İşlenmeyen arazi sezonluk kiralanacak
İşlenmeyen tarım arazilerinin üretime kazandırılması amacıyla kiralama düzenlemesi yapıldı. Üst üste 2 yıl işlenmeyen tarım arazileri, sezonluk kiraya verilecek. İlk listeler, 30 Eylül’de ilan edilecek.
Gazete Haberi
2 YIL KURALI VAR
Tarım ve Orman Bakanlığı, işlenmeyen tarım arazilerinin sezonluk kiraya verilmesi düzenlemesini hayata geçirdi. Düzenleme kapsamında Hazine’nin özel mülkiyetinde veya devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan tarım arazileri hariç, mülkiyeti gerçek veya tüzel kişilere ait üst üste 2 yıl işlenmeyen tarım arazileri, arazinin vasfının değiştirilmemesi ve kiralayan tarafından tarımsal üretimde kullanılması şartıyla sezonluk kiraya verilecek. İşlenmeyen tarım arazilerine ilişkin ilk liste, 30 Eylül’de ilan edilecek. Bu arazilerin bir yıl daha ekilmemesi durumunda arazilere ilişkin kiralama süreci başlayacak.
NASIL TESPİT EDİLECEK?
Kiraya verilecek arazilerin tespiti için il veya ilçe tarım ve orman müdürlükleri bünyesinde oluşturulan Arazi Tespit Komisyonu, veriler üzerinden yapılacak çalışmalar ve yerinde gerçekleştirilecek arazi kontrolleriyle işlenmeyen tarım arazilerini tespit edecek.
HANGİ TARİHLERE BAKILACAK?
Arazi tespitinde, bölgelerin hasat dönemine de bakılarak 1 Eylül’den 31 Ağustos’a kadarlık süre dikkate alınacak. Bu tarihler arasında işlenmeyen tarım arazilerine ilişkin ilk listeler, 30 Eylül 2024’te ilana çıkarılacak. Üst üste iki yıl işlenmeyen arazilere ilişkin ilk listenin ise 1 Eylül 2025’te ilana çıkarılması ve ilk kiralamanın 16 Ekim 2025’te yapılması planlanıyor.
NEREDE İLAN EDİLECEK?
İşlenmeyen tarım arazileri listesi il veya ilçe müdürlüklerince mahalle muhtarlıklarının ilan tahtalarında, elektronik ortamda ve il müdürlüğü internet sitesinde ilan edilecek. Arazi malikleri ve diğer ilgililer, listelerle ilgili itirazlarını ilan süresi içerisinde komisyona yapabilecek.
BEDELİ NASIL HESAPLANACAK?
Kira bedeli, komisyon tarafından belirlenen rayiç bedelden düşük olamayacak. Tarım arazilerinin rayiç kira bedelinin tespitinde emsal olarak kullanılmak üzere, kiralanacak tarım arazisi ile benzer özellikte ve aynı yerleşim yerinde bulunan en az üç kiralanmış tarım arazisi tespit edilecek.
BAŞVURULAR NEREYE?
İlan edilen tarım arazilerini kiralamak isteyenler, tarım arazisi kiralama talep formunu eksiksiz olarak doldurarak ilan süresi içerisinde il müdürlüğüne başvuracak. Başvurular, Tarım Arazileri Değerleme ve Edindirme Bilgi Sistemi üzerinden de yapılabilecek
KİMLERE ÖNCELİK TANINACAK?
Kiralama öncelikli olarak, kiraya verilecek tarım arazisinin bulunduğu yerleşim yerinde ikamet edenlere, sivil toplum kuruluşlarına ve meslek odalarına yapılacak. Öncelikli gruplardan birden fazla istekli çıkması halinde en yüksek teklifi verene, öncelikli gruplardan istekli çıkmaması halinde ise diğer isteklilerden en yüksek teklifi verene kiralama yapılacak.
KİRA KİME ÖDENECEK?
Kira bedeli arazi sahibine ödenecek. Arazi maliklerine veya hak sahiplerine ulaşılamaması halinde, kira bedelleri bakanlıkça belirlenecek bir kamu bankasında araziye özgülenerek açılacak üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılacak. Mülkiyeti ihtilaflı tarım arazilerinde ihtilafın giderilmesi halinde biriken kira geliri, hak sahiplerine payları oranında dağıtılacak.
KİRACILAR DESTEKLERDEN YARARLANABİLECEK Mİ?
Kiralanan tarım arazileri bakanlıkça belirlenen kayıt sistemlerine kaydedilecek ve kiracılar bu arazilerle ilgili tarımsal desteklerden yararlandırılacak.
ÖNCELİKLİ HEDEF ÜRETİMDE ARTIŞ
2025-2027 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program’da (OVP), tarımda verimliliğin ve üretimin artırılması önceliklendi. Buna göre, tarım sektöründe, sanayi sektörüyle etkileşim içerisinde, verimlilik artışlarıyla büyümenin sürdürülebilirliği desteklenecek. İşte adım adım tarım programı...
PLANLAMA YAPILACAK
Tarımsal üretimde verim artışı ve işlenmeyen tarım arazilerinin üretime kazandırılması ile ekilebilir ve sulanabilir alanların genişletilmesi yoluyla tarımsal üretim artırılacak. Bitkisel ürünlerin arz talep dengesi, tarım arazilerinin kabiliyet sınıflarına uygun kullanımı ve stratejik ürünlerde yeterlilik seviyesi dikkate alınarak üretim planlaması yapılacak. Tarım ve sanayi etkileşiminin güçlendirilmesi amacıyla sözleşmeli üretim desteklenerek yaygınlaştırılacak.
