İmkansızlıklar içinde göçebe bir hayat
Türkiye’nin her ilinde her türlü tarımsal üretime katılan mevsimlik gezici tarım işçileri kayıtdışı ve güvencesiz çalışmaktan şikayetçi. İşçilerin en acil çözülmesi gereken sorunu ise çalışmak için gittikleri yerlerdeki barınma koşulları. Suyu tulumba ya da tankerle taşıyan işçiler, tuvalet bulmakta bile zorluk çekiyor./ Hülya Çaylak - Posta
Havaların ısınması ve hasat döneminin yaklaşmasıyla birlikte birçok bölgede mevsimlik işçi göçü yaşanıyor. Mevsimlik gezici tarım işçileri de ikamet ettiği yerden ekonomik gelir elde etmek amacıyla ayrılıp başka bir şehre giderek tarımsal üretime katılıyor. Bu işçiler neredeyse Türkiye’nin her ilinde fındıktan kayısıya, çaydan kimyona kadar her türlü tarım işinde çalışıyor. Yani Türkiye’nin bütün tarımsal süreçlerinde mevsimlik tarım işçilerinin emeği büyük.
İŞ KANUNU’NA TABİ DEĞİL
Güney illerde 12 ay boyunca, İç Anadolu’ya gidildikçe ise mart-nisan ayları gibi başlayıp kasıma kadar mevsimlik işçilere rastlanabiliyor. Ancak gezici tarım işçilerinin sayısıyla ilgili elde yeterli veri bulunmuyor. Bunun en önemli nedeni ise mevsimlik işçilerin çoğu zaman süreksiz oluşu ve kayıtdışı istihdam edilmesi. Yani İş Kanunu’na tabi olmamaları. Yine de Kalkınma Atölyesi’nin derlediği verilere göre, her yıl yaklaşık 1 milyon kişinin mevsimlik işçi olduğu varsayılıyor.
İÇME SUYU BULMAK ZOR
İşçilerin en önemli sorunu ise sadece kayıtdışılık değil. Çalışmak için gittikleri yerlerde konaklamayla ilgili sorunlar yaşadıklarını belirten Kalkınma Atölyesi Genel Sekreteri Ertan Karabıyık, “İşçilerin konakladığı çadır alanlarındaki yetersiz ve insana yakışır olmayan barınma koşulları işçilerin ve ailelerin sağlığını etkiliyor. Ayrıca içme ve kullanma suyu da çok sınırlı. Suyun temiz ve güvenli olması ise çok zor. Bu nedenle hijyen sorunları yaşanıyor. İşçiler suya tulumba, kuyu, şebeke ya da tankerle erişiyor” dedi.
ÇALIŞMA SAATLERİ UZUYOR
İşçilerin herhangi bir sosyal güvenlik kapsamında olmadığını belirten Ertan Karabıyık, “Kendi sigortalarını kendileri yapmak ve sigorta primlerini kendileri ödemek durumundalar. Bunun dışında hemen hemen hiçbir hakları yok. Çeşitli sosyal düzenlemelerle onları koruyucu bazı kurallar konuluyor. Örneğin 8 saat çalışma sınırı gibi. Ancak uygulamada bu kurallara uyulmuyor. Ayrıca uzun süreli çalışma durumu iş sağlığıyla ilgili de sorunlar yaratıyor” diye konuştu.
İNSANA YAKIŞIR BİR İŞ
‘Bir çadırda 5-6 kişinin yaşadığı bir tabloyla karşı karşıyayız’ diyen Karabıyık, şöyle devam etti: “İnsana yakışır bir iş ve yaşam tablosu yok ortada. İşçiler ise insanca yaşamak, iyi para kazanabilmek ve sanayi işletmesindeki işçilere sağlanan şartların kendilerine de sağlanmasını istiyor. Ayrıca işçiler sosyal güvenlik kapsamında kayıt altına alınmanın yanı sıra güvenli ulaşım, iyi beslenme, yaşam ortamlarında elektrik, su, banyo ve tuvalet talep ediyorlar.”
