Hapiste bile gizlenebilen 'Bukalemun Katil'in sırrı! Polis gerçek kimliğini bulamadı
ABD'de şehir şehir gezip farklı kimlikler kullanarak dehşet saçtı. Polislerin bile yakalayıp hapse attıkları seri katilin gerçekte kim olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu. 'Bukalemun Katili' hakkındaki gerçek yıllar sonra ortaya çıktı.
Derleyen: Ömer Faruk Ekinci / Posta.com.tr | 1943 yılında ABD'nin Colorado eyaletinde dünyaya gelen Terry Peder Rasmussen, hayatının büyük bir kısmını Arizona eyaletinde bulunan Phoenix şehrinde geçirdi. Buradan sonra Hawaii'ye taşınan Rasmussen, 1968 yılında burada evlendi ve tekrar Arizona'ya döndü.
1970 yılında elektrisyen olmaya hak kazanan Rasmussen, 1972 yılına geldiğinde 4 çocuk sahibi olmuştu. İş sebebiyle birkaç şehir gezdikten sonra aile yeniden Phoenix'e yerleşmeye karar verdi. Rasmussen'in gerçek yüzü tam da bundan sonra kendini göstermeye başlayacaktı.
'BOB EVANS'IN SEVGİLİSİ ORTADAN KAYBOLDU
1970'li yılların başında Rasmussen Arizona eyaletinde gözaltına alınmıştı. 1975 yılının Haziran ayında ise yine gözaltına alınan Rasmussen'in suçu ise ağırlaştırılmış saldırıydı. Rasmussen'in eşi bu yaşananlara daha fazla dayanamadı ve çocuklarını alarak onu terk etti. Ailesini kaybeden Rasmussen, başka bir şehire taşınarak 'Bob Evans' sahte ismini kullanmaya başladı.
New Hampshire'da yaşayan Denise Beaudin, yalnız bir anneydi ve parasal sıkıntılar yaşıyordu. 1981 yılının Kasım ayında erkek arkadaşı Bob Evans ve 6 aylık kızı ile birlikte annesinin evine yemeğe gitti. Burada geçirdikleri günden sonra Denise ve kızı ortadan kaybolmuştu.
Genç kızın annesi, kızının borçları sebebiyle bir süre ortadan kaybolması gerektiğini düşünmüştü ama onları bir daha göremeyecekti. Denise, o günden sonra canlı veya cansız hiç kimse tarafından görülmedi. Yetkililer Rasmussen'in genç kadını şehir dışına götürerek oraya öldürdüğünü düşünüyordu ancak bunu kanıtlayacak delilleri yoktu.
PARMAK İZİ GERÇEĞİN BİR KISMINI AYDINLATTI
1986 yılının Ocak ayında ise California'da tamirci olarak işe başlayan Gordon Jensen, 5 yaşındaki kızı Lisa ile birlikte yaşıyordu. Hiç kimse sözde Gordon olan bu kişinin aslında Terry Rasmussen olduğunu bilmiyordu. Haziran ayında Lisa'yı yaşlı bir çifte evlatlık vermek isteyen Rasmussen, küçük kızı buraya bıraktıktan sonra ortadan kayboldu. Yaşlı çift ise küçük kızı devlet korumasına bıraktı.
Rasmussen, bu olaydan 1 yıl önce alkollü araç kullanmaktan gözaltına alınmıştı. Rasmussen'in burada kullandığı isim ise 'Curtis Mayo Kimball'dı. Çocuk terk etme suçundan dolayı parmak izi alınan Gordon Jensen'ın aslında Curtis Mayo Kimball olduğu ortaya çıktı.
California'da yaşanan bu olayın üzerinden 3 yıl geçtikten sonra Rasmussen çocuk terk etme suçundan tutuklandı ve 3 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bir yıl boyunca hapishanede kalan Rasmussen, daha sonra şartlı tahliye ile serbest bırakıldı.
Hapisten çıktıktan sonra yaklaşık 8 yıl boyunca ortadan kaybolan Rasmussen 1998 yılında ehliyetsiz araba kullanırken yakalandı. Ancak burada da Larry Vanner ismini kullanan Rasmussen, şartlı tahliyesini bozmaktan kurtuldu.
