Jesse Waits sosyal medya ile ilişkisinin hoşlanmadığı bir şeye dönüştüğünü fark ettiğinde, bunu ifade edecek kelimeyi gayet iyi biliyordu: Bağımlılık.
Cincinnati'de bir tamircide çalışan 39 yaşındaki Waits, uyuşturucu bağımlılığından kurtulma deneyiminin, ona davranışlarını gözden geçirmeyi ve faydası olmayanlardan kurtulmayı öğrettiğini söylüyor.
Geçen yıl başladığı dijital detoks sırasında Facebook, Snapchat ve Twitter'ı kalıcı olarak kapattı ve sonrasında çevrimiçi bağlantıları giderek seyrekleşti. Şu anda sadece ek işini tanıtmak için masaüstünde Instagram kullanıyor. Kendisini daha mutlu hissettiğini ve anı yaşadığını söylüyor. Ancak çevresindeki herkesin bunu anladığı söylenemez. Bazı insanlar ona ‘Vay canına, aferin sana’ diye takılıyor.
Waits, “Bağımlılık hastalıkların en ilginci çünkü sizi bir hastalığınız olmadığına ikna eden bir hastalık, değil mi?” diye soruyor.
Sorsanız pek çok kişi sosyal medyanın tam bir illet olduğunu söyler ama pek azı bu ‘bağımlılıktan’ kurtulabiliyor.
Örneğin Pew Araştırma Merkezi'nin ABD’e gerçekleştirdiği bir araştırmaya göre, yetişkinlerin yüzde 64'ü sosyal medyanın yaşam üzerinde çoğunlukla olumsuz bir etkisi olduğunu söylüyor, öte yandan yüzde 72'si en az bir sosyal medya hesabına sahip.