Türkiye'ye çok önemli görev! Uzman isim uyardı: Fitil barut fıçısına ulaşmadan durdurmamız gerek
Bağımsızlığını ilan ettiğinden beri gerginliğin eksik olmadığı Kosova’da gerçekleştirilen yerel seçimlerin ardından tartışmalar yeniden alevlendi. Kosova’da görev alan NATO güçlerinin Sırp azınlık protestolarında yaralanması üzerine oluşan krize müdahele için Türkiye’den komandolar da yola çıkacak. Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, Kosova’da Türkiye’ye verilen görevi ve bölgedeki gerginlik ile ilgili önemli yorumlarda bulundu.
Ömer Faruk Ekinci | 17 Şubat 2008 tarihinde ise Kosova yönetimi Sırbistan'dan tek taraflı bağımsızlığını ilan etti. Bu gelişme Sırbistan tarafından oldukça sert karşılandı. Sırpların yoğunlukla yaşadığı Mitrovica bölgesinde büyük protestolar düzenlendi.
Kosova'nın bağımsızlığını ilk tanıyan ülke Kosta Rika olurken ikinci ülke ise ABD oldu. Türkiye, Arnavutluk, Birleşik Krallık ve Afganistan da Kosova'yı tanıyan ilk ülkelerin başında geldi.
SIRPLAR TANIMADI
Sırbistan, Kosova'nın hala kendi ülke sınırları içerisinde bulunduğunu iddia etse de Kosova'yı dünyada 100'den fazla ülke tarafından bağımsız bir devlet olarak tanıyor. Sırbistan, Rusya, Yunanistan, Çin ve Ermenistan ise Kosova'nın bağımsızlığını tanımayan ülkelerden bazıları.
BELEDİYE YÖNETİMİ KRİZİ GERGİNLİĞİ ARTIRDI
Kosova'nın kuzeyinde Sırpların yoğun olarak yaşadığı belediyelerdeki Arnavut yönetime karşı çıkan Kosovalı Sırpların protestolarıyla gerginlik yeniden alevlenmeye başladı.
Kosovalı Sırpların 29 Mayıs'ta protestolarına devam etmesi üzerine, Kosova polisi ve NATO'nun Kosova'daki Barış Gücüne (KFOR), belediye binalarını tel örgülerle çevirdi ve bölgedeki personel sayısını arttırdı.
Asker sayısını arttıran KFOR birlikleri ile protesto düzenleyen Kosovalı Sırplar arasında çıkan arbedede birliğin 30 askerinin yaralandığı bildirildi. NATO ve Dışişleri Bakanlığı, KFOR ile yaşanan gerginliği şiddetle kınarken Vucic, düzenlediği basın toplantısında, Kosovalı Sırplara NATO ile çatışmaya girmemeleri çağrısında bulundu.
Kosovalı Sırpların çoğunlukta olduğu Zveçan Belediyesi önünde yaşanan olayların büyümesi üzerine Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic'in, Sırbistan ordusuna "hazır ol" emri verdiği ve ordu mensuplarının Kosova sınırına konuşlanacağı duyuruldu. ABD, bölgede yaşananları kınayan ilk ülke olurken, NATO da aynı gün taraflara gerginliğin düşürülmesi çağrısında bulundu.
TÜRKİYE KOMANDOLARI KOSOVA’YA GİDİYOR
Öte yandan Kosova’nın bağımsızlığını ilk tanıyan ülkelerden biri olan ve Kosova ile sağlam ilişkileri bulunan ülkemiz de bu gerilimde Kosova’nın tarafında durdu. Milli Savunma Bakanlığı’ndan cumartesi günü yapılan açıklamada, Kosova’da bulunan Sultan Murat Kışlası'na bir komando taburunun ihtiyat birliği olarak görevlendirildiğini duyuruldu.
