Koyun peşinde koşarken 61 yaşında rekor kırdı! Hiçbir profesyonel onu geçemedi
1983 yılında Avustralya'da düzenlenen Sidney'den Melbourne'a ultra maratonu, tarihte hiç yaşanmamış bir olaya sahne oldu. Patates çiftçisi olan 61 yaşındaki Cliff Young'a kimse iddialı bir isim gözüyle bakmıyordu. 61 yaşındaki yaşlı adam ise tüm dünyayı şaşırtarak dünya rekoru kırarak yarışı kazanmayı başardı. Daha önce görülmemiş bir stille koşan Young, pek çok kişinin ilham kaynağı olurken dünya koşu tarihine damga vurdu.
Derleyen: Ömer Faruk Ekinci | 1983 yılında 61 yaşında Avustralyalı bir patates çiftçisi olan Cliff Young, ilk ultra maratonuna Sidney ve Melbourne arasındaki yarışla katıldı. Neredeyse kimse 61 yaşındaki bu yaşlı adamın yarışı kazanabileceğini düşünmüyordu.
Cliff Young'ın adeta kaosu andıran garip, yavaş bir koşusu olmasının yanı sıra Young, yarışa iş botları ve tulumlarıyla gelmişti. Young, etkinlik sırasında diğer yarışmacılar gibi koşu kıyafetleri giymek yerine pamuklu bir tişört ve uzun pantolon giyerek güneşten korunmanın ve cilt kanseri risklerini azaltmanın önemli olduğunu söylüyordu.
Ancak bu yaşlı adamın kimsenin bilmediği bir sırrı vardı.
KOYUN TOPLAMAKTAN ANTRENMANLIYDI
Young, kendisiyle yapılan bir röportajda şu ifadeleri kullandı:
Ben, traktör ve atlara para verilemeyecek kadar maddi durumu olmayan bir tarlada büyüdüm. Tüm hayatım boyunca ne zaman fırtına çıksa, dışarı çıkıp koyunları toplamam gerekirdi. 2000 dönüm arazide 2000 koyunumuz vardı.
Koyunları toplama işi Young’a uzun mesafe koşularıyla ilgili önemli bir fikir vermişti.
“Bazen 2-3 gün boyunca durmadan koyunların peşinden koşmam gerekirdi” şeklinde konuşan Young, bu işlemin oldukça uzun sürdüğünü belirtse de her seferinde koyunları yakaladığına dikkat çekti.
Ultra maratonun başlamasının ardından 6 günden kısa bir sürede 544 mil (yaklaşık 875 kilometre) yol koşarak yarışı kazanmayı başardı. Young, bu yarışı geçmişteki rekoru tam 2 gün geri çekerek kazanmıştı. Onun bu alışılmışın dışındaki koşuş stili ve kazandığı zafer tüm dünyayı adeta şoke etti. 61 yaşındaki bir patates çiftçisi dünya tarihinin en zorlu yarışlarından birini nasıl kazabilmişti?
Yarışın başlangıcından Young, tüm ekibin arkasında kalacak gibi görünüyordu. Ultra maraton koşusucuları Sidney’den çıkarken Young, lider gruptan oldukça geri kalmıştı. Onun yavaş ve kaos dolu koşuş stili diğer yarışmacılarla zar zor rekabet etmesini sağlıyor gibi görünüyordu ancak her şey yarışın ilk gecesinde değişecekti.
İlk günden lider ekibin gerisinde kalan Young, ikinci günün ilk ışıklarında ise devasa bir farkla liderliği ele geçirmişti. Yerel gazeteler Young’ın bu başarısını, antrenörü Wally Zeuscher’e borçlu olduğunu yazdı. Zeuschner, oldukça zorlu antrenmanlarıyla tanınan biriydi ve sporcularını zorlamayı seviyordu.
YANLIŞ ALARM STRATEJİ OLDU, ZAFER GETİRDİ
İşin aslında Zeuschner’in bozuk olan gözleri Young’ın önde olmasının en büyük sebebi gibi görünüyordu. Young, ilk gece uyumak için yattıktan sonra alarmı antrenörü Zeuschner kurdu. Geçmişte yaptığı ağır antrenmanlar sebebiyle gözlerinde sıkıntılar olan Zeuschner, yanlışlıkla Young’ın alarmını gece 2’ye kurmuştu.
