EkonomiAnadolu’nun el emeği göz nuru eserleri marka oldu

Anadolu’nun el emeği göz nuru eserleri marka oldu

Paylaş
Anadolu’nun el emeği göz nuru eserleri marka oldu

Anadolu’nun kültürel zenginliğini, zanaatkarlık gücünü dünyaya duyurmak için yola çıkan tasarımcı Banu Yentür, ‘Neolonca’ markasını yarattı. Özel tasarımlarla üretilen ürünler, deprem bölgesinden etkilenen esnaf ve zanaatkarlara da önemli ekonomik katkılar sağlıyor. Ayrıca kaybolmaya yüz tutmuş meslekler eserlerde yeniden vücut buluyor.

ÇAĞDAŞ ANLAYIŞLA HARMANLADI

Haberin Devamı

Anadolu’nun her köşesi binlerce yıllık tarihin izlerini taşıyor. Zanaatkarlar da yıllardır bu tarihi mirası mozaiklere, bakır ve gümüş malzemelere, ahşaba kazıyor, halılara dokuyor. El emeği göz nuru bu eserler nesilden nesile aktarılıyor fakat ortaya kalıcı bir marka çıkmıyor. Buradaki eksikliği fark eden tasarımcı Banu Yentür, Anadolu’nun kültürel mirası ve ustalığını çağdaş tasarımla harmanlayarak yeni marka oluşturmak için yola koyuldu.

SONRAKİ NESİLLERE AKTARACAK

Yaşanan deprem felaketi sonrası proje için merkez olarak Hatay’ı seçen ve son iki yılının önemli bölümünü ‘sürdürülebilir’ bir marka yaratmak için Hatay-Arsuz hattında geçiren Yentür, ‘Yeni Lonca’ anlamını taşıyan ‘Neolonca’ markasını oluşturdu. Zanaatkar, üretici, tasarımcı ve sanatçıyı içine alan markayla Yentür’ün hedefi, günümüzde yetişmesi çok zor olan zanaatkarların el emeğinin hak ettiği yere gelmesi ve bu kültürün yeni nesillere aktarılması.

Haberin Devamı

YENİ YILDIZLAR ÇIKARACAK

Banu Yentür’ün amacı mağaza açmak değil, stratejik işbirlikleriyle Neolonca markasını tüm dünyaya yaymak. Arsuz’da ve çevresinde kurulacak atölyelerden yeni markalar, yeni yıldızlar çıkarmak. İlhamını doğduğu topraklar olan Hatay’dan alan Yentür, “Ben aslında Dörtyol doğumluyum ve çevresinde sanayi çok gelişti. Arsuz‘un ise kültürel değerlere yakınlığı var; orada geçmişe uzanan bir yaşam bütün varlığıyla eskisi gibi devam ediyor. Bu sebeple Arsuz’u kendime üs olarak seçtim” diyor.

PROJE BÜYÜK İLGİ GÖRDÜ

Projenin başından beri valilik, belediye ve kaymakamlık tarafından önemli destek gördüğünün altını çizen Yentür, sözlerine şöyle devam etti: “Baştan bu yana bölgede herkes büyük heyecanla, inanılmaz destek oldu. Neolonca henüz fikir aşamasında iken kendi başıma ilerledim. Markayı ilmek ilmek dokuyarak geliştirmek istedim. Gerçekten ben projenin bu kadar ilgi göreceğini düşünmemiştim. Ve işler hızlı ama emin adımlarla ilerledi, bu noktaya kadar geldik.”

SEVAN BIÇAKÇI İMZALI

“Geçmişte her şehrin bir sikkesi vardı. Bizimki de Hatay’ın sikkesi. Sevan Bıçakçı ve atölyesinin desteğiyle hazırlanmış sikke ve madalyon koleksiyonumuz var” diyen Banu Yentür, şu bilgileri verdi: “Sanatçımız tekrar çalıştı. Biz onu bir karakılçık üzerine oturttuk, mozaik deseni ile birleştirdik ve böyle bir tasarım yaptık. Para yapmak istiyordum çünkü Anadolu’da adettir. Sadece bizde değil her yerde. Evlenene, çocuk doğduğunda buğday atılır. Bunu birleştirdik. Çünkü kaybolan adetlerimize de sahip çıkmak istiyorum. Sevan Bıçakçı buradaki kazancı, atölye yapmamız için kullanmak üzere bize aktaracak.”

Haberin Devamı

ÇİNİ, HALI, KUYUM, MOZAİK...

Neolonca, ilk ürünlerini 212 Studio Karaköy’de geçen hafta boyunca ziyaretçileriyle buluşturdu. Desenleri Hatay’dan ilhamla yapılan çini serisi, Antakya’nın sikkesi, halılar, cam, kuyum, mozaik, dokuma, ipek ve doğal dokumalar, nakış, dantel, iğne oyası, mermer, bıçakçılık, minyatür ve çok daha fazlası koleksiyonda yer aldı.

İPEK İLE KENEVİR BİRLİKTELİĞİ

Keneviri ipekle birlikte çalıştıklarını ifade eden Banu Yentür, “Kenevir ekeceğiz. Hatay bölgesine izin verilmemiş ancak Tarım Bakanlığı ile görüşüyoruz. Hatta bir numune de yaptık. Hatay’ın ipeği meşhur. İpek ve kenevirin muazzam birlikteliğini dünyaya duyurmak istiyoruz” dedi.

Haberin Devamı

TASARIMIN GÜCÜYLE VÜCUT BULDU

Malzemelerin hep öğrenilen usulle 50 yıldır aynı şekilde yapıldığına dikkat çeken Yentür, “İlk önce sanatçılarla tasarımlar yapıldı. Örneğin karakılçık (buğday) vardı. Mozaiğimiz çok önemliydi. Ondan sonra bu tasarımlar çizildi, yapıldı. İlerledik. Sonra ben, o zanaatkarlara gidip tek tek bunları yapmaya başladım. Bayağı oturduk, onlarla saatler geçirdik. Güzel bir işbirliği yaptık. 17 farklı branşta iş yaptık” diye konuştu.