NASA'nın bugün fırlatmaya hazırlandığı Atlas V roketi içinde bulunan Perseverance robotu, Kızıl Gezegen'deki tortularda yaşam formu arayacak. Geniş bir plana sahip araştırma, yaşam bulunmasa dahi Mars'ın gizemlerini çözmek için çok yararlı olacak.
Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi NASA'nın bugün Atlas V roketi ile Mars'a yollayacağı Perseverance (Sebat) adlı robot, kurumuş bir krater gölünü inceleyerek, Kızıl Gezegen'de geçmişte hayat olup olmadığını belirlemeye çalışacak. Fakat Mars'ta bir zamanlar gerçekten canlı organizmalar var olduysa, bilim insanları bunu nasıl anlayacak? Projenin bilim danışmanlarından yardımcısı Dr. Ken Williford'la konuştuk.
Mars bugün canlıların yaşayabileceği bir gezegen değil. Çok soğuk olması nedeniyle yüzeydeki sular sıvı olarak kalamıyor ve atmosferin ince olması yüzünden gezegen yüzeyine ulaşan yüksek radyasyon muhtemelen canlı organizmaların gelişimini engelliyor.
Fakat Mars hep böyle değildi. Bundan en az 3,5 milyon yıl önce yüzeyde akarsular vardı. Bunların ve krater ağızlarında oluşturdukları göllerin izi bugün bile görülebiliyor. O dönem karbondioksitli atmosferin daha kalın olması zararlı radyasyonun gezegen yüzeyine etkisini de azaltıyordu.
Su, biyolojinin yani canlıların varlığının en temel ortak özelliklerinden. Dolayısıyla Mars'da bir zamanlar yaşam olması ihtimali var.
1970'lerde Viking misyonları, Mars'dan alınan toprak örneklerinde mikrop benzeri canlıların izleri aranmış ama net sonuçlar elde edilememişti.
2000'lerin başlarında NASA'nın Mars Keşif Araçları'na suyun izini sürme görevi verildi. Opportunity (Fırsat) ve Spirit (Şevk) adlı araçlar gezegen yüzeyinde geçmişte su bulunduğuna ilişkin çok miktarda jeolojik kanıt buldular.
2012 yılında gezegen yüzeyine inen Curiosity (Merak), indiği Gale Krateri'ni bir zamanlar dolduran gölün canlı organizmaların gelişmesine uygun olabileceğini ortaya çıkardı. Curiosity ayrıca canlı organizmaların yapı taşları olan karbon içeren organik moleküller de buldu.
Şimdi Perseverance aracı, yine benzer bir alanda, yaşam izlerini tespit etmek üzere tasarlanan aletler kullanarak incelemeler yapacak.
NASA'nın California, Pasadena'daki Jet Yakıtı Laborautarı'nda konuştuğumuz misyonun danışmanlarından Ken Williford, "Viking'den sonra doğrudan canlı izinin arandığı ilk sefer bu olacak" diyor.
"Viking halen varolan yaşam formlarını, yani Mars'ta hala var olabilecek canlıları arıyordu. Buna karşılık NASA'nın şimdiki yaklaşımı, daha önce yaşamış canlıların izini bulmaya yönelik, çünkü gezegenin çok eski tarihine dair elimizdeki veriler, Mars'ın ilk birkaç milyar yılında yaşama çok daha elverişli olduğuna işaret ediyor:"
Perseverance, bu incelemeleri, yörüngeden bakıldığında geçmiş su izi Gale Krateri'ne göre daha da belirgin olan Jezero Krateri'nde yapacak.
Gezici robot, Mars kayalarını delerek içinden tebeşir büyüklüğünde örnekler alacak. Bunlar yalıtılarak paketlenmiş olarak, gezegen yüzeyine bırakılan kutularda toplanacak.
Daha ileri bir tarihte gönderilecek olan bir başka robot da bu kutulardaki örnekleri toplayarak, analizinin yapılması için Dünya'ya getirecek.
Bütün bu çalışmalar NASA ile Avrupa Uzay Kurumu ESA'nın Mars Örnek Toplama misyonu adıyla yaptığı işbirliği çerçevesinde gerçekleştiriliyor.
Fakat Perseverance, Mars'da bunun dışında bir çok bilimsel çalışma daha yapacak.
Jezero Krateri Mars üzerindeki en belirgin ve en iyi muhafaza olmuş delta örneği. Yani akar suların göle döküldüğü yerlere bıraktığı kaya, kum ve muhtemel organik karbon örneklerinin oluşturduğu kat kat jeolojik yapı net bir şekilde görülebiliyor.
Williford "Batıdan doğru gelen bir nehir kraterin kenarına kadar yanaşıyor, sonra krater gölünün hemen içinde nehir ağzında harika bir delta oluşturuyor. Perseverance'ı bu deltanın hemen önüne indirip orada inceleme yapmayı planlıyoruz" diyor.
İncelenecek deltada nehrin kuzey batıdaki kayalardan kopardığı alüvyonlar var.
Dr Williford, "Bu kumlu tortunun birbirine kaynaşma biçimi çok ilginç. Deltanın oluşması sırasında suyun, getirdiği alüvyonla etkileşiminin tarihini de kayda geçirmiş oluyor. Bu kum taneleri arasında yaşamış olabilecek her türlü canlının potansiyel yaşam alanlarını oluşturuyor. Nehrin üst kısımlarında var olmuş olabilecek her türlü organik maddenin buraya da taşınmış olması lazım" diyor.