Ülkeyi sarsan aşk cinayeti! 'Tatlı' liselilerin hayatları böyle karardı
ABD'de rüya gibi bir hayat yaşayan genç kız, hayatına giren erkek arkadaşı ile birlikte adeta dibe vurdu. Yıllar süren 'zararlı' bir ilişkinin sonucunda ise iki gencin de hayatı sonsuza kadar karardı.
Derleyen: Ömer Faruk Ekinci | ABD'nin Tennessee eyaletinde yaşayan 16 yaşındaki Emma Walker, tam bir Amerikalı genç hayatı yaşıyordu. Okuduğu lisenin futbol takımının ponpon kız ekibinin lideriydi ve okulda oldukça popüler bir isimdi.
AİLESİ DE ÇOK SEVDİ
Emma'nın ponpon kızlığını yaptığı takımda oynayan Riley Gaul'u okulun ilk yılında gördüğü andan beri gözüne kestirmişti. Emma'ya göre diğer erkeklere göre Gaul, klasik biri değildi. Komikti, akıllıydı ve oyun oynamayı çok seviyordu. Emma'nın anne babası Mark ve Jill Walker, kızlarının kendisi için mükemmel bir partner bulduğunu düşünüyordu.
Anne Jill, Gaul'u 'oldukça sevilebilir' olarak tanımlarken baba Mark ise 'O çok iyi görünen, çok ahlaklı düzgün bir gençti' dedi. Tüm bu mükemmelliğin arkasında Emma'nın arkadaşları ve ailesi erkek arkadaşı Gaul'un kontrol etmeyi seven bir taraf olduğunu fark etmeye başlamıştı. Gaul artık Emma'ya karşı aşırı derecede sahiplenici davranıyordu ve genç kıza istediği şeyleri yapıp yapmaması konusunda baskı uyguluyordu.
"BENİM İÇİN ARTIK BİR ÖLÜSÜN"
Genç çift, birlikte geçirdikleri 2 yıl boyunca çok kez kavga edip ayrıldı ancak tekrar barıştı. İkili arasındaki ilişki o kadar zararlı bir hale gelmişti ki bir seferinde Gaul, Emma'ya kavga ettikten sonra mesaj atarak, "Senden ve seninle ilgili her şeyden nefret ediyorum. Benim için bir ölüsün" ifadelerini kullanmıştı.
Emma'nın anne ve babası bu mesajları gördükten sonra kızlarının Gaul ile görüşmesini yasaklayarak evlerine girmesine izin vermemeye karar verdi. Telefonunu da elinden alarak kızlarının Gaul ile iletişimini kesmeye çalışan aile yine hayal kırıklığına uğrayacaktı. Emma, Gaul'un kendisine aldığı cihazdan iletişimini sürdürüyordu.
EMMA ESKİ HALİNE DÖNDÜ
2016 yılının Ekim ayında Emma, Gaul ile temelli bir şekilde ayrılma kararı aldı. Genç kızın ailesi bu karardan oldukça memnundu. Kızları yıllar sonra adeta eski haline dönmüştü. Odasından çıkıyor, insanlarla sosyalleşiyor, gülüp eğleniyordu.
Ne yazık ki, Emma, yeniden eline geçen özgürlüğünün tadını ancak birkaç hafta çıkarabilecekti. Daha sonrasında ise Gaul, genç kızın özgürlüğünü sonsuza dek onun elinden alacaktı.
"DEDİKLERİMİ YAPMAZSAN..."
16 Kasım 2016'da Emma, bir arkadaşının evinde düzenlenen partiye katılmak üzere oraya gitti. Saat akşam 23.30 sularında genç kızın telefonuna bir mesaj geldi. Gönderenin belli olmadığı bu mesajda, "Anahtarlarınızla arabana gel. Yalnız gel... Yanımda sevdiğin biri var. Dediklerimi yapmazsan onlara zarar veririm" yazıyordu.
Bu mesajı atanın eski sevgilisi Gaul olduğunu düşünen Emma, yanına arkadaşlarını alarak arabasına doğru ilerledi. Arabaya vardıklarında Gaul'u bir çukurun içinde yüzüstü yatarken gördüler. Gaul kendine geldiğinde kaçırıldığını ve hiçbir şey hatırlamadığını söyledi. Emma ise eski sevgilisinin dediklerinin tek kelimesine bile inanmadı ve arkasını dönerek oradan uzaklaştı.
KORKU İÇİNDE TELEFONA SARILDI
Bir sonraki gün Emma, evinin önünde simsiyah giyinmiş şüpheli bir yabancı gördü.