YENİLENEBİLİR ENERJİ
Doğal afetlere karşı korunması da dâhil seraların doğru yerlerde ve doğru tekniklerle yapılması sağlanacak ve sera alanları, verim ve kaliteyi artırmak üzere rehabilite edilerek modernleştirilecek. Jeotermal kaynakların yanı sıra rüzgâr, güneş ve biyokütle gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının da kullanılacağı Organize Tarım Bölgeleri’nin sayısı artırılacak.
KADINLAR VE GENÇLER
Lojistik maliyetlerinin azaltılarak tüketicilerin tarım ürünlerine uygun fiyatla ulaşabilmelerini temin etmek üzere önemli tüketim merkezi olan kentlerin çeperlerinde tarımsal faaliyet desteklenecek. Kırsal alanların sosyoekonomik gelişimine katkı sağlayacak başta gençlere ve kadınlara yönelik uygulanan programların destekleme miktarları artırılacak, tarım ve hayvancılık özendirilecek.
DİJİTAL VERİ TABANI
* Tarımsal istatistiklerin kapsamı genişletilecek, kalitesi artırılacak ve veri tabanları iyileştirilecek.
* Tarım sektörünün işletme bazında daha sağlıklı veriye dayalı olarak yönlendirilebilmesi için Genel Tarım Sayımı yapılacak, idari kayıtların güncellenmesiyle kapsamlı tarım envanteri oluşturulacak ve mevcut bilgi sistemlerinin iyileştirilmesine yönelik çalışmalara hız verilecek.
* Etkin tarımsal arazi yönetimi, rekolte tahmini ve üretim planlamasının yapılmasında tarım bilgi sistemlerinden en yüksek seviyede yararlanılması amacıyla tarım bilgi sistemlerine ilişkin yazılım ve donanım altyapısı iyileştirilecek.
* Dijitalleşme, yapay zekâ ve veriye dayalı iş modelleriyle akıllı tarım uygulamaları yaygınlaştırılacak.
FİYATLARA DA TAKİP
Arz yönlü politikaların tarımda üretici ve tüketici lehine fayda sağlaması konusunda da önemli hedefler bulunuyor. Özellikle enflasyonda bu açıdan bir şok etkisi yaşanmaması adına üretim kapasitesi ve arz güvenliğinin artırılması gerekliliğine vurgu yapılıyor. Hedefler şöyle:
* Gıda fiyatlarında istikrarı ve arz güvenliğini sağlamayı teminen arazinin verim kabiliyeti ile birlikte yağış ve sulama imkânları da gözetilerek stratejik tarım ürünlerinde hedef yeterlilik oranları belirlenecek ve üretim planlaması hayata geçirilecek.
* Serbest piyasa düzeni içerisinde tarımsal ürünlerde fiyat istikrarını desteklemek üzere belirli ürünlerde Gıda ve Tarım Ürünleri Stok Takip Sistemi oluşturulacak ve gıda ürünleri depolarında izlenebilirlik sağlanacak.
MEYVE ATIKLARI GELİRE DÖNÜŞECEK
SIFIR ATIK PRENSİBİ
Türkiye Tarımsal Üretiminde Küresel İklim Değişikliğine Uyumlu Sürdürülebilir Tarım Teknolojileri Platformu’nun (S-ATP) yürütücü kuruluşlarından TÜBİTAK MAM, “Tarımsal Atıkların ve Düşük Kaliteli Tarımsal Ürünlerin Katma Değerli Ürünlere Dönüştürülmesi” projesini başlattı.
TÜBİTAK MAM Gıda İnovasyon Teknolojileri Araştırma Grubu Lideri ve gıda mühendisi Dr. İncinur Hasbay, avokado, elma ve turunçgil atıklarını katma değerli ürünlere dönüştürerek hem israfın önüne geçmeye hem de ekonomik getiri sağlayacak yeni ürünler geliştirmeye çalıştıklarını, araştırma sürecini de sıfır atık prensibiyle oluşturduklarını söyledi.
TURUNÇGİL, AVOKADO, ELMA
Hayvan yemi olarak ya da farklı bir alanda kullanılamaması nedeniyle projede özellikle turunçgil atıklarına yer verdiklerini, Türkiye’de avokado üretiminin giderek yaygınlaşması ve atık oluşumunun artması nedeniyle bu meyvenin atıklarını da tercih ettiklerini vurgulayan Hasbay, çalışmayı şöyle özetledi: “İlk projemiz turunçgil atıklarından uçucu yağ elde edilmesi. İkinci projemiz yine turunçgil ve elma atıklarından pektin elde edilmesi. Kıvam verici bir madde elde edeceğiz. Üçüncü projemiz avokado atıklarının değerlendirilmesi. Dördüncü projemizde de bütün bu atıkları değerlendirip biyogaz ve toprak iyileştirici ajan oluşturacağız.”
DÜZCE BELEDİYESİ’NDEN EKONOMİK ADIM
BİTKİ KÖKLENDİRME SERASI KURULDU
Düzce Belediyesi, Tarım Akademisi alanında bitki köklendirme serası kurarak, kendi bitkilerini yetiştirme sürecini başlattı. Dışarıdan bitki alımını azaltacak bu girişim ile maliyetlerin düşürülmesi hedefleniyor.
Tarım alanında yenilikçi projeleri hayata geçiren Düzce Belediyesi, modern tarım tekniklerinin uygulanma merkezi Tarım Akademisi bünyesinde önemli bir adım daha attı. Bölgedeki çiftçilere ve tarımla ilgilenen vatandaşlara modern tarım tekniklerini öğretmeyi ve sürdürülebilir tarım uygulamalarını yaygınlaştırmayı amaçlayan Tarım Akademisi, Mergiç Mahallesi’ndeki arazisinde kendi imkanları ile bitki köklendirme serası kurdu.
