Yapılan araştırma, genellikle bunama ve diğer beyin hastalıkları ile ilişkili olan hasarlı nöronlardan ve proteinlerden kurtularak beyni stabilize eden bir hücre türü olan mikrogliaya odaklanıyor.  Mikroglia, beynin bağışıklık sistemi gibi davranabiliyor.

Martin Kampmann tarafından yönetilen ekip, mikroglial aktivitenin belirli durumlarından sorumlu olan genleri tespit etmek için hazırlandı. Bu sayade ekip, genleri açıp kapatabilir ve yerinden çıkan hücreleri yerlerine geri koyabilir.

Alzheimer hastalığı riskini arttırdığı bilinen genlerin çoğu, mikroglial hücreler aracılığıyla hareket eder. Kampmann, bu hücrelerin bu tür nörodejeneratif hastalıkların nasıl ortaya çıktığı üzerinde önemli bir etkisi olduğunu söyledi.

İnsan gönüllüler tarafından bağışlanan kök hücreler aracılığıyla mikroglia hücreleri yapan ekip, bir CRISPR biçimini birleştiren ve araştırmacıların bireysel genleri açıp kapatmasını sağlayan yeni bir platform geliştirmeye başladı.

Bu analiz sayesinde, Kampmann ve ekibi, hücrenin hayatta kalma ve çoğalma yeteneğini, bir hücrenin ne kadar aktif olarak inflamatuar maddeler ürettiğini ve bir hücrenin sinapsları ne kadar agresif bir şekilde budadığını etkileyen genleri saptadı.

Bununla ekip, hücrenin hayatta kalma ve çoğalma yeteneğinden sorumlu olan genleri sıfırlayabildi. Gen türlerinin tespiti, araştırmacıların onları başarılı bir şekilde dinlendirmesine ve hastalıklı hücreyi sağlıklı hücrelere dönüştürmesine yardımcı oldu.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

BMW ve Toyota, hidrojen yakıt hücreli otomobil geliştirecek

Habere Git