Giriş
Siyaset bilimi ve psikoloji okuyan Michael P. Murphy'nin hayatı, deniz komandosu olunca tamamen değişti. Gittiği Afganistan görevinde ekibini kurtarmak için yaptığı kahramanlık filmlere konu olan genç adamın hazin ölümü karşısında 17 yıl sonra bir gelişme yaşandı. Murphy'nin anısı için için adeta tüm şehir seferber oldu.
Derleyen: Mine Bozkurt / Posta.com.tr 2000 yılında Pensilvanya Eyalet Üniversitesi’nden siyaset bilimi ve psikolojiden çift anadal yaparak mezun olan Long Island yerlisi Michael P. Murphy, tüm bu eğitim serüveninin ardından bir de hukuk fakültesine gitmeyi düşünüyordu. Ancak çocukluk hayali olan komandoluk yolunda ilerlemeye başlaması, ailesini şaşkına çevirdi. 11 Eylül 2001’de gerçekleşen terör saldırısı ise Murphy’nin hayatında bir dönüm noktası olacaktı…
Michael P. Murphy
Askeri kariyerinde hızla ilerleyen Murphy, 11 Eylül saldırısının üzerinden 4 yıl geçtikten sonra, dördüncü görevini tamamlamak üzere askerliğini sürdürüyordu. Aynı yılın kasım ayında ise kız arkadaşı Heather ile evlenmeye hazırlanıyordu. Ancak 28 Haziran 2005'te her şey değişti. Murphy, komando arkadaşları Matthew G. Axelson, Danny Dietz ve Marcus Luttrell ile birlikte Afganistan'ın tehlikeli bölgelerine konuşlandırıldı ve savaş patlak verdi.
EKİBİ İÇİN KENDİNİ FEDA ETTİ
Ekip Afganistan’da düşman tarafından pusuya düşürüldü ve çıkış yolları yoktu. Tek yol destek çağırmaktı ancak telsiz iletişimleri de yoktu.
Operasyonun sabahında Teğmen Michael Patrick Murphy, bir El Kaide liderinin bulunduğu haberini aldı. Ardından Marcus Luttrell’e haber vererek ekibi toplamasını istedi:
“İşte bu, Marcus, gidiyoruz. Git adamları hazırla."
Dört kişilik ekip, sırt çantalarında sekiz adet otuzlu mermi şarjörü, el bombası, dört günlük yiyecek ve su, çeşitli iletişim ve kamera ekipmanlarıyla M4 tüfeklerini alıp özel harekat helikopterine bindiler. Gece karanlığında Afganistan’a doğru yola çıktılar.
Düşmana kendilerini açık etmemek için helikopter şaşırtmalı uçuşlar yaptı ve en sonunda ekibi iniş bölgesine nakletmeyi başardı. Ekip tamamen gözden uzakta ve karanlığın içinde ilerlemeye başladı. Engebeli arazide 7 saat boyunca yürüyen ekip, kendilerine gizlenmek için uygun pozisyon belirlemeye çalıştı.
Hedeflerinin bulunduğu köyü gözetlemek için yer ararken keçi çobanları tarafından görüldüler. Siviller konusunda karargahla iletişim kurmaya çalıştılar ancak yapamadılar. Keçi çobanlarının Taliban’a haber vereceğini düşünen ekip onları serbest bırakıp hızla uzaklaşmaya karar verdi.
Ardından gizlenip uygun bir savunma pozisyonu buldular. Ancak araziyi avuçlarının içi gibi bilen 200 kadar düşman tarafından fark edildiler ve çatışma başladı…
Kısa sürede düşman tarafından kuşatılan ekip kaçmak için uçurumdan geçmeye karar verdi. Uçurumdan atlarken Murphy, midesinden vuruldu ve ciddi şekilde kan kaybediyordu. Lurtrell o anları şu sözlerle anlatıyor:
“Mike yarasını görmezden geliyor ve bir komandonun yapması gerektiği gibi tavizsiz, kararlı ve profesyonel bir şekilde savaşıyordu."
