Özgüvenli, bağımsız çocuklar

Çocuk Gelişim Uzmanı Doç. Dr. Saniye Bencik Kangal, nam-ı diğer ‘Akademisyen Anne’nin bu konuyla ilgili açıklaması da her ebeveyn için rehber niteliğinde. Çocuğun ebeveyni olmadan ayakta durmasını öğrenmesi gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Kangal, “Çocuk bir gün bizsiz kalacak. Bizsiz bir okula gidecek ya da travmatik bir şey yaşayacak; bizsiz kalacak. Bizsiz kaldığında ayaklarının üzerinde durabilecek çocuklar yetiştirmemiz lazım. Kendi çamaşırını yıkayabilecek ve kendi yemeğini yapabilecek çocuklar yetiştirmeliyiz” dedi. Ebeveynlerin akademik başarıya odaklandığına dikkat çeken Doç. Dr. Kangal, “Akademik başarı, çocuğu ayaklarının üzerinde tutmayacak. Düğmesi koptuğunda, çorabını giyemediğinde, aç kaldığında ve mutfakta kendisine bir şey hazırlayamadığında o zaman ne olacak? Onun ayağının altından o özgüven halısı çekiliverecek. Eğer çocuklarınızın bu hayatta dimdik ayakta durmasını istiyorsanız, önce onlara öğreteceğiniz şey, söküğünü dikme becerisi olacak. Ocakta bir şey ısıtmaya kalktığı zaman alevden korkuyoruz, yanacak, bir şey olacak diye endişeleniyoruz. Korkunun ecele faydası yok. Çocuğun bizsiz ayakta durmasını öğrenmesi gerekiyor” diye konuştu.

İNGİLİZCE YETERLİLİĞİNDE KADINLAR GERİDE

ERKEKLER 20 PUAN ÖNDE

İngilizce, sadece bir yabancı dil olmanın ötesinde küresel iletişimin, eğitimin ve iş hayatının ortak dili. Üstelik yabancı dil bilgisi artık bir ayrıcalık değil, temel bir gereklilik. EF İngilizce Yeterlilik Endeksi’nin 2024 sonuçlarına göre, geçen yıla kıyasla, 40 ülkede erkeklerin İngilizce yeterliliğinin kadınlardan 20 puandan daha yüksek olduğu görüldü. Bu da dil öğreniminde cinsiyet eşitsizliğini gözler önüne serdi. Kadınlar için İngilizce bilmek, kişisel gelişimden mesleki fırsatlara, sosyal hayattan kültürel etkileşime kadar pek çok alanda önemli avantajlar sağlıyor. Erken yaşta dil öğrenen bireyler ise gelecekte bu avantajları çok daha güçlü bir şekilde hissediyor.

ERKEN YAŞTA DİL EĞİTİMİ

Online İngilizce eğitim platformu Novakid’in CEO’su ve Kurucu Ortağı Max Azarov’un konuyla ilgili sözleri de dikkat çekici. Dünya çapında bir değişim yaratmanın önce kendini ifade edebilmekle başladığını söyleyen Max Azarov, “Dünyanın geleceğini şekillendiren liderler, bugün aldıkları eğitimle fark yaratıyor. Ancak hâlâ milyonlarca kız çocuğu, dil bariyerleri nedeniyle uluslararası fırsatlara erişimde geri planda kalıyor. Oysa erken yaşta İngilizce öğrenmek, kız çocuklarına yalnızca bir dil kazandırmaz; onlara özgüven, bağımsızlık ve hayallerini gerçekleştirme gücü verir. Geleceğin bilim insanları, girişimcileri ve liderleri erken yaş eğitimlerle güçleniyor” dedi.

Prof. Dr. Neslihan Semerci ile Bilfen Liseleri öğrencileri

LİSELİLERDEN ÇEVREYE ANLAMLI KATKI

Bilfen Liseleri öğrencileri, 2020 yılından bu yana her yıl farklı bir çevre problemini gündemine getiriyor. Lise öğrencileri bu yıl Türkiye Çevre Eğitim Vakfı’nın yürüttüğü ‘Young Reporters of the Environment’ (Çevrenin Genç Sözcüleri) programına katıldı. Öğrenciler, program kapsamında yeni bir projeye imza attı. Proje kapsamında öğrenciler pazar yerleri ve marketlerde çöpe atılan bitkisel atıkların çevreye bırakılmasının ekosistem üzerindeki tehditlerini fotoğraflar, makaleler ve bir video ile belgeledi. Öğrenciler, projeyi daha da derinleştirmek için Marmara Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Neslihan Semerci ile bir röportaj da yaptı. Bitkisel atıkların kompost yöntemiyle toprağa geri kazandırılmasının önemine değinen Prof. Dr. Semerci, “Bitkisel atıklar, kompost gibi yöntemlerle doğaya geri kazandırılabilir. Bu süreç, toprağın verimini artırırken, çevresel sürdürülebilirliğe de katkı sağlar” dedi. Bu söyleşiden ilham alan öğrenciler, kendi evlerinde kompost çalışmaları yaparak bitkisel atıkların geri dönüşümüne dair pratik deneyimler kazandı ve elde ettikleri kompost ile bitkilerin gelişmesine fayda sağlamayı amaçladı.