'Dijital kimlik fiziki varlık kadar önemli'
İzmir Ticaret Odası (İZTO) ve Posta Gazetesi iş birliği ile düzenlenen "NFT, Metaverse ve Blockchain Teknolojileri ile Ortaya Çıkan Yeni Ekonomik Modeller" konulu toplantıda bireylerin dijital kimliklerinin, fiziki varlıkları kadar önemli hale geldiği konuşuldu.
'DİJİTAL KİMLİK FİZİKİ VARLIK KADAR ÖNEMLİ'
İzmir Ticaret Odası (İZTO) ve Posta Gazetesi iş birliğinde düzenlenen "NFT, Metaverse ve Blockchain Teknolojileri ile Ortaya Çıkan Yeni Ekonomik Modeller Toplantısı", İzQ Girişimcilik ve İnovasyon Merkezi'nde gerçekleşti. Yönetimini Posta Gazetesi Ege Bölge Temsilcisi Banu Şen'in yaptığı toplantı, İZTO ve İzQ Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, Posta Gazetesi Ankara Temsilcisi ve Yazarı Hakan Çelik ile İzmir Ticaret Odası Ekonomi Danışmanı Pelin Yenigün Dilek'in açılış konuşmalarıyla başladı.
İki oturumdan oluşan ve moderatörlüklerini Posta Gazetesi Ekonomi Müdürü Bilal Emin Turan ile Posta Gazetesi Ekonomi ve Teknoloji Editörü Murat Gülderen'in gerçekleştirdiği toplantıda, İş Yatırım Uluslararası Piyasalar Direktörü Şant Manukyan, 4129 Grey Chief Happiness Officer ve AKQA Group Turkey CEO'su Alemşah Öztürk, META Türkiye Ülke Direktörü İlke Çarkcı Toptaş ile EGİFED Yönetim Kurulu Başkanı Av. Aydın Buğra İlter birer konuşma yaptı.
İZMİR BİLGİ VE İLETİŞİM SEKTÖRÜNDE YÜZDE 22 BÜYÜDÜ
Blockchain teknolojilerinin dijital yaşamların odağına yerleştiğini belirten İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, "Tüm çabamız İzmir’in ticari potansiyelini artırmanın yanında İzmirli firmalarımızın Ar-Ge, tasarım, inovasyon, markalaşma gibi uluslararası pazarlarda rekabet etmelerini sağlayacak nitelikli deneyimler edinmelerini sağlamak. İzmir'de 2020 yılında bir önceki yıla göre bilgi ve iletişim sektörü yüzde 22.1 oranında büyüdü. Bilgi ve iletişim sektörünün İzmir ekonomisine daha çok katkı vermesi tüm sektörlerimize olumlu katkı yapacağı için büyük önem taşıyor" diye konuştu.
DÖNÜŞÜME KATKI SAĞLAMALIYIZ
İzmir'i uluslararası girişimcilik ve inovasyon kenti yapmayı hedeflediklerini dile getiren İZTO Başkanı Mahmut Özgener, "Yaşadığımız dönem itibariyle, alışkanlıklarımızın pek çok konuda değişime uğradığını görüyoruz. Kuşkusuz bu değişim, iş dünyasında da yeni kavramları gündeme getiriyor. Ekonomi dünyası açısından bugünlerden yarına bırakacağımız en önemli mirasın, bu dönüşüme katkı sağlamak olduğu kanaatindeyim" dedi. Özgener, bu değişim karşısında daha hızlı adım atabilmek için Türkiye'nin ve İzmir'in geleceğini dünyadaki yeni trendlere göre tasarlamanın bir zorunluluk olduğunu sözlerine ekledi.
