Naughty Dog, Uncharted 4’ü geliştirirken, stüdyo başrol tasarımcısı Emilia Schatz’ın basit bir planı vardı ve bunu bir oyuncudan ilham alarak yapmıştı. Oyun üzerinde çalışmaya başlamadan önce, Uncharted 2’yi bitirmeye yaklaşan bir oyuncudan geri bildirim alıyorlar ve kendisi oyunun sonundaki etkinlikte tam olarak hangi tuşa basmaları gerektiğini anlayamadığı için bitiremediğini söylüyor. Schatz, bu durumun oyuncular için zorlayıcı bir deneyim olduğu söylüyor. Bu nedenle Last of Us II’de daha kapsamlı bir erişilebilirlik envanteri mevcut. Onur Binay/posta.com.tr
Bu geri bildirimi, stüdyoya erişilebilirlik konusunda daha fazla seçenek eklemeleri konusunda yardımcı olmuştu. Fakat Schatz, Uncharted 4’te de aynı şekilde seyrek erişilebilirlik kaynaklarına sahip olduklarını söylüyor. Oyuncu topluluğun yaptıkları şeyleri sevdiğini ve küçük şeylerle büyük bir başarı elde ettiklerini düşünüyor ve haksız da sayılmaz çünkü o döneme göre oldukça iyiydi aslında.
Last of Us II, Naughty Dog’un bugüne kadar yaptığı en iyi oyun olabilir. Oyun, muhteşem şekilde detaylandırılmış post-apokoliptik bir Seattle’da geçiyor. Oyunun birçok mükemmel yapılmış tarafı var, ancak Naughty Dog’un en çok geliştirmek istediği şeylerden biri daha önce de belirttiğimiz üzere erişilebilirlik. Oyun içindeki dünya da gezerken telefon kullanırmış gibi zoom yapabilir ya da sesli ipuçlarını kullanabilirsiniz.
Emilia, aslında bu seçeneklerin hepsini geliştirirken oyuncuların oyun esnasında bir yerde takılmasını önlemek olduğunu söylüyor. Hangimiz yok yere vakit kaybetmek isteriz ki? Oyunu yada oyuncuları küçümsemek değil tam tersine oyunu oynayan herkesin eşit şekilde deneyim etmesini istiyorlar.
Oyun içindeki ayarlardan yaklaşık 60 farklı erişilebilirlik seçeneğine ulaşabilirsiniz. Bunlardan bazıları, görsel yardımlar, sesli ipuçları ya da savaş anında yapılması gereken şeyleri kapsıyor. Kullanıcı ara yüzünü daha büyük hale getirme ya da renk körü olan kullanıcılar için alt yazıları değiştirmek artık birçok geliştirici tarafından oyunlara ekleniyor.
Seçeneklerden en güzeli belki de oyun içindeki her şeyi size okuyan sesli mekanizma. Ellie’nin günlüğüne aldığı notlara kadar okuyabiliyor. Yeni geliştirilen yüksek kontrast modu, gözlerinde problem olan oyuncular için kurtarıcı görevi görüyor, dünyayı gri bir hale getirip dostlarınızı mavi, düşmanlarınızı ise kırmızı hale getiriyor. DualShock’unuzun touchpad’ni yakınlaştırma için kullanabileceğiniz bir mod da bulunuyor.
Tüm bunların yapılması daha önce de söylediğimiz gibi oyunun daha oynanabilir hale gelmesi içindi. Göz problemi olan oyuncular artık yakınlaştırma özelliği sayesinde televizyonlarına uzaktan da bakabilecek ya da sesli anlatımı kullanabilecek.
Oyunun geliştiricilerinin bu yaptıkları aslında oyunlarının ne kadar büyük bir kitleye hitap etmesini istediklerini anlatıyor. Onların bu yaptıkları hem kendileri hem de diğer geliştiriciler için çok heyecanlı çünkü diğer yapımcılarda artık Naughty Dog’dan ilham alıp erişilebilirlik konusun üzerine gidebilecek.
Oyunun tasarımcılarından Matthew Galant, “Bir oyuncu eğer oyun içerisinde herhangi bir bölümde sonuca erişemezse, bunu kendi tarafımızda başarısızlık olarak hissediyoruz. Çözüm bulmakla yükümlü olan kişi bizleriz ve erişilebilirlik bu oyunları daha iyi bir hale getiriyor” diyor
Açıkçası Naughty Dog oyunculara sadece güzel bir hikaye, iyi grafikler ya da müzik vermek istemiyor, onların bu dünyayı kolayca keşfetmesi ve bunları yaparken eşit şekilde deneyimlemelerini istiyor. Takdir edilmesi gereken bir başarı, günümüzde sadece para kazanmak için oyun yapan stüdyolar umarım bunlardan ders alır ve bu konunun üzerine giderler.
The Last of Us Part II, 19 Haziran tarihinde oyuncularla buluşacak.