Tek bedende 24 farklı kişilik! Yaptıklarıyla çevresindeki herkesi şoke etti
ABD’de yaşadığı çocukluk travmalarından bir türlü kurtulamayan Billy Milligan, farklı bir yöntem buldu. Doktorların 11 yıl tedavi ettiği Milligan’ın hikayesi tüm dünyaya damga vurdu. Bir bedende 24 kişiliği bulunan Milligan, işlediği suçlarla ve anlattıklarıyla filmlerden kitaplara konu olurken dinleyenleri şoke etti.
Derleyen: Ömer Faruk Ekinci | 14 Şubat 1955’te William Stanley Morrison, erken yaşlarda pek çok travma yaşadı. Morrison, henüz bir çocukken ebeveynleri ayrıldı ve babası kısa süre sonra intihar ederek hayatına son verdi. Bu sıralarda Morrison 4 yaşında bir çocuktu. Daha sonra ise annesi Chalmer Milligan isimli bir adamla evlendi.
Milligan ismini kullanmaya başlayan William Stanley, küçük bir çocukken üvey babası tarafından çok kez istismar edildi. Üvey baba Milligan’a tecavüz dahi etmişti ve onu birine söylerse diri diri gömeceğini söyleyerek tehdit ediyordu.
ÜVEY BABA REDDETTİ, AİLE ÜYELERİ DESTEK ÇIKTI
Chalmer Milligan bu iddiaların hepsini reddederek, “Tüm bu delilikleri yapacak kadar vaktim yoktu” dese de Milligan’ın annesi ve 2 kardeşi Chalmer’ın iddialarını yalanlayarak William Stanley’in arkasında durdu. Milligan’ın kız kardeşi için Chalmer yıllar boyunca tam bir korkuydu.
Küçüklüğünde yaşadığı bu travmalar ileride Billy Milligan’ın kendi içinde farklı kişilikler yaratmasına sebep olacaktı. 1979 yılında Milligan’ı inceleyen psikiyatristler, Milligan’ın babasının istismarlarıyla baş etmek için farklı kişilikler oluşturmuştu.
İSTİSMARLA BAŞA ÇIKMAK İÇİN…
Bu noktada Milligan’ın neredeyse 9 farklı kişiliği vardı. Bunların bazıları erkek, bazıları ise kadındı. Yaşları ise 3 ile 23 arasında değişiyordu. Çok geçmeden bu kişiliklerden bazıları gerçek manada vahşileşmeye başladı.
1977 yılının ekim ayında üniversitenin otoparkında öğrenci olan bir genç kıza yanaşan Milligan, elindeki silahla genç kızı zorla ormanlık alana götürdü. Milligan burada genç kıza tecavüz etti ve kendisine bir çek yazdırarak parasını da aldı.
Bu ilk olaydan 8 gün sonra Milligan, 2. kurbanına tecavüz etti, sonrasında ise 3’üncüsüne. 27 Ekim tarihinde ise Milligan’ın 3. kurbanına saldırdığı gün, kurbanlarından biri onu fotoğraftan teşhis etti. Bu Mulligan’ın ilk gözaltına alınması değildi. 1975’te Milligan tecavüz ve silahlı soygun suçundan tutuklanmıştı.
POLİSLERİ ŞOKE EDEN SORGU
Polis merkezine götürülen Milligan’ı sorguya alan polisler, bir şeylerin yanlış gittiğinin farkındaydı.
Milligan’ın sorgusuna giren polislerden biri olan Elliot Boxerbaum, şu ifadeleri kullandı:
Neler olduğunu anlayamadım ama sanki farklı zamanlarda farklı insanlarla konuşuyormuşum gibi hissettim.
Milligan’ın kurbanları da saldırganın farklı kişilikleri olduğuna dair ifadeler vermişti. Milligan bir kurbanına isminin Phil olduğunu, bir Yahudi olduğunu söyledi. Bir başka kurbanına ise ağır bir aksanla konuşarak kendisinin sol radikal bir örgüt üyesi olduğunu söylemişti.
Çok geçmeden olaya müdahil olan uzman psikiyatristler, Milligan’ın bu ilginç davranışlarını mantık çerçevesine oturtmayı başardı.
“BILLY UYUYOR, BEN DAVID”
Psikiyatristler, Milligan'ın çoklu kişilik bozukluğuna dair ilk ipuçlarını psikiyatrik muayeneleri sırasında topladılar. Bir psikiyatristin Milligan ile olan görüşmesinde ona ‘Billy’ demesiyle Milligan, “Billy uyuyor, ben David’im” cevabını verdi.
Bu ilk bulgularla birlikte dissosiyatif kimlik bozukluğu konusunda uzman isimler olan George T. Harding ve Cornelia Wilbur dosyaya dahil edildi. Wilbur geçmişte 16 farklı kişiliği olan Sybil isimli kadınla oldukça başarılı bir tedavi süreci geçirmişti.