YEVMİYE YA DA KİLO BAŞINA
Mevsimlik işçiler bazı bölgelerde günlükçü ya da gündelikçi gibi isimlerle de anılıyor. Bunun en önemli nedeni ise yevmiye yani gündelik ücret almaları. Bazı bölgelerde ise topladıkları ürün müktarı üzerinden ücret aldıklarını belirten Ertan Karabıyık, “Bazı işçiler de açalıştıkları dekar üzerinden ücretlendiriliyor. Pamukta mesela toplanılan kiloya göre fiyat verilirken, fındıkta, kayısıda günlük ücretle çalışıyorlar” diye konuştu.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, mevsimlik işçilerin 2021’deki en yüksek günlük ücreti erkek işçiler için 220 TL ile Ardahan’da, kadınlar için 163 TL ile Giresun’da gerçekleşti. En düşük ücret ödemesi ise erkekler için 106 TL ile Malatya ve Ankara’da, kadınlar içinse 75 TL ile Hatay’da oldu. Daha düşük ücretler de verildiğini söyleyen Karabıyık, “Bu nedenle aileler çocuklarını çalıştırmak zorunda kalıyor. Geçinebilmek için ailedeki herkesin çalışması gerekiyor” dedi. Son yıllarda Suriyelilerin de etkin olarak bu işi yaptığını dile getiren Karabıyık, şunları söyledi: “Bununla birlikte Doğu Karadeniz Bölgesi’nde çay ve fındık hasadında çalışan Gürcü, Kars ve Ardahan illeri çevresinde ot biçme işinde çalışan Azeriler ve hayvan bakımında ağırlıklı olarak çalışan Afganlar da başlıca yabancı göçmen tarım işçilerini oluşturuyor.”
ELEKTRİKLERİ DE OLMUYOR
13 yaşından beri tarım işçiliği yapan Mehmet Tayfun, birçok ilde çalıştığını belirterek, “Örneğin şimdiki aylarda sadece sera işi var. Nisanda soğan işi oluyor, kasıma kadar sürüyor. Bizler bu göçebe hayata alıştık tabii ama yine de en önemli zorluğu yerleşim yeri, su ve elektrik. Yani gittiğimiz birçok ilde bunları bulmakta zorlanıyoruz. Bir de bazı işverenler kayıtdışı çalıştırılmamızı istiyor, çoğumuz da haklarımızdan haberdar olmadığımız için bunu kabul ediyoruz” diyor.
TARIMDA PRİMİ KENDİLERİ ÖDEYEBİLİR
Yasaya göre, tarım veya orman işlerinde hizmet akdiyle geçici olarak çalışan mevsimlik işçilerin sigortalı olabilmesi için işe giriş bildirgesini, sürekli ikametlerinin ya da çalıştıkları yerin bağlı bulunduğu muhtarlıklar ile tarım müdürlüklerine onaylatarak sosyal güvenlik merkezlerine başvurması gerekiyor. Bu işlemlerin sorumluluğu işçiye ait. Mevsimlik işçi çalıştıran işverenlerin sigorta yaptırma zorunluluğu yok. Bunun için işçi primlerini ‘EK 5’le kendisi yatırmalı. Buradaki tek avantaj işçinin 28 gün üzerinden prim yatırarak 30 günlük sigortalı sayılması. Her yıl 6 ay çalışan bir mevsimlik işçi ikinci dönemin sonunda kıdem tazminatına hak kazanır.
- HÜRJET'in ikinci prototipi, gökyüzüyle buluştu
- Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: UCM’nin kararı adaletin tecellisi bakımından umut vericidir
- Narin Güran cinayeti davasında yeni gelişme! Dara bölgesi görüntüleri incelenecek
- Bakan Memişoğlu'ndan Yenidoğan çetesi açıklaması: Görevimiz kötüleri ayıklamak ve gerekli cezayı vermektir
- Tahliye olması için cumhuriyet savcısının tehdit edilmişti: Sanık Tuğçe Toptemel savunma yaptı