Hemen arkadaşlarına mesaj atan Emma, şu ifadeleri kullandı:
Evde yalnızım ve tamamen siyahlar içinde biri sokağımdan geçti ve kapıma geldi ve kapı zilini defalarca çaldı. Öleceğimi düşündüm.
Korku içerisinde o an ulaşabileceği tek insan olarak düşündüğü Gaul'u arayan Emma, "Senden nefret ediyorum ama şu an sana ihtiyacım var" dedi. Gaul ise hemen yola çıkarak Emma'nın evine doğru hızla yaklaşıyordu.
ANNESİ GAUL'DAN ŞÜPHELENDİ
Emma'nın annesi eve döndüğünde kızını ve Gaul'u bahçede konuşurlarken gördü. Emma çok öfkeli görünüyordu. Jill, ikilinin yanına giderek Gaul'dan oradan uzaklaşmasını istedi. Daha sonra Emma ile konuşan anne, siyahlar içindeki kişinin büyük ihtimalle Gaul olduğunu söyledi.
Bir sonraki gün Emma'nın anne ve babası kızları ile birlikte önce işe gidip ardından eve dönmüşlerdi. Kızlarını yalnız bırakmak istemiyorlardı. Gece 12.00 civarında yatmaya giden Emma, son kez burada canlı olarak görüldü.
CESEDİN BULUNDUĞU ODADA BÜYÜK SIR
Sabah 6 sularında kızının odasına giden Jill, Emma'yı bilinçsiz bir halde buldu. Endişelenen anne, hemen polis ekiplerini aradı. Olay yerine gelen polis ekipleri başta genç kızın kendisini öldürdüğünü düşünüyordu ancak daha sonra Emma'nın odasındaki duvarda ilginç bir delik dikkatlerini çekti.
Bu büyük ihtimalle bir mermi deliğiydi. O an polis ekipleri bunun bir intihar değil, cinayet olduğunun farkına vardı. Daha sonra ilerleyen incelemelerde duvarda bir mermi izi daha bulundu. Emma'nın yastığının üzerinde ise ufak bir kan lekesi vardı. Genç kızın sol kulağının arkasından aldığı darbe ile hayatını kaybettiği açıktı.
Tüm bu soruşturma devam ederken herkesin aklındaki baş şüpheli olan Gaul ise sosyal medya hesaplarından eski kız arkadaşının ölümü ile ilgili paylaşımlarda bulunuyordu. 'Seni sonsuza kadar seveceğim', 'Şimdi huzur içinde yat sevgilim' tarzında mesajlar paylaşan Gaul, üstündeki oklardan kurtulmayı başaramadı.
İFADEDE ŞÜPHELİ TAVIRLAR
Hemen gözaltına alınarak ifadesine başvurulan Gaul, Emma ile son olarak telefonda bir kavga ettiklerini ve bunun üzerine genç kızın kendi numarasını engellediğini söyledi. Kavganın ardından 2-3 saat boyunca arabada ağladığını söyleyen Gaul, tüm bu ifadesi boyunca Emma'ya hiçbir zaman ismiyle hitap etmemişti. Genç kıza sadece 'o kız' şeklinde hitap ediyordu.
Verdiği ifade oldukça şüpheli olsa da polisin elinde Gaul'u tutacak somut bir delil yoktu. Bu durum genç adamın en yakın iki arkadaşının itiraflarına kadar sürecekti.
Gaul'un en iyi arkadaşları olan Alex McCarty ve Noah Walton, polis ekiplerine giderek Gaul'un Emma ile ayrılmasının ardından endişe verici hareketlerde bulunduğunu söyledi. Gaul, yaşadığı ayrılığın ardından intihar bile etmeye çalışmıştı.
Gaul, arkadaşlarına kendisini korumak için dedesinin silahını aldığını söylemişti. Daha sonra Walton'dan parmak izlerini nasıl yok edeceğini sormuştu. Emma'nın ölü bulunmasının ardından arkadaşları ile tekrar görüşen Gaul, onlara genç kızı öldürmediğini söyledi.
POLİS VE ARKADAŞLARININ İŞBİRLİĞİ YAKALATTI
Polis ekipleri ile birlikte hareket etmeye karar veren McCarty ve Walton, üzerlerine kamera ve mikrofon yerleştirilerek Gaul ile görüşmeye gönderildi. Gaul, arkadaşları ile birlikte Emma'yı öldürürken kullandığı silahı atmaya gitti. Tüm bu olay kamera ve mikrofon tarafından anbean kaydedilmişti.
Ele geçirilen kanıtlarla birlikte Gaul, birinci dereceden cinayet, hırsızlık, ruhsatsız silah bulundurma suçlarından ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.