Nekrofili, yamyamlık ne ararsan var! Babası 'keşke ölseydi' demişti, annesinin sözleri şoke etti
80'li ve 90'lı yıllara insanlara yaşattığı vahşet ile damga vuran bir seri katilin kan donduran hikayesi, yeniden gündemde. Jeffrey Dahmer'in akılalmaz cinayetleri ile ilgili babası yazdığı kitabında, "Keşke oğlum da bu şekilde cinayete kurban gitseydi" diyor. Tarihin en çok tanınan seri katillerinden biri olan Dahmer'in annesinin tepkisi ise tüm dünyayı şoke etti.
Derleyen: Ömer Faruk Ekinci / Posta.com.tr | 1978 yılında ABD'nin Ohio kentinde 18 yaşındaki Steven Hicks, bir gece evine dönmedi. Yaz tatili sebebiyle dışarda kalmış olabileceğini düşünen ailesi ilk başta endişelenmese de günler geçmeye başladıkça genç Hicks'in anne babası endişelenmeye başladı. Ailesinin Hicks'in eve asla dönmeyeceğini anlaması ise 13 yıl sonra gerçekleşecekti.
KONSERE GİTMEK İÇİN OTOSTOP ÇEKİYORDU
Liseden o sene mezun olan Steven Hicks, çevresi tarafından insanlara yardım etmeyi seven kibar biri olarak tanınıyordu ve yeni arkadaşlıklara her zaman açıktı. Hicks'in dayanamadığı tek şey ise şiddetti. İnsanlara ve hayvanlara zarar vermekten çok çekinirdi.
Deyim yerindeyse hayatı daha yeni başlayan Hicks, o gece bir konsere gitmek için otostop çekiyordu. Bir araba kendisini görünce yavaşlayarak yolun kenarında durdu. Bu aracın direksiyonunda Hicks'in ismini tüm dünyaya duyuracak birisi oturuyordu. Kendisi gibi 18 yaşında olan ve liseyi o sene bitiren gencin ismi Jeffrey Dahmer'di.
FELAKETİNE BÖYLE GİTTİ
Dahmer, mezuniyetinin ardından ailesinin şehir dışında olmasıyla birlikte tüm ev kendine kaldığı için keyifliydi. Arabasıyla şehirde turluyordu ve Hicks'i yol kenarında görünce onu da yanına almaya karar verdi. Hicks'i kolayca manipüle edebileceğini düşünen Dahmer, ona bira içmeyi ve birlikte eve gitmeyi teklif etti.
REDDEDİLMEYİ HAZMEDEMEDİ
Teklifi duyunca konser planını iptal eden Hicks, Dahmer'in evine gitmeye karar verdi. İkili evde bira içmeye başlayıp müzik dinledi. Cinsel yönelimini kendisi de daha tam olarak bilmeyen Dahmer, Hicks'e yakınlık göstermeye başladı. Ancak Dahmer, bunun üzerine kızlardan bahsetmeye başlayan Hicks ile bir şansı olmadığını anlamıştı. Reddedilmiş hisseden Dahmer'in tavırları değişmeye başladı ve bunun üzerine Hicks gitgide huzursuzlandı.
Hicks'in konsere gitmek istemesi üzerine kendini kaybeden Dahmer, genç adamın kafasına 5 kiloluk dambıl ile vurdu. Kafasına aldığı darbe ile bilincini kaybeden Hicks, yere yığıldı. Hicks'in yaşayacağı dehşet ise daha başlamamıştı bile.
NEKROFİLİ VE YAMYAMLIĞIN İLK KANITI
Hicks, o gece bayıldıktan sonra Dahmer tarafından iple boğularak öldürüldü. Bundan sonra Hicks'in cansız bedenini soyan Dahmer, ceset ile ilişkiye girdi. Tüm bunlar yetmezmiş gibi Dahmer, ilerleyen yıllarda çokça tadına bakacağı insan etini ilk kez o gece ağzına sürmüştü. Hicks'in cesedinden kalanları başarıyla ortadan kaldıran Dahmer, ortaya hiçbir kanıt bırakmadı.
İKİNCİ CİNAYETİ İÇİN 9 YIL BEKLEDİ
Hicks'i öldüreren 18 yaşında ilk cinayetini işleyen ve günümüzde popüler platformlarda dizilere konu olan Jeffrey Dahmer, ikinci cinayeti için 9 yıl bekledi. Araya giren bu bekleme süresi ile seri katillik profiline tam uyan Dahmer, ABD'de dehşeti yaşatmaya 1987 yılından sonra başladı.