Alarm çaldığında hiç saate bile bakmadan yataktan zıplayan Young, hemen koşmaya başladı. Uykusunun etkisiyle hala gece olduğunu bile fark etmeyen Young, aradan geçen uzun süre sonra etrafın hala karanlık olduğunu gördü. Henüz gece sayılabilecek saatlerde yola çıkan Young, yarışın lideri haline gelmişti. Daha sonra ise yapılan bu yanlışlık, Young’ın stratejisi haline geldi. Geceleri uyumak için durmak yerine koşmaya devam etmeye başladı.
Yarış sırasında gazetecilere konuşan Young, “Ben sadece yaşlı bir kaplumbağayım. Sürekli önde gitmeye devam etmek zorundayım” şeklinde konuştu.
'YOUNG SENDEMELESİ' FENOMENİ
Yaşlı koşucu ile ilgili en ilgi çekici detaylardan birisi de o güne kadar görülmemiş bir stilde koşmasıydı. Basın bu koşma stiline ‘Young Sendelemesi’ ismini verdi çünkü yaşlı adam koşmaktan ziyade sürekli sendeliyor gibi görünüyordu.
Öte yandan bu sendeleme adımları, Young’a ultra maraton koşma konusunda büyük bir avantaj sağladı. Stil itibariyle enerjisini daha iyi korumayı başaran Young, dinlenmeden uzun kilometreler koşabiliyordu.
Ultra maratonun ilerleyen günlerinde diğer yarışmacılar da Young’ın bu koşuş stilini kopyalamaya başladı. O günden sonra ‘Young Senlemesi’ 3 kişiye daha bu ultra maratonu kazandıracaktı.
Young, bitiş çizgisine yaklaştıkça ona olan ilgi katlanarak artıyordu. Günler geçtikçe Young yarışın lideri olarak büyük bir farkla öndeydi ve 6. günün şafağında yarışın biteceği Melbourne artık çok yakındı.
"KENDİNİ ÇOK İYİ GİZLEMEYİ BİLEN BİR TAVŞAN"
Melbourne şehrine geldiğinde kameralara ilgi göstermeyen Young, yarış esnasında kendisine sorulan bir soruya verdiği cevaptaki gibi yarışı bitirir bitirmez tuvalete koşmuştu. Basın mensupları ise meraklı gözlerle Young’ın içeriden çıkmasını bekliyordu.
Yarışın son kısmında başka bir yarışmacı olan Joe Record, Young’ı yakalayabileceğini düşündü. 41 yaşındaki Record, “Yaşlı Cliff’i yakalayabileceğimi düşünüyorum. O kendisinin kaplumbağa olduğunu söylüyor ama o kendini gizlemeyi çok iyi bilen bir tavşan” şeklinde konuştu.
Ancak işler Record’un tahmin ettiği gibi olmadı ve 61 yaşındaki Cliff Young, 5 gün 15 saatte Melbourne’a gelerek rekor kırdı.
Yarışın sonunda 10 bin dolar ödül kazanan Young, bu paranın büyük bir kısmını da birlikte yarıştığı rakipleriyle paylaşarak şöyle konuştu:
Joe Record ile birlikte birimiz bu yarışı kazanırsa parayı ikiye böleceğiz diye anlaşmıştık. Ben yarıştan sonra bu sözleşmeyi tamamen unuttum ve sağa sola para dağıtmaya başladım. Toplamda 4 bin doları diğer koşuculara verdim.
Sidney’den Melbourne’a ultra maratonu kazanmasının ardından Cliff Young, ülkesinde bir kahraman haline gelmişti. Birden herkes 875 kilometre koşan bu patates çiftçisini tanımak istiyordu.
O günden sonra koşmayı hiç durdurmayan Young, zaferinden bir sene sonra yine aynı ultra maratona katıldı ve bu kez 7. olmayı başardı. 70’li yaşlarında Avustralya’nın etrafında koşmaya karar veren Young, tüm yolculuk boyunca yalnızca bir kere ekibindeki hasta olan biri için durdu.
Cliff Young 2003 yılında 81 yaşındayken hayata gözlerini yumdu ve arkasında kendisini zorlamaktan vazgeçmeyen koşucu nesillere örnek olacak bir miras bıraktı.