Oraya gidenler bir daha geri dönemedi... Bermuda Şeytan Üçgeni'nin gizemi çözüldü
Filmlere ve korku hikayelerine konu olan Bermuda Şeytan Üçgeni, doğaüstü güçlerin kontrolünde bir bölge olarak tanımlanıyordu. O bölgede sefere çıkan gemiler kayboluyor, uçaklar rotadan siliniyordu. Peki uzun yıllardır gizemini koruyan Bermuda Şeytan Üçgeni'nin ardında aslında ne var?
Derleyen: Mine Bozkurt | Bermuda Şeytan Üçgeni, Florida, Porto Riko ve Bermuda arasında yer alan ve uzun yıllardır gemileri ve uçakları kaybettiği bilinen ölümcül bölgeye deniyor. Okyanusun 700 bin kilometrelik alanını kaplayan bölge, oldukça yoğun bir deniz parçası. Ancak Şeytan Üçgeni'nin bu kadar ünlü olmasına neden olan şey, sayısız komplo teorisinin ana karakteri olması. Kimileri Şeytan Üçgeni'nin doğaüstü güçlerin kontrolünde olduğunu, kimileriyle dünya dışı varlıkların bölgede hüküm sürdüğünü söylüyor. Ortada çözülemeyen sır ise, bölgeye giren gemi ve uçakların hiç iz bırakmadan kaybolması...
ŞEYTAN ÜÇGENİ'YLE İLGİLİ TÜYLER ÜRPERTER KOMPLO TEORİLERİ
Kayıp şehir Atlantis: Yazar Charles Berlitz, Bermuda Şeytan Üçgeni'ndeki gemi kazalarından ve uçak kazalarından kayıp şehir Atlantis'in sorumlu olabileceği fikrini öne sürmüştü. Komplo teorisi hayranları, Berlitz'in fikrini benimseyip Atlantisliler tarafından geliştirilen teknolojinin deniz tabanında hala aktif olduğunu ve yukarıdaki teknelerde ve uçaklarda mekanik arızalara neden olduğunu savundu. Atlantis'e dair hâlâ hiçbir kanıt bulunamadı.
Dev dalgalar: Alışılmadık derecede büyük ve aniden ortaya çıkan dev dalgalar, normal bir dalganın iki katı büyüklüğünde olabiliyor. İngiltere'deki Southampton Üniversitesi'ndeki bilim insanları, Bermuda Şeytan Üçgeni'nin sularının, her yönden gelen fırtınalar nedeniyle dev dalgalar yarattığını iddia etti. Araştırmaya göre dev dalganın boyutu 30 metreye ulaşabilir. Ancak bu, bölgedeki uçakların neden düştüğünü kanıtlayamıyor.
Manyetik kuvvet: Bermuda Şeytan Üçgeni, dünyada bir pusulanın manyetik kuzey yerine gerçek kuzeyi gösterdiği iki yerden biridir. Gerçek kuzey, boylam çizgilerinin bir harita üzerinde birleştiği sabit nokta olsa da, manyetik kuzey sürekli değişir. İkisi arasındaki farka "sapma" denir ve tüm eğitimli gemi ve uçak pilotları rotalarını çizerken bunu dikkate alır. Bu da kaptanların ve pilotların manyetik sapma nedeniyle yollarını kaybettiğini teorisini çürütüyor. Çünkü onlar zaten bunu bilen eğitimli insanlar.
Uzaylılar: Bir yerde komplo teorisi varsa, uzaylılar da vardır. Kimileri, uzaylıların Bermuda Şeytan Üçgeni'ni gezegenimize açılan bir portal olarak kullandıklarına inanıyor. Şeytan Üçgeni'ndeki uzaylıların türümüz üzerinde araştırmalarını yürütmek için ihtiyaç duydukları insanları ve teknolojiyi bir araya getirdiği iddia ediliyor.
Metan balonları: 2016 yılında, Norveç Arktik Üniversitesi'nden bir grup araştırmacı, Norveç kıyılarında Barents Denizi'nin dibinde yarım millik devasa kraterler keşfettiklerini duyurdu. Hipotezlerine göre kraterler, derin, su altı metan birikintilerinin ani patlamalarından kaynaklanıyordu. Pek çok komplo teorisyeni, bu fenomenin Bermuda Şeytan Üçgeni'ndeki gemi enkazlarından sorumlu olabileceğini savunuyor.