1987 yılında 25 yaşındaki Steven Tuomi'yi öldüren Dahmer, bunun ardından belirli aralıklarla cinayetlerine devam etti. 1988'de iki erkeği, 1989'da ise bir erkeği katleden Jeffrey Dahmer, kurbanlarını eğlence mekanlarından seçti.
KAFATASINI YILLARCA SAKLADI
Dahmer bu kişiler ile önce cinsel ilişkiye girip sonrasında öldürüp cesetlerinin bir kısmını yiyordu. Öldürdüğü insanlardan kendisine bir parça saklamayı seven Dahmer, 1989 yılında katlettiği Anthony Sears'ın kafatasını yakalanana kadar sakladı.
Dahmer'in en kanlı yılları ise 1990'dan sonra başlıyordu. Dahmer'in Milwaukee'de taşındığı kötü şöhretli Oxford Apartmanı toplam 12 cinayete ev sahipliği yaptı. Dahmer mayıs ayında taşındığı bu dairede ilk senesinde 4, 1991 yılında ise tam 8 cinayet işledi.
14 YAŞINDAKİ ÇOCUĞU POLİSİN ELİNDEN ALIP KATLETTİ
Dehşete düşüren bir olay ise 1991 yılının mayıs ayınca yaşandı. 14 yaşındaki Konerak Sinthasomphone Oxford Apartmanı'nın önündeki sokak ortasında çıplak bir şekilde bulundu. Ağır bir şekilde uyuşturucu etkisinde olan Sinthasomphone'in rektumundan kanlar akıyordu. Küçük çocuğu görenler hemen acil servis hattını aradı.
Kurbanının kaçtığını anlayan Dahmer, sokağa çıkarak Sinthasomphone'u eve çıkarmaya çalıştı ancak çevredekiler buna engel oldu. Olay yerine gelen polislere Sinthasomphone'un 19 yaşında olduğunu söyleyen Dahmer, kendisinin erkek arkadaşı olduğunu ve aralarında bir tartışma yaşandığını söyledi. Tartışmalar içerisinde küçük çocuğu Dahmer'e teslim eden polisler, apartmandan gelen kötü kokulara da aldırış etmeden olay yerini terk etti. Dahmer ise o gece Sinthasomphone'u her kurbanına yaşattığı gibi öldürerek parçalarına ayırdı.
TOPLAMDA 17 KAN DONDURAN CİNAYET
Dehşetinin son yılı olan 1991'in yaz mevisiminde neredeyse her hafta birini öldürmeye başlayan Dahmer; 30 Haziran'da Matt Turner'ı, 5 Temmuz'da Jeremiah Weinberger'ı, 12 Temmuz'da Oliver Lacy'yi ve son olarak 19 Temmuz'da Joseph Brandehoft'u öldürdü. Bu cinayetlerle birlikte Dahmer'in katlettiği insan sayısı 17'ye yükselmişti.
19 Temmuz'da işlediği cinayetten 3 gün sonra Tracy Edwards'ı evine davet eden Dahmer, ona saldırarak ellerini kelepçelemeye çalıştı. Aralarında çıkan arbedenin sonunda Dahmer'i düşürerek kapıya doğru yöneldi. Kendisini son anda dışarı atan Edwards, yolda bulduğu polisleri Dahmer'in dairesine götürdü. Apartmanı inceleyen polisler hemen Dahmer'i tutukladı. Daha sonra evde inceleme yapan polisler çok sayıda kafatası, ceset ve insan kalıntısına rastladı.
KANITLAR ALEYHİNE GELİŞİNCE 'AKIL SAĞLIĞIM YERİNDE DEĞİL' İDDİASI
Jeffrey Dahmer, 17 cinayetten yargılansa da, sonradan bu sayı 15'e düşürüldü. Mahkeme, 30 Ocak 1992'de başladı. Kanıtlar sürekli olarak kendisine karşı artmaya başladıkça Dahmer, akıl sağlığının yerinde olmadığını iddia etmeye ve bu yönde yargılanma talep etmeye başladı.
İki hafta süren mahkemenin ardından jüri, Dahmer'ı 15 kişinin katili olarak akıl hastası ve suçlu sıfatıyla 15 hayat süresi (957 yıl) boyunca hapse mahkum etti. Bu kararı duyan Dahmer, idam edilmek istediğini belirterek pişmanlığını dile getirdi. Aynı yılın Mayıs ayında, Ohio'ya nakledilen Dahmer, burada ilk kurbanı Stephen Hicks için de ayrıca yargılandı.