DENEMELER BAŞLADI
Bitkilerin köklenmesini ve büyümesini hızlandıracak köklendirme serasında deneme üretimleri başladı. Toplam 72 metrekare alana sahip serada ilk etapta kekik, biberiye, lavanta, taflan ve leylandi olmak üzere 5 çeşit süs bitkisi yer aldı. İlerleyen zamanlarda ise berberis ve alev çalısı da üretime alınacak. Toplam 50 bin bitki üretim kapasitesine sahip serada yetiştirilen bitkiler önümüzdeki yaz Düzce’nin park ve bahçelerini süsleyecek. Belediyenin kendi bitki ihtiyacını karşılamak üzere başlatılan bu girişim, dışarıdan bitki alımını azaltarak maliyetlerin düşürülmesini hedefliyor.
ÇAY VE YAĞ ELDE EDİLECEK
Park ve Bahçeler Müdürlüğü kontrolünde yürütülen çalışmalar kapsamında, Tarım Akademisi’nin 8 dönümlük arazisinde tıbbi aromatik bitki üretimi ve dikimi de devam ediyor. 3 dönümlük alana kekik ve biberiye fideleri dikilirken, 5 dönümlük alanda ise adaçayı ve melisa bitkileri toprakla buluşturuluyor. Yaz döneminde hasadı yapılacak tıbbi aromatik bitkilerden bitki çayları ve yağları elde edilecek.
TOPRAKSIZ TARIM DA YAPILACAK
İlerleyen süreçlerde bu girişimlerini topraksız tarım ile ilgili üretim serası kurarak sürdürmeyi planlayan Tarım Akademisi, sebze yetiştiriciliği de yapacak. Bitkilerin toprak yerine besin çözeltileri içinde yetiştirildiği modern bir tarım yöntemi olarak bilinen topraksız tarım serasında ise, marul, biber, maydanoz, roka, dereotu gibi sebze türleri yetiştirilecek.
EĞİTİMLER VERİLİYOR
Çiftçilere ve tarımla uğraşan vatandaşlara yeni teknikler öğretmek ve üretim kalitesini yükseltmek için önemli bir merkez haline gelen Tarım Akademisi, ziyarete açık olan seralarda bu yenilikçi tarım yöntemlerini yakından gözlemleme, teorik ve uygulamalı eğitimler alma imkanı da sunuyor. Bu bağlamda Tarım Akademisi ve İl Tarım Müdürlüğü ile ortaklaşa düzenlenen ilk kurs tamamlanarak kursiyerlere belgeleri takdim edildi. Tarım Akademisi’nde ekim ayında ise fındık yetiştiriciliği kursu başlatılacak.
POTANSİYEL ARTIYOR
Düzce Belediyesi’nin bu çalışmaları, modern tarım tekniklerinin yaygınlaştırılması ve bölge tarımının geliştirilmesi adına atılmış önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Tarım Akademisi eliyle kentin tarımsal potansiyelinin en üst düzeyde değerlendirilmesine ve sürdürülebilir tarım uygulamalarının yaygınlaştırılmasına büyük katkı sağlanıyor.
COĞRAFİ İŞARET BEREKETİ
Türkiye topraklarının coğrafi işaretli ürünleri, son günlerde peş peşe Avrupa Birliği’nden tescilleniyor. Tescilli ürünler, adını daha fazla duyuruyor, ihracata ve turizme ‘bereket’ getiriyor.
AB’DEN TESCİLLİ
Türkiye topraklarında yetişen, gelenekselliği, yöreden elde edilen hammaddesi ile yerel niteliklere bağlı olarak belli bir üne kavuşmuş ürünler, coğrafi işaretle dünyaya isimlerini duyurmaya devam ediyor. Yurt içinde coğrafi işaret tesciliyle korunması amaçlanan ürünler, daha sonra dünya çapında prestijlerini artırmak üzere Avrupa Birliği (AB) coğrafi işaret tescili alıyor. Türkiye, son dönemde coğrafi işarette atağa kalktı. Hüyük Çileği, Bursa Siyah İnciri, Söke Pamuğu peş peşe AB’den coğrafi işaret tescili aldı.
SAYILARI 27’YE ÇIKTI
Türkiye’nin şu anda AB coğrafi işaret tesciline sahip 27 ürünü bulunuyor. Bu ürünler sırasıyla şöyle: Gaziantep Baklavası, Aydın İnciri, Malatya Kayısısı, Aydın Kestanesi, Milas Zeytinyağı, Bayramiç Beyazı, Taşköprü Sarımsağı, Giresun Tombul Fındığı, Antakya Künefesi, Suruç Narı, Çağlayancerit Cevizi, Gemlik Zeytini, Edremit Zeytinyağı, Milas Yağlı Zeytini, Ayaş Domatesi, Maraş Tarhanası, Edremit Körfezi Yeşil Çizik Zeytini, Ezine Peyniri, Safranbolu Safranı, Aydın Memecik Zeytinyağı, Araban Sarımsağı, Osmaniye Yer Fıstığı, Bingöl Balı, Bursa Şeftalisi, Hüyük Çileği, Bursa Siyah İnciri/ Bursa Siyahı ve Söke Pamuğu.
