Baba oğul aynı kaderi paylaştı! Brandon ve Bruce Lee’nin ölümleri arkasındaki sır perdesi
Dünyaca ünlü baba oğullar arasında belki ilk sıradaki isimlerden biri olan Bruce Lee ve Brandon Lee, zamansız ölümleriyle çok konuşuldu. Henüz 33 yaşında kariyerinin zirvesindeyken hayatını kaybeden Bruce Lee’nin ilk çocuğu olan Brandon ise 28 yaşında hayatının rolünü oynarken dünyaya gözlerini yumdu. Baba-oğulun zamansız ölümlerinin ardındaki karanlık teoriler ortaya atıldı.
Elif Bayram / Posta.com.tr - 1 Şubat 1965 tarihinde ABD’nin California eyaletine bağlı Oakland’da bir bebek dünyaya geldi. Brandon Lee isimli bu bebek, dünyaca ünlü aktör Bruce Lee’nin ilk çocuğundan başkası değildi. Henüz bir dünya markası olmaktan çok uzak olan Bruce Lee, Washington Üniversitesi’nden yeni mezun olmuştu ve Seattle’da dövüş sanatları okulu açmıştı.
Bruce Lee, 1966 yılında oynadığı Kato rolüyle çok ünlenmişti ve ailesiyle birlikte Los Angeles’a taşınmaya karar verdi. Gençlik yıllarını Hong Kong’da geçiren Bruce Lee, ailesinin de bu tecrübeyi edinmesini istiyordu. Bu sebeple kısa bir süre oraya da taşındılar. Ancak Bruce’un dövüş sanatları hocalığı kariyeri ona bambaşka bir yol açacaktı.
BABASINDAN GELEN AĞIRLIK VE BEKLENTİ
Hocası olduğu Sharon Tate, Steve McQueen gibi isimler sayesinde piyasada tanınmaya başlanan Bruce Lee, daha sonra oynadığı filmlerle bir dünya yıldızı haline geldi. 1973 yılının 20 Temmuz’unda Bruce Lee çok genç bir yaşta hayata gözlerini yumdu. 8 yaşında babasız kalan Brandon’ın ise önündeki tek idol tüm dünya tarafından tanınan babasıydı.
Aile acı kaybın ardından Seattle’a geri döndü. Burada gençlik yıllarında sıkıntılı dönemler geçiren Brandon, liseyi bırakarak ilk filmini çekmek üzere Hong Kong’a gitti. Herkes babasının izinden devam ederek dövüş sanatları üzerine yoğunlaşmasını beklediği Brandon, bunlarla hiç ilgilenmiyordu. Babasının aksine o daha dramatik filmlerde oynamak istiyordu.
HAYATININ ROLÜNÜ KAPTI AMA…
İsmini duyurmak için birkaç dövüş filminde oynadıktan sonra yeteneği ile birlikte yapımcıların gözüne girmeyi başaran Brandon, sonunda istediği rolü kapmıştı ancak bu rolün hayatına mal olacağından haberi yoktu.
Brandon Lee’nin hayatını değiştirecek rol, The Crow (Karga) filminin ana karakteri Eric Draven’dı. Cinayete kurban giden bir rock yıldızı olan Draven, ölümden dönerek kendisini ve kız arkadaşını öldürenlerden intikam alıyordu.
Draven karakterinin ölümü, filmindeki gelişmesi için hayati bir rol oynadığından, ölüm sahnesi filmin çekimlerinin sonuna kadar saklandı. Ancak bu sahne, Brandon Lee'nin gerçek hayatında da ölümüne neden oldu.
İLK KEZ DENEMEMİŞLERDİ VE PLANLAR BAMBAŞKAYDI
Sahnenin aslında çok kolay olması bekleniyordu. Yönetmen Alex Proyas, Brandon’ın elinde market torbalarıyla kapıdan geçtiği sırada filmin kötü karakteri tarafından vurularak yere düşmesini planlamıştı. Silah ateşini göstermek için küçük havai fişekler kullanılırken Brandon’ın üzerindeki kan torbaları da patlatılarak vurulmuş efekti verilecekti.
Bu sahne çekimini ilk denemeleri değildi. Silah, gerçekçi mermileri simüle etmek için özel olarak ekip tarafından yapılmıştı ancak daha önceki bir sahne için kullanılmış sahte bir mermiyle doluydu. Lee, çantanın üzerine yerleştirilmiş bir düğmeye basarak patlayıcılardan gelen efektleri tetikleyecekti.
Plana göre, silah havai fişekleri ateşleyecekti ancak silahın içine konulan sahte mermi ateşlendi ve Brandon Lee’nin karnına saplandı. Yere yığılan Brandon Lee hemen hastaneye kaldırıldı. 6 saat süren bir operasyonun ardından kurtarılamayan Brandon, 31 Mart 1993’te saat 13.04’te hayata gözlerini yumdu.
POLİS BİLE ÇÖZEMEDİ, ‘KAZA KURŞUNU’ DEDİ
Polis başlangıçta bu kazaya Lee'nin üzerine yerleştirilen patlayıcılardan kaynaklanan yaraların neden olduğunu düşündü. Polis memuru Michael Overton yaptığı açıklamada, "Diğer oyuncu ateş ettiğinde, patlayıcı şarjı çantada patladı. Bundan sonra ne olduğunu bilmiyoruz" ifadelerini kullandı.