Solucan deliği: Bermuda Şeytan Üçgeni'nin uzay ve zamanı bükebilen bir portal olduğunu söyleyenler de var. Bruce Gernon adında bir pilot 'solucan deliği' teorisini öne sürdü. Gernon, "Başıma gelene kadar zaman yolculuğuna veya ışınlanmaya inanmazdım" diyor. Pilot, 'uçağını bir sisin çevrelediğini ve 100 mil ileri sıçradığını' iddia ediyor.
Su hortumu: NASA'ya göre su hortumları, ılık su üzerinde oluşan nemli hava sütunlarıdır. Okyanustaki bir kasırgaya benzeyen su hortumları, saatte 125 mile varan hıza sahip olabilir. Florida kıyılarındaki Atlantik Okyanusu, bu şiddetli hava olayı için dünyanın en aktif bölgelerinden biri olduğu için, bazıları Bermuda Şeytan Üçgeni felaketlerinden sorumlu olabileceklerini öne sürüyor.
UÇUŞ 19'UN GİZEMİ
Avustralyalı bilim insanı Karl Kruszelnicki, 2017 yılında Bermuda Şeytan Üçgeni'ndeki kayıplara bir açıklama olması amacıyla en yaygın ama 'basit' bilimsel gerçeği açıkladı. Her şey, tüm dünyanın dikkatlerini üzerine çeken Uçuş 19 ile başlamıştı.
5 Aralık 1945'te Uçuş 19 adlı uçak, Florida'daki Fort Lauderdale Donanma Hava Üssü'nden kalkan beş Grumman TBM Avenger torpido bombardıman uçağının eğitim uçaklarından biriydi. 14 mürettebatı vardı ve hepsi de deneyimli birer havacıydı.
Uçuş 19, Atlantik üzerinde iki saatlik rutin bir görev yürütürken bir anda radardan kayboldu. Kaybolan Uçuş 19'u aramak için 13 kişilik mürettebatı olan PBM Mariner uçağı daha gönderildi. Ancak gönderilen uçak da kayboldu.
Kruszelnicki, Flight 19 ve PBM Mariner'in kaybıyla ilgili geliştirilen komplo teorilerini analiz etti. Kayıplarla ilgili konuşan Kruszelnicki, "Hava iyi değildi, 15 metrelik dalgalar vardı" diye açıkladı.
Uçuşta deneyimli bir pilot olan Teğmen Charles Taylor'ın uçağın kaderini belirlediği düşünülüyor. Yardımcı pilotun uçağı batıya uçurmakta ısrar ettiği ancak Taylor'ın uçağı doğuya ve ölümcül bölgenin derinliklerine doğru uçurmaya devam ettiği radyo sinyallerinden duyulabiliyordu.
1975'te ise kütüphaneci ve tarihçi olan David Kusche yaşanan gizemli olay hakkındaki araştırmasını yayınladı.
Gemilerle ilgili resmi raporları kapsamlı bir şekilde inceledikten sonra, ortadan kaybolmalarının büyük ölçüde 'olumsuz hava koşullarına' bağlandığı ve bazı durumlarda gemi kalıntılarının yeryüzüne çıktığı sonucuna varıldı.
İNSAN HATASI
Kruszelnicki'ye göre, Bermuda Şeytan Üçgeni'nin çözülmemiş gizemleri, ekvatora yakınlığı nedeniyle muhtemelen 'insan hatası ve kötü hava koşullarından' kaynaklanıyor.
Kruszelnicki, Şeytan Üçgeni hakkında şunları söylüyor:
Ekvator'a yakın, dünyanın en zengin bölgesi Amerika'ya yakın, bu nedenle çok fazla trafik var.
Kruszelnicki, Bermuda Şeytan Üçgeni'ndeki ve dünyanın diğer bölgelerindeki kayıp sayısı arasında benzerlik olduğunu vurguluyor. Kruszelnicki, gemilerin Atlantik Okyanusu'na giriş yaptığı bölgede olağan dışı bir özellik göstermediğini ve 'olağanüstü bir durum' olmadığını yineledi.
Lloyd's of London ve ABD Sahil Güvenlik'e göre, Bermuda Şeytan Üçgeni'nde kaybolanların sayısı, yüzde bazında dünyanın herhangi bir yerindekiyle aynı.