En zor dönem geride kaldı
Finansal koşullardaki sıkılığın etkisiyle Türkiye ekonomisinin yılın ikinci çeyreğiyle birlikte yavaşlama eğilimine girdiğini görüyoruz.
KAAN GÜR - AKBANK GENEL MÜDÜRÜ / Türkiye'nin Yıldızları
ENFLASYONDA BELİRGİN DÜŞÜŞ
Gayri safi yurt içi hasıla ikinci ve üçüncü çeyreklerde sınırlı bir daralma kaydederken, ekonomik aktivitedeki soğumayla birlikte enflasyon üzerindeki talep yönlü baskıların hafiflediğini söyleyebiliriz. Talepteki dengelenme ve maliyetlerdeki ılımlı seyre rağmen enflasyondaki iyileşme arzu edilenin gerisinde kalsa da, yıllık enflasyonun Mayıs 2024’te zirve yaptıktan sonra baz etkileriyle belirgin bir düşüş kaydettiği görülüyor.
TL TERCİHİ GÜÇLENİYOR
Türk Lirası’ndaki güçlü reel değerlenmeye rağmen, kredi büyüme tavanlarıyla sağlanan sıkı makro ihtiyati duruşun cari denge ve dış finansman ihtiyacında önemli bir iyileşme sağladığını söylemek mümkün. Makro dengelerdeki iyileşme, döviz kurlarındaki istikrar ve ülke risk primindeki düşüş bir taraftan yabancı sermaye girişlerini desteklerken diğer taraftan yurt içi yerleşiklerin lira tercihini güçlendiriyor. Nitekim Merkez Bankası’nın rezervleri de nisan ayından bu yana çarpıcı bir artış eğilimi sergiliyor.
SIKI DURUŞ KORUNACAK
Son dönemde enflasyon eğiliminde gözlenen iyileşme, para politikasında enflasyondaki düşüşe eşlik eden, temkinli ve ölçülü bir faiz indirim sürecini destekliyor. Buna rağmen önümüzdeki dönemde sıkı parasal duruşun korunacağı, maliye politikasının da enflasyonla mücadeleye daha fazla destek vereceği bir yıl bizi bekliyor.