MSB’nin açıklaması şu şekilde:
Türkiye; BM, NATO, AB ve AGİT görevleri ile ikili ilişkiler kapsamında bölgesel ve küresel barış ve istikrara katkı sağlamayı sürdürmektedir.Bu bağlamda ülkemiz, ortak tarihî ve kültürel değerlerimizin bulunduğu Balkanlardaki gelişmeleri de yakından takip etmekte; son günlerde dost ve kardeş Kosova’nın kuzeyinde gerçekleşen, bölgesel güvenlik ve istikrara zarar veren olayların diyalog yoluyla çözümü için yapıcı bir tutum sergilemekte ve taraflara itidal çağrısında bulunmaktadır.Kosova’da meydana gelen olaylar sonrası NATO Müşterek Kuvvet Komutanlığı/Napoli (İtalya) tarafından yapılan talebe istinaden, daha önceden NATO Kosova Gücüne (KFOR) tahsisli olan 65’inci Mekanize Piyade Tugay Komutanlığımıza (Kırklareli) bağlı bir komando taburu ihtiyat birliği olarak görevlendirilmiştir.Görevlendirilen birliğimizin 4-5 Haziran 2023 tarihlerinde Kosova’da bulunan Sultan Murat Kışlasına intikali planlanmıştır.
“TÜRKİYE’YE ÖNEMLİ BİR GÖREV VERİLDİ"
Türkiye’nin Kosova’ya asker göndermesini yorumlayan Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, KFOR’un kapsamında artırıma gidileceğinin aşikar olduğunu ve Türkiye’nin de buraya uluslararası hukuka uygun bir şekilde dahil olduğunu belirterek, “Kosova’nın istikrarı için Türkiye’ye önemli bir görev verildi” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin hem Kosova hem de Sırbistan üzerinde önemli etkiler ortaya koyabilen bir ülke olduğunu belirten Ağar, NATO güçlerinin Kosova’daki istikrarı bozmamaya dikkat etmesi gerektiğini ifade etti. Ukrayna ile Rusya arasındaki savaşta da benzer bir riskin olduğunu söyleyen Ağar, bu gerginliğin başka bölgelere taşmasının önüne geçilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Son günler yaşanan gerginliğin Kosova’da yaşayan Sırpların sandığa gitmeyerek protesto ettiğini ve bu sebeple Sırp azınlığın yaşadığı bölgede Arnavut yöneticilerin iktidara gelmesi olduğunu söyleyen Ağar, “Bu gerilimin arkasında kim var asıl soru bu. Birileri Kosova üzerinde istikrarsızlık yaşatmak istiyor. Bu gerginliğin çok acil bir şekilde düşürülmesi gerekiyor. Bunun için de Kosova’da yaşayan Sırp azınlığın haklarının gözetilmesi şart” şeklinde konuştu.
“DENGELEYİCİ FAKTÖR VE BARIŞ SAĞLAYICI BİR FİGÜR”
Kosova’daki istikrarı sağlamak için Türkiye’den bir ihtiyat birliği olarak gidecek olan 65’inci Mekanize Piyade Tugay Komutanlığından bir taburunun her iki ülke üzerinde de etkisi olduğundan dolayı önemli olduğuna dikkat çeken Ağar, Türkiye'nin bölgede dengeleyici faktör ve barış sağlayıcı bir figür olmasının oldukça mümkün olduğunu söyledi.
Ağar, gerginliğin azaltılması adına seçimlerin yenilenmesinin ve Sırp azınlığın sandığa gitmesi için motive edilmesinin bile bir çözüm olabileceğini belirtti.
Ukrayna’da devam eden savaşla birlikte dünyanın jeopolitik bir türbülansa girdiğini ifade eden Ağar, “Batı güçleri de Rusya da savaşla ilgili konsantrasyon bozmak için farklı yöntemlere başvurabilir. Bunun da başında Balkanlar geliyor” dedi.
“FİTİL BARUT FIÇISINA VARMADAN DURDURMAMIZ GEREK”
Kosova’yı “Balkanlar’da bir barut fıçısı” olarak tanımlayan Ağar, bazı güçlerin bu barutun fitilini ateşlediğini ve ivedilikle bu fitilin fıçıya ulaşmadan durdurulması gerektiğini belirtti.
Ağar, Asya cephesinin Rusya üzerinden 2000’li yılların başından beri yaşanan jeopolitik taarruza karşılık verdiğini söyleyerek şu ifadeleri kullandı:
Her iki taraf da çok daha büyük olaylara hazırlanıyor. Ona göre yığınak oluşturuyorlar. Temmuz ayında NATO zirvesi var. Bu zirvede yeni savunma planlarının onaylanması söz konusu. Bu sadece silahlanma değil, kuvvet oluşumları ve kuvvet konuşlanmalarını da içeriyor. İki tarafta da muazzam bir hazırlık var.