Düğün maliyetini düşüren öneriler

Pastacısından süslemecisine kadar 20 iş kolunu besleyen düğün sektörü, dolaylı olarak 10 milyon kişiye istihdam sağlıyor. Sektörde geçtiğimiz senelerde, yılda 600 bin düğün yapılırken, enflasyon artışının da etkisiyle düğün sayısı 2024’te 570 binlerde kaldı. Düğün pazarının ekonomik büyüklüğü ise 700 milyar lirayı buluyor. Yeni evlenecek çiftlere kullandırılacak 48 ay vadeli, 2 yıl geri ödemesiz, 150 bin lira tutarında faizsiz kredinin sektöre biraz daha can suyu olması beklenirken, sektör temsilcileri enflasyon kaynaklı maliyet artışlarının sektörü olumsuz etkilemesinden yakınıyor.

SADE VE KÜÇÜK ÖLÇEKLİ

Düğün sektörünün, toplumsal ve ekonomik değişimlere paralel olarak sürekli yeni eğilimler kazandığını belirten İstanbul Toplantı ve Düğün Salonu İşletmecileri Esnaf Odası Başkanı Adem Sönmez, “Güncel verilere göre, Türkiye’de toplam evlilik maliyeti ortalama 750 bin lira ile 1 milyon 400 bin lira arasında değişiyor. Bunun en iyi ihtimalle 150 bin lirasını düğün salonu kiraları tutuyor” dedi. Enflasyondaki artışın, çiftleri daha ekonomik ve minimalist konseptlere yönlendirdiğini söyleyen Sönmez, “Bu durum, son dönemde sade ve küçük ölçekli düğünlerin popülerlik kazanmasına neden oldu” diye konuştu.

SALON KİRALARI YÜKSELDİ

Enflasyon nedeniyle özellikle gıda, dekorasyon ve enerji maliyetlerinde artışlar yaşandığını dile getiren Sönmez, “Bu durum, düğün organizasyonlarının toplam maliyetini direkt olarak etkiledi” dedi. Enflasyon artışının, en çok salonların kiralanmasını etkilediğini anlatan Sönmez, “Mekan kiraları, işletme giderleri ve eleman maliyetlerindeki artışlar, düğün mekanlarının fiyatlarını yüzde 70 ile yüzde 100 arasında artırdı. Ayrıca, yemek ve catering maliyetlerindeki artışlar, taşıma fiyatlarındaki yükseliş ve çiçek fiyatlarındaki artışlar da düğün organizasyonlarının maliyetlerini etkiledi” diye belirtti.

EKONOMİK HALE GETİRMENİN YOLLARI

UYGUN FİYATLARA SALON TUTMAK İSTEYENLERE TAVSİYELER VEREN ADEM SÖNMEZ, ŞÖYLE KONUŞTU:

* ERKEN REZERVASYON: Düğünden en az 3-5 ay önce salon rezervasyonu yapmak, hem daha uygun fiyatlar elde etmek hem de istenilen tarihte yer bulmak açısından önemlidir.
* HAFTA IÇI VE SEZON DIŞI TARIHLER: Hafta içi günleri veya düğün sezonu dışında kalan tarihler, daha ekonomik seçenekler sunabilir.
* PAKET PROGRAM: Salonların sunduğu paket programları değerlendirmek, maliyetleri düşürmede faydalı olabilir.

KOBİ’LERE ÖZEL DESTEK

Düğünlerin belirli aylarda yoğunlaşmasının, sezon dışı dönemlerde işletmelerin gelirlerinde dalgalanmalara neden olduğunu ifade eden Sönmez, “Piyasadaki yoğun rekabet de fiyatların düşmesine ve kâr marjlarının azalmasına yol açıyor” diye ekledi. Maliyetlerin düşmesi için talepleri olduğunu dile getiren Sönmez, şöyle konuştu: “Düğün sektöründe faaliyet gösteren işletmelere yönelik vergi indirimleri veya teşvikler, maliyetlerin düşmesine katkı sağlayabilir. Ayrıca KOBİ’lere özel destek programları ve düşük faizli krediler, işletmelerin finansal yükünü hafifletmesine neden olabilir. Öte yandan sektördeki hizmet kalitesini artırmak için eğitim programları ve sertifikasyon süreçleri desteklenebilir.”

