Göçmen işçileri ‘ucube' diyerek katletti… Korkunç detayları 30 yıl sonra anlattı!
Çocuk sayılabilecek bir yaşta Meksika’dan ABD’ye kaçan Juan Corona, burada çalışırken başına gelen sel felaketinin ardından aklını kaçıracak raddeye geldi. Elektroşok ile tedavi edilen Juan, yeni hayatına başlamasının ardından kendi içinde bir şeylerin eksik olduğunu fark etti ve çeşitli vahşetlere imza attı. Kan donduran detaylar ise 30 yıl sonra ortaya çıktı.
Derleyen: Ömer Faruk Ekinci | 1934 yılında Meksika’da dünyaya gelen Juan Vallejo Corona, çocukluğunu doğduğu ülkede geçirdikten sonra 16 yaşındayken ABD’ye kaçma kararı aldı. 3 ay boyunca California’da bir çiftlikte çalışan Corona, tarladan kavun ve havuç topladı. Daha sonra ise Sacramento Vadisi’ne gitti.
Juan’dan yıllar önce 1944’te ABD’ye kaçan üvey kardeşi Natividad Corona, Juan’ı kendi oturduğu Yuba City’nin yakınlarına taşınmaya ikna etti. Burada bir çiftlikte çalışan Juan Corona, ilk eşi olan Gabriella Hermosillo ile bu çiftlikte tanıştı. Her şeyin yolunda gittiğini düşürken Juan için asıl zorluklar yeni başlıyordu.
SELDE ÖLEN YAKINLARINI GÖRMEYE BAŞLADI
1955 yılında meydana gelen sel felaketi, Juan ve ailesinin yaşadığı Sutter ilçesini yok ederek onlarca kişinin ölmesine sebep oldu. Juan Corona, sürekli olarak etrafının selde ölenlerin hayaletleriyle çevrili olduğunu düşünmeye başladı.
Dahası ise Corona’nın ailesi, bu felaketten sonra Juan’ın git gide vahşileşmeye başladığını söylemeye başladı. O kadar ki bazı zamanlar Juan’ı sakinleştirmek için onu iple bağlamaları gerekiyordu.
1956 yılında Juan’ın erkek kardeşi onu bir akıl hastanesine kaldırmaya karar verdi. Burada ‘şizofrenik tepkiler ve paranoya’ tanısı konan Juan, 23 elektroşok tedavisi ile iyileştirilmeye çalışıldı. 3 ay süren tedavinin ardından doktorlar Juan’ın iyileştiğini söyleyerek onu serbest bıraktı.
Tedavisini tamamlayan Juan, buradan çıktıktan sonra hemen Meksika’ya geri gönderildi ancak Juan kısa süre içinde yeşil kart alarak California’ya dönmeyi başardı. Yeni bir başlangıç için hazırdı.
YENİ EVLİLİK, YENİ İŞ, YENİ HAYAT
İş konusunda oldukça sıkı bir çalışan olarak tanınan Juan, kısa süre içinde işçi müteahhidi olmayı başardı. Juan’ın ilk evliliği sona ermişti ancak 1960 yılında ikinci eşi Gloria ile evlendi ve bu evlilikten 4 kızı oldu. Ufak sinirlenmeler ve yer yer gelen şizofreni atakları haricinde Juan’ın hayatı oldukça stabil hale gelmişti ancak bu huzurlu ortam çok uzun sürmeyecekti.
1970 yılının mart ayında Juan bir kez daha şizofreni sebebiyle hastaneye kaldırıldı. Bunun yanı sıra Juan’ın işi de tarımın mekanik hale gelmesinden dolayı kötü gidiyordu. Şirketi için yaptığı başvurular reddedilince Juan iyine kontrolü kaybederek sinir krizlerine girmeye başladı.
Aynı yıl polis ekipleri Juan’ın yaşadığı bölgedeki vadide 25 farklı ceset buldu. Cesetler ayrı ayrı parçalanmış ve farklı çukurlara gömülmüştü. Bu cesetlerden çıkan kanıtların hepsi tek bir ismi işaret ediyordu: Juan Corona.