İHRACAT VE TURİZME KATKI
Coğrafi işaret; ürünlerin korunmasını sağlarken aynı zamanda Türk mutfağının gelişimine, gastronomi turizmine ve ekonomiye katkı da sağlıyor. Son yıllarda artan gastronomi turizmi içeriğinde coğrafi işaret tescili alan ürünlerin varlığı da dikkat çekiyor. Bu ürünleri baz alarak yapılan seyahatler, oluşturulan rotalar bulunuyor. Aynı zamanda ürünler, dünya çapında da tanınarak ihracat potansiyelinde artış sağlanıyor.
ZEYTİN ÜRÜNLERİ ÖNDE
Anadolu topraklarının en çok AB coğrafi işaret tescili alan ürünleri zeytin ve zeytinyağı olarak görülüyor. Bu alanda Milas Zeytinyağı, Gemlik Zeytini, Edremit Zeytinyağı, Milas Yağlı Zeytini, Edremit Körfezi Yeşil Çizik Zeytini, Aydın Memecik Zeytinyağı var. Şehir olarak ise Aydın; inciri, kestanesi, zeytinyağı, pamuğu ile en fazla tescil alan il konumunda bulunuyor. Türkiye, üretim ve ihracatında önemli paya sahip olduğu zeytin ve zeytinyağını bu sayede dünyada farklı ülkelere tanıtma imkanını da geliştiriyor.
KADIN ÇİFTÇİ SAYISINI ARTIRACAK
Cargill’in çiftçilerin verimini ve refahını artırmak, tarlada sosyal ve dijital dönüşümü desteklemek amacıyla başlattığı 1000 Çiftçi 1000 Bereket Programı 6’ncı yılına girdi. Program kapsamında katılımcılara özel ücretsiz eğitim, dijital tarım araçlarına erişim ve ihtiyaçlarına yönelik danışmanlık hizmetleri sunuluyor. Bu sayede, 2023’te çiftçilerin ürünlerinin veriminde yüzde 24’e varan artış yaşandı. Programla altıncı yıla girilirken 27 ilde, 910 bin dekarı aşan araziye ve 6 bin 700’ün üzerinde mısır, ayçiçeği ve kanola üreticisine ulaşıldı. Gelecek dönemde programa daha fazla kadın çiftçi dahil edilmesi planlanıyor.
TARIM KREDİ’DEN KAMPANYA
Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri (Tarım Kredi), sonbahar döneminde üreticilerin finansman ihtiyacının karşılanmasını desteklemek amacıyla 3 ayı faizsiz olmak üzere 12 aya varan vadeli tarımsal girdi satış kampanyası düzenleyecek. 21 Eylül-31 Ekim arasında düzenlenecek kampanyayla ilgili şu açıklama yapıldı: “Türkiye genelindeki 2 bine yakın Tarım Kredi kooperatifinde, kampanya süresince, kimyevi gübre, sıvı toz gübre, zirai ilaç ve tohum gibi üretimde yoğun kullanılan tarımsal girdilerin satışında üreticilerimize 3 ayı faizsiz olmak üzere 12 aya varan vadeli satış imkanı sunulacak. Karma hayvan yemi satışlarında ise üreticilerimizin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla 3 ay faizsiz satış yapılacak.”
TARIM VE HAYVANCILIKTA KALKINMA HAMLESİ
Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler’in 5 yıl önce kırsal kesimdeki üreticilerin gelir kaynaklarını arttırmasını sağlamak, ürün çeşitliliğini desteklemek ve birim alandan daha fazla gelir edilmesi amacıyla başlattığı tarım hamlesi çığ gibi büyüdü. İlklerin denendiği çalışmalarla Ordu, tarım ve hayvancılıkta çığır açtı.
ATIL TOPRAKLAR HAYAT BULDU
Ordu’da ulaşım, altyapı, turizm, üstyapı ve sağlık alanında birçok yatırımı hayata geçiren Büyükşehir Belediyesi, uygulamaya koyduğu tarım projeleriyle de vatandaşlara yeni gelir kaynakları oluşturdu. Dünyada ve Türkiye’de, tarımda makineleşmenin artması ve süregelen kentleşme sürecinin kırsal kesimdeki nüfus kaybını hızlandırması sonrası atıl duruma düşen topraklar, büyükşehir belediyesinin projeleriyle yeniden hayat buldu.
YÜZLERCE ÇİFTÇİ KATILDI
Kent genelinde başlatılan tarım ve hayvancılık projeleriyle birlikte, kırsal kesimde yaşayan vatandaşların gelirleri artırılırken, insan emeği üreten bir güce dönüştü. Büyükşehir belediyesinin projelerinden yararlanan yüzlerce çiftçiyle kent genelinde topyekun bir kalkınma hamlesi başlatıldı. İlçelerde büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık, farklı meyve türlerinin yetiştiriciliği, fide ve fidan yetiştiriciliği, yumurta tavuğu yetiştiriciliği, kaz yetiştiriciliği gibi tarım ve hayvancılık faaliyetleri hız kazandı. Üreticilerin fındığa ek gelir kaynağı oluşturmak için yöneldiği projeler, kısa zamanda ana gelir kaynağı haline dönüştü.
PANDEMİ SÜRECİ ETKİLEDİ
Dünyada ve Türkiye’de yaşanan pandemi sürecinde yapılan çalışmalar ve vatandaşlara verilen destekler, tarım ve hayvancılık projelerinin önemini bir kez daha ortaya koydu. Ordu Büyükşehir Belediyesi ile Tarım ve Orman İl Müdürlüğü işbirliğinde koyundan kaza, mandadan keçiye, süt evlerinden ev tipi süt soğutma tanklarına, sebze üretiminden siyez buğdayına, mavi yemişten salebe kadar birçok proje hayata geçirildi.
