ABD hükumeti, Trump’ın Huawei’nin Çin hükumetine veri sızdırdığı ve Çin ordusuna hizmet ettiğine işaret etmesinin üzerine Huawei’yi kara listeye almıştı. Alınan ambargo kararı, Çin merkezli teknoloji devinin tedarik zincirinin kırılmasına neden olmuş ve Huawei, özellikle donanım ayağında ‘Kirin’ işlemciler gibi birçok ürünün üretimini durdurmak zorunda kaldığını açıklamıştı. Kasım ayı başında yapılan başkanlık seçimlerinde ise Trump, Joe Biden’a karşı kaybetmiş ve görevi devretmeden kısa bir süre önce Xiaomi ile ilgili de Çin ordusuna hizmet ettiği gerekçesiyle benzer bir ambargo kararı imzalamıştı. Söz konusu kararın, Xiaomi’nin ABD’de yapacağı yatırımları ve tedarik ağını büyük oranda etkileyeceği ifade edilmişti. Bunun üzerine Xiaomi, karara ilişkin itiraz hakkını kullanmış ve konuyu mahkemeye taşımıştı.

Sonrasında Xiaomi, ABD hükumeti tarafından kendisine yönelik alınan ambargo kararına ilişkin açtığı karşı davayı kazandı. Davayı değerlendiren federal mahkemenin, Xiaomi için alınan kara liste kararını hatalı bulduğu ifade edildi. Mahkeme heyetinden çıkan karar nedeniyle, Xiaomi’ye söz konusu ambargo kararı ve kısıtlamaların uygulanamayacağının da altı çizildi.

Xiaomi’nin konu hakkında yaptığı açıklama şu şekilde:

“Xiaomi olarak mahkemenin 12 Mart tarihinde verdiği ABD Savunma Bakanlığı'nın Xiaomi'yi bir Komünist Çin Askeri Şirketi (CCMC) olarak tanımlama uygulamasını durdurma kararını büyük memnuniyetle karşıladık. Mahkeme, verilen ihtiyati tedbir kararına uygun olarak ABD vatandaşlarının Xiaomi'nin menkul kıymetlerini satın almalarına ve sahip oldukları varlıkları elden çıkarmalarına yönelik 13959 sayılı Başkanlık Emri kısıtlamasını tamamen ve derhal yürürlüğe girecek şekilde kaldırdı.

Xiaomi olarak, yalnızca sivil ve ticari kullanıma yönelik tüketici elektroniği ürünleri sunan halka açık, borsada işlem gören ve bağımsız olarak yönetilen bir şirket olduğumuzu yineliyoruz.

Xiaomi'nin Çin ordusuyla bağlantılı bir şirket olarak tanımlanması kararının tamamen keyfi bir uygulama olduğuna inanıyoruz ve yargıç da verdiği kararla bu fikrimize katıldığını gösterdi. Mahkemenin bu tanımlamanın hukuka aykırı olduğunu kabul etmesi ve tanımlamanın kalıcı olarak kaldırılması yönündeki talebimizi sürdüreceğiz.

Genç ve enerjik bir teknoloji şirketi olarak yıllardır akıllı telefonlar ve akıllı TV'ler gibi harika tüketici elektroniği ürünlerini dünyanın dört bir yanındaki tüketicilere adil fiyatlarla sunduk ve sunmaya devam ediyoruz. Yenilikçi teknolojilerle herkesin çok daha iyi bir yaşam sürmesini sağlamak için dünya genelindeki iş ortaklarımızla birlikte çalışmaya devam edeceğiz.”