Türkiye'de bulundu, dünya basınında haber oldu! Uzman isim uyardı: Zehirleyebilir
Bilim insanları antik çağlarda Yunanlar, Romalılar ve Mısırlılar tarafından tamamlayıcı tıbbın yanı sıra afrodizyak etkisi için de kullanılan efsane bir bitkinin Türkiye'de yeniden çıktığını öne sürdü. İngiliz basını tarafından 'her derde deva mucize bitki' olarak tanımlanan bitkinin aslında bilinçsiz kullanımda 'zehir' olabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Erdem Yeşilada uyarılarda bulundu.
Ömer Faruk Ekinci / Posta.com.tr | Tıp bilimi her geçen gün gelişmeye devam ediyor. Modern tıp tedavilerinin yanında veya çaresiz kaldığı noktalarda ise zaman zaman tamamlayıcı tıbbın insanlara çare olduğu büyük çoğunlukla biliniyor. Geçmişte 'kocakarı ilaçları' olarak bilinen bitki kürlerinin bir kısmı, günümüzde bilim insanlarının da onayını almış durumda olsa da bu bitkilerin kontrolsüz ve bilinçsiz olarak tüketilmesi kötü sonuçlara yol açabiliyor.
Yeni keşfedilen ferula drudeana bitkisinin, sarı çiçekleri sebebi ile halk arasında 'sarı kantaron' olarak bilinen bitki ile bir akrabalığı olduğu öne sürüldü ancak bu iddialar asılsız çıktı.
YEMEKTEN PARFÜME KADAR HER ALANDA KULLANILDI
Antik çağlarda kullanılan ancak zaman içerisinde nesli tükenen ve neredeyse 2000 yıldır görülmeyen; adı pek çok şiirde ve efsanede geçen silfiyumun yeniden yetişmeye başladığı öne sürüldü. Sarı renkli çiçekleri açan ve kalın bir gövdeye sahip bu bitki, geçmişte Yunanlar tarafından ezilerek, kavrularak, sotelenerek veya kaynatılarak yemekten ilaca birçok alanda kullanıldı.
Binlerce yıl önce Yunanlar, Romalılar ve Mısırlılar tarafından pek çok alanda kullanılan ve her derde deva olduğu düşünülen bu bitki iddiaya göre, şimdilerde ana vatanı olan Kuzey Afrika bölgesine kuş uçuşu yaklaşık 1200 kilometre uzaklıkta Türkiye'de görüldü.
SONUNCUSU İMPARATOR NERO'YA VERİLDİ
Antik metinlerde bu bitkinin nesli tükenmeden önce son dalının İmparator Nero'ya verildiği yazılı. Romalıların bu bitkiyi imparatorluk hazineleriyle birlikte sakladığını ve doktorları tarafından mide ağrılarından kurtarmak amacı ile kullanıldığı belirtiliyor. Silfiyuma eski Mısır hiyerogliflerinde de rastlamak mümkün.
Nesli tükenen silfiyumun bu çağa kalan tek görseli ise arkeolojik kazılar ile bulunan Sirenayka sikkeleri. Uzmanlar bu bitkinin zamanında çok değerli olduğu için paraların üzerine basıldığını söyleyerek, silfiyumun gümüş ile aynı değerde olduğunu belirtti.
UZMAN İSİMDEN KRİTİK UYARI
İngiliz basını tarafından 'her derde deva' bitki olarak tanımlanan bu bitki ile ilgili kritik uyarı ise Eczacılık Fakültesi Farmakognozi ve Fitoterapi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erdem Yeşilada'dan geldi. Prof. Dr. Yeşilada, bu tarz ifadeler sebebiyle bitkilerin talan edilip tüketilmemesi gerektiğini söyledi.
TÜRKİYE'DE BULUNDU
İngiliz Daily Mail'in National Geographic'e dayandırdığı habere göre, tarihçiler ve botanik uzmanları yüzlerce yıllar boyunca bu bitkiyi aradı. Ancak binlerce yıl önce neslinin tükendiği düşünülerek bu aramadan vazgeçildi. İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'nden Farmakognozi Uzmanı Prof. Dr. Mahmud Miski ise bu bitkiyi Türkiye'de bulduğunu öne sürdü.
