'Merhamet' değil ölüm meleği! 400 kişinin acımadan canını aldı
ABD'de çokça konuşulan ve birçok dizi ve filme konu olan 400 kişinin canını alan 'ölüm meleği'nin hikayesi kan dondurdu. Mahkeme salonunda kurbanlarından birinin küçük kızının söylediği sözler ise duyanların tüylerini ürpertti.
Derleyen: Ömer Faruk Ekinci / Posta.com.tr | 1960 yılının 22 Şubat tarihinde ABD'nin New Jersey eyaletinde dünyaya gelen Charles Cullen, henüz 7 aylıkken aynı yılın eylül ayında babasını kaybetti. İlerleyen yıllarda bu gerçekle yüzleşmekte zorlanan Cullen, zor günler yaşıyordu.
Daha 9 yaşındayken çok sayıda kimyasal maddeyi karıştırıp içerek intihar etmeye çalışan Cullen, buradan sağ kurtuldu. Genç çocuğun zorlu dönemleri bundan ibaret değildi. Okulda da çok az sayıda arkadaşı vardı ve onlar da Cullen ile sürekli dalga geçiyordu.
ARKADAŞLARININ İÇKİSİNE FARE ZEHRİ
Gençlik yıllarında ise bir cinayeti anlatan Dostoyevski'nin klasikleşmiş eseri Suç ve Ceza'yı çok sevmişti. Cullen'ın gençlik yıllarında ise tek ailesi olan annesi de bir trafik kazasında hayatını kaybetti.
Arkadaşı tarafından dalga geçilme durumu zaman ilerledikçe yerini zorbalığa bıraktı. Kendisine zorbalık yapan arkadaşlarından intikam almak isteyen Cullen, bir partide onların içkilerine fare zehri koydu. Neyse ki bu zehirleme herhangi bir ölüme yol açmadı.
ORDUDA DA AYNI MUAMELE...
1978 yılının Nisan ayında liseden ayrılan Cullen, ABD'nin donanmasına katıldı ve burada aldığı eğitimle balistik füze teknisyeni oldu. Ne yazık ki katıldığı ordunun da liseden bir farkı yoktu ve burada da sürekli zorbalığa ve dalga geçilmeye maruz kaldı.
Bir süre sonra orduda da hareketleri oldukça dikkat çekmeye başlayan Cullen, 3 yıl sonra görevden atıldı ancak atılma sebebinin ne olduğu açıklanmadı. Cullen buradan sonra hemen New Jersey eyaletinde yer alan bir hemşirelik okuluna kaydoldu.
1987 yılının baharında ise Cullen'ın hayatını değiştirecek gelişmeler yaşandı. Hemşirelik okulundan mezun olan Cullen, Adrienne Taub isimli bir bilgisayar programcısıyla evlendi. Tam evliliklerini kutlayacakken ise Cullen'ın kardeşi James'in ölüm haberi tüm mutluluklarının üzerine gölge düşürdü.
İÇİNDEKİ KARANLIK BÖYLE UYANDI
Aynı yılın haziran ayında ise Cullen, ilk hemşirelik işine girmişti. Burada görev aldığı ilk yılda ise ilerde çok konuşulacak cinayetlerinin ilkini işleyecekti.
Cullen'ın bu hastanedeki ilk kurbanı 72 yaşındaki John Yengo isimli bir hastaydı. New Jersey eyaletinden emekli bir yargıç olan Yengo, güneş yanıkları sebebiyle hastanede yatıyordu ve Cullen'ın bilinçli olarak ölümcül dozlarda lidokain vermesi sonucu hayatını kaybetti.
Bu olaydan sonra Cullen'ın içinde yıllardır yaşayan ve biriken karanlık tarafı adeta kendisini ele geçirmişti. Sık sık ağır şekilde içki içmeye ve aile üyelerine şiddet uygulamaya başladı. Cullen'ın ailesine uyguladığı şiddet kış aylarında daha da artıyordu. Soğuğun ortasında evdeki tüm kaloriferleri kapatıp karısını ve küçük kızını dondurucu soğuklara dayanmaya zorluyordu. Cullen bunların yanı sıra evlerinde bulunan iki köpeğe de sık sık işkenceler yapıyordu.
BOŞANMAYI KALDIRAMADI, İNTİHARI DENEDİ
1992 yılında ilk iş yerinden kovulan Cullen, başka bir hastanede işe girdi. Buradayken ikinci kızını da kucağına alan Cullen, evde ailesine gösterdiği şiddete devam etti. Daha fazla dayanamayan karısı onu terk ederek hakkında aile içi şiddet davası açtı ancak buradan bir sonuç çıkmadı. Cullen, boşanmanın ardından 2 kez daha intihar teşebbüsünde bulundu.
Önümüzdeki on yıl boyunca sürekli bir hastaneden diğerine geçen Cullen, her gittiği yerde hastalara enjekte ettiği öldürücü dozlarla onları öldürmeye devam etti. 2002'de işe başladığı bir hastanede bir yıl içerisinde tam 13 hastasını öldürdü. Tüm bu ölüm haberlerinin ardından dedikodular ve şüpheler sebebiyle Cullen hakkında resmi bir soruşturma başlatıldı.
Cullen'ın dehşet saçtığı zamanlar 2003 yılının Aralık ayında sona erecekti. Hastanede yapılan soruşturmanın sonucunda Cullen'ın kendi sorumluluğunda olmayan hastaların tıbbi kayıtlarına girdiği ve tuhaf ilaç kombinasyonları sipariş ettiği ortaya çıktı.
"O BİR MERHAMET MELEĞİ..."
Duruşma sırasında hastalarının acılarına son vermek için bunu yaptığını söyleyen Cullen, kendisinin yaklaşık 40 kişiyi öldürdüğünü söylese de yetkililer yalnızca 29 cinayetle resmen ilgisini bulabildi. Öte yandan bu sayının en az 400 kişi olduğu söylendi.
Kurbanlarının aileleriyle yüzleşen Cullen, onların karşısında gözlerini kapatarak oturdu. Kurbanlarından birinin küçük kızı ise, "O kendi söylediğine göre bir merhamet meleği. Acı çeken insanların acısını dindiriyor. Duruşma odasının içerisindeki insanlara da bakmalı" dedi.
Cullen'ın kan donduran hikayesi günümüz popüler kültüründe oldukça önemli bir yer kaplarken kendisi hakkında çok sayıda dizi ve film de yapıldı.
- UEFA ve Beşiktaş'tan Maccabi Tel Aviv maçı açıklaması
- UEFA'dan skandal karar! Beşiktaş - Maccabi Tel Aviv maçı İstanbul'da oynanmayacak
- Derbi sonrası TFF'den adım! Sürpriz bir karar alındı
- Trabzonspor - Fenerbahçe müsabakasında gol iptali ve penaltı kararları doğru mu? 'VAR müdahelesi çok yanlış'
- Zeynep Sönmez Meksika’da tarih yazdı!