Balabanlı İlkokulu’nun havası değişti
İklimlendirmenin, çocukların gelişimi ve eğitim yaşamı üzerindeki etkilerine dikkat çekmek ve eğitimi desteklemek amacıyla hayata geçirilen bir proje için geçen hafta İzmir’deydim.
EĞİTİM / Sevim Büyüktaş Demir
KENDİ ELEKTRİĞİNİ ÜRETECEK
Alarko Carrier, iklimlendirme alanındaki uzmanlığını bir iyilik projesine dönüştürmek için ‘Okulların Havası Değişiyor’ mottosuyla öğrencilere konforlu sınıflar oluşturuyor. Geçtiğimiz yıl Mardin’de Midyat Çaldere İlkokulu’nda başlayan proje, bu yıl da İzmir’in Ödemiş ilçesindeki Balabanlı İlkokulu’na taşındı. Bugüne kadar kömür sobasıyla ısınan Balabanlı Köyü’nün ilkokuluna; ısıtma, soğutma ve iç ortam hava kalitesi ihtiyaçlarına yönelik son teknoloji bir sistem kuruldu. Balabanlı İlkokulu, bundan böyle kendi elektriğini de yenilenebilir bir sistemle üretecek. Bu sistemle okulun kömür, odun ve elektrik masrafı olmayacak. Böylelikle kamu yararına yıllık 400 bin TL tasarruf sağlanacak.
5 ÇEVRESEL RİSK ARASINDA
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verileri, dünya nüfusunun neredeyse tamamının yüksek düzeyde kirletici içeren havayı soluduğunu gösteriyor. ABD Çevre Koruma Ajansı Bilim Danışma Kurulu tarafından gerçekleştirilen bir çalışmaya göre, iç ortam hava kirliliği halk sağlığına yönelik ilk 5 çevresel risk arasında yer alıyor. İç ortam hava kalitesine en duyarlı grupların başında ise okul çağındaki çocuklar geliyor. Pek çok ülkede yapılan akademik çalışmalar, çocukların günlük hayatlarının büyük bir kısmını geçirdikleri okullardaki iç ortam hava kalitesinin, sağlıklarını ve akademik performanslarını doğrudan etkilediğini gösteriyor.
AKADEMİK PERFORMANSI ETKİLİYOR
Pencerelerin ve kapının kapalı olduğu bir sınıfta, 40 dakika süren dersler boyunca karbondioksit seviyesi en üst seviyeye çıkıyor. Özellikle ilk 20-30 dakika sonrası dikkat dağınıklığı ve verimin düşmesi, ortamdaki temiz havanın azalmasından da kaynaklanabiliyor. Uluslararası araştırmalar, ideal iklimlendirmenin sağlanmış olduğu okullarda akademik başarının, diğer yerlere göre yüzde 15 daha fazla olduğunu gösteriyor. Temiz havada büyüyen çocuklar, fiziksel ve zihinsel açıdan daha güçlü oluyor. Ayrıca kötü hava, alerjileri de tetikleyebiliyor. Bu da çocuğun daha sık hasta olmasına sebep oluyor. Bu nedenle Alarko Carrier, ‘Okulların Havası Değişiyor’ projesini her yıl bir okulda gerçekleştiriyor. Alarko Carrier Genel Müdürü Cem Akan, proje ile bir yandan çocukların eğitimlerini desteklemeyi, diğer yandan ise iklimlendirmenin çocukların gelişimine ve eğitim yaşamı üzerindeki etkilerine dikkat çekmeyi amaçladıklarını söyledi.
MEZUN OLDUĞU OKULU YENİDEN İNŞA ETTİ
Final Eğitim Kurumları, 2020 yılında depremden hasar gören Elazığ Ortaokulu’nun yerine yeni bir eğitim kurumu inşa etti. Final Okulları Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Taşel’in adını taşıyan okul, Millî Eğitim Bakanlığı’na teslim edildi. 4 bin 500 metrekarelik alanda kurulu olan 24 derslikli Elâzığ İbrahim Taşel Ortaokulu, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin tarafından hizmete açıldı. Elazığ Ortaokulu’nun ilk mezunlarından olan İbrahim Taşel, okulun eğitim ve öğretimde yüksek kaliteyi yakalamasını istediklerini söyledi.
EKRAN MI KİTAP MI?
Dijital teknolojiler, hayatımızın her alanına olduğu gibi okuma alışkanlıklarımıza da derin bir dönüşüm getirdi. Altınbaş Üniversitesi, bu süreci kapsamlı şekilde ele alan bir çalışma yaptı. Çalışmayı yürüten Altınbaş Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Serdar Ay’ın öne çıkan tespitleri şöyle:
* Dijital platformlar, bilgiye erişim hızını artırıyor. Okuyucular, arama motorları sayesinde istedikleri bilgilere daha hızlı ve kolayca ulaşabiliyor.
* Dijital kitapların yaygınlaşmasıyla kâğıt kullanımı azaldığı için ağaç kesiminin önüne geçiliyor ve çevreye daha az zarar veriliyor. Böylece dijitalleşme, doğrudan çevresel sürdürülebilirlik açısından da avantaj sağlıyor.
* 2030’da küresel sesli kitap pazarının 33.59 milyar dolara ulaşacağı öngörülüyor.
* Ekrandan okumanın, dikkat dağıtıcı unsurlar (reklamlar, e-posta uyarıları gibi) nedeniyle anlama performansını olumsuz etkileyebiliyor.
* Akıllı telefonlar ve tabletlerle büyüyen Z kuşağının okuma alışkanlıklarının, büyük ölçüde dijital platformlara kayacağı öngörülüyor. Ancak basılı kitaplar hâlâ elektronik kitaplara kıyasla daha fazla tercih ediliyor.