Dikeni toplayıcıya, parası perakendeciye
Akdeniz şeridinde doğada kendiliğinden yetişen, üzerindeki dikenler nedeniyle toplanması oldukça zahmetli olan dikenli incir, Çukurova yöresinde köylüler tarafından kilosu 50 kuruştan toptancıya satılırken, tüketiciye 5 liradan ulaşıyor
Adana ve Mersin’de, hemen hemen tüm caddelerde tablalarda, eldivenle soyulup, buz kalıplarında soğutularak satışı yapılan dikenli incir, toplayıcısından çok satıcısını sevindiriyor.
Mersin’in Tarsus ilçesi Ziraat Odası Başkanı Ali Ergezer, halk arasında "Frenk İnciri" ya da "Frenk Yemişi" olarak da bilinen yabani bir bitki türünün meyvesi olan dikenli incirin, Türkiye’nin hemen hemen yer yöresinde görüldüğünü, ancak Akdeniz sahil şeridinde daha çok yetiştiğini söyledi.
Çukurova yöresinde de kıraç alanlarda yetişen, ana vatanı Güney Afrika olduğu bilinen dikenli incirin, Tarsus’a bağlı köylerde bir süre önce hasadına başlandığını ve piyasaya sürüldüğünü belirten Ergezer, her bir köylünün doğadan ortalama 5 sandık ürün toplayabildiğini ifade etti. Ergezer, bitkisi ve meyvesinin üzerinde diken olması nedeniyle toplanması çok zahmetli olan incirin her bir sandığını köylülerin 12 liraya sattığını belirterek, "Köylüler bu ürünün kilosunu toptancıya 50 kuruştan satıyor. Her biri 70 gram gelen bu ürün ise toptancı haline girmeden tüketicilere ulaştırılıyor. Tüketiciler, köylülerin kilo başına 50 kuruştan sattığı bu meyveyi 5 lira karşılığında alıyor. Kent merkezlerinde gezerken tablalarda satılan bu üründen canı çekenler ise 3 tanesi için 1 lira ödüyor" dedi.
Dikenli incirin, köylülerden tüketiciye ulaşana kadar pek fazla el değiştirmediğini belirten Ergezer, "Buna rağmen oluşan fiyat farkı köylünün alın terinin karşılığını alamadığını gösteriyor. Köylüler, doğada kendiliğinden yetişen dikenli incirin ortalama 25 kiloyu bulan bir sandığını, alıcıların peşin para ödemesinin cazibesine kapılıp gerçek değerine bakmadan 12 liraya satmak zorunda kalıyor" diye konuştu. Ergezer, Tarsus Ziraat Odası olarak bu ürünü Fransa’ya ihraç etmek üzere girişimde bulunduklarını ancak doğada kendiliğinden yetişen bir ürün olduğu için gerekli olan belgeleri alamayıp prosedür engeline takıldıklarını bildirdi.
Ali Ergezer, bu ürünü ekonomiye kazandırmak ve köylünün gelir seviyesini yükseltmek için bazı ihracatçılarla görüşmelerinin sürdüğünü kaydetti. Bu ürünün meyve olarak tüketilmesinin yanı sıra kozmetik ve marmelat sanayisinden de büyük talep gördüğünü anlatan Ergezer, şöyle devam etti: "Doğada hormon veya katkı maddesi olmadan yetişen dikenli incir tamamen organik bir meyve. Her yaş grubunca tercih edilebilen bu ürün C vitamini yönünden zengin. Bu nedenle vücut direncini artırma, güç ve zindelik verme özelliği bulunuyor. Kabızlık gibi sindirim sistemi rahatsızlıklarına da iyi gelen ve organik olması nedeniyle Avrupa ülkelerinde de tercih edilen dikenli incir, aynı zamanda tokluk hissi de vererek, iyi bir diyet meyvesi olarak da değerlendiriliyor."
HER TABLACI GÜNDE 3-5 SANDIK SATIYOR
Adana kent merkezinde seyyar tezgahta satış yapan Selim Yiğit de, mevsimi olması nedeniyle çok sayıda seyyar esnafın dikenli incir satışına başladığını belirten Yiğit, talebe göre günde 3 ve 5 sandık arasında ürün satabildiğini ifade etti. Dikenli incirin satışının zahmetli bir iş olduğunu belirten Yiğit, "Satışa sunmadan önce dikenini temizlemek üzere bir süre suyun içerisinde bekletiyoruz. Temizleme aşamasında elimize sık sık dikeni batıyor. Temizledikten sonra da tezgahın üzerindeki buz kalıplarında soğumasını sağlayarak satışa sunuyoruz. Ürünün büyüklüğüne göre 3 tanesi veya 5 tanesini 1 liradan satıyoruz. Kilosu ise ortalama 5 liraya geliyor" diye konuştu.