İngiliz uzmanlar Türkiye'deki yıkıcı depremi değerlendirdi: 'Günlerce devam edecek'
Tüm Türkiye'yi yasa boğan deprem felaketinde kurtarma çalışmaları devam ediyor. Dünya basınının manşetlerden yer verdiği Kahramanmaraş'taki depremlerde birçok ülke yardım için seferber oldu. Deprem fırtınasını değerlendiren İngiliz uzmanlardan ise ürkütücü bir uyarı geldi.
Posta.com.tr | Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde saat 04.17'de meydana gelen 7.7 büyüklüğündeki deprem, daha önce görülmemiş geniş bir coğrafyada yıkıma neden oldu. Doğu Anadolu Fayı, Malatya'dan Antakya'ya kadar 300 km'lik bir hat boyunca kırıldı. Sarsıntılar, Suriye, Irak. Lübnan, Ürdün ve Mısır'da da hissedildi. İtalyan yetkililer ise tsunami uyarısı yaptı ancak ilerleyen saatlerde uyarıyı geri çekti.
İlk depremi, en büyüğü 6.6 olmak üzere 145 artçı sarsıntı izledi. Depremin şoku henüz devam ederken öğleden sonra 13.24’te Elbistan merkezli 7.6 büyüklüğünde ikinci bir deprem daha meydana geldi. Ankara ve Samsun'da hissedilen ikinci depremde, ilk depremde hasar almış binalar tamamen yıkıldı. Deprem nedeniyle tüm Türkiye'de 7 gün süreyle milli yas ilan edildi.
Danimarka ve Grönland Jeoloji Araştırma merkezi ülkemizde yaşanan büyük depremlerin Grönland'da bile hissedildiğini söyledi. Sismolog Tine Larsen AFP'ye verdiği demeçte, "Türkiye'deki büyük depremler, Danimarka ve Grönland'daki sismograflarda açıkça kaydedildi" dedi.
Büyüklüğü 7'den fazla olan depremlerin her yıl dünya çapında 20'den az görüldüğü ifade ediliyor. The Open University'denin Gezegen Yerbilimleri Profesörü Dr. David Rothery, Türkiye'deki depremlerin 'nadir' görüldüğünü söyleyerek "Yüzeyde hissedilen sarsıntı, daha derin bir depremde daha şiddetli olacaktır. Sonraki artçı şokların çoğu, kaynağında daha hafif olmasına rağmen daha sığ yüzeyde meydana geldi" dedi.
DEPREM NEDEN OLDU?
Türkiye, üç farklı tektonik levhayla çevrelenmiş büyük fay hatları üzerinde yer alıyor. Bu nedenle ülkemizde depremler sıklıkla görülüyor.
MailOnline'a konuşan Bristol Üniversitesi'nin Deprem Mühendisliği bölümü profesörü Dr. Anastasios Sextos "Burası üç tektonik plakanın kesişme noktasına yakın olduğu için yüksek bir sismisiteye sahip. Halep ve Gazientep bölgesi, tarihi boyunca birçok yıkıcı deprem yaşadı. Yaklaşık iki yüzyıl önce benzer büyüklükte bir olay meydana geldi" dedi.
Türkiye'nin kara kütlesinin çoğunluğu, üç büyük levha arasında kalan Anadolu Levhası üzerinde bulunuyor. Ülkemizin kuzeyinde Avrasya Levhası, güneyinde Afrika Levhası ve doğusunda Arap Levhası yer alıyor. Levhalar, iki büyük fay hattı olan Doğu Anadolu ve Kuzey Anadolu faylarını oluşturuyor. Arap levhasının kuzeydeki Avrasya levhasını itmesi ve Anadolu levhanın Ege denizine doğru hareket etmesi, depremleri meydana getiriyor. Pazarcık ve Elbistan'da yaşanan depremler 600 kilometre uzunluğundaki Doğu Anadolu Fay Hattı üzerinde meydana geldi.
İngiliz Jeolojik Araştırma Kurumu'ndan Dr. Roger Musson "Deprem, Doğu Anadolu Fayı'nın güneybatı ucunda, yaklaşık 18 km derinlikte meydana geldi ve kuzey doğuya yayılarak ağır hasara neden oldu. Artçı sarsıntılar ana depremden sadece 11 dakika sonra başladı ve devam etti" dedi.
Pazarcık'taki ilk depremin, 26 Aralık 1939'da Erzincan ve Kelkit Nehri yakınlarında meydana gelen ve 32.700 kişinin hayatını kaybettiği 7.8 büyüklüğündeki depremden beri yaşanan en büyük deprem olduğu düşünülüyor.
O zamandan beri ülkemizdeki depremler Kuzey Anadolu fay hattı boyunca geziyor. Çünkü her deprem stresi, batıdaki bir başka bölgeye aktarılıyor. Bu fay hattı yılda yaklaşık 18 mm. kayma oranına sahipken Doğu Anadolu fay hattı yılda 6 ila 10 mm. arasında hareket ediyor.
Dr. Rothery, "Fay hatlarındaki sürtünmeler nedeniyle levha hareketi düzgün değil. Birikmiş gerilimin üstesinden gelecek kadar güçlü olana ve ani bir sarsıntıyla birbirinin yanından geçene kadar yıllarca gerilim oluşabilir. Bu durumda, yüzeydeki sarsıntının şiddeti binaların çökmesine neden olacak kadar güçlüydü. Engebeli arazide de heyelan olmuş olabilir" dedi.
"GÜNLERCE DEVAM EDECEK, YARDIM ÇABALARINI ENGELLEYECEK"
Günlerce devam edebilen ve çoğunlukla enerjisi azalan artçı sarsıntılar, önceki depremlerde hasar gören yapıların yıkılma riskini artıyor. Bu da arama ve kurtarma çabalarını tehlikeli hale getiriyor.
Yer Bilimleri Profesörü Dr. Bill McGuire, "Depremden etkilenen semtlerdeki binaların çoğu bu düzeydeki güçlü bir sarsıntıyla başa çıkabilecek şekilde tasarlanmamış. Suriye'deki birçok yapı zaten yıllardır süren savaş nedeniyle zayıflamıştı. Ne yazık ki ölü sayısının büyük ölçüde artmasını bekliyorum. Ana depremin hemen ardından düzinelerce önemli artçı sarsıntı oldu ve bunlar günlerce devam ederek kurtarma ve yardım çabalarını engelleyecek. Ayrıca zaten hasar görmüş binaların çökmesine neden olacak" dedi.
DEPREM TEKRAR OLACAK MI?
Dr. Anastasios Sextos, "Yüksek büyüklükleri nedeniyle, bu tür depremler yakındaki faylarda ek olayları tetikleyebilir. Önümüzdeki yıl içinde Güney Doğu Avrupa veya Orta Doğu'da bir deprem beklenebilir" dedi.