Biten evlilikte mal paylaşımı nasıl olur?
Güzel hayallerle başlayan evlilikler beklenmedik sonuçlarla bitebiliyor. Resmi verilere göre; yılda ortalama 150 bin kişi boşanıyor. Boşanmalar sonrasında ise en çok mağduriyet ve kavgalar mal paylaşımında ortaya çıkıyor. Belki de farkında olunmadan haklar eşlerden diğerine devrediliyor.
Bazı çiftler 1 hafta, bazıları 20-30 yıl evli kaldıktan sonra yollarını ayırabiliyor. Çiftlerin boşanmaya karar vermesiyle başlayan bu süreçte, evlilik öncesinde ve evlendikten sonra edinilen malların paylaşımı konusunda da büyük sıkıntılar yaşanabiliyor. Bunda yasal hakları bilmemenin de etkisi var.
2002'den beri geçerli
Evlilik sürecinde kişisel mallar hariç, elde edilen tüm menkul ve gayrimenkuller edinilmiş mallara katılma rejimine tabi. Bu hakkı düzenleyen yasa ise 1 Ocak 2002’den itibaren uygulamaya başlanan ve halen geçerli olan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu. Bu yasanın 219’uncu maddesinde ise detayları bilinen hangi malların paylaşılabileceğiyle ilgili hükümler yer alıyor.
Hangileri kapsamda?
Paylaşıma konu malların sadece gayrimenkul, taşıt ve paradan oluştuğuyla ilgili yanlış bir algı var. 2002 yılından itibaren geçerli olan kanun, sosyal güvenlik yasası çerçevesinde edinilen değerlerin de hesaba dahil edileceğini açıkça belirtiyor. Yani çiftlerin evlilik süresinde çalışarak aldığı maaş, bahşiş, yevmiye, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, primler, ikramiyeler, emekli maaşları, işsizlik parası, mesai ücreti ve yetim aylığı hesaba dahil. Bireysel Emeklilik Sistemi’nden (BES) alınacak toplu ödemeler de mal paylaşımı sırasında göz önünde bulunduruluyor. Özetle, bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar ‘edinilmiş mal’ kabul edilir.
Kişisel mallarda eşlerin hakkı var mıdır?
Kişisel mallar (takı, elektronik eşya gibi), boşanmada paylaşıma konu olamıyor. Ancak kişisel mallardan elde edilen gelirler ve kazanç, paylaşıma dahil ediliyor. Örneğin; eşin ailesinden kalan dükkandan veya daireden aldığı kira geliri, boşanırken paylaşılıyor. Kişisel mallar şöyle gruplandırılıyor:
- Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya.
- Evlilik başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yolu ile elde ettiği malvarlığı değerleri.
- Manevi tazminat alacakları.
- Kişisel mallar yerine geçen değerler.
Bu durumlarda hak azalır
Medeni Kanun’a göre; ‘zina veya hayata kast’ nedeniyle boşanmada, kusurlu eşin mal paylaşımındaki pay oranı azaltılabilir veya kaldırılabilir. Ancak bunun için mahkeme kararında boşanmanın zina veya hayata kast nedeniyle verildiğinin açıkça belirtilmesi şart.
Hepsi ortak mı?
- Genelde eşlerin her şeye ortak olduğu, boşanmada her malın yarısını diğer eşin alacağı bilinir. Oysa, sadece fazla mala sahip olan fazlalığın değerinin yarısını para olarak karşı tarafa öder. Bu ödemeler de üç olaydan birinin gerçekleşmesi ile olur. Biri ölüm, diğeri boşanma, üçüncüsü de mal rejiminin değişmesi. Dolayısıyla evlilik devam ederken herkesin malı kendine aittir ve dilediği gibi tasarruf eder. Yani ortaklık yoktur.
- Örneğin; evliyken eşlerden biri otomobil aldıysa ve araç kimin üzerineyse o mal onun sayılır. Evlilik süresince bu mal üzerinde istediği gibi tasarrufta bulunabilir. Diğer yandan aile konutunda durum farklı ve tek konutta eşin rızası aranır. Fakat yazlık veya ikinci konut aile konutu değildir, kimin üzerineyse tasarruf hakkına o sahiptir. Yani alıp satabilir veya kiralayabilir. Bu konuda yasal bir engel yok.
Takılar kimde kalır?
Büyük kavgaların yaşandığı konuların başında ise gelin ve damat tarafının düğünde taktığı takılar (altın, ziynet, para...) geliyor. Toplum arasında düğünde takılan takıların tamamının kadına ait olduğu görüşü genelde ağır basıyor. Ancak burada ince bir ayrıntı var. Düğünde altın takan kişi, kime taktıysa ona bağışlamış sayılıyor. Erkek eş de kendisine takılan altınları kadın eşe verdiyse yani takılar bir torbada toplandıysa iadesini isteyebilir. Takıların talebiyle ilgili davalar zamanaşımına tabi değil. Her zaman istenebilir.
Nişan bozulduysa ne olacak?
Nişanlanma evlenme vaadi ile olur, bir nevi ön sözleşme olarak tanımlanıyor. Bu toplumsal bir gelenek. Pek nişan bozulursa ne gibi sorumluluklar doğar? Nişanlılardan biri haklı bir sebep olmaksızın nişanı bozduğu takdirde kusurlu olan taraf, diğerine dürüstlük kuralları çerçevesinde evlenme amacı ile yaptığı harcamalar ve katlandığı maddi fedakarlıklar karşılığında uygun bir ‘tazminat’ vermekle yükümlüdür. İşin ilginci bu tazminatı nişanlı kişi isteyebileceği gibi aynı nedenle harcama yapan aile fertleri yani nişanlının anne veya babası veya onlar gibi davranan kişiler de isteyebilir. Nişanın bozulması yönünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat da isteyebilir.