"Bazen bir şeyi çok severseniz; kırgınlık bu işte yaşayacağımız en son duygu olur. Kırgınlık Galatasaray'a karşı benim yaşayacağım en son duygu. Neyin kırgınlığı olacak. Sahada olamazsak gideriz hafta sonu maçı izleriz.
Yani çocuğumuz Galatasaraylı olur. Kaptanlığını yaptım, orada yetiştim, ekmeğini yedim, suyunu içtim. Benim için kırgınlık diye bir duygu yok. Bütün verilen kararlara saygı duyuyorum
İnanın bana hocayla benim aramda konuştuklarım sadece bir baba-oğul, ağabey-kardeş gibi konuşmaydı. Transferle ilgili ya da gel-git ile ilgili konuşmadık. Böyle şeyleri söyleyemeyiz zaten hocaya, utanırız yani bir saygısızlık olmasın, başka bir şey olmasın diye konuşmayız.
Güzel bir ortamda baba-oğul gibi bana destek veren, hani birbirimizi toparlayıcı bir konuşmaydı, onun dışında başka bir şey yoktu. Sonrasında Sayın Başkanımız böyle yani böyle uygun gördü. Zaten yazılı açıklamamda da belirttim, sonuna kadar saygılıyım.
Galatasaray ne zaman bize hizmet et derse biz gider o zaman hizmet ederiz, hangi şartta, ne şekilde isterlerse. Fatih hocayla görüşmem; hocam nasılsın, iyi misin, başarılar, konuşmasıydı. Biz böyle konuları utanırız konuşmaya.
Hoca da sağ olsun basında gerekeni söylediği için böyle şeyleri konuşmaya gerek yok. Hoca ile ilişkimiz bir baba-oğul, ağabey-kardeş ilişkisi içerisinde devam ediyor. Bu olayların arasında benim için en önemli ve beni en çok mutlu eden şey bu ve başka bir şey istemiyorum"