FINDIK OLMAYAN İLÇELERE ALTERNATİF ÜRÜNLER
Özellikle fındık tarımının diğer ilçelere göre az yapıldığı Mesudiye ve Akkuş ilçelerinde 31 bin 200 dekar atıl tarım arazisi üretime açıldı. Bu toprakları ekonomiye kazandıran Ordu Büyükşehir Belediyesi korunga, yonca, fiğ, buğday, arpa, yulaf, nohut, yeşil mercimek ve patates gibi temel gıdaların ekiminin yanı sıra beşli karma yem ve reygrass gibi tohum destekleri ile üretim alanlarını genişletti. Ayrıca pazarlama desteği ve soğuk hava deposu destekleri ile üreticiler, daha ileri bir noktaya taşınıyor.
ÜRETİCİLERDEN TEŞEKKÜR
Büyükşehir belediyesinin destekleri ile Ordu’nun dört bir yanında farklı alanlarda üretim yapan üreticiler de verilen desteklerden duydukları memnuniyeti dile getirdiler. Ünye’den Mesudiye’ye, Çamaş’tan Korgan’a 19 ilçede üretime geçen üreticiler verilen desteklerden ve ürünlerine verilen alım garantisinden dolayı daha fazla üretmeye başladıklarını belirttiler. Büyükşehrin her daim yanlarında olduklarını aktaran üreticiler, tüm destek ve çalışmaları dolayısıyla Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler’e teşekkürlerini ilettiler.
İLKLER DENENDİ, YENİ ÜRETİM ALANLARI OLUŞTU
Bunlarla yetinmeyen Ordu Büyükşehir Belediyesi 5 yılda tarım ve hayvancılığı kent geneline yaydı. Birçok ilkin denendiği çok sayıda proje hayata geçti.
* Bu kapsamda 49 bin metrekare örtü altı alan oluşturuldu. 3 milyon 400 bin adet fide toprakla buluşturuldu. 216 ton yem bitkisi tohumu ve 41 bin 850 meyve fidanı dikildi. 80 bin adet tıbbi aromatik bitki fidesi toprakla buluştu. İlk-orta okullarda 150 bin tohum ve 150 bin fide dağıtılırken meyve üretiminin arttırılması amacıyla aşı ordusu kuruldu.
* 28 makineden oluşan tarım makine parkı oluşturuldu, 1045 adet büyükbaş ve küçükbaş hayvan desteği verildi, 45 bin adet kanatlı hayvan desteği verildi, 987 arı kolonisi, 1000 adet polen toplama tuzağı, 40 adet kovan ve muhtelif arıcılık malzemeleri desteği sağlandı, 126 bin adet büyükbaş hayvan için şap aşılaması desteği verildi.
* 11 üreticiye ipekböceği yetiştiriciliği için 4 bin adet dut fidanı ve raf malzemesi, 5 üreticiye bıldırcın kafesi ve yem desteği verildi. 9 farklı lokasyonda 25 ton kapasiteli süt evleri kuruldu, 30 üreticiye 200 ve 300 litre kapasiteli süt soğutma tankı verildi.
* Büyükbaş kesimhanesi yerleşkesine kanatlı hayvan kesimhanesi, Büyükşehir bünyesinde damızlık koyun işletmesi ile kaz ve hindi için kuluçkahanesi kuruldu. Tropikal bitki ve sebze fidesi üretim seralarında üretim başlarken Tarıma Dayalı İhtisas Besi Organize Sanayi kurulumu ise devam ediyor.
‘PLANLI’ DESTEK DÖNEMİ
Tarımsal desteklerde sadeleşmeye gidilerek, yeni model açıklandı. Üretim planlamasını odağa alan yeni model, temel destek, planlama desteği ve üretim geliştirme desteği olarak 3 ana başlıkta toplanıyor.
Son dönemde iklim değişikliği, nüfus artışları, doğal afetler, göç, gıda milliyetçiliği, jeopolitik riskler tarımsal üretimi riskli hale getirirken, bu etkilere toprak ve suyun azalması ile kirlenmesinin eklenmesiyle risk daha da büyüyor. Buradan hareketle Tarım ve Orman Bakanlığı, bu risklere; sürdürülebilir, verimli, kaliteli, kayıtlı üretim gücüyle cevap verecek bir model hazırladı. “Tarımda Yeni Dönem: Üretim Planlaması ve Yeni Destekleme Modeli” geçtiğimiz günlerde açıklandı. Bitkisel üretim planlaması, eylül itibarıyla hayata geçirildi, hayvansal ve su ürünleri üretiminde de 1 Ocak itibarıyla yürürlüğe girdi.
SU STRESİ ALTINDAYIZ
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın açıkladığı modele göre, bitkisel üretimin merkezinde su var. Yumaklı, ülkenin su stresi altında olan bir ülke olduğunun altını çizerek, şunları söyledi: “Kişi başına düşen 1313 metreküplük potansiyelle su stresi altına olan bir ülkeyiz. Eğer hiçbir aksiyon almazsak, 2030 yılında 1000 metreküpün altına düşme riskimiz var ve bu bizim su fakiri bir ülke kategorisine girmemizi gerektirecek bir sonucu doğuracak. Dünyanın tarımsal üretimde önemli ülkeleri iklim değişikliği, gıda güvenliği, tarladan sofraya kadar stratejiler, sürdürülebilirlik, etkin toprak, etkin su yönetimi ve geliştirilmiş çiftlik uygulamaları dahil olmak üzere birçok konuda yeni normal dediğimiz etkenlere cevap vermeye çalışıyor.”
