ABD’ye en çok zarar veren kadın! 11 Eylül’den 10 gün sonra yakalandı
11 Eylül 2001’de dünyanın süper gücü ABD, tarihinin en büyük saldırılarından birini yaşadı. Tüm dünyayı şoke eden saldırıdan 10 gün sonra Ana Montes isimli bir kadın FBI tarafından yakalandı. 11 Eylül saldırılarıyla hiçbir alakası olmadığı açıklanan Montes, pek çok isme göre ABD’ye 11 Eylül’den bile fazla zarar vermişti. 20 yıldan fazla süredir hapiste tutulan Montes ile ilgili yaşanan son gelişmeler ise şoke etti.
Derleyen: Ömer Faruk Ekinci | 1957 yılında Almanya’nın Nuremberg şehrinde görev yapan ABD’li bir babanın kızı olarak dünyaya gelen Ana Belen Montes, İspanya kökenli bir aileye mensuptu.
Büyükbabası önce Porto Riko’ya sonrasında ise ABD’ye göçmüştü. Almanya’da çocukluk yıllarını geçirdikten sonra ABD’ye dönen Montes, lise ve üniversiteyi ABD’de okudu.
KARDEŞLERİNİN YOLUNDAN GİTTİ
Montes’in kardeşleri Tito ve Lucy, genç yaşlarında Federal Soruşturma Bürosu’nda (FBI) çalışmaya başlamıştı. Ağabeyi Tito, FBI için özel ajanlık yaparken Lucy ise çevirmen ve analistlik görevini yerine getiriyordu.
Kardeşlerinin mesleklerinden oldukça etkilenen Montes de 1985 yılında ABD Askeri İstihbarat Teşkilatı’nda (DIA) işe başladı. Montes’in ilk görev bölgesi istihbarat araştırma uzmanı olarak çalıştığı Washington'daki Bolling Hava Kuvvetleri Üssü'ndeydi.
1992'de DIA'nın Olağanüstü Analist Programına seçilen Montes, daha sonra Küba ordusunu incelemek için Küba'ya gitti. Burada da oldukça başarılı performans sergileyen Montes, DIA rütbelerini hızla tırmandı. Sonunda Küba analistleri arasında ilk sıradaki isim haline gelmişti.
İş arkadaşları onu sorumlu ve güvenilir biri olarak görüyordu ama aslında arka planda yaşananlardan kimsenin haberi yoktu.
ÜNİVERSİTE YILLARINDAN BAŞLAYAN ‘İHANET’
Montes 1980’li yıllarda bir üniversite öğrencisiyken Küba istihbarat teşkilatıyla görüşmeye başlamıştı. Kısa sürede Küba yetkilileri tarafından ikna edilen Montes, onların emirlerini takip ediyor ve tüm bilgileri onlara aktarıyordu. Küba’nın isteği ile DIA’ya girerek yüksek rütbelere çıkan Montes, ABD’nin çok kritik askeri istihbaratlarını birer birer Küba’ya aktarıyordu.
DIA Karşı İstihbarat yetkilisi Scott W. Carmichael, El Salvador'da bulunan gizli ABD Ordusu kampının bilgilerini Küba’ya iletenin Montes olduğunu itiraf etti. Carmichael, Montes'in bölgedeki kampın varlığından haberdar olduğunu çünkü kampı 1987'de Farabundo Martí Ulusal Kurtuluş Cephesi'nin (FMLN) Küba destekli gerillaları tarafından saldırıya uğramasından yalnızca birkaç hafta önce ziyaret ettiğini iddia etti.
Montes’in suçları bununla bitmiyordu. 1987’de El Salvador’un El Paraíso bölgesinde hayatını kaybeden ABD askeri Gregory A. Fronius’un ölümünden de o sorumluydu.
BİR GECE GELEN TELEFON ŞÜPHELERİ ÇEKTİ
Carmichael, Montes'in DIA ve diğer ABD istihbarat teşkilatlarına verdiği zararı "son derece ciddi" olarak nitelendirdi ve davasının baş müfettişi olan kendisinden bile saklanan "özel bir erişim programını" tehlikeye attığını belirtti.
