DünyaTetiği uyuyan hücreler mi çekti? Uzman isim MOSSAD’ın saldırısının detaylarını anlattı

Tetiği uyuyan hücreler mi çekti? Uzman isim MOSSAD’ın saldırısının detaylarını anlattı

Paylaş
Tetiği uyuyan hücreler mi çekti? Uzman isim MOSSAD’ın saldırısının detaylarını anlattı

Dünya, Lübnan'da üst üste gerçekleşen 'dijital' saldırı ile sarsıldı. Hizbullah'ı hedef alan ve çağrı cihazları, telsizler gibi iletişim araçları üzerinden gerçekleştirilen saldırıda çok sayıda sivil de etkilendi. Saldırıdan etkilenenlerin sayısı binleri geçerken Hizbullah lideri Nasrallah, saldırıyı İsrail'in gerçekleştirdiğini söyleyip intikam yemini etti. Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Cihan Günyel, saldırının detaylarını Posta'ya anlattı.

ÖMER FARUK EKİNCİ / POSTA.COM.TR | Lübnan’da gerçekleştirilen ve çağrı cihazları, telsizler gibi iletişim araçları üzerinden yapılan saldırıda çok sayıda kişi hayatını kaybederken binlerce kişi de yaralandı. İletişim sistemleri hedef alınan Lübnan ve Hizbullah İsrail’i suçlarken, İsrail hala bir yorum yapmadı.

Haberin Devamı

İlk olarak 17 Eylül’de gerçekleştirilen saldırının şoku hala devam ederken 18 Eylül günü ikinci saldırı meydana geldi. Saldırıların gerçekleştirildiği telsizlerin Hizbullah tarafından beş ay önce, siber saldırı düzenlenen çağrı cihazları ile aynı zamanda satın alındığı belirtildi.

TÜRKİYE'DEN TAZİYE TELEFONU

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ülkedeki büyük çağrı cihazı patlamalarıyla ilgili yaptığı telefon görüşmesinde Lübnan Başbakanı Necib Mikati'ye başsağlığı diledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'in çatışmayı bölgeye yayma girişimlerinin son derece tehlikeli olduğunu vurguladı.

Saldırıların ardından kameralar karşısına geçen Hizbullah lideri Hasan Nasrallah ise İsrail'in tüm kırmızı çizgileri aştığını söyleyerek "Bu, toplu katliamdan başka bir şey değildir. Bu bir savaş ilanıdır" dedi. Nasrallah'ın konuşma yaptığı sırada İsrail jetleri, Beyrut üzerinde alçak uçuş gerçekleştirdi.

Haberin Devamı

Tetiği uyuyan hücreler mi çekti Uzman isim MOSSAD’ın saldırısının detaylarını anlattı

“HİZBULLAH’IN GÜVENLİK ZAAFİYETİNİ GÖZLER ÖNÜNE SERDİ”

Konu ile ilgili Posta.com.tr’ye açıklamalarda bulunan Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Cihan Günyel, İsrail’in saldırısını şöyle anlattı:

Lübnan’da 17 Eylül’de Hizbullah üyelerinin kullandığı çağrı cihazları, bir gün sonra 18 Eylül’de yine Hizbullah üyelerinin kullandığı telsizler neredeyse eş zamanlı olarak patladı. Öncelikle eş zamanlı, çoklu bu patlamalar sadece Hizbullah’ı sarsmakla kalmadı, dünya kamuoyunu da şaşırttı. Hizbullah’ın siber takip ve uydu kullanımlı cihazlar üzerinden İsrail’in saldırılarına karşı daha eski teknolojileri tercih etmesi, patlamaların ardından Hizbullah’ın güvenlik zafiyetini de gözler önüne serdi.

Hizbullah yaptığı ilk açıklamada İsrail’in bugüne kadar ki en büyük güvenlik ihlalini gerçekleştirdiğini söylerken Günyel, saldırıda binlerce kişinin yaralandığını göz ve el kayıpları başta olmak üzere uzuv kayıplarının yüksek olduğunu söyledi.