İNTERNETİN GELECEĞİ 'METAVERSE'
Özgener, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kripto varlıklar, NFT’ler, sanal evrenler, blockchain teknolojileri, fintech araçları yalnızca sınırlı bir kesimi değil, tüm şirketleri, kurumları ve tüketicileri ilgilendiriyor. İçinde bulunduğumuz dönüşüm çağında bu kavramların hiçbirine uzak kalma alternatifimiz yok. Markalar müşterilerine 3 boyutlu, paylaşımlı, kapsayıcı ve aynı zamanda kişiselleşebilen deneyimler sunmak için ardı arkasına sanal evrenlerde yer almaya başladı. Sanal evren dediğimiz zaman aklımıza ilk gelen Metaverse, yeni bir kavram gibi algılansa da aslında kavramsal ve uygulamalar bazında uzun zamandır hayatımızda. Bir tarafta Metaverse'in sadece oyun temelli bir sanal evrenden ibaret olduğunu ve rüzgarının dineceğini düşünenler de var. Diğer tarafta ise birçok şirketin Metaverse'in internetin geleceği olduğu düşüncesiyle bu sanal evrende mağaza açtığına tanık oluyoruz."
JP Morgan tarafından yayınlanan "Metaverse’deki Fırsatlar" raporunda Metaverse piyasası etrafında şekillenen ekonomik faaliyetlerin "Metanomics" olarak ifade edildiğini belirten Özgener, "Metanomics’in sunduğu fırsatın yıllık 1 trilyon doların üzerinde olduğu ve her yıl sanal ürünlere 54 milyar dolar harcandığı belirtiliyor. Raporda, markaların görünürlük ve erişilebilirlik amacıyla dünyanın birçok yerinde şube açmasındansa, Metaverse'de küresel bir mağaza açarak verimliliklerini artırabilecekleri vurgulanıyor" ifadesini kullandı.
NİTELİKLİ DENEYİMLER
İZTO olarak girişimcilik ve inovasyon, finansal teknolojiler (fin-tech), yazılım, dijital ve yeşil ekonomiye uyum, e-ticaret ve e-ihracat gibi alanlarda İzmir'in üstlendiği öncü role katkı sağlamak için çalışmalar yaptıklarını ifade eden Özgener, şöyle devam etti: "Tüm bu konularda yaşanacak ilerlemeler, İzmir'de KOBİ'lerin üretkenliğini ve ölçeklendirme yeteneğini geliştirmenin yanı sıra tüketicilerin ve KOBİ'lerin çalışma şekli üzerinde pozitif anlamda bir dönüşüm yaratacaktır. Yeni hizmetler ve çalışma biçimleri için katalizör olacaktır. Bu sayede kentimizde yeni iş fırsatları yaratılarak kaliteli yetenekleri şehrimize çekmeye yardımcı olacak yatırımları kolaylaştıracak sistemler üretmemiz gerektiği düşüncesindeyim. Tüm çabamız İzmir'in ticari potansiyelini artırmanın yanında İzmirli firmalarımızın Ar-Ge, tasarım, inovasyon, markalaşma gibi uluslararası pazarlarda rekabet etmelerini sağlayacak nitelikli deneyimler edinmelerini sağlamak."
