başarısız olduğu ya da 6 aylıktan daha geç vakitte başvuran nadir olgularda daha girişimsel tedaviler kullanılmaktadır. Bu tedavilerde kalçanın kapalı ya da açık yöntemlerle yerine oturtulması ya da kemik operasyonları gerekebilmektedir. Ancak unutulmamalıdır ki, gecikmiş olgulardaki tedavi başarı oranları erken tanı koyulup erkenden tedavi edilen olgulardan daha düşüktür.