Fiyatlar böyle yersen
Son dönemde artan maliyetleri gerekçe gösteren bazı restoran ve kafeler tüketicilerin de tepkisini çekmeye başladı. Çorbaya üç günde yüzde 50 zam yapan mı dersiniz, 2 döner için 1.500 lira isteyen mi… Sosyal medyada gösterilen tepkiler çığ gibi artarken restoran sahipleri de vatandaşı haklı buluyor.
MURAT GÜLDEREN
Denetimler ne kadar artsa da pek çok restoran ve lokanta fahiş fiyattan satış yapmaya devam ediyor. Sabrı artık taşan binlerce vatandaş, sosyal medyadan protesto mesajlarına başladı. Açtıkları #fahişyemeğeboykot hashtag’leri (etiket) kısa sürede Türkiye gündemine oturdu. Konuyla ilgili Posta’ya konuşan Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği (TÜRES) Başkanı Ramazan Bingöl, fahiş fiyatlar konusunda vatandaşın verdiği tepkiyi yüzde 100 haklı bulduklarına dikkat çekerek, “Ticaret, Tarım, Sağlık ve Turizm Bakanlıklarıyla görüşme halindeyiz. Konu en kısa sürede çözülecek, gereksiz zam dönemi bitecek” dedi.
TAZMİNATLAR YÜKSEK
Ramazan Bingöl, şu an bir restorana gidildiğinde 3-4 bin TL’den aşağı hesap verilmediğini gördüklerini ifade ederek, şöyle devam etti: “Vatandaş burada sonuna kadar haklı olduğu gibi restoran, lokanta ve kafelerin de haklı olduğu taraflar var. Kiralar, enerji maliyeti, kıdem tazminatları ve hammade fiyatları çok ciddi oranda arttı. Özellikle kıdem tazminatları çok yüksek, bir adam işten ayrılırken ona 300-400 bin TL para ödeniyor. Dükkan sahibi de bunu fiyatlara yansıtıyor. Ayrıca ete de yüzde 130 zam geldi.”
BÜYÜK ORANTISIZLIK
Tüketici Başvuru Merkezi Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu da sorunun giderek büyüdüğüne vurgu yaparak, şunları söyledi: “Günümüzde 4 kişilik bir aile mütevazi bir lokantada yemek yediğinde ortalama 1.200 lira ödemek zorunda kalıyor. Lokantadaki fiyat artışlarına gıda ürünlerine gelen zamlar gerekçe gösteriliyor. BM Tarım ve Gıda Örgütü FAO ve TÜİK verilerine göre mart sonu itibarıyla dünyada gıda fiyatları yıllık bazda yüzde 7.7 azalmasına rağmen bizde yüzde 70.5 arttı.”
KDV’Yİ DÜŞÜK GÖSTERİYORLAR
Bazı lokanta ve kafelerde yemek bedeli yerine et ve içecek gibi ürünlerin satılmış gibi gösterilip fiş düzenlendiğini anlatan Ağaoğlu, “Devlete yüzde 10 olarak ödenmesi gereken KDV yüzde bir aktarılarak vergiden haksız kazanç sağlanıyor. Ayrıca, bir kısım yemeklerde kullanılan gıda ürünlerinin de kalitesinden tasarruf yapılıyor. Ancak bu durum tüketiciler için sağlık riski de oluşturabiliyor. Bu nedenle tüketiciler lokanta, büfe ve kafeterya gibi yiyecek satan yerlere girmeden mekanın dışında bulunması zorunlu fiyat listelerini ve düzenlenen satış fişini dikkatle kontrol etmelidirler” diye konuştu.
FIRSATÇILAR BİTMİYOR
Yeme içme konusunda Türkiye’nin maalesef dünyadaki en pahalı ülkeler arasında yer aldığına da vurgu yapan Bingöl, şunları söyledi: “Bu durum, ayrıca turizm açısından da sürdürülebilir değil. Bizim Türkiye genelinde 30 bin noktada üyemiz var ve sorunu yakından takip ediyoruz. Fahiş fiyat konusunda acil önlem almak için sıkı bir çalışmaya girdik. Ortak bir yol bulmaya çalışıyoruz. Fırsatçılar da çok var. İstanbul Bağcılar’da, Esenler’de, Güngören’de Nişantaşı’ndaki restoran fiyatlarını uygulayan işletmeler var. Ancak indirim olmasa da zamları artık önleyeceğiz.”