YÜZDE 77’Sİ KAPSAMDA
Önceki destekleme modelinde alt başlıklarıyla birlikte 165 kalemde destekleme verdiklerini anımsatan Yumaklı, tarımsal desteklerin sadeleştirildiğini söyledi. Yumaklı, “Üretim planlamasına başlarken, Türkiye’de yaklaşık 206 başlıkta geniş bir yelpazede üretim yapıldığını göz önüne alarak stratejik ürünlerden başlamayı hedefledik. 13 stratejik ürün, hububat, baklagil, yağlı tohumlar ve diğer dediğimiz patates ve soğan. Artı bir dediğimiz de yem bitkileri. 13 artı 1 ürünle 1 Eylül 2024 itibarıyla üretim planlamasına Türkiye’deki toprakların yüzde 77’sinde üretilen ürünleri planlama kapsamına almış olduk” dedi.
3 ANA BAŞLIKTA YENİ MODEL
İlk kez üretim döneminden önce açıklanan ve 3 yıl boyunca geçerli olacak bitkisel üretim destekleme modeli temel destek, planlama desteği ve üretim geliştirme desteği olarak 3 ana başlıkta toplanıyor. Bu üretim destekleri şöyle:
* Temel destek; planlama dışı ürünlerin dışındaki ürünlere ve planlamaya dahil olup belirlenen havzalarda üretilen ürünlere başka kıstas aramadan, kullanılan mazotun yarısını, gübrenin de yüzde 25’ini vermek üzere tasarlandı. Türkiye’de üretim yapan bütün üreticiler, temel desteği alacak.
* İkinci grupta 13 stratejik ürün ve yem bitkisinin, paydaşlarıyla birlikte yaklaşık 2 yıllık çalışmayla belirlenmiş olan havzalarda üretilmesi durumunda temel destek kadar bir destek daha verilecek. Bu durumda mazotun yüzde 50’si daha ilave olacak, üreticiler tamamını alacak. Gübrelerin de yüzde 50’sini alacaklar.
* Su kısıtı olan yerlerde de belirlenen şekilde üretim yapılırsa, gübrenin de geri kalan yüzde 50’si verilecek. O ürün için kullanılan gübre ve mazot desteğinin tamamı verilecek.
* Planlama dışındaki ürünlerin üretilmesi halinde sadece temel destek alınacak. Planlamaya dahil olan ürünlerin içerisinde olup da bir alanda üretilmesi doğru bulunmayan soya, patates, kanola, pamuk gibi ürünleri üretenlere destek verilmeyecek.
* Böylece ürünlerin planlamaya dahil olduğu şekliyle planlanan havzalarda, belirlenen şartlarda üretilmesi hedefleniyor.
HANGİ ÜRÜNE NE KADAR?
Örnekleyecek olursak, önceki dönem, 185 lira mazot ve gübre desteği verilen buğdaya, yeni dönemde 634 lira mazot ve gübre temel desteği verilecek. Eğer su kısıtı olan bir havzada üretiliyorsa, üretimi tespit edilen ürünler için de ilave 342 liralık bir destek verilecek. Ayçiçeğinde 206 liralık mazot ve gübre desteği veriliyordu, bu rakam 732 liraya çıkıyor. Su kısıtı olan bölgede üretildiği zaman 293 liralık ilave destek olacak. Planlama dışındaki ürünlere de 138 lira ödeniyordu, bunlar da 244 liralık temel destek almış olacak. Örneğin Konya’nın Kulu ilçesinde buğday, arpa, nohut, mercimek, ayçiçeği ve aspir ekildiği takdirde bu ürünler hem temel destek hem planlama desteği hem de su kısıtı desteği alabilecek.
BESAŞ’IN İLK FABRİKA SATIŞ MAĞAZASI GEMLİK’TE AÇILDI
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin, vatandaşların uygun fiyatlı ve güvenilir gıdaya daha kolay ulaşabilmesi amacıyla Gemlik’e kazandırdığı BESAŞ Fabrika Satış Mağazası törenle hizmete açıldı. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, BESAŞ’ın hem fiyat denetimini sağlamada hem de kaliteli ve güvenli gıdanın sunumunda öncülük yapacağını söyledi.
500’DEN FAZLA BAYİ
Bursa Büyükşehir Belediyesi, Türkiye’nin üçüncü büyük ekmek fabrikası olan BESAŞ aracılığıyla Bursa’daki tüm vatandaşlara ulaşabilmek ve kaliteli ürünlerini uygun fiyata sunmak için çalışmalarını sürdürüyor. Bursa’da 500’den fazla bayi ile hizmet veren BESAŞ, unlu mamullerin yanında süt ürünlerini de aynı kalite ve özveri ile üreterek vatandaşın güvenilir gıdaya ulaşmasını sağlıyor. Tüm vatandaşların BESAŞ ürünlerine kolayca ulaşabilmesini amaçlayan BESAŞ, Fabrika Satış Mağazası’nın ilkini Gemlik’te açtı.
GÜVENİLİR GIDA
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, üretici kazanırken vatandaşın da güvenli gıdayı rahatlıkla ucuza tüketmesini istediklerini belirterek, “BESAŞ’ın hem fiyat denetimini sağlama hem de kaliteli ve güvenli gıdanın sunumunda öncülük yapma amacı var. Geliri düşük vatandaşlarımızın olduğu bölgelerde bu hizmeti sunabilmeyi hedefliyor. Önümüzdeki süreçte BESAŞ’ın büyüdüğünü ve farklı alanlarda hizmet ettiğini göreceğiz. BESAŞ, rahmetli Mustafa Eroğlu döneminde kuruldu. Bir Mustafa da bunu yükseltecek” diye konuştu.