Montes, ABD’ye tüm bu zararları vermiş olsa da yakalanması ve hukuk karşısına çıkarılması için uzun yıllar geçmesi gerekiyordu. 1996 yılında bir gece Montes’in telefonu çalmaya başladı. Arayan Pentagon yetkilileriydi. Ona, danışmak istiyorlardı ancak Montes emir verilmeden tüm protokolleri ihlal ederek görevini yerine getirmedi. Bu olay Montes’in üzerine büyük bir soru işareti konulmasına sebep olmuştu.
Aradan 4 yıl geçtikten sonra DIA yetkilisi Carmichael, FBI’ın DIA içerisinde Küba’ya çalışan bir köstebek bulduğunu ve onun kimliğini tespit etmek için çalıştıklarını öğrendi. FBI’a göre şüpheli, belirli bir zamanda Küba'nın Guantanamo Körfezi'ndeki ABD Deniz Üssü'nü ziyaret etmişti. Carmichael, o tarihlerde Gitmo'ya seyahat eden DIA çalışanlarının listesine baktığında, Ana Montes adını buldu.
“KÜBA’NIN KRALİÇESİ” YAKAYI ELE VERDİ
Montes’in ismini gördüğü an her şeyi anladığını söyleyen Carmichael, FBI çalışanlarıyla birlikte Montes’i suçlamak için daha sağlam kanıtlar toplamaya çalıştı. Titizlilikle devam eden çalışmanın ardından Küba’ya çalışan köstebeğin Montes olduğu su götürmez bir gerçek haline gelmişti.
Montes, yakalanana kadar Küba’ya vereceği bilgileri bilgisayarında iz bırakmamak adına çevrimiçi platformlardan değil, hepsini ezberleyip eve gidince de not alarak aktarıyordu. ABD’de ‘Küba’nın Kraliçesi’ lakabı takılan Montes, Fidel Castro’nun da büyük bir hayranıydı.
Arkasındaki gerçeğin hala gizli olduğunu düşünen Montes, 11 Eylül saldırılarından yalnızca 10 gün sonra 21 Eylül’de yetkililer tarafından tutuklandı. Davanın içeriğinin gizliliğinden dolayı detaylar kamuoyuyla paylaşılmazken 2002 yılında gerçekleşen duruşmada Montes için karar çıktı.
“ABD’YE EN ÇOK ZARAR VEREN KADIN”
Montes’in 16 yıl boyunca ABD’nin gizli bilgilerini Küba’ya aktardığı için 25 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Montes’in bilgi aktarmasındaki en önemli sebep ise ne para ne de geleceğini garantiye aldıracak maddi değerlerdi. Montes, bunu yalnızca ideolojik sebeplerden yapmıştı. Montes gençlik yıllarından beri ABD’nin uluslararası politikasını yanlış buluyordu.
Bush yönetimindeki ABD Karşı İstihbarat Başkanı Michelle Van Cleave, Montes’i ABD’ye en çok zarar veren casuslardan biri olduğunu söyleyerek, “Küba hakkında ve Küba'da ve Küba'ya karşı nasıl hareket ettiğimiz hakkında bildiğimiz her şeyi tehlikeye attı” ifadelerini kullandı.
6 Ocak 2023 tarihinde hakkında şartlı tahliye kararı çıkan Montes, yaklaşık 21 yıl sonra serbest bırakıldı. Serbest kalmasına rağmen internet kullanımları dahil sürekli gözetim altında tutulacak Montes’in, hayatı boyunca yabancı ajanlarla görüşmesi ve izinsiz bir şekilde devlet kurumlarında çalışması da yasaklandı.
Günümüzde Porto Riko’da yaşayan Montes, hala ABD’nin Küba’ya karşı uyguladığı ambargoları protesto etmeye devam ediyor.