Türkiye’de Otizm algısı ve ebeveynlerin bilgisizliği kaygı verici boyutlarda
Aksaray Merkez Mehmetçik İlkokulu’nda yaşanan üzücü olayın gerekçelerini de ortaya koyan “Ebeveynlerin Perspektifinden Engellilik Odağında Türkiye’de Kapsayıcı Eğitim” başlıklı araştırma sonuçlandı. Yapılan kapsamlı araştırma, eğitimde karşılaşılan zorlukları ve bu süreçte ebeveynlerin yaklaşımlarının önemini net bir şekilde ortaya koyuyor.
Günümüzde her 59 çocuktan 1’inin otizm riski ile dünyaya geliyor ve otizmin görülme sıklığı çok büyük bir hızla artıyor. Dünyada her 20 dakikada 1 çocuk otizm tanısı alıyor. Türkiye’de 0-19 yaş grubundaki 434 bin otizmli çocuk ve gençten sadece 30 bini eğitime erişebiliyor.
Aksaray'daki Mehmetçik İlkokulu’nda otizmli çocukların ve ailelerinin maruz kaldığı olaylar, vicdanları derinden yaraladı. Yaşanan üzücü olayın gerekçelerini de ortaya koyan “Ebeveynlerin Perspektifinden Engellilik Odağında Türkiye’de Kapsayıcı Eğitim” başlıklı araştırma sonuçlandı.
Araştırma, Sabancı Vakfı’nın desteğiyle Tohum Otizm Vakfı ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (SEÇBİR) tarafından yürütülen Eğitimde Engelli Hakları: Okulda Birlikte, Hayatta Birlikte projesi kapsamında gerçekleştirildi.
Ebeveynlerin engellilik algısı sınırlı
Araştırma; ebeveynlerin engellilik algısının bedensel ya da zihinsel engellilikle sınırlı olduğunu, ebeveynlerin algısında engelliliğin kapsamını tüm engel gruplarını kapsayacak biçimde genişletilmesi için farkındalık artırıcı çalışmalara ihtiyaç olduğunu ortaya koydu.
Engelli çocuklarla ilgili farkındalık artırılmalı
Çalışma, ebeveynlerin engelliliğe, engelli çocuklara ve genel olarak çocuklara ilişkin algılarının ve hak temelli yaklaşımın güçlendirilmesinin öneminin altını çiziyor. Araştırmada; engelliliğe ve çocuklara ilişkin bakış açılarını sorgulama ve mevcut algılarını daha olumlu ve hak temelli bir yere taşımanın yanında ebeveynlerin engelliliğe, engellilik türlerine, kaynaştırma eğitimine, özel eğitime ve eğitimde kapsayıcılığa ilişkin bilgi ve farkındalıklarını artırmaya dair ihtiyacı vurgulanıyor.
Ebeveynlerin engellileri aşağı görme algısı yaygın
Araştırma sonuçları ebeveynlerin engelliliğe ilişkin algısının tüm engellilik gruplarını kapsayacak şekilde genişletilmesinin; “engelliliği aşağı görme”, “ceza gibi algılama”, “engelli olmadığı için şükretme” veya “engellilere yönelik acıma ve koruma temelli yaklaşımlar”ın dönüştürülmesinin önemini işaret ediyor. Araştırma, çoğu kez tüm çocukların bir arada eğitim almasına taraf olduklarını belirten ebeveynler arasında; “engelliliği aşağı görme”, “ceza gibi algılama”, “engelli olmadığı için şükretme” veya “engellilere yönelik acıma, yardım ve koruma temelli yaklaşımlar”ın oldukça yaygın olduğunu ortaya koyuyor.
“Otizmli çocukların en önemli sorunu diğer çocukların ebeveynleri”
Aksaray Merkez Mehmetçik İlkokulu’nda yaşanan olayın, zaman zaman farklı okullarda da yaşanan ve mutlak giderilmesi gereken kronik bir sorun olduğunu belirten Tohum Otizm Vakfı Başkanı Mine Narin kaliteli eğitime erişimin her çocuğun anayasal hakkı olduğunu vurguladı. Narin, “Otizmde ise eğitim haktan da öte, otizmin tek çaresi, tek ilacı konumundadır. Otizmli çocuklar, ancak eğitim ile topluma kazandırılabilir, bağımsız bireyler olarak hayatlarını sürdürebilirler. Ülkemizde otizmli çocukların kaliteli eğitime erişimindeki en önemli sorunlardan biri, okullardaki diğer çocukların ebeveynlerinin engelleyici tutumlarıdır. Özellikle tüm çocukların kaynaşarak eğitime katılımlarının sağlanması ve engellilikle ilgili önyargıların kırılmasında velilerin tutumu çok önemlidir. Her birey gibi otizmli bireylerin eğitimden yararlanma hakkı; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda ve 5378 sayılı Engelliler Hakkındaki Kanun’da açıkça belirtilmiş ve güvence altına alınmıştır” diye konuştu.
“Ötekileştirici olay karşısında tedbirler alınmalı”
Tohum Otizm Vakfı Başkanı Mine Narin olayla ilgili şunları şöyledi: “Engelli çocukların hakları olan bu eğitimi, en az kısıtlayıcı ortamlarda, diğer bir deyişle bütünleştirme eğitimi olarak, genel okullarda yeterli akranları ile birlikte almaları esastır. Bununla ilgili olarak da devletimiz kaynaştırma eğitimini yasal ve yönetsel düzenlemeler (1997 yılında yayımlanan 573 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında “Kaynaştırma Uygulamaları Sistemi”) ile güvence altına almıştır. Dolayısıyla yeterli çocuklarımızın ve ebeveynlerinin, bu çocukların farklılıklarını bir değer olarak görmelerini ve onlara merhamet ya da korku ile yaklaşmamalarını sağlamak hepimizin görevidir. Aksaray’da yaşanan üzücü olayların bir daha tekrar etmemesi için; otizmli çocukların toplumda kabul görmelerini sağlamamız, okullarda ve hayatın içinde maruz kaldıkları ayrımcılığa hep birlikte dur dememiz gerekir. Tohum Otizm Vakfı olarak her çocuğun eğitim hakkından eşit şekilde yararlanması için hak temelli yaklaşımı ve kapsayıcı eğitimi destekliyoruz. Yaşanan bu üzücü ve ötekileştirici olay karşısında ilgili bakanlıklarımızı gereken tedbirleri almaya ve toplumumuzu otizmlilerin farkında ve onların yanında olmaya davet ediyoruz.”