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ EKONOMİK MODELLERİ ETKİLEYECEK
İzmir Ticaret Odası Ekonomi Danışmanı Pelin Yenigün Dilek: "Yeni teknolojilerin hiçbiri hayatımızı kurtarmayacak, yeni teknolojilerin nasıl yapılandırıldığı ekonomilerimizi kurtaracak. Yapısal bir çerçevede bizim bunu nasıl kurgulayacağımızdan bahsediyoruz. Ekonomik modeller çok hızlı bir şekilde değişiyor, farklı yönlere doğru çekiliyor. Bunların bir kısmı teknolojinin değişim hızından kaynaklanıyor. Bana göre ekonomik modellerin içinde teknolojinin kendisini hissettireceği en önemli alan iklim değişikliği yoluyla gelecek. İklim değişikliği aynı pandemi ve savaş olayları gibi bazı ihtiyaçlarımızı artıracak ve değiştirecek. Burada önemli olan yeni teknolojilerde herhangi bir ürünü bir kere üretme maliyeti. Metaverse ortamındaki her hangi bir ürünün aslında kendisi değil işlevselliği üzerinden gidiyoruz. İnovasyon burada işin içine giriyor. Sektörler ve iş yapısı açısından sermayenin ve ölçeğin anlamının değiştiği bir döneme giriyoruz. Sermayede önemli olanın aslında inovasyona doğru kaydığı, somut sermaye dediğimiz bir ortama geçiyoruz. Hız önemli olacak. Geleneksel yapılardan esnek yapılara doğru geçmek durumundayız çünkü rekabet dediğimiz şeyin tanımı da değişiyor. İnovasyondan bahsettiğimiz ve ölçeğin öneminin azaldığı bir ortamda fikirlerin bir araya getirilip sinerji yaratılması gerekiyor. Süreç verimliliğinde de tekil olunamaz. KOBİ’si güçlü, esnek ve çevik olan bu dönemin kazanan sektörü olacak."
HER ÜLKENİN REÇETESİ KENDİNE
"Endüstri devrimi çoklu bir şekilde başkasının yaptığını alıp kullanmak üzerine kuruluydu. Fakat bu yeni dönemde teknolojinin, süreçlerin ve işlevlerin önemli olduğu alan uzmanlığı her şeyden daha önemli hale gelecek. Herhangi bir ekonominin bir alanda gücü varsa, o ekonominin gelecekteki gücünü belirleyecek etken bunu teknolojiyle bir araya getirme gücü ve kapasitesi olacak. Siz bir tarım ülkesiyseniz, üstsel teknolojiyi işin içine ne kadar kattığınıza göre ilerde başarılı olacaksınız. Her ülkenin reçetesi kendine. Aynı şeyi sektörler ve şirketler için de söyleyebilirim. Türkiye'nin iklim değişikliği, gıda güvenliği alanında alan uzmanlığının geliştirilmesine ve teknolojinin hızla problemlere çözüm üretmeye ihtiyacı var. Ekonomik modellerimiz açısında bir tıkanıklık varsa teknolojiyi bunu aşmak için kullanacağız. Ama teknoloji hiçbir zaman tek başına işe yaramayacak. Teknolojiyi ne kadar kaldıraç olarak kullanabilirsek ileriye doğru o kadar pozitif olabiliriz."
EN ÇOK KONUŞULAN KAVRAMLAR ARASINDA
Posta Gazetesi Ege Bölge Temsilcisi ve Yazarı Banu Şen, programın konusunun herkesi çok heyecanlandırdığını dile getirerek söz konusu programların 2022'de en çok konuşulan kavramlar arasında yer aldığını belirtti. Her yeni kavramın bazı soru işaretlerini de beraberinde getirdiğine dikkat çeken Şen, geleceğe yön verecek böyle kapsamlı bir toplantıyı Türkiye'nin teknoloji başkenti olmaya aday İzmir'de ilk kez düzenlemenin heyecanını yaşadıklarını ifade etti. İzQ Girişimcilik ve İnovasyon Merkezi'nin İzmir'de kenti yöneten sivil toplum kuruluşlarının birlikte kurduğu bir merkez olduğuna değinen Şen, "Burası ortak iş yapma kültürünün en güzel örneklerinden bir tanesi. Kentimizin değerini yükselten bu teknoloji üssünün ilk toplantılarından birini yapıyor olmak bizim için ayrıca önemli" dedi.
