Düşük maaş ve uzun mesai! Mola dahi yapamıyorlar...
Türkiye’nin en büyük firmalarında çalışan gıda işçileri, çalışma saatlerinin uzunluğundan dert yanıyor. Bazıları haftalık iznini dahi kullanamadığını söylerken, kimileri de bu uzun çalışma temposuna bağlı olarak yaşanan iş kazalarından şikayetçi. // Hülya Çaylak'ın haberi...
Türkiye'nin en büyük gıda firmalarında canla başla çalışan işçiler, düşük ücret ve yoğun mesailerden dertli. Ayrıca uzun çalışma saatlerinin getirdiği yorgunluk sonrası iş kazaları da oldukça fazla yaşanıyor. İşçiler, uzun süreli ayakta kalma ve ağır makineleri kaldırıp hareket ettirmekten dolayı bel ve boyun fıtığı, ayaklarda varis ve çeşitli dolaşım bozukluğu hastalıkları gibi meslek hastalıklarıyla da boğuşuyor.
700 BİN ÇALIŞAN
Yaklaşık 700 bin kişinin gıda işlerinde çalıştığını belirten Gıda İş Sendikası Genel Sekreteri Olcay Ozak, “Et ürünlerinden süt ürünlerine, konserve üretimi yapan yerlerden hazır dondurulmuş gıda üreten yerlere, çikolatadan şeker ve sakız üretiminden fırınlarda ekmek yapan, unlu mamullü ürünler üreten işçilere kadar hepsi bizim iş kolumuzdadır. Kısacası taze ve dondurulmuş gıdalar dahil bütün gıda işçileri bizim iş kolumuzda” dedi.
KAYITDIŞILIK BURADA DA VAR
İşçilerin sorunlarından bahseden Ozak, “Kayıtdışılık gıda sektöründe de çok yaygın. Özellikle orta ve küçük ölçekli işletmelerde kayıtdışılığın son yıllardaki artışına tanıklık ediyoruz. Genelde mülteci ve göçmen işçiler kayıtdışı istihdam ediliyor. Dolayısıyla takibi oldukça zor oluyor. Ayrıca kontrol ve denetim mekanizmasının yeterince işlememesi bu kayıtdışılığın gün geçtikçe artmasına sebep oluyor” diye konuştu.
ÇOĞUNLUĞU ASGARİ ÜCRET
Sektörün çoğunluğunun asgari ücret aldığını belirten Ozak, “Sendikalı işletmelerde şirketin kendi işçileri asgari ücretten 1.000 lira daha fazla bir ücret sahibi olabiliyor. Ama buralardaki taşeron işçiler yine asgari ücret alıyor” dedi. Çalışma saatlerinin de çok uzun olduğunu söyleyen Ozak, “Bu iş kolunda çalışma saatleri haftada 6 gün 9 ile 10 saat arasında. Ama pandemide bazı işçiler 12 saat hafta izni kullanmadan aylarca çalıştı. Pandemide işsiz kalmamak için buna dayandılar” dedi.
İŞVEREN BASKISI
Fazla mesainin de bu iş kolunda oldukça yaygın olduğunu dile getiren Ozak, şunları söyledi:
“Özellikle yılın 8’inci ayından sonra şirketin yılsonu hedefini tutturmak için işveren zorunlu mesaileri dayatıyor. İş kolundaki ücretlerin düşüklüğü, mesai ücretlerinin de düşük olmasına yol açıyor. İşçiler bu sebeple mesaiye kalmak istemiyor ancak işverenin baskısı, mobbingi (psikolojik şiddet) ve iş akdinin feshi tehdidiyle zorunlu mesaiye kalmak durumunda oluyor.”
MOLA DAHİ YAPAMIYORLAR
Mola bile yapılamayan işyerleri olduğunu vurgulayan Ozak, şöyle devam etti:
“Mola yemek saati olarak yarım saat ile 45 dakika arasında değişiyor. İş kolunun yüzde 70’inde ara dinlenme kullanılmıyor, kaldırıldı. Bunun yerine işçiler yemek molasıyla birlikte toplam 1 saati birleştirip kullanıyor. Özellikle molaların kaldırılması kadın işçiler üzerinde daha da olumsuz etkilere sebep oluyor. Kadınlar özel durumlarından dolayı molaya daha çok ihtiyaç duyabiliyor. Özellikle pandemide mola saatlerinin iptal edilmesi, mola yerlerinin kapatılması işçileri çok zorladı.”
İZNE BİLE PATRON KARAR VERİYOR
Yıllık izinlerin her dönem sorun olduğunu vurgulayan işçiler, şunları dile getiriyor:
“İşverenler izinleri daha çok kendi üretim zamanlarına göre ayarlıyor, bizler ise kendi ihtiyaçlarımıza göre tatile çıkmak, memlekete gitmek istiyoruz. O yüzden sorun yaşanıyor. Ayrıca pandeminin ilk döneminde boşta geçen karantina günlerini yıllık izinlerimizden düştüler. Sonra bazı yerler ücretsiz izin yaptırdı. Çok büyük hak kayıpları yaşadık. Oysa ki gıda sektörü hiç durmadı hatta pandemiye paralel ihtiyaç arttığı için bizler daha çok çalışmak zorunda kaldık.”
İNSANCA YAŞAMA TALEBİ
İşçilerin diğer talepleri ise şunlar: Üretimdeki yoğunluktan kaynaklı uzun çalışma saatlerinin düşürülmesi.
Asgari ücret bandında ve altında olan ücretlerin insanca bir yaşama çıkarılması.
Şirketlerin işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerine daha fazla önem vermesi. Çalışma koşullarının düzelmesi için sendikal örgütlülüğün önündeki engellerin kaldırılması.
- Datça açıklarında 4.7 büyüklüğünde deprem
- Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Şara ile Kasyun Dağı’nda çay içti
- Kar yağışı beklenen iller belli oldu! Yılbaşı için kritik uyarı
- Suriye'ye tarihi ziyaret! Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: Terör örgütü PKK/YPG'ye Suriye'de yer yok
- Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın Şam ziyaretine Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz'dan açıklama: Kardeşliğin nişanesi