Hizbullah kadar, sivil halkta da kayıpların olduğunu söyleyen Günyel, “Saldırıların daha eski teknolojiler üzerinden çoklu iletişim cihazlarının eş zamanlı olarak patlatılması, MOSSAD’ın hem istihbarat hem de operasyon birimlerinin bu saldırılarda kendileri adına başarı sayılabilecek bir operasyonu gerçekleştirdiğini göstermekte. Elbette şu da unutulmamalı ki Hizbullah dışında İran Devrim Muhafızları ve Suriye sahasındaki İran askeri güçleri arasında uzunca bir zamandır görülen güvenlik ve istihbarat zafiyeti de tartışma konusu olmuş durumda” ifadelerini kullandı.

MOSSAD’IN PAYI OLDUKÇA BÜYÜK

MOSSAD’ın İran Devrim Muhafızları başta olmak üzere Hizbullah içindeki işbirlikçileri ve ajanları olduğunun altını çizen Günyel, bu kişilerin suikast saldırıları ve son yaşanan iletişim araçları üzerinden yaptığı saldırılarda yüksek ihtimalle büyük pay sahibi olduklarına dikkat çekti.

Haberin Devamı

Saldırılar ile ilgili henüz tam bir analiz ve açıklama yapılmadığını söyleyen Günyel, şöyle konuştu:

Genel olarak askeri ve istihbarat uzmanları çağrı cihazları ve telsizlerin içine belli bir gramajda (10 ile 20 gr olduğu genel olarak ifade ediliyor) patlayıcının bir kodla aktive edilen devre kartı ile yapıldığı belirtiyorlar. Bunu doğru veri olarak kabul edecek olursak, MOSSAD’ın üretim kısmından tedarik kısmına kadar ki zincir içerisinde yer aldığı ve bu işlemi gerçekleştiği aşikar. Benim düşüncem açıkçası üretim ya da tedarik kısmında MOSSAD’ın devreye girerek cihazların içine patlayıcıları yerleştirdiği yönünde.

Tetiği uyuyan hücreler mi çekti Uzman isim MOSSAD’ın saldırısının detaylarını anlattı

İSRAİL’İN GEÇMİŞTEKİ ‘TELEFON’ SUİKASTLARI

İsrail’in geçmişte de telefon kullanarak yaptığı suikast girişimlerinin olduğunu anlatan Günyel, bunların iki tanesinin hafızalarda yer ettiğini söyledi.

Haberin Devamı

Bunların ilki, 1972 yılında Paris’te Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Temsilcisi Mahmud Hamşari’nin dairesinde kullandığı sabit telefonun tabanı değiştirilerek patlayıcı düzeneği konulmuş, Hamşari’nin gelen aramaya cevap verdiği esnada MOSSAD ajanları düzeneği patlatmış ve Hamşari patlamada önce bir ayağını daha sonra ise hayatını kaybetmiştir.

İkincisi ise akıllarda kalan telefon suikast ise 5 Ocak 1996 tarihinde Hamas’ın üst düzey yetkililerinden ve Bomba yapım uzmanı “mühendis” lakaplı Yahya Ayyaş Gazze’de kendisine MOSSAD işbirlikçisi bir kişinin babasının aradığı ve cevaplaması için getirdiği içine 50 gram patlayıcı yerleştirilen Motorola Alpha cep telefonunu açması sonrası yaşanan patlama ile hayatını kaybetti.

LÜBNAN’IN ‘SAVAŞ SUÇU’ ÇIKIŞI HAKLI

Lübnan’ın yapılan saldırıyı ‘savaş suçu’ olarak değerlendirmesinin haklı ve doğru bir söylem olduğunu belirten Günyel, İsrail’in uluslararası insancıl hukuk ve Cenevre Sözleşmelerindeki sivillerin korunması kurallarını ihlal ettiğine dikkat çekti.

