Ekmek fiyatı tartışmalarıyla ilgili Bakan Kirişçi'den açıklama
Ekmek tartışmalarıyla ilgili konuşan Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, "Çok talihsiz bir ifade. Ekmekten nasiplenmeyen kişi sıfatını alır yakın zamanda. Gelişmekte olan ülkelerde en çok tüketilen ürün. Rusya savaşında da koridorun adı Tahıl Koridoru. Ekmeğin ne kadar vazgeçilmez olduğunu gösteriyor." dedi.
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Bakan Kirişci'nin açıklamaları şöyle:
Un regülasyonu adı altında 2 bin 950 lira ton başına destek uygulamış oluyoruz. Amacımız ekmeğe erişimi yaşatmayalım istiyoruz.
TAHIL KRİZİ ÇÖZÜLSE DE NE KADAR FAKİR ÜLKELERE ULAŞIYOR?
Türkiye’yi tarif ederken, Asya ile Avrupa arasında köprü görevi gören bir ülke denilirdi. Gördük ki Türkiye son 20 yılda ne kadar önemli bir ülke olduğunu, ne kadar vazgeçilmez bir ülke olduğunu tüm dünyaya gösterdi. 20 yıllık süreçte sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde, devlet yapısı sayesinde bir noktaya gelindi. Türkiye sürdürülebilir dengeli ve lider diplomasisi ile bu süreci başarıyla tamamlamış oldu. Dün 432 gemi, 10.1 milyon ton tahıl başta olmak üzere gıda ürünlerini bu koridordan geçirdi. Yüzde 60’a yakını yani 6 milyon tonluk kısmı Avrupa ülkeleri alıyor. Asya ülkeleri yüzde 21.4, Afrikra için biraz daha düşük. BM en geri kalmış ülkeler kategorisindeki ülkeler için verilen pay yüzde 5.5.
EKMEK TARTIŞMALARI
Çok talihsiz bir ifade. Ekmekten nasiplenmeyen kişi sıfatını alır yakın zamanda. Gelişmekte olan ülkelerde en çok tüketilen ürün. Rusya savaşında da koridorun adı Tahıl Koridoru. Ekmeğin ne kadar vazgeçilmez olduğunu gösteriyor. Ekmekte özellikle fiyatla ilgili vatandaşlarımız bunu tüketmekte yavaşlama olmasın diye, un regülasyonu adı altında 2950 lira ton başına destek uyguluyoruz. Vatandaşın ekmeğe erişiminde en ufak bir tereddüt yaşanmasın istiyoruz.
HİÇ YAĞMUR YAĞMAZSA NE KADAR SUYUMUZ VAR?
İstanbul için bizim hiçbir yağış olmazsa 4 aylık suyumuz var. Ankara için 8 aylık rezervlerimiz var. Yeraltı depolarıyla ilgili şu ana kadar biz 102 adet yeraltı depoları sayesinde 70 milyon metreküp suyu tutabilir hale geldik. 22 milyon metreküplük içme suyu rezervimiz oluşuyor. Bunlar yeterli değil. Aralık ayında kuraklıkla mücadele stratejisi eylem planını açıklayacağız. Türkiye olarak bu dönemde nasıl yol yürüyeceğimizi ortaya koyacağız.
Türkiye son 20 yılda 47 milyar metreküp ilave suyu rezervimize kazandırmış. Bugün su rezervi 180 milyar metreküp olmuştur. Bu muazzam bir rakam. Önümüzdeki günlerde Türkiye’nin mühendislik harikası 275 metre gövde yüksekliği ile Türkiye’nin en yüksek gövde yüksekliği dünyada 5. olan Yusufeli Barajı. Tüm Türkiye’de 50 km tünel yapmışız 2002 yılına kadar. 56 km sadece barajın inşası için yapılmış tüneller var.
İSTANBUL BOĞAZI’NDA BALIK AVCILIĞI
1380 sayılı su ürünleri avcılığı ile ilgili kanunumuz var. Bu kanunun tabi ki hepimizi bağlayan hükümleri var. Bizim Marmara Denizi’miz hasarlı bir ekosisteme sahip, müsilajla gündeme geldi. Hepimizin dikkat etmesi gereken bir deniz. Çanakkale Boğazı ve İstanbul Boğazı 20 yıldan beri ticari su ürünleri avcılığına kapalı. Bu balıklar İstanbul Boğazı’ndan söz ediyorsak Karadeniz çıkışına izin vermemiz ya da Marmara’ya girişine izin vermemiz gerekiyor.
Bizim su ürünleri ihracatımız 2021’de 1.4 milyar dolar, 200 milyon dolarlık ithalatımız var. 1’e 7 ihracatta başarılı olan bir ülkeyiz.
Bu konuda Avrupa’da lider olan ülkelerden birisiyiz. Biz balıkçılara yasak getirmiyoruz. Atlantik’ten Hint Okyanusu’na kadar buralarda kardeşlerimizin avlanma yapmalarını sağlıyoruz. Su ürünleri konusunda 2023 hedefimiz 2 milyar dolardır.
TARIMDA GELEBİLECEĞİMİZ SON NOKTA NEDİR?
6 milyon 600 bin dekarlık bizim atıl olan arazimiz var. 660 bin hektar diyelim buna. Bu tarım arazilerinin bir kısmı nadasla ilgili, burada nadastan kaynaklı olarak veya kırsalı terk edip kente göç edenler var. Biraz da işletmelerin arazilerin küçüklüğünden dolayı ilgisiz kalmış tarım arazileri var. Eğer işletme sahibi, çiftçinin kendisi tarlanın yakınındaysa biz ona diyoruz ki biz size ekeceğiniz ürünün tohumunu yüzde 75 sübvanse edeceğiz diyoruz. Bundan dolayı bu projeye ciddi ilgi var.
Ekilmeyen alanlarla ilgili eğer 2 yıldan fazla orası boş kalmaya devam ederse biz sahiplerine şunu diyeceğiz siz burayı ekmiyorsunuz dolayısıyla biz burada size kira bedeli ödeyeceğiz ama burada üretim yapması için en yakın komşularınızdan başlayıp taliplilere üretim yaptıracağız diyeceğiz."
BAHARATTA KANSEROJEN MADDE İDDİASI
Bizim gıda kontrol genel müdürlüğümüz var. Burası düzenli kontroller yapıyor. Bu zamana kadar yapılan kontrol sayısı 1 milyonun üzerinde. Bu firmaya ait mayıs ve temmuz aylarında sumakla ilgili ürünlerinde bahse konu kimyasallar olduğu için bunlar tespit ediliyor ve savcılığa suç duyurusunda bulunuluyor. Mayıs ayında tespitler var ve yargıtaya intikal etmiş durum var.
Bu ülkenin bize herhangi bir şekilde kendi ülkenizin markasında bu ürün çıktı diye resmi başvuruları yok. Bizim ülkemizden bu ürünün ihracatı söz konusu değildir."