SEKTÖRÜN TALEPLERİ NELER?

Düğün sektörünün, ekonomik ve sosyal dinamiklere duyarlı bir yapıya sahip olduğunu anlatan Adem Sönmez, sektör temsilcilerinin talepleriyle ilgili şunları dile getirdi:

1- KDV ADALETSİZLİĞİNİN GİDERİLMESİ: Düğün ve organizasyon sektörü, eğlence sektörü olarak görülmemeli. Bu sektör, geniş bir hizmet sektörüdür. Ancak mevcut vergi düzenlemesinde sektör eğlence kapsamında değerlendirildiği için KDV oranı yüzde 20. Oysa hizmet sektöründe KDV oranı yüzde 10. Bu adaletsizlik işletmelerimizi büyük bir yük altına sokuyor. Düğün salonlarının kullandığı tüm girdiler (yiyecek, içecek, dekorasyon, ekipman kiralama, enerji, temizlik vb.) yüzde 8 KDV’ye tabidir. Ancak biz hizmet sunarken yüzde 20 KDV ile vergilendiriliyoruz. Bu durum, hem fiyatları artırarak evlenecek çiftleri zorluyor hem de işletmelerimizin rekabet gücünü azaltıyor. Devletimizin 2025 yılını ‘Aile Yılı’ ilan etmesi ve evlilikleri teşvik edeceğini açıklaması, bu konuda büyük bir fırsattır. Düğün ve organizasyon sektörünün KDV oranı yüzde 10’a düşürülmelidir. Böylece çiftler için daha uygun fiyatlı organizasyonlar sunulabilecektir.

2- KİRA ARTIŞLARINDAKİ KONTROLSÜZLÜĞÜN ÖNLENMESİ: Sektördeki en büyük sorunlardan biri, kiraların sahadaki başına buyruk ve düzensiz artışlarıdır. Mevcut sistemin denetlenmemesi, işletmelerin sürdürülebilirliğini zorlaştırmakta ve maliyetleri kontrol edilemez hale getirmektedir. Bu konuda daha düzenli ve adil bir sistem oluşturulması, sektörün uzun vadeli büyümesine katkı sağlayacaktır.

YEMEKLİ Mİ KOKTEYL Mİ?

İstanbul’da yalnızca mekan kiralama fiyatları en az 50-60 bin liradan başlıyor. Düğün fiyatları şehirlere göre değişirken, düğünlerin yemekli-içkili olup olmaması da fiyatlar üzerinde oldukça etkili oluyor. Birkaç örnek vermek gerekirse, havuz başında yemekli en düşük kişi başı fiyat 750 lira civarındayken, yemek yerine yalnızca pasta servis edilen düğünlerde fiyatlar yine kişi başı 400 liraya kadar inebiliyor. Üstelik bu fiyatlar yemeklerin çeşidine göre değişiyor. Yani örneğin açık hava bir düğün mekanında yemek menüsünde beyaz et olursa kişi başı 500 lira istenirken, menüde kırmızı et olduğunda bu fiyat 650 liraya çıkıyor. Tabii fiyatlar hafta içi olduğunda da değişiyor. Örneğin bir mekan yemekli bir düğünde hafta içi için kişi başı 900 lira isterken, hafta sonu olduğunda bu fiyat 1.100 liraya yükseliyor. Yine aynı mekanda kokteylli bir düğün için hafta içi kişi başı 400 lira istenirken, hafta sonu 500 lira isteniyor.