Murphy ve Luttrell, en son düşen ve vurulan Danny'yi kurtardıktan sonra atış pozisyonu aldılar. Danny, boğazı da dahil olmak üzere birkaç yerinden vurulmuş, ancak savaşmaya devam ediyordu.
Murphy, adamlarını ilerideki köye götürmek istedi ve diğer uçurumdan da inmelerini emretti. Yaklaşık 40 dakikadır savaşan ekipte Danny bir kez daha boğazından vuruldu. Axe ise göğsünden vurulmuş ve hareket edemiyordu. Danny son olarak başından da vurularak hayatını kaybetti.
Murphy, Danny'nin cesedini almak için geri dönmeye çalıştı ancak başaramadı. Düşmandan kaçmak için bir diğer uçurumdan daha düştüler. Bu sırada Murphy göğsünden vuruldu, Axe ise başından vurularak hayatını kaybetti.
Ekip, konumları ortaya çıktığı için son olarak kullanması gereken cep telefonuna sarıldı. Murphy, bir kayanın üzerine çıkarak telefonu açtı ve karargahla iletişime geçti:
“Ateş altındayız… Ayrılıyoruz… Adamlarım burada ölüyor… Yardıma ihtiyacımız var.”
Tam o sırada sırtından vuruldu ve son sözleri ‘Anlaşıldı efendim, teşekkürler’ oldu. Murphy’e 4 Taliban üyesi yaklaştı ve birkaç el ateş ederek onu öldürdüler.
Ordudan gelen yardım helikopteri, bölgedeki düşmanlara ateş açarak Luttrell’i kurtardı.
Luttrell, o gün diğer komandoların hayatlarını kurtarmak için inatla savaşan ve kendilerini feda eden dört kişilik ekipten hayatta kalan tek
kişiydi.
Murphy’nin arkadaşı Marcus Luttrell hayata kalmasaydı kahramanın hikayesi hiçbir zaman bilinemeyecekti.
HİKAYESİ FİLME DÖNÜŞTÜRÜLDÜ
Luttrell tarafından 2007'de yazılan kitap, 2013'te “Lone Survivor” (Son Kalan) adlı filme dönüştürüldü. Böylece Murphy’nin ekibini kurtarmak için gösterdiği kahramanca çabayı tüm dünya öğrenecekti…
Son Kalan filmi 2013 yılında vizyona girdi.
Redwings Operasyonu’nun üzerinden 17 yıl geçtikten sonra Murphy’nin memleketi Long Island’da deniz komandoları onuruna bir müze açıldı.
Kahramanın babası Daniel Murphy, ‘Asla Michael ile ilgili değildi. Bir aile olarak bunu Michael için yapmamak bilinçli bir karardı. Müze, deniz komandoları, deneyimleri ve harp tarihi hakkında’ dedi.
Murphy’nin ölümünün ardından ABD ordusunun en yüksek nişanı olan Onur Madalyası, kahramanın ebeveynlerine verildi ve müzenin girişinde sergilenmeye başladı. Madalyanın üzerinde Murphy’nin portresi ve ‘Eğitim seni özgür kılacak’ yazısı yer alıyor.
SEFERBER OLUP BAĞIŞ YAPTILAR
Daniel, müzenin yaratılmasına katkıda bulunanlara özel bir yer de ayrıldığını belirtti. Cömert bağışlar sayesinde müze, beklenenden daha az maliyetle açılabildi.
Redwings Operasyonu’nun müzede özel bir bölümü var. Trajik olayın yaşandığı alanı detaylı anlatan bir model müzenin tam ortasında duruyor. Murphy’nin kahramanlarını anlatan “Murphy the Protector” belgeseli de bir köşede yayınlanıyor.
Murphy’nin annesi Maureen ‘İnsanlar kişisel olarak Mike hakkında hikayeler ve daha fazla şey öğrenmek istiyor’ dedi.
