Koku alma duyusu hakkında 5 şaşırtıcı gerçek!

Çoğu insan kokudan vazgeçebileceğini söylüyor ama...
Acaba koku alma duyumuzun öneminin gerçekten farkında mıyız? Mesela koku duyunuzu korumak adına saçlarınızdan vazgeçer miydiniz? Bu soruyu tesadüfen sormuyorum elbette. ABD'de 2022 yılında yapılan bir araştırma insanların neye daha çok değer verdiklerini belirlemek istedi; koku alma duyusu, görme ve işitme gibi diğer duyularla ve insanların kişisel olarak değer verdikleri para, saç, telefon, evcil hayvan gibi şeylerle karşılaştırıldı.
Araştırmacılar kokunun görme ve işitmeden çok daha az önemli görüldüğünü ve birçok şeyden daha az değerli bulunduğunu keşfetti. Mesela çalışmaya katılan kadınların yarısı, koku duyuları ve saçları arasından koku duyularından vazgeçeceklerini dile getirdi.
Koku, genellikle en az değer verilen duyulardan biri ancak omurgalıların geliştirdiği ilk duyu sistemlerinden ve zihinsel sağlığınız, hafızanız ve daha fazlasıyla bağlantılı... İşte koku alma sisteminiz hakkında beş ilgi çekici gerçek.
1. KOKU HAFIZA VE DUYGULARLA BAĞLANTILI
Mesela taze pişmiş kek kokusu neden neşeli çocukluk anılarını tetikler? Ve neden o lanet olasıca parfüm sizi acı dolu bir ayrılığa geri götürür? Koku, hem hafızanızla hem de duygularınızla doğrudan bağlantılı. Bu bağlantı ilk olarak 1935'te Amerikalı psikolog Donald Laird tarafından kuruldu. Gerçi Fransız romancı Marcel Proust, madeleine'lerin pişerken yaydığı koku hakkında yazdıklarıyla bu fenomeni çoktan ünlü hale getirmişti...
Kokular ilk önce burnunuzun içindeki özel sinir hücreleri tarafından yakalanır. Bu hücreler burnunuzun çatısından beyninizin koku işleme merkezine doğru uzanır, buna koku soğanı denir.