Juan Corona, yerel çiftçilere işçi bulması için sözleşmeler imzalamıştı. Bunun yerine ise kendine kurbanlar buluyordu.
İLK CESET 19 MAYIS’TA BULUNDU
1971 yılının şubat ve mayıs ayları arasında Juan, çok sayıda göçmen işçiyi işe alarak katletti. Juan’ın suçları ise aynı yılın 19 Mayıs’ında ortaya çıktı. Bir çiftçi, şeftali bahçesinde yeni kazılmış bir çukur görünce birilerinin buraya bir şeyler gizlemek istediğini anladı. Hemen polisi arayan çiftçi, ekiplerin gelmesiyle buradaki çukurun sığ kazılmış bir mezar olduğunu anladı.
Bulunan ceset 40 yaşında bir evsiz olan Kenneth Whitacre’ye aitti. Polis ekipleri kısa süre içerisinde bu tarım bahçelerinde çok sayıda sığ mezarlar buldu. Bunların büyük bir kısmı da Juan Corona’nın işe aldığı işçilerdi.
Birkaç hafta içerisinde bulunan ceset sayısı 25’e ulaşmıştı. Kurbanların çoğu bir palayla öldürülmüştü ve hepsinin kafasında bir yara izi bulunuyordu. Bulunan cesetlerin üzerindeki fatura ve belgelerde Juan Corona’nın adı yazıyordu. Tüm bu delillerle Juan’ın evine giden polis ekipleri, evde yaptıkları aramada üzerinde kan lekeleri bulunan bir pala, çukur kazmak için bir kürek, bir silah ve ölen kurbanlardan 8 tanesinin adının yazdığı bir defter buldu.
‘PALALI KATİL’İN ZORLU DURUŞMASI
Hemen tutuklanan Juan Corona, ilk cesedin bulunmasından tam 1 hafta sonra polis ekiplerine yakalanmıştı. Olaya yoğun ilgi gösteren basın Juan’a ‘Palalı Katil’ ismini taktı. Bununla birlikte, çok sayıda kanıt olmasına rağmen, Juan’ın davası oldukça dağınık şekilde geçti.
Juan’ın ilk duruşması 1972 yılının eylül ayında gerçekleşti. Duruşma günü Juan’ın kız kardeşlerinden biri adliyenin önüne yatarak girişi engelledi ve bu nedenle daha sonra tutuklandı. Bu olay Juan’ın duruşmasının nasıl geçeceğine bir işaretti.
İlerleyen süreçte savcılık, delilleri yanlış teslim etti. Yapılan otopsiler gecikti. Tüm bunlar yaşanırken Juan ise zihinsel rahatsızlıklar yaşadığını söyleyerek savunma vermeyi reddediyordu. Bu karışıklıklar ışığında 1973 yılının ocak ayında davada karar açıklandı ve Juan hapse gönderildi.
KORKUNÇ CİNAYETLERİ 30 YIL SONRA İTİRAF ETTİ
Art arda 25 ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Juan, California’nın yalnızca birkaç ay önce idamın kaldırmasından dolayı ölüm cezasından kurtulmuştu. Hapiste kısa bir süre geçirdikten sonra saldırıya uğrayan Juan Corona, 32 yerinden bıçaklanarak başka bir mahkumun saldırısı sonucu bir gözünü kaybetti ve eşi ondan boşandı.
Hapiste geçirdiği yılların ardından 2011 yılında ilk kez işlediği cinayetleri itiraf eden Juan Corona, kurbanlarını göçmen oldukları için ‘ucubeler’ olarak nitelendiriyordu. Pişman olup olmadığı sorusuna cevap vermekten çekinen Juan, “Ben de gittim ve palayı aldım ve sonrasında ise tüm o insanları tek tek öldürmem gerektiğinde öldürmeye başladım” ifadelerini kullandı.
4 Mart 2019’da doğal sebeplerle hapishanede hayatını kaybeden Juan Corona, 85 yaşına kadar yaşadı.