Haberin Devamı

Tetiği uyuyan hücreler mi çekti Uzman isim MOSSAD’ın saldırısının detaylarını anlattı

İsrail’in bu ihlalleri aslında yalnızca bugün değil, 1948 yılından beri başta Filistin halkı olmak üzere insancıl tüm hukuk kurallarını çiğneyen bir sistematik devlet aklıyla bölgede hareket ettiğini söyleyen Günyel, “Bir ülkenin egemenliği, halkını hedef almak bir savaş suçudur. Burada sivillerin hayatını kaybetmesi ayrıca İsrail’in Lübnan’a terör suçu işlediğini de göstermektedir. İsrail 7 Ekim sonrası birçok savaş suçu işlemiş konumda, bunu biz demiyoruz bunu uluslararası hukuk kurumları söylüyor, Uluslararası Adalet Divanı açılan davalarda İsrail’in soykırım yaptığını tutanaklara geçirmiş, Uluslararası Ceza Mahkemesi Netanyahu’nun savaş suçlusu olarak tutuklanmasını talep etmiştir. İran’ın Suriye’deki diplomatik misyonuna hava saldırısı düzenlemek, İran’ın başkentinde Diplomatik misyonu bulunan Haniyye’nin katledilmesi olayları zaten birer savaş suçuydu fakat uluslararası hukuk günümüzde uluslararası ilişkiler realist kuramın güç politikaları karşısında güçlünün hukuku konumuna düşmüş durumda” ifadelerini kullandı.

“İSRAİL’İN AJANDASINDA HİZBULLAH İLE HESAPLAŞMA VAR”

7 Ekim sonrası İsrail’in başta ABD olmak üzere Batı’dan büyük destek aldığını söyleyen Günyel, Hizbullah-İsrail gerilimini şu sözlerle anlattı:

Özellikle 2006 yılında Hizbullah’la girdiği savaşı göreceli olarak kaybetmiş ve caydırıcılık algısı büyük yara alan İsrail, bu destekle beraber sadece Gazze’de Hamas’a karşı değil Hizbullah’ı da hedefleyen bir planı devreye sokma niyetinde ve Hizbullah ile hesaplaşarak caydırıcılığını tekrar inşa etmek istiyor. Hizbullah ise 7 Ekim sonrası İsrail’e Lübnan sınırında kuzeyden cephe açarak İsrail’i oyalamak ve Hamas-Gazze üzerinde İsrail baskısını azaltmak istemiştir. Karşılıklı saldırılar bu süreçte artarken her iki tarafta kayıplar vermiş Lübnan-İsrail sınırında yaşayan siviller bölgeyi terk etmişlerdir. İsrail Lübnan’da Haruri ve Şükür suikastları ile aslında Hizbullah’ı daha geniş çaplı bir savaş içine çekmeye çalışmış ve İsrail bu bahane ile Lübnan’a bir askeri işgal hareketi başlatmak istemiştir. Fakat her iki taraf içinde zorluk ve çelişkiler barındıran olgularda mevcut.

Tetiği uyuyan hücreler mi çekti Uzman isim MOSSAD’ın saldırısının detaylarını anlattı

Dr. Cihan Günyel Hizbullah’ın vereceği karşılık için ise şu sözleri söyledi:

Her iki taraf açısından çelişkilerin ve zorlukların olduğu bu süreçte özellikle Hizbullah’ın yanıtı muhtemelen daha düşük seviyede olma ihtimalini güçlü tutuyor, Fuad Şükür’ün suikaste uğradığında misillemenin şiddet eşiğinin sınırlı ve seviyeli kaldığını unutmamak gerekir. Şunu da unutmamak gerekir ki İsrail’in ajandasında Hizbullah ile hesaplaşma hep yer almakta, ne zaman gerçekleşeceğini kesin olarak söylemek zor fakat yaşanan gelişmeler şimdilik bunun uzun bir gelecekte olmayacağını gösteriyor.

“ABD TEMKİNLİ YAKLAŞIYOR”

ABD ve Batı’nın İsrail’e vereceği desteğin tam bir kesinlik taşımadığını söyleyen Günyel, ABD’nin böyle bir çatışma başlama ihtimaliyle bölgesel savaş çıkma riskinin bulunduğunu bildiğini belirtti.

Öte yandan Suriye ve Irak sahasının çatışmaya dönüşeceği, İran’ın da dahil olacağı ve bu bölgelerdeki ABD askeri üs ve personelinin saldırıya uğrayacağını ABD’nin öngördüğü tahmin ediliyor.

Bunun son örneği geçtiğimiz ocak ayında Ürdün’deki ABD üssünde İran’a yakın vekil güçlerin üstlendiği saldırıda 3 askerin öldürülmesiyle oldu.