Bir kıtayı sarsan korkunç cinayet! Hiçbir şey aynı devam etmedi
Avustralyalı Anita Cobby'nin hayat hikayesi, 1986 yılında yaşanan korkunç cinayetiyle birlikte gündeme geldi. Ancak, Anita'nın hayatı sadece ölümüyle sınırlı değildi. Anita, genç yaşta hayat dolu ve enerjik bir kadındı. İnsanlarla iletişimi kuvvetliydi ve her zaman pozitif bir enerji yayardı. Genç kızın korkunç sonu ise tüm ülkeyi ayağa kaldırdı ve hiçbir şey eskisi gibi devam etmedi.
Anita Cobby, 2 Kasım 1959'da Avustralya’nın New South Wales bölgesinde dünyaya geldi. Doğuştan gelen bir güzelliği ve zarafetiyle tanınıyordu. İlkokulu bitirdikten sonra, yerel bir lisede eğitimine devam etti. Okulda öğrenciler arasında popülerdi ve herkesin sevdiği bir kişilikti.
Liseden mezun olduktan sonra, Sydney Üniversitesi'nde psikoloji eğitimi almaya karar verdi ancak eğitimini tamamlayamadan, kendisini hayatının geri kalanına adamak istediği bir şey keşfetti: hemşirelik.
HAYATTAKİ EN BÜYÜK TUTKUSU
Anita, sağlık sektöründe kariyer yapmak istiyordu çünkü insanlara yardım etmek istiyordu. Hemşirelik, onun hayatındaki en büyük tutkularından biriydi.
Cobby, 1979 yılında Avustralya'daki güzellik yarışmasında birinci olmuştu. Genç kadın, hemşirelik mesleğinin yanı sıra modellik kariyeri de düşünüyordu.
Eğitimini tamamladıktan sonra, yakın bir hastanede çalışmaya başladı ve hayatındaki en mutlu günlerini yaşadı. İnsanlara yardım etmek, ona büyük bir tatmin sağlıyordu ancak Anita'yı 1986 yılında korkunç bir son bekliyordu.
AVUSTRALYA TARİHİNDE BİR İLK
Anita'nın kaçırılması, tecavüzü ve öldürülmesi, tüm ülkeyi şok etti. O dönemde, Avustralya'da benzer bir cinayet işlenmemişti. Olay, insanların zihinlerinde yer etti ve hala unutulmadı.
İnsanlar, olayın ardından ne yapacaklarını bilemiyorlardı. Cinayet, toplumda büyük bir infial yarattı ve insanlar, nasıl bir yanıt verileceğini merak ediyorlardı.
5 İSİM TUTUKLANDI
Cinayetin ardından, polisler büyük bir soruşturma başlattılar. Günlerce süren araştırmalar sonunda, suçluların kimliği belirlendi. Cobby'nin kaçırılması, tecavüzü ve öldürülmesi suçlamalarıyla tutuklanan beş kişi, Michael Murdoch, John Travers, Leslie Murphy, Michael Murphy ve Gary Murphy, halkın gözünde canavar haline gelmişlerdi. İnsanlar, bu kişilerin en ağır cezayı almasını bekliyorlardı.
Dava, büyük bir ilgiyle takip edildi. Avustralya halkı, adaletin yerini bulmasını istiyordu. Ancak, dava süreci oldukça uzun sürdü ve insanlar, sabırlarının sonuna gelmişlerdi. Davada, beş sanık da suçlarını inkar ettiler. Ancak, deliller karşısında suçlarını kabul etmek zorunda kaldılar.
Dava süreci, altı hafta boyunca sürdü ve sonunda beş sanık da suçlu bulundu. Suçluların cezaları, Avustralya halkı tarafından büyük bir merakla bekleniyordu. 28 Haziran 1987'de, sanıkların cezaları açıklandı. Michael Murdoch'a ömür boyu hapis cezası verildi. Diğer dört sanık ise, 24 yıl hapis cezasına çarptırıldılar.
HALK CEZADAN MEMNUN KALDI AMA…
Bu cezalar, Avustralya halkı tarafından büyük bir sevinçle karşılandı. İnsanlar, adaletin yerini bulduğuna inanıyorlardı. Ancak, Anita Cobby'nin ailesi ve yakınları için acı hala devam ediyordu. Anita'nın annesi Grace Lynch, kızının katillerine karşı her zaman öfkelendi. Kızının katillerinin, hayatlarının geri kalanını cezaevinde geçirmeleri, onun için bir teselli oldu.
Anita Cobby'nin katillerinin cezalandırılması, Avustralya tarihinin en büyük davalardan biriydi. Olay, ülke genelinde büyük bir infial yarattı ve insanların zihinlerinde yer etti. Olayın ardından, ülkede kadınların güvenliği konusunda büyük bir tartışma başladı. İnsanlar, kadınların güvenliği için ne yapılması gerektiğini tartıştılar.
Cobby'nin ölümü, Avustralya halkı için büyük bir ders oldu. İnsanlar, güvenliklerine daha çok dikkat etmeye başladılar. Polis, kadınların güvenliği konusunda daha hassas davrandı. Ülke genelinde, kadınların güvenliğini sağlamak için birçok önlem alındı.