Afrika’nın ‘Fransa Rüyası’ sona eriyor! Doç. Dr. Gözügüzelli Türkiye’nin bölgedeki en önemli gücüne dikkat çekti
Burkina Faso ve Mali’den sonra 26 Temmuz’da Nijer’de meydana gelen darbenin ardından gözler yeniden Batı Afrika’ya çevrildi. Yüzyıllardır bölgeyi sömüren Fransa, ülke halkları tarafından protesto edilirken yönetime el koyan yeni liderler Batı karşıtı söylemlerini sürdürüyor. Bölgedeki son gelişmelerle ilgili konuşan Doç. Dr. Emete Gözügüzelli, Türkiye’nin bölgedeki en önemli gücüne dikkat çekti.
Ömer Faruk Ekinci | Yaklaşık 400 yıl boyunca Afrika kıtasını fiilen sömüren ve neredeyse son 1 asırdır da yönetimde kendi seçtikleri isimlerle, kurdukları şirketlerle bu sömürgeyi sürdüren Fransa, Kara Kıta’ya tarifi imkansız acılar yaşattı. Afrika ülkelerinde meydana gelen çoğu darbenin ve kanlı iç savaşın arkasındaki isim hep Fransa oldu.
Son yıllarda yaşanan gelişmeler ise Kara Kıta’nın ayağa kalktığını ve üzerlerinde bulunan ‘Fransa zincirlerini’ kırmaya başladıklarını gösteriyor. Darbeler artık Fransa tarafından değil, Fransa’nın Afrika’daki varlıklarına yapılıyor.
26 Temmuz’da Nijer’de meydana gelen darbede Abdourahamane Tchiani liderliğindeki Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı, Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum’u devirmek için başkanlık sarayını ablukaya aldı.
ECOWAS DARBEYİ KINADI
Bu darbe girişimi Afrika Birliği ve Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) tarafından kınanırken Mali ve Burkina Faso’daki darbelerin ardından Nijer’deki girişim de ülkeyi Fransa hegemonyasının sona ermesi olarak görüldü.
Batı Afrika’nın Fransa hegemonyasını kıran ülkeleri olarak görülen Mali ve Burkina Faso’daki darbelerin ardından iki ülke yönetimi de Rusya ile daha yakın ilişkiler kurmaya başladı. Nijer'deki askeri cunta da aynı yöne doğru ilerleyebileceği izlenimini verdi.
FRANSA’NIN ELEKTRİĞİNİN YARISI NİJER’DEN
Batı’nın Nijer’deki endişesi ise yalnızca demokratik sebeplerden dolayı değil. Nijer’de bulunan uranyum kaynakları Fransa'nın elektrik enerjisi ihtiyacının yüzde 50'sini, AB'nin ise yüzde 25'ini karşılıyor.
Afrika’daki son gelişmelerle ilgili Posta.com.tr’ye konuşan Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Milletlerarası Hukuk Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gözügüzelli, ECOWAS’ın tüzüğü ve hukuki statüsü tamamen ekonomik bir entegrasyon sağlamasına yönelik olduğunu söyleyerek, ECOWAS tarafından Nijer’e bir askeri müdahalesinin yasal olmayacağını belirtti.
Bölgedeki olaylarla ilgili BM’nin bizzat önemli bir rol oynadığını söyleyen Doç. Dr. Gözügüzelli, “BM’nin Güvenlik Konseyi’nin kuvvet kullanma yoluna gitme ihtimali bulunuyor ancak bu kuvvet kullanımı için meşru müdafa halinin söz konusu olması gerekir. Böyle bir durum da söz konusu değil” şeklinde konuştu.
ASKERİ MÜDAHALE SÖZ KONUSU DEĞİL
BM’nin Nijer’e askeri müdahalede bulunmak için gerekli hukuksal zemine sahip olmadığını belirten Doç. Dr. Gözügüzelli, ECOWAS ülkelerinin ülkeye operasyon konusunda fikir birliği sağlayamamış olmasını işaret ederek şu ifadeleri kullandı:
ECOWAS ülkeleri içerisinde Nijer, Burkina Faso, Çad gibi ülkeler yer almakta. Bu sebeple Nijer’e operasyona onay çıkması şu an için söz konusu değil.
ABD’nin Nijer’de desteklediği ismin devrik lider Bazum olduğunu söyleyen Doç. Dr. Gözügüzelli, her ABD ve Fransa’nın Bazum ile 5 askeri anlaşma yaptığına dikkat çekti.
Doç. Dr. Gözügüzelli, “ABD şu an Afrika içerisindeki iç çatışmayı teşvik ediyor mu yoksa ABD için kendisi seçilmiş siyasi liderlerle kendi çıkarlarını koruyarak süreci yürütmesi mi önemli? Bu konulara bakmak lazım. Biz daha çok şiddet, insan hakları ihlalleri gibi konularda özellikle Wagner’in Rusya üzerinden Afrika’da çok sert bir yönetim uyguladığını görüyoruz. Aşırı şekilde Batı karşıtlığına sürükleyici dezenformasyonlar da bunların arasında” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE’NİN AFRİKA’DAKİ EN ÖNEMLİ GÜCÜ
Afrika kıtasında Batı ülkeleri ile başta Rusya olmak üzere Doğu ülkeleri arasındaki güç mücadelenin olduğunu söyleyen Doç. Dr. Gözügüzelli, Türkiye’nin son 20 yıldır Afrika üzerinde yumuşak güç stratejisi izlediğini belirtti.
Bu güç stratejisi özellikle insani yardım ve girişimcilik anlamında sürdürülebilir bir dünya düzeni yaratma konusunda tasarlanmak istenmektedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrika halkı tarafından oldukça sevilen bir siyasi kişilik. Dolayısıyla burada Batı karşıtlığı karşısında Türkiye’nin en önemli gücü adil ve hakkaniyete dayalı düzen, ötekileştirme siyasetinden ziyade daha adil bir sistemin kurulması üzerine inşa edilmeye çalışmaktır.
“TÜRKİYE, AFRİKA’YA CESARET VERDİ”
Türkiye’nin BM Genel Sekreterliği’nde yapılan toplantılarda hakkeniyet olmayan bu düzene tepki göstermesinin bir cesaret göstergesi olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Gözügüzelli, Afrika’da pek çok ülkenin Türkiye’nin bu çıkışlarından cesaret aldığını ifade etti.
Doç. Dr. Gözügüzelli, Türkiye’nin Afrika’da neredeyse 54 ülkede büyükelçilik faaliyetleri sürdürdüğünü, THY’nin Afrika’daki ülkelerin büyük bir kısmına uçuş gerçekleştirdiğini söyleyerek, “Türkiye yakın vadede özellikle Afrika içerisinde ortaya çıkan kaotik krizlerin savaş noktasında gelmeden arabuluculuk yoluyla çözülmesi konusunda bir misyon üstlenmesi oldukça mümkündür. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliği bu konuda ön plana çıkabilir” şeklinde konuştu.