Prof. Dr. Mahmud Miski yaptığı araştırmalar sonucu, bu mucize bitkinin Türkiye'de bulunan Hasan Dağı'nda yeniden görülmeye başladığını belirtti. Prof. Dr. Miski'nin bulduğu bitki, eski metinlerde geçen silfiyum gibi sarı renkli çiçekleri olan ve kalın gövdeye sahip.
ROMALI DOĞABİLİMCİNİN TARİFİNE UYUYOR
Prof. Dr. Miski, Hasan Dağı'nda bulduğu bu bitkiyi incelerken Büyük Plinius olarak da bilinen Romalı Doğabilimci Gaius Plinius Secundus'un metinlerinden yararlandı. Prof. Dr. Miski'nin bulduğu bitkinin Plinius'un silfiyum tasvirine çokça benzediği ifade edildi. Plinius'un metinlerinde, silfiyumu yiyen koyunların uykuda daldığı, keçilerin ise hapşırdığı yazıyordu ki bu özellikler Prof. Dr. Miski'nin bulduğu bitkide de mevcut.
Eski metinlerde büyük bir yağmurun ardından 'karanlığın' içinden çıktığı iddia edilen silfiyum, bu özelliği ile de 'ferula drudeana'ya benziyor. Prof. Dr. Miski, bu bitkinin nisan ayında Hasan Dağı'na yağan büyük bir yağmurun ardından ortaya çıktığını söyledi.
PEK ÇOK AÇIDAN BENZİYORLAR
Bu iki bitkinin aynı olabileceğine bir kanıt da Prof. Dr. Miski'nin bitkiyi taşımaya çalıştığında ortaya çıktı. Antik metinlerde geçtiğine göre silfiyum, taşıması ve başka bir yere ekmesi oldukça zor bir bitki. Prof. Dr. Miski'nin bulgularına göre, yeni keşfedilen ferula drudeana bitkisinin de aynı şekilde taşınması nerdeyse imkansız.
Ferula drudeananın de silfiyum gibi antikanser ve antienflamatuar özellikleri bulunurken, medikal olarak kullanılabilecek durumda olduğu ortaya çıktı. Ferula drudeana bitkisinin antik çağlarda ana vatanı olan Kuzey Afrika'dan Yunanlar tarafından Anadolu topraklarına getirilerek ekilmeye çalışıldığı ve günümüzde bu sebeple yeniden yetiştiği iddiaları üzerinde duruluyor.
"SARI KANTARON İLE ALAKASI YOK"
Prof. Dr. Erdem Yeşilada ise Posta.com.tr'ye yaptığı açıklamada, ferula familyasında bulunan bu bitkinin halk arasında 'sarı kantaron' olarak bilinen Hypericum perforatum ile bir alakası olmadığını söyledi.
Prof. Dr. Yeşilada, ferula drudeana bitkisinin 2011 yılında Gazi Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayri Duman tarafından keşfedildiğini duyurdu.
"ŞU ANA KADAR KULLANILMADI"
Fitoterapi alanının uzman ismi Prof. Dr. Yeşilada, aynı zamanda yaklaşık 11 yıldır bilinen bu bitkinin herhangi bir tamamlayıcı tıp alanında kullanılmadığını belirterek bunun olması için çok uzun bir süre araştırılması ve her türlü etkisinin test edilmesi gerektiğini söyledi.
AFRODİZYAK ETKİSİ YÜZÜNDEN NESLİ TÜKENDİ
Öte yandan antik çağ efsanesi silfiyumun neslinin tükenmesinin asıl sebebinin bitkinin afrodizyak etkisinin bulunması olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yeşilada, bitkinin şöhretinin buradan geldiğini ve yüzlerce yıl bu sebeple arandığını belirtti.
BİLİNÇSİZ TÜKETİM ÖLÜME GÖTÜREBİLİR
'Her derde deva' olarak nitelendirilen bitkiler, meyveler ve sebzeler ile ilgili dikkatli olunması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Yeşilada, bu tarz bitkilerin kontrolsüz ve bilinçsiz tüketilmesi durumunda sonuçların felaket olabileceğini hatta ölüme dahi varabileceğini ifade ederek uyarıda bulundu.