İŞLEDİĞİ İLK CİNAYET GİBİ HAYATINI KAYBETTİ
Hayatının geri kalanını demir parmaklıklar arkasında geçireceği kesinleşen Dahmer, hapishanede iki kez saldırıya uğradı. İlk uğradığı saldırıda boğazı kesilen Dahmer, buradan kaçarak hayatını kurtardı. Dahmer, 1994 yılında hapishanenin spor salonunda temizlik yaparken Christopher Scarver tarafından dambılla saldırıya uğradı. Saldırının ardından ambulansla yoldayken hayatını kaybeden Dahmer'in beyni incelenmek üzere kafatasından ayrıldı.
İşlediği korkunç cinayetlerin ardından adını tüm dünyaya duyuran Jeffrey Dahmer, günümüz popüler kültüründe oldukça göz önünde. Dahmer'in korku dolu cinayetleri, 'Dahmer – Monster: The Jeffrey Dahmer Story' mini dizisiyle tekrar gündeme geldi.
DAHMER'İN BABASI: OĞLUM DA KURBANLARINA YAŞATTIKLARINI YAŞASAYDI...
Jeffrey Dahmer'in babası Lionel Dahmer, oğlunun öldüğü 1994 yılında çıkardığı kitapta ise çok ilginç ifadeler söz konusu.
Baba Dahmer, oğlunun yaptıklarını öğrendiğindeki yaşadığı şoku ve hissettiklerini anlattığı kitabında, oğlunun da kurbanlarına yaşattıklarını yaşamasını dilediğini söylüyor.
Kitabın açılış sayfalarında oğlunun kurbanların aileleriyle empati yapan Lionel Dahmer, bunun ne kadar acı bir durum olduğunu söylüyor. Baba Dahmer, polisin oğlunun öldürüldüğünü söylemesi halinde çok başka hissedeğini söyleyerek, "Bana yabancı bir adamın onu köhne bir daireye çektiğini ve birkaç dakika sonra uyuşturup, boğduğunu, sonra cinsel saldırıya uğradığını ve cesedini sakatladığını söyleselerdi - başka bir deyişle, bana aynı korkunç şeyi söyleselerdi. 1991 yılının Temmuz ayında diğer birçok anne ve babaya söylemek zorunda oldukları şeyleri, o zaman ben onların yaptıklarını yapardım" ifadelerini kullandı.
"BANA OĞLUMUN DİĞERLERİNİN OĞULLARINI ÖLDÜRDÜĞÜ SÖYLENDİ"
Baba Dahmer'in kitabında bulunan bazı önemli kısımlar şu şekilde:
Oğlum öldürülmüş olsaydı, onun yasını tutar ve onu öldüren adamın en ağır şekilde cezalandırılmasını talep ederdim.
İdam edilmezse bile bir daha halkın arasına karışmaması için uğraşırdım.
Lionel Dahmer, oğlunun korkunç bir şekilde katledilse onun mezarını ziyaret ederek anısı yaşatabileceğini söyledi. Ama bunların hiçbirinin olmadığını dile getiren Lionel, "Bunun yerine bana oğlumun, diğer insanların oğullarını öldürdüğü söylendi" diye yazdı.
ANNE YÜREĞİ SERİ KATİL DE OLSA DAYANAMADI
Ölüm haberini alan Dahmer'in annesi Joyce Flint, medyaya tepki göstererek, "Şimdi hepiniz mutlu oldunuz mu? Herkes için daha mı iyi oldu?" diye çıkıştı. Tüm dünyayı şoke eden bu çıkışın ardından Dahmer'i tutuklayan avukat yaptığı açıklamada, Dahmer'i öldüren Scarver'ın bir kahramana dönüşmemesi gerektiğini söyledi. Dahmer'in de bir cinayete kurban gittiğini not etti.
Dahmer'in annesi oğlunun hapishanedeki ölümünün ardından intihar etse de başarısız oldu. Joyce Flint, başarısız intiharında bıraktığı notta, "Yalnız bir hayat oldu, özellikle bugün. Lütfen beni yakın. Oğullarım Jeffrey ve David'i seviyorum" yazdı. Flint, daha sonra 2000 yılında meme kanserinden hayatını kaybetti.