Harding ve Wilbur, Milligan’ın 10 farklı kişiliğe bölündüğünü ortaya çıkardı. Bu kişiliklerin 8’i erkek, 2’si kadındı. 3 yaşında ufak bir kız olan Christene’den 22 yaşında bir İngiliz olan Arthur’a kadar pek çok kişilik bulunuyordu.
RAGEN HIRSIZLIK YAPIYOR, ADALANA TECAVÜZ
Bunların yanında Milligan’ın en dikkat çeken 2 kişiliği ise 23 yaşındaki Slav aksanlı, empati eksikliği yaşayan Ragen ve 19 yaşında cinsel olarak meraklı bir genç kız olan Adalana’ydı. Harding ve Wilbur’a göre kadınları gasp edip paraları alan kişilik Ragen’di. Onlara vahşice tecavüz eden ise Adalana’ydı.
(Milligan'ın kendi çizimiyle Adalana kişiliği)
Billy ise Milligan’ın çekirdek kişiliğiydi. Oldukça intihara yakındı ve sürekli suçluluk hissediyordu. Yapılan araştırmalarda ise Billy kişiliğinin son 7 senedir uyuduğu ortaya çıktı. Wilbur, Billy ile ilk tanıştığında kendisine “Ne zaman kendime gelsem, başım bir çeşit belaya giriyor. Keşke ölseydim” dediğini anlattı.
Billy ve diğer kişilikler, Ragen ve Adalana'nın yaptıklarına dair hiçbir hatıraları olmadığı iddia etti. Ancak herkes Milligan’ın hasta olduğunu düşünmüyordu. Aslında, tıp alanından bazıları "çoklu kişilikler" fikrini bile düpedüz reddetti ve en iyi ihtimalle terimin durumu yanlış temsil ettiğini iddia etti.
AKIL SAĞLIĞI SEBEBİYLE SERBEST KALDI
Sonunda ise karar yargıca aitti ve Milligan’ı akıl sağlığı yerinde olmadığı için suçsuz ilan ederek akıl hastanesinde kalmasına karar verdi. Milligan burada kişiliklerini ‘eritmek’ isteyen David Caul isimli psikiyatristle tanıştı ve kısa süre içinde Caul, Milligan ile ilgili çok daha fazlasını buldu.
Milligan’ın kişiliklerini bastırmaya çalışan Caul, bu esnada yeni bir kişilik ile karşılaştı. Bu kişiliğin adı ‘Öğretmen’di ve Milligan bu kişiliği geçmişte kendi kendine bastırmayı başarmıştı. Caul bu kişiliği, Ragen ve Billy’nin başka bir kişilik daha olduğunu söylediği kayıtları dinleterek ortaya çıkarmıştı.
Milligan’ın hayatında bunlar yaşanırken 1979 yılında yazar Daniel Keyes, onunla görüşmeye ve bir klasik haline gelen ‘Billy Milligan’ın Zihinleri’ isimli kitabını yazmaya başladı.
Caul’un ortaya çıkardığı ‘Öğretmen’ kişiliği ise çok fazla ortalarda durmadı. Bu olayın duyulmasıyla Milligan’a uygun olmayan tedavi yöntemleri yapıldığı gerekçesiyle kamuoyunda sesler yükselmeye başladı. Bu Milligan’ı daha da strese sokmuştu ve bu yüzden öğretmen geri çekildi.
TOPLAMDA 24 KİŞİLİĞE ÇIKTI!
Yaşananların ardından ise 14 farklı kişilik daha ortaya çıktı ve Milligan’ın davranışları artık onu hastane için bir güvenlik sorunu haline getirmişti. Milligan 1980 yılında Lime Eyalet Hastanesi’nde bulunan akıl sağlığı yerinde olmayan suçluların tutulduğu bölgeye transfer edildi.
Milligan burada yaşadıklarını Keyes’e anlatırken ‘korku odası’ ifadelerini kullanmıştı.
80’li yılların büyük çoğunluğunu psikiyatrist kliniklerinde geçiren Milligan, 1986 yılında ufak bir kaçma teşebbüsünde bulunsa da birkaç ay saklandıktan sonra Miami’de yakalandı.
Bundan 2 yıl sonra doktorlar Milligan’ın kişiliklerinin bastırıldığı konusunda hemfikir oldu. 11 yıl süren sancılı bir tedavinin ardından Milligan sonunda serbest bırakılmıştı. 1991 yılında ise tüm gözetimler kalkmıştı.
Milligan kamuoyunun önünden uzak kalmaya çalıştı ve Ohio’da bulunan kız karşine ait bir evde kaldı. 2012 yılında kanser teşhisi konulan Milligan, 12 Aralık 2014’te 59 yaşındayken hayatını kaybetti.
Milligan hayatını kaybetse de Milligan’ın hikayesi onunla birlikte ölmedi. Milligan’ın hikayesi günümüzde hala pek çok film senaryosu ve kitaba ilham kaynağı olmaya devam ediyor.