CESET DOLU PETROL VARİLLERİ
1985 yılında Bear Brook parkında avlanmaya gelen iki erkek kardeş, yan yatmış bir petrol varili gördü. Varilin içerisinden dışarı doğru bir ayak kemiği çıkmıştı. Dehşete düşen kardeşler, hemen polise haber verdi. Polis ekipleri yaptıkları araştırma sonucu varilin içerisinde 23-33 yaşları arasında bir kadın ve 11 yaşındaki bir kız çocuğunun kemikleri olduğunu öğrendi.
Polis herhangi bir ipucu bulamadığı için bu cesetlerin gizemi 2000 yılına kadar çözülemedi. 2000 yılında bir yetkili, cesetlerin bulunduğu varillere bakmak üzere oraya gitti Şaşırtıcı bir şekilde yine aynı varilden dışarı çıkmış insan bacakları gördü. 1985'te bulunan varilden yaklaşık 250 metre uzaklıktaki bu varilin içerisinden de 2 küçük kızın cansız bedenlerine ulaşıldı. Plastik çarşafa sarılmış bebek yaştaki çocukların darbeye bağlı ağır travma sonucu öldükleri ortaya çıktı.
Yapılan DNA testlerinde 1985'te bulunan kadının bulunan iki çocuğun annesi olduğu belirlendi. Yalnıca ortanca çocuk ondan değildi. Olayın üzerine bir sanatçı, hayatını kaybeden bu ailenin portrelerini çizdi. Bu tabloya ise 'Allenstown Dörtlüsü' ismi verildi.
JUN'UN CİNAYETİ VE YAKALANMASI
Tüm bunlar yaşanırken Rasmussen ise California'da Larry Vanner ismini kullanarak genç bir eczacı olan Eunsoon Jun ile bir ilişki içerisindeydi. 2002 yılının Haziran'ında Jun ortadan kayboldu ve polis, Rasmussen'i sorguya çekti. Jun'un ailesi ve arkadaşlarının gözünde en büyük şüpheli oydu. Genç kızı çok kez bu ilişki hakkında uyarmışlardı ancak onları dinlememişti.ö
Sorgu esnasında parmak izi alınan Rasmussen'in sonuçları, Curtis Mayo Kimball ile örtüşüyordu. Kimball geçmişte bozduğu şartlı tahliyesi sebebiyle aranıyordu.
Polis ekipleri Jun'un evinde ve garajında yaptıkları incelemelerin ardından 2002 yılının Kasım ayında Rasmussen'i Jun'un cinayeti ve şartlı tahliye bozmaktan tutukladı. 15 yıl hapis cezasına çarptırılan Rasmussen, bu cezaları Kimball kimliği ile almıştı.
POLİS FARKINA VARAMADI
Öte yandan polis, ellerinde bir seri katil olduğunun farkında bile değildi. Allenstown petrol varillerinde bulunan cesetlerin üzerindeki sır perdesi kalkarken bu durum değişmek üzereydi.
Rasmussen'in DNA'sı, 1986'da terk ettiği kızıyla karşılaştırıldı. Sonuçlar onun biyolojik babası olmadığını gösterdi ve yetkililer kızı kaçırdığını düşünmeye başladı. Rasmussen ise kızın kim olduğunu söylemiyordu. Bu kız, Rasmussen'in Bob Evans kimliği ile öldürdüğü Denise'in kızıydı.
VARİLDEKİ KENDİ KIZI ÇIKTI
İlerleyen yıllarda yapılan DNA testlerinde, hapisteki Kimball'ın 2000 yılında varilde bulunan ortanca çocuğun babası olduğu ortaya çıktı. Ancak 'Allenstown Dörtlüsü'nün gerçek kimliği hala belli değildi.
Yıllar süren araştırmaların sonucunda bu cesetlerin sahiplerinin Marlyse Honeychurch ve onun kızları Marie Vaughn ve Sarah McWaters olduğu ortaya çıktı. Ancak Rasmussen'in çocuğu olduğu belirlenen bebeğin kimliği hala bilinmiyor.
'BUKALEMUN KATİL' GERÇEĞİ
Sürekli kimlik değiştirmesi ve farklı isimlerle farklı suçlar işlediği için 'Bukalemun Katil' lakabını alan Rasmussen, 2010 yılında Kimball kimliği ile hapishanede öldü. Rasmussen, işlediği cinayetlerin suçlarını hiçbir zaman çekmedi.
Rasmussen'in 2010 yılında ölmesine rağmen, yetkililer Bukalemun Katil'in daha ortaya çıkarılamamış onlarca cinayet işlediğini düşünüyor.