DERMAN OLACAK PROJELER
Özellikle emeklilerin, asgari ücretle çalışanların, çiftçilerin her gün hayat pahalılığıyla mücadele etmek zorunda kaldığını anlatan Başkan Bozbey, şunları söyledi: “Halkın öncelikli sorunlarını tespit edip, halkın derdine derman olacak projeleri bir bir devam ettiriyoruz ve yaşama geçiriyoruz. Yerel yöneticiler olarak sorumluluğumuz vatandaşa nefes aldırmaktır. Hem belediyemiz hem de bağlı kuruluşlarımızla gerçekleştireceğimiz çalışmalarla bu zorlu yolları birlikte aşacağız.”
YEREL ÜRETİCİDEN BURSA HALKINA
Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak her zaman çiftçilerin yanında olduklarını ve destek alımları yaptıklarını anlatan Başkan Bozbey, bin bir zahmetle üretilen mahsullerin toprakta kalmasına seyirci kalmadıklarını ifade etti. Bozbey, şöyle konuştu: “BESAŞ aracılığıyla siyez buğdayı alımlarını yaptık. Önümüzdeki yıl çiftçimize ‘ne kadar ekerseniz, hepsini alacağız’ dedik. Karakılçık buğdayı üzerinde çalışmalarımız sürüyor. Kadın kalkınma kooperatiflerimiz başta olmak üzere yerel üreticilerimizden temin ettiğimiz 200’ün üzerindeki temel gıda ürününü Bursa halkıyla buluşturuyoruz.”
TANZİM SATIŞI DÖNEMİ
BESAŞ aracılığıyla emekli vatandaşlara ve ihtiyaç sahibi ailelere ücretsiz ekmek dağıtımı yapıldığını kaydeden Bozbey, “BESAŞ aracılığıyla 45 bin civarındaki birinci sınıf öğrencimize her gün süt dağıtacağız. BESAŞ satış noktalarımızın bulunmadığı bölgelere de bayilikler vereceğiz. Ürün çeşitliliğimizi de artırarak halkımıza yeni ürünler sunmaya devam edeceğiz. Tanzim satışı hedefleyen bir yolculuğa da başladık. Hem üreticimizin hem tüketicimizin yüzünün gülmesi bu sayede sağlanmış olacak” diye konuştu.
KARAKILÇIK EKMEĞİ BESAŞ BAYİLERİNDE
Bursa’da sağlıklı ve güvenilir gıdayı vatandaşlarla uygun fiyata buluşturan Bursa Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden BESAŞ, ata tohumu siyez buğdayının ardından Anadolu’nun mirası karakılçık buğdayından ürettiği ekmekleri de sofralarla buluşturuyor. BESAŞ Genel Müdürü İbrahim Alpay Demirtaş, karakılçık buğdayının Anadolu’nun en eski ve genetik yapısı bozulmamış yerli buğday türlerinden biri olduğunu söyledi. Karakılçık buğdayını tanıtmak, çoğaltmak ve çiftçilerin karakılçık buğdayı ekmesini teşvik etmek amacıyla yaptıkları çalışmalar sonucunda yeni ürünü vatandaşlarla buluşturmaya başladıklarını anlatan Demirtaş, “BESAŞ olarak, geleneksel ürün ve tarifleri teknolojimizle buluşturarak hem sağlığa hem damak zevkine hitap etmeyi sürdüreceğiz. Böylelikle bu miraslar gelenekten geleceğe taşınmış olacak. Önümüzdeki günlerde başka ürün çeşitlerimizi de vatandaşlarımızın beğenisine sunmayı hedefliyoruz” diye konuştu.
120 ÜLKEYE İHRACATLA SEBZE MEYVENİN CAZİBE MERKEZİYİZ
Türkiye, 59.2 milyon tonluk yaş meyve ve sebze üretimiyle, Çin ve Hindistan’ın ardından 3’üncü sırada bulunuyor. 2023 yılında meyve üretim miktarı 27.4 milyon ton, sebze üretim miktarı 31.8 milyon ton oldu. Bu ürünler, dünyada 120’den fazla ülkenin mutfağına giriyor.
ALIM HEYETLERİ GELDİ
Türkiye’nin tarım ürünleri ihracatında milli proje olarak gösterilen Meyve, Sebze, Gıda, Gıda Ürünleri, Gıda Teknolojileri Ambalaj, Tarım Teknolojileri, Depolama ve Lojistik Fuarı (Interrfesh Eurasia) kapılarını açtı. 55 ülkeden alım heyeti ile Avrupa’dan 30’dan fazla zincir market temsilcilerinin katıldığı fuarda Türk tarım ürünlerinin yaş, kuru, dondurulmuş ve konserve ürünleri görücüye çıktı.
68.5 MİLYAR DOLAR HASILA
Açılışa katılan Ticaret Bakan Yardımcısı Volkan Ağar, Türkiye tarım sektörünün 68.5 milyar dolarlık tarımsal hasıla, genç nüfusu, yetişmiş insan kaynağı, üretim teknolojilerine adaptasyon kabiliyeti ve uygulanan etkin politikalar sayesinde küresel tarım ticaretinin önde gelen aktörleri arasında yer aldığını belirtti. Ağar, tarım ve gıda ürünleri ihracatının 2023 yılında Cumhuriyet tarihinde bir rekora imza atarak 31 milyar dolara ulaştığını vurguladı.
