ABD İstihbarat Savunma Bakanı Joseph D. Kernan imzalı açıklamada, "Hassas genetik bilgilerin dış taraflara ifşa edilmesi ordu mensuplarına kişisel ve operasyonel riskler getirir" ifadelerini kullandı. Kernan, söz konusu DNA kitlerinin Savunma Bakanlığı'na yaygın bir şekilde dağıtıldığını da belirtti ve bilim dünyasında da konuyla ilgili 'artan bir endişe' olduğunu belirtti. Kernan ayrıca, toplanan verilerin kişinin izni dışında takip edilmesi gibi amaçları olabileceğini' vurguladı.

New York Üniversitesi Hukuk Fakültesi (NYU School of Law) profesörü Erin Murphy de, söz konusu endişelerin varlığını doğruladı ve verilerin potansiyel ajanları tespit edebilmek amacıyla yabancı ülkeler tarafından kullanılabileceğini belirtti: "Birkaç hücrenin bir insanı tanımlamakta kullanılabileceği bir dünyada 'gizli eylem' veya 'anonimlik' diye bir şey yoktur. İnsanların uzaktan kuzenlerinin donanma üyesi veya CIA yetkilisi olduğunu bilip bilmeden DNA bilgilerini internet ortamında kaygısızca paylaştıkları bir dünyayı hayal etmek zor değil."

Öte yandan, söz konusu DNA işlemini kullanan 23andMe ve Ancestry gibi şirketler ise söz konusu güvenlik riski iddialarını reddediyor.

23andMe sözcüsü, söz konusu iddialarla ilgili yaptığı açıklamada "Bütün müşterilerimiz, bilgilerinin ve sonuçlarının gizliliğini sağlamak konusunda azami çaba gösterdiğimiz konusunda emin olmalıdır. Verilerinin laboratuvarlarımızda tutulmasına veya yok edilmesine karar verebilirler. Aynı zamanda, kendileriyle ilgili verileri istedikleri zaman indirebilirler veya hesaplarını kapatabilirler" ifadelerini kullandı.

Ancestry sözcüsü Gina Spatfore da ABC'ye yaptığı açıklamada "Müşterilerimizin gizliliğini korumak Ancestry'nin en yüksek önceliğidir. Ancestry, müşterilerin DNA'larını sigorta şirketleri, işverenler veya üçüncü taraf pazarlamacılarla paylaşmıyor. Aynı zamanda veriler, soy, mahkeme emri veya arama emri gibi geçerli bir yasal işlem gerektirmediği sürece kolluk kuvvetleri ile de paylaşılmayacaktır" dedi.