Balık mevsimi başladı
Eylül ile denizin bereketi sofralarımızla buluşmaya başlıyor. Sardalya, hamsi, palamut, lüfer gibi mevsimsel balıklar tezgahlarda bollaşırken, fiyatlar da makul seviyelere geriliyor. Bu dönemin kıymetini çok iyi bilmemiz gerekiyor.
Gazete Haberi
Dünyanın en değerli protein kaynağı balığı bol bol tüketmemiz gerekiyor. Sahip olduğu aminoasitler, Omega 3 ve Omega 6 yağları ve minerallerle balık vücudumuz için adeta bakım onarım aracı. Balık eti zengin protein içeriği ile insan vücudu için çok kıymetli olan ve vücudumuzun sentezleyemediği, mutlaka dışarıdan takviye ile alınması gereken aminoasitler ve yağ asitleri açısından çok zengin. Balık yağındaki doymuş yağ asitleri yüzde 20 oranındayken, doymamış yağ asitlerinin oranı yüzde 80. Balık yağı Omega 3 ve Omega 6 yağ asitlerinden oluşuyor. Omega 3 yağ asitleri kanser, şeker hastalığı, yüksek tansiyon gibi hastalıkların önlenmesinde ve tedavisinde yarattığı olumlu etkilerden dolayı beslenme uzmanlarınca tavsiye ediliyor. Balık eti vücudumuz tarafından yüzde 90 oranında kullanılabiliyor. Neredeyse sıfır atık! Vücut direncini artırdığı gibi, içerdiği kalsiyum, fosfor ve iyot ile vücudumuzun ihtiyaç duyduğu mineral ihtiyacını da fazlasıyla karşılıyor. Daha bitmedi. A1, B1, B2 ve D vitamini ihtiyacınızı da balıktan karşılamanız mümkün…
GIDA KRİZİNE ÇARE
Uzmanlar, doğaya daha az zarar veren üretim modeliyle balığın, gelecekte insanoğlu için daha önemli bir protein kaynağı olacağını söylüyor. Dünya nüfusunun 8 milyar olduğunu ve 30 yılda 10 milyara çıkacağının hesaplandığını, doğal kaynakların insanlar için yetersiz olacağının inkar edilemez bir gerçek olduğunu vurguluyorlar. Dünyanın hızla bir gıda krizine doğru gittiğini belirten uzmanlar, “Daha verimli ve dünyaya daha az zarar veren üretim modelleri için çalışmalar yapılıyor, işte bu noktada su ürünleri sektörünün öne çıktığını görüyoruz. Çünkü balık üretimi sürecinde ne çok miktarda su ne de alan kullanılıyor. Üretim hesaplamalarında, 50 dönümde bin ton balık üretilebildiği tespit edilmiş durumda. Ama bin ton kırmızı et için çok daha büyük toprak ve doğal kaynak tüketimi gerekiyor” şeklinde üretim verimliliğin altını çiziyor. Ayrıca balık üreticiliği, karbon salınımının en düşük olduğu sektörlerden biri olarak, karbon ayak izi konusunda dikkate alınması gereken önemli bir performans sergiliyor.
KÜLTÜRLÜ, BESLEYİCİ, GÜVENLİ VE HESAPLI
Artan kırmızı et fiyatlarından sonra balık, kaliteli protein kaynağı olarak oldukça hesaplı bir alternatif haline geldi. Özellikle kültür balığı yüksek besin değerleri ve yetiştirilme ortamlardaki deniz suyu kalitesi ile bu boşluğu doldurmak konusunda önemli bir figür olarak karşımıza çıkıyor. Tüm dünyada büyük beğeni gören Türk kültür balıkçılığı ürünleri, iç pazarda da yükselişe geçmiş durumda. Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nin yapmış olduğu bir çalışma, bu değerli protein kaynağının beslenmede ne kadar önemli olduğunu gözler önüne seriyor. Türkiye’de yetiştiricilikten elde edilen su ürünlerinin besin değerleriyle ilgili Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi bir analiz hazırladı.