ÜÇÜNCÜ SIRADA YER ALIYOR
Türkiye’nin bugün, yaş meyve sebzeden, işlenmiş tarım ürünlerine kadar hemen hemen her türlü tarımsal ürünün üretildiği ve işlenerek dünya pazarlarına satıldığı bölgesinin en güçlü tarım üreticisi ve ihracatçısı ülkesi konumunda olduğunu vurgulayan Ağar, şunları söyledi: “Bugün 59.2 milyon tonluk yaş meyve ve sebze üretimi, ülkemizi dünya yaş meyve sebze üretiminde Çin ve Hindistan’ın ardından 3’üncü sıraya yerleştiriyor. 2023 yılında meyve üretim miktarı 27.4 milyon ton, sebze üretim miktarı ise 31.8 milyon ton olarak gerçekleşti.’’
EN ÖNEMLİ PAZARLAR
Yaş meyve ve sebze ürünleri ihracatının ise tarım ürünleri ihracatının yüzde 10’undan fazlasına tekabül ederek yaklaşık 3.5 milyar dolarlık bir büyüklüğe sahip olduğunu anlatan Ağar, şöyle konuştu: ‘’Dünyada 120’den fazla noktaya ulaşan yaş meyve sebze ihracatımızda başı çeken ilk beş ülke ise Rusya Federasyonu, Almanya, Romanya, Irak ve Ukrayna. 2023 yılında 2.4 milyar dolarlık meyve ve sebze mamulleri ihracatı gerçekleştiren ülkemizin bu alandaki en önemli pazarları ABD, Almanya ve Birleşik Krallık.’’
YENİ FIRSATLAR
Tüketim trendlerinde öne çıkan organik ve iyi tarım ürünlerine olan talebin de yeni ihracat fırsatları yaratacağını anlatan Ağar, “Önümüzdeki dönemde de üretimden aldığımız güçle; dünya pazarlarında Türk gıda ürünlerinin rekabet gücünü artırmaya devam edeceğiz” dedi.
6 MİLYAR DOLARLIK POTANSİYEL
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinasyon Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak da “Ülkemiz bugün 58 milyon ton sebze meyve üretimi, modern tesislerde işlenerek mamul haline gelen gıda ürünleri ile tarım sektöründe tam bir cazibe merkezi durumunda” dedi. Türkiye’nin 2023 yılı yaş meyve sebze ihracatının 3.5 milyar dolara ulaştığına dikkat çeken Uçak, “Meyve sebze mamulleri de eklenince toplam 6 milyar dolar ihracattan söz ediyoruz” diye konuştu.
AYDINLI ÇİFTÇİLERE DRONE İLE GÜBRE DESTEĞİ
BAŞKAN ÇERÇİOĞLU ÜRETİCİLERIN YANINDA
ÜCRETSİZ UYGULANIYOR
Aydın’da tarım alanında birçok önemli proje yürüten Aydın Büyükşehir Belediyesi, çiftçileri teknolojik yeniliklerle de buluşturmaya devam ediyor. 20 dönümün altında ekili tarlası olan çiftçiler için hayata geçirilen drone ile yapılan ücretsiz gübre uygulamasıyla çiftçiler hem ürün kaybı yaşamıyor hem de önemli bir girdi maliyetinden kurtuluyor. Güncel ekonomik koşullardan dolayı zor zamanlar geçirdiklerini ifade eden çiftçiler, kendilerine verilen destek için Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’na teşekkür etti.
‘ÖZLEM BAŞKANIMIZ DÖRT DÖRTLÜK ÇALIŞIYOR’
Germencik’in Turanlar Mahallesi’nde çiftçilik yapan Mehmet Oktay Gültekin, “Tarlama gübre uygulamak için birisini çalıştırsaydım günlük 1.000 TL ücret ödeyecektim. Bunun yanında gübre uygulaması elle yapılacağı için eşit olmayacaktı. Fakat drone ile tarlanın her yerine eşit gübreleme yapılıyor. Eğer ki traktörle yapsaydık, traktörün geçtiği yerlerden ürün kaybımız olacaktı ve bir-iki dönüm buğday ezilecekti. Özlem Başkanımız dört dörtlük çalışıyor ve hizmet veriyor. Kendisine çok teşekkür ediyoruz” dedi.
MALİYETİMİZ AZALDI
Germencik’te çiftçilik yapan Hüseyin Ödük ise “Bizlere böyle bir hizmet sunduğu için başkanımız Özlem Çerçioğlu’na çok teşekkür ediyorum. Teknoloji sayesinde bizi büyük bir yükten kurtardı. Bunun yanında zamanımızı da alacaktı. Eğer bu hizmet olmasaydı gübre uygulaması için 2 bin 500-3 bin liralık bir maliyetim olacaktı. Zaten çiftçi zor şartlarda hayatını sürdürüyor” ifadelerini kullandı.
KÜÇÜKBAŞ HAYVANLAR HİBE EDİLDİ
Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, kırsal kalkınmayı destekleyen projeleri ile küçük üreticilere umut olmaya devam ediyor. Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından başlatılan Aile Tipi Koyunculuk Projesi Proje kapsamında Aydın Büyükşehir Belediyesi’ne ait bu güne kadar Sakız Koyunu Çiftliği’nde yetiştirilen binlerce sakız koçu, sakız koyunu, Çine çaparı olmak üzere küçükbaş hayvan hibe edildi. Üreticiler, memnuniyetlerini dile getirerek Çerçioğlu’na üreticilere sağladığı desteklerden dolayı teşekkür etti.
HALK EGE ET’TEN EKONOMİK VE GÜVENİLİR ÜRÜNLER