TEKNOLOJİ AÇISINDAN İZMİR'İN POTANSİYELİ YÜKSEK
Toplantıda konuşan Posta Gazetesi Ankara Temsilcisi ve Yazarı Hakan Çelik, yaşadığımız çağda değer üretmek ve içerik oluşturmanın önemine değindi. Çelik, şunları söyledi: "Eskiden dünyada en büyük ekonomiler arasında otomotiv şirketleri sıralanırdı bugün ise teknoloji şirketleri hâkim. Bilgi ve zaman doğru kullanıldığında hayatı ne kadar dönüştürebildiğini ve değiştirebildiğini görüyoruz. Arttırılmış teknoloji ve sanal gerçeklik yoluyla hayal ettiğimiz dünya bizi içine alıyor. Henüz kavramsal düzeyde olan hadiselerin önümüzdeki süreçlerde ete kemiğe bürüneceğini görüyoruz. 5G ile beraber bu süreçlerin tahmin bile edemeyeceğimiz kadar somutlaşacağını ve hayatımızı değiştireceğini düşünüyorum. Üretim süreçlerinin, ticaretin ve pazarlamanın da buna uyum sağlayacağı bir zaman dilimi içinden geçeceğiz."
İYİ YETİŞMİŞ İNSAN GÜCÜ
Ege ve Akdeniz çanağında İzmir'in potansiyeli çok yüksek bir bölge olduğunu belirten Çelik, şöyle devam etti: "Barselona'da teknolojinin büyük dinamizmi var. Teknoloji açısından İsrail de öne çıkan ülkelerden, Asya'da Singapur var. İzmir'in de iyi yetişmiş insan gücü, dünyayı iyi takip eden bireyleriyle önümüzdeki dönemde bu potansiyelini çok daha kuvvetli bir şekilde ortaya koyabileceğine inanıyorum. Dünyada her şehirde her konunun aynı anda gelişmesini beklememek gerekir. Her ilin bir ağır sanayi şehri olması gerekmez. Tarımdan teknoloji yatırımına, hizmetler sektörüne kadar limanıyla, turizmiyle İzmir'in önümüzdeki günlerde çok büyük bir gelişme içinde olduğunu ve bugünün kat ve kat üzerinde ekonomik değer yaratacağını düşünüyorum. En büyük tehlike hangi faaliyet alanında olursak olalım ortalama bir iş yapmak. Türkiye olarak bizim yerimizde saymak gibi bir lüksümüz yok. Bunu kırdığımızda Türkiye'nin İzmir gibi başka şehirlerinden de nitelikli ürünler ortaya çıkacak. Dünya ölçeğinde düşünmeye başladığımızda yerelde ve verimli sonuçlar doğuracağız."
DİJİTAL DÜNYADA RAKİPLERDEN FARKLILAŞMAK
Canlı olarak Youtube’dan yayınlanan ve yoğun katılımla gerçekleşen toplantı iki oturumda yapıldı. Dijitalleşme çağı ile birlikte pazarlama, satış ve mağazacılık modellerinin sanal dünyada varlık göstermesinin öneminin artmasından hareketle gerçekleştirilen toplantıda, değerli konuşmacılar çok boyutlu bakış açılarını paylaştı. Konuşmacılar, dijital dünyada rakiplerden iyi bir biçimde farklılaşmayı sağlamanın yollarını anlattı.