FARKLILIKLAR ARAŞTIRILDI
Ege Üniversitesi tarafından yapılan araştırmaya göre levrek, çipura ve somonda yetiştiricilik ve doğa balıklarının analiz değerlerinin birbirine yakın olduğu tespit edildi. Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Tolga Dinçer’in liderliğinde yapılan araştırmada Doğa ve Çiftlik Balıkları (Levrek, Çipura, Türk Somonu ve Atlantik Somonu) Arasındaki Besinsel İçerik ve Farklılıklarının Tespiti araştırıldı. Çipurada yapılan araştırmada 100 gram balık etindeki enerji oranlarına bakıldığında “Yetiştirilen türde 169 kaloriyken doğadan avlanan türde 139 kalori olarak tespit edildi. Yetiştiricilik ürünü olan çipura balıklarında D3, B12, A, B2, B6 ve B3 vitamin değerlerinin de yüksek olduğu tespit edilirken, “100 gram balık etinde yapılan hesaplamaya göre bir doğa çipurasında 0.5 gram Omega 3 varken, yetiştiricilik çipurasında 2.01 gram var olduğu bilimsel olarak ortaya konuldu.
DEĞERLER BİRBİRİNE ÇOK YAKIN
Levrek de benzer verilere ulaşıldı. Toplam enerji 100 gram levrekte doğa balığında 90 kaloriyken yetiştiricilikte ise 154 kalori. Burada yetiştiricilik türünün yağlı olmasından kaynaklı bir durum söz konusu. Omega 3’te ise yetiştirilen tür ile doğa türü arasında çok yakın değere sahip. Yüzdesel yağ asidi dağılımında doğada yüzde 29 iken yetiştiricilikte yüzde 23. Yetiştirilen balıkta Omega 3 yoktur söylemi doğru bir yaklaşım değil. Ege Üniversitesi’nin yaptığı çalışmada Atlantik somonu ve Türk somonu kıyaslandığında ikisinin protein değerlerinin çok yakın olduğu ortaya çıktı. Bizim Türk somonumuz Atlantik somonunun altında kalacak bir balık değil. Ham yağ içeriği birbirine yakın. 100 gramda Atlantik somununda 213 kalori varken, Türk somununda ise 244 kalori değer olduğunu tespit ettik. Atlantik somunun Omega 3 değeriyle Türk somonuyla eşit. Araştırmada, incelenen balık türlerinin hiçbirinde ağır metal tespit edilmediği bilimsel olarak rapor edildi. Söz konusu çalışmada kimyasal kompozisyon değerleri, yağ asit kompozisyon dağılımları, Omega 3 ve Omega 6 oranları, vitamin, mineral ve ağır metal içerikleri de incelendi. Yetiştiricilik yolu ile üretilmiş olan çipura ve levrek türlerinde kimyasal kompozisyon, yağ asit kompozisyonu, mineral madde ve vitamin değerleri açısından genel anlamda doğa örneklerinden benzer ve yüksek değerler tespit edildi.
FIRINDA SEBZELİ ÇİPURA
Malzemeler:
* 2 adet çipura (2 adet 500 gramlık)
* 2 adet patates
* 2 adet havuç
* 2 adet soğan
Sosu için:
* 2 yemek kaşığı zeytinyağı
* 2 yemek kaşığı limon suyu
* 2 diş sarımsak
* 1 çay kaşığı tuz
* 1 çay kaşığı (tepeleme) kırmızı toz biber
Nasıl Yapılır:
Kasenin içine 2 yemek kaşığı zeytinyağı, 2 yemek kaşığı limon suyunu alalım. 2 diş sarımsak rendeleyelim. 1 çay kaşığı tuz ve 1 çay kaşığı kırmızı toz biber ekleyip karıştıralım. Balıkların üzerine çizikler attıktan sonra balığın her yerine sosu sürelim. Fırın kabının tabanına soğan ve patates halkaları yerleştirip sosladığımız balıkları üzerine yerleştirelim. Sebzeleri de tuz ve zeytinyağı ilavesiyle tepsiye ekleyelim. Önceden ısıtılmış 240 derece fırında 30 dakika pişirin. Afiyet olsun.