Sektörün tecrübeli isimleri patlayıcıların bu kadar hasar veremeceğini biliyordu. Bu yeni bir teknoloji değildi. Yıllardır sinema sektöründe kullanılıyordu ve Brandon’a bağlanandan çok daha büyük patlayıcı mekanizmaların kimseye hasar verdiği görülmemişti.
Öte yandan Brandon’ın üzerinde mermi girişine benzer bir yara izi de bulunuyordu. Yapılan incelemerin ardından bu ‘nesne’nin Brandon’ın omuriliğini parçaladığı ortaya çıktı. Polis bu olayla ilgili ‘kaza kurşunu’ ifadesini kullandı.
14 milyon dolar bütçeli bu filmin çekimleri, sekiz gün sonra tamamlanacak şekilde planlanmıştı. Başrol oyuncusu Brandon’ın başına gelenlerden sonra ise yönetmen Proyas, hemen çekimleri durdurdu ve Lee'nin yerine geçici bir dublörle aylar sonra devam etti.
Brandon’a silahı doğrultup ateş eden Michael Massee ise yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
Sahneyi çekmeye başlayana kadar silahı tutmam bile gerekmiyordu. Bu daha sonra yönetmenin kararı ile değişti. Yaklaşık 1 yıl kadar her şeyden uzak durdum. New York’a döndüm ve hiçbir şey yapmadım. Çalışmadım bile. Brandon’ın başına gelenler trajik bir kazaydı. Böyle bir şeyin üstesinden nasıl gelinir bilmiyorum.
KENDİ DE BABASI DA ÖLDÜRÜLDÜ İDDİALARI
Polis, Brandon Lee'nin ölümünün kaza olduğu sonucuna varmış olsa da Lee'nin kasıtlı olarak öldürüldüğü yönünde teoriler de ortaya atıldı. Bruce Lee'nin ölümünde de Çin mafyasının olayı organize ettiği benzer söylentiler dolaşmıştı. Ancak bu söylentiler günümüze kadar sadece söylenti olarak kalmaya devam etti.
Brandon’ın hayatına mal olan The Crow filmi, büyük bir ticari başarı elde etti. Bugün kült bir klasik olarak kabul edilen film, Brandon Lee'nin ölümünden iki ay sonra piyasaya sürüldü ve jenerikte ona bir saygı duruşunda bulunuldu.
NAMLUNUN DİĞER UCUNDAKİ VAKA: ALEC BALDWIN
Hollywood’un ünlü ismi Alec Baldwin ise Brandon’ın aksine bu kez silahı tutan tarafta bir kazaya karıştı.
Alec Baldwin, 21 Ekim 2021'de New Mexico'da "Rust" filminin çekimleri sırasında kullandığı silahla 42 yaşındaki görüntü yönetmeni Halyna Hutchins'in ölümüne neden olmuş, aynı olayda 48 yaşındaki yönetmen Joel Souza da omzundan yaralanmıştı.
Olay sonrası verdiği ilk röportajda Baldwin, tabancada gerçek mermi olduğunu bilmediğini, yaşananlardan dolayı derin üzüntü ve pişmanlık duyduğunu, ancak suçluluk hissetmediğini söylemişti.
KURBANIN AİLESİYLE ANLAŞMAYA VARDI
Kazadan sonra soruşturmaya ve davalara konu olan Baldwin, Ekim 2022’de, kendisine ve film şirketine karşı Şubat 2022’de açılan dava üzerinde, Hutchins'in ailesi ile anlaşmaya vardıklarını duyurmuştu.
Söz konusu davada, Baldwin ve Rust Film şirketi, kameraman Hutchins'in ölümüne yol açan kazada dikkatsiz davranışlar ve ucuz maliyet için yeterince nitelikli olmayan personel çalıştırmakla suçlanmıştı.
Baldwin ile aile üyeleri arasında varılan anlaşmanın detayı hakkında bilgi paylaşılmazken, kazada hayatını kaybeden kameramanın eşi Matthew Hutchins, "Baldwin'e veya yapımcılara karşı suçlama veya ayıplamada bulunmaya niyetim yok. Hepimiz Halyna'nın ölümünün korkunç bir kaza olduğuna inanıyoruz" ifadelerini paylaşmıştı.
Filmin çekimleri, olayın ardından askıya alındı ve henüz ne zaman yeniden başlayacağı açıklanmadı. Baldwin ise, olayın şokunu atlatmak için bir süre setten uzak kalacağını ifade etti.
HAPİSTEN SON ANDA KURTULDU
New Mexico’da "kasıtsız adam öldürme" ile suçlanan Baldwin, bu suçun silahla işlenmesi durumunda zorunlu 5 yıl hapisle karşı karşıyaydı.
Şubat ayında toplanan mahkemede savunmasını yapan Baldwin, burada büyük bir zafer elde ederek hapis cezasından kurtuldu.
- Eyüpspor Fenerbahçe maçı muhtemel ilk 11'ler! Kanarya'da hedef 3 puan
- Türkiye Kupası'nda gruplar belli oldu! TFF'den Fenerbahçe açıklaması
- Ali Koç'tan Dursun Özbek'e sert sözler: Tamamen kendi hayal ürünü
- Mourinho'dan Samet Akaydın kararı!
- Galatasaray'da iki isim ile yollar ayrılıyor! Kulübeye mahkum kaldılar