ÜÇ TEKNOLOJİNİN BİRLEŞİMİ
İş Yatırım Uluslararası Piyasalar Direktörü Şant Manukyan: "Bitcoin dediğimiz şey aslında var olan 3 teknolojinin akıllıca birleştirilmesi. Şifreleme, internet ve block zinciri. Bunlar önceden de vardı. Bir ödeme sistemi olması açısında çok ciddi anlamda popülerlik kazandı. Bitcoin'in verilerini tutan zincir ne kadar yaygın olursa ve ne kadar çok insanın elinde olursa bu sistemi değiştirmek o kadar zorlaşıyor. Bitcoin'de işler anonim, gizli değil. 2019'a kadar Bitcoin'in düştüğünü, çıktığını tartışıyorduk. 2020'den sonra farklılaşmaya başladı. Birincisi merkeziyetsiz finans. Herkesin erişebileceği açık bir yazılım var. Yatırım danışmanı yok. Maliyetler çok düşük. İnsanlar kriptosunu kullanarak borçlanıyor ve bu borcuyla real dünyadaki borcunu kapatıyor. Çünkü kriptodaki borç oranı daha düşük. Bankacılık sektörünü de tehdit eder bir hale geldi. NFT'ler aslında sanat olarak başladı. Bir süre sonra bambaşka bir hale gitti. Her şeyi NFT hale getirip kullanmaya başladık. Burada bir komünite ön plana çıkıyor. Şu andaki donanım kısmı da bu işlerin ayağa kalkıp koşmasını karşılamıyor. Olması gereken, arkadaşım evime geldiğinde gözlüğü takıp duvarlarda benim aldığım NFT'leri görebilmesi lazım. Şu anda gözlüğü takıp Metaverse'de 1 saat dolaşırsanız büyük çoğunluğun başı ağrıyacaktır. Metaverse yeni bir kavram değil. Metaverseler zincir şeklinde hayatımıza girdi. Kriptolarla beraber o ekosistem içinde kullanılabilecek bir para ortaya çıktı. İkincisi bu finansal ürün rahat bir şekilde transfer edilebilir hale geldi."
KRİPTO PAZARINDA TÜRKİYE İKİNCİ
4129 Grey Chief Happiness Officer ve AKQA Group Turkey CEO'su Alemşah Öztürk: "Bütün bu block sistemi merkeziyetsiz bir düşünce şeklinden geçiyor. Bu da aracıların ortadan kalkması demek. Sanatçılar kendi NFT'lerini yapıp bunları açık pazarlarda satabiliyor. Fiyatları kendileri belirliyor. O yüzden de bir sanatçı ilk işlerini çok daha uygun fiyata satarken zaman içerisinde her sattığı şeyin fiyatını da yükseltebiliyor. Bütün sanatçılar işlerini NFT'ye çeviriyor. Diyelim ki onu 100 dolara satıyor. Onu alan kişi değerini artırdı ve bin dolara sattı. Sanatçı o bin dolardan da tekrar para kazanıyor. NFT dünyasında sanat eserinin sahibi, o sanat eseri el değiştirdiği sürece para kazanıyor. NFT aslında bir kutu, takip edilebilen bir ID sistemi. Müzisyenler albümlerini de NFT olarak çıkarmaya başladı. Dünyada en büyük ikinci kripto pazarı Türkiye'nin. Türkiye'de 24 milyon cüzdan var. Neredeyse nüfusun 3'te 1'i yani her evde en az bir tane kripto cüzdan var. Bunun da sebebi ekonomimiz. İnsanların 100 lirası bile olsa gidip kripto alıyor. NFT'de de aynı mantık. Hisse alıyor olmakla, sanat eseri alıyor almak farklı değil. Modacılar için de dijital dünya inanılmaz bir fırsat. Üretim, tasarım, malzeme konusundaki problemler sanal dünyada değil. Önümüzdeki 20 yıl içerisinde insanlar bu yeni metaverse geçiriyor olacak. Herkes kendi avatarıyla nasıl gözükmek istiyorsa gözükecek."
