DSÖ, o ilaç hakkındaki kararını geri çekti
Dünya Sağlık Örgütü geçtiğimiz günlerde corona virüs tedavisinde sıtma ilacının kullanımının askıya alınması gerektiğini, mayıs ayında paylaşılan bir çalışma ışığında bu kararı aldığını duyurmuştu. Türkiye'den yapılan açıklamada, "Makalede, 15 Mart’ta Türkiye’den 349 hastanın dahil edildiği yazıyordu. Oysa o tarihte Türkiye’deki Kovid-19 vaka sayısı sadece 18'di. Lancet’in de yayını geri çekmesi gerekir" ifadeleri kullanıldı.
Corona virüs salgınının başladığı tarihten itibaren pek çok tartışmalı karara imza atan Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 22 Mayıs’ta Lancet’te yayınlanan bir araştırmanın sonuçlarına dayanarak Kovid tedavisinde hidroksiklorokin denemesinin askıya alındığını açıklamıştı. Dünyanın en saygın tıp dergilerinden biri olarak bilinen ve 200 yıllık geçmişi olan Lancet’te yayınlanan araştırmada, Kovid hastalarında hidroksiklorokin kullanımının kalp krizine yol açarak ölümlere neden olduğu iddia edilmişti.
Çalışmaya ilk itiraz eden ülkelerden biri Türkiye oldu. Çalışmadaki hasta verilerinin çelişkili olduğunun dikkatlerini çekmesi üzerine itirazda bulunduklarını anlatan İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, Demirören Haber Ajansı'na (DHA) verdiği röportajda, "Makalede, 15 Mart’ta Türkiye’den 349 hastanın dahil edildiği yazıyordu. Oysa o tarihte Türkiye’deki Kovid-19 vaka sayısı sadece 18'di. Lancet’in de yayını geri çekmesi gerekir" dedi.
Makalede sadece Türkiye ve Avustralya değil, Meksika, Afrika, İngiltere, Kanada, hatta ABD’nin hasta verilerinin de hatalı olduğu dikkat çekiyor. Örneğin Avustralya için Lancet çalışmasına dahil edilen 73 Kovid-19 ölüm sayısının, ulusal olarak kaydedilen toplam ölüm sayısını da aştığı belirtiliyor.
Kayıtların, Avustralya'da 21 Nisan'a kadar toplam 67 Kovid-19 ölümü gösterdiği belirtiliyor. 6 kıtadan 671 hastane tarafından izlenen 96 bin 32 hastanın verilerine dayandırılan makaleye, bilim dünyasından itiraz mektupları yağdı. Çünkü kullanılan hasta verilerinin doğru olmadığı ortaya çıktı. 28 Mayıs'ta, dünyanın dört bir yanındaki araştırma kurumlarından 180'den fazla imzacı, dergiye açık bir mektup göndererek çalışmada kullanılan veriler ve analizleriyle ilgili birçok soru işaretini dile getirdi. Türkiye’den ise İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, Dr. Alpay Medetalioğlu ve Dr. Kasımcan Meral imzası ile kaleme alınan açık mektup ile verilerin gerçeği yansıtmadığı belirtildi. Demirören Haber Ajansı’na konuşan İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tükek, “15 Mart’ta 349 hasta dahil edildiğini yazmışlar, o tarihte Kovid-19 hasta sayısı sadece 18’di. Aynı şekilde pek çok kıtadaki ülke verilerinin de gerçeği yansıtmadığı ortaya çıktı” dedi.
Türkiye'den itiraz
Prof. Dr. Tükek, “Bizim açık uyarımızdan sonra Avustralya ve İngiltere’den de benzer itirazlar olduğunu gördük. Oralardan kullanılan bazı hasta verilerinin de gerçeği yansıtmadığı ortaya çıktı. Tüm bunlar makaleyi geri çektirecek güçte itirazlar” diye konuştu. Öte yandan Sağlık Bakanı Dr. Fahretttin Koca da ilaçla ilgili tartışmalar üzerine, Çarşamba günkü basın toplantısında, Türkiye’deki uygulamalarda ilacın Kovid hastalarında çok olumlu etkilerinin gözlendiğini, tedavi protokolünden çıkarılmayacağını açıkladı.
İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tükek, Lancet’teki makalenin sıtma ilacı ile özellikle bazı antibiyotik ilaçlar kombine verildiğinde ölümcül olabileceği iddiasını değerlendirerek “DSÖ bu makaleden sonra çalışmaları durdurma kararı aldı. Ona istinaden de birçok ülkede bu ilacı bırakan ve tedaviden uzaklaştıran görüşler ortaya çıktı. İngiltere'deki Oxford Üniversitesi’nden bir grup, geçtiğimiz hafta bir hidroksiklorokin’le ilgili bir çalışma için bizimle irtibata geçti. Biz de onlara bu makalenin sorunlu olduğunu, özellikle Türkiye’ye dair verilerin doğru olmadığını ilettik. Gerçekten baktığınız zaman alt analizlere, Türkiye’den Mart’ın 15’ine kadar 349 hastanın bu çalışmada yer aldığı belirtiliyor. o tarihte 18 hastamız var, bu sayıyı nereden uydurdular? Bunun üzerine biz de bir itiraz metni kaleme alarak durumu sorguladık. Oxford grubu da bununla çok yakınen ilgilendi. Dergi ve makale yazarlarına yönelik yayınladıkları açık mektupta bizim itirazımızı da dile getirdiler” dedi.