3 BOYUTLU DİJİTAL EVREN
META Türkiye Ülke Direktörü İlke Çarkcı Toptaş: Metaverse'in sadece bakmakla kalmadığımız, deneyimin içinde olduğumuz, sanal ortamlar serisi olarak tanımladığımız bir evren olduğunu belirten Toptaş, şu bilgileri verdi: "Metaverse'i insanlarla bir araya fiziksel olarak gelemediğimizde, buna en yakın deneyimi sunacak üç boyutlu bir dijital köprü olarak tanımlayabiliriz. Burası sadece arkadaşlarımızla vakit geçirebileceğimiz bir alan olmakla kalmayıp aynı zamanda birlikte çalışabileceğimiz, üretebileceğimiz, alışveriş yapabileceğimiz ve daha fazlasını gerçekleştirebileceğimiz bir yer olacak. İçerik üreticileri ve sanatçılar, izleyicileriyle yeni yollarla bağlantı kurabilecek ve onları bu paylaşılan deneyimlere dahil edebilecek. Metaverse sayesinde hem birçok şey çok daha ulaşılabilir olacak hem de çok daha zengin deneyimler yaşayabileceğimiz bir evrenden bahsediyoruz. Metaverse'i diğer teknolojilerden ayıran özellik insan odaklı bir teknoloji olması. İnsanların birbiriyle bağlantıda kalma isteğine ve o yaratıcılığı destekleyen bir teknoloji. Tek bir firmanın ya da sadece global firmaların odaklanmasıyla değil tüm eko sistem paydaşlarının el ele vereceği bir dönemden bahsediyoruz. Bu yolculukta STK'lar, akademisyenler, politika yapıcıları, içerik üreticileri çok fazla paydaş var, bunların her biri önemli roller oynayacak."
SANAL MAĞAZALAR
Toptaş, şöyle devam etti: "Diğer önemli faktör bağlantı teknolojileri. Metaverse'teki içeriklerin gerçekçi bir şekilde görülmesi için 5G teknolojileri önem kazanıyor. 2025 yılı itibariyle dünya nüfusunun yarısının 5G internete erişimi olacağı ön görülüyor. Bununla birlikte 3 boyutlu içerik üretimi süreleri kısalacak, üretimler kolaylaşacak. Bu da deneyimlerimizin kalitesini etkileyecek. Bugün teknolojik gelişime ayak uyduramayan firmalar hazin sonla karşı karşıya kalıyor. Türkiye'de de pek çok yerli işletmenin bu fırsatlardan yararlanmak için ciddi girişimler içinde olduğunu görüyoruz. Birçok yerli firma Metaverse'de sanal mağaza açma telaşında. Bu nokta da Türkiye'yi ilerde görüyorum. Pazar dinamikleri de genç nüfusumuz ve pazar çevikliği anlamında çok ön plana çıkıyor. Dijitalleşme ve çağın koşullarına ayak uyduramayan kobiler için mecburiyet haline geldi."
YENİ DÜNYANIN HUKUKİ BOYUTU
Ege Genç İş Adamları Dernekleri Federasyonu (EGİFED) Yönetim Kurulu Başkanı Av. Aydın Buğra İlter, yeni teknolojileri hukuki açıdan değerlendirdi. İlter, "Blockchain'in iddası; aracı ve güvene dayanan kurumları ortadan kaldırmak. Bu dolayısıyla devletler açısından doğal olarak mesafeli bakılan bir konsept. Ama sonuçta bir konuya yok demekle ortadan kalkmıyor. Blockchain konusu tüm dünyada 'önce bekle ve gör, sonra hayata ve ticaret hayatına adapte et' şeklinde düzenlenmeye başladı. Blockchain, devletsiz yönetişim ve ekonomi enstrümanı olarak da kripto parayı öneriyor. Blockchain'in özelliklerinden biri de bilginin demokratikleşmesi ve bu bilgiye sahip olan kurumların dijital krallık oluşturma iddiasını ortaya koyuyor. Bugün paydaş ekonomisi denen bir konsept var. Bu açıdan da bilginin demokratikleşmesi ve dağınık olarak muhafaza edilmesi devletler ve hukuk açısından düzenlenmesi gereken konular" dedi.
ORTAK STRATEJİ VE ALTYAPI
Avukat İlter, şunları aktardı: "Avrupa Birliği'nde Blockchain ile ilgili olarak strateji ve kamu hizmetleri açısından bir ortak altyapı üretme cabası da gerçekleşti. Dolayısıyla düzenleyici ve denetleyici otorite ve devlet organları bireylerin ve iş dünyasının adaptasyonunu artırmak için bir çaba içerisinde. Blockchain ile ilgili yapılan düzenlemeler de daha çok vergilendirme, kara paranın önlenmesi, terörün finansmanı açılarından kontrol altına almakla ilgili oldu. Blockchain'in karbon ayak izi boyutu da var. Block zinciri üretilmesi için çok ciddi bir işlemci gücü oluşturulması gerekiyor. Dijital varlıklar olarak baktığımızda ise en çok düzenlenen konu dijital varlıklar. Regüle etmek konusu özellikle finans alanında öne çıkıyor. Yasaklayıcı yaklaşım yerine ekonomiye dahil etme çabaları var. Genel olarak merkeziyetsiz finans da regülasyon konusu da çok ciddi konuşulan konular arasında."
"İzQ Girişimcilik ve İnovasyon Merkezi"
İzmir iş dünyası, kenti teknoloji üssü haline getirmek amacıyla "İzQ Girişimcilik ve İnovasyon Merkezi" ile örnek bir projeye imza attı. Bünyesindeki "girişimcilik", "inovasyon" ve "dijital deneyim" merkezleriyle girişim fikirlerinin ticarileşmesine katkı veren İzQ A.Ş kentin tüm paydaşlarını tek çatı altında buluşturdu. Merkez, İzmir Ticaret Odası’nın Pasaport’ta yer alan eski hizmet binalarında konumlandı. İki binadan oluşan merkezin girişimcilik ayağını oluşturan İzQ Girişimcilik Merkezi’nin, fikir aşamasından uluslararasılaşma aşamasına kadar tüm süreçlerde, girişimcilere destek veren bir ortam sunması, startupların inovasyon odaklı ürün ve hizmet geliştirmelerine destek vermesi ve girişimcileri ulusal ve uluslararası düzeyde yatırımcılar, girişimciler, mentorlar ve kurumlar ile temasa geçirmesi hedefleniyor. İkinci bina olan İzQ İnovasyon Merkezi ise, bir inovasyon üssü olarak kurgulandı. Merkezde büyük ve orta ölçekteki şirketlere, Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarını sürdürebilmeleri için fiziksel altyapı sağlandı. İzQ İnovasyon Merkezi, inovasyon kapasitesi yüksek büyük ve orta ölçekli firmaların İzmir’e çekilmesini, İzmir için potansiyeli yüksek alanlarda sektörel odaklanma sağlayarak söz konusu sektörlerin bölge ve ülke ekonomisine katkısını maksimize etmeyi, İzmir’deki nitelikli işgücünün inovasyona yöneltilerek kentin Ar-Ge kapasitesini arttırıcı faaliyetlere aracılık etmeyi, üniversite-iş dünyası arasındaki iş birliğini kuvvetlendirmeyi hedefliyor. İzQ Girişimcilik ve İnovasyon Merkezi’nde, girişimcilere ve firmalara yönelik ofis, toplantı alanları, ortak çalışma alanları gibi fiziki mekanların yanı sıra; girişimcilik ve inovasyon ekosistemine yönelik ilham verici sohbet ve başarı hikayeleri etkinlikleri, eğitim, içerikler, danışmanlık, ulusal ve uluslararası düzeyde network desteği gibi çeşitli hizmetler de sunulacak.
- Narin Güran cinayeti davasında yeni gelişme! Dara bölgesi görüntüleri incelenecek
- Bakan Memişoğlu'ndan Yenidoğan çetesi açıklaması: Görevimiz kötüleri ayıklamak ve gerekli cezayı vermektir
- Tahliye olması için cumhuriyet savcısının tehdit edilmişti: Sanık Tuğçe Toptemel savunma yaptı
- Lapa lapa kar yağışı, soğuk hava ve sağanak yağışlar geliyor! Meteoroloji illeri tek tek uyardı
- Sinan Ateş'in ablası Selma Ateş'e saldırıyı azmettiren şüpheli, ev hapsinde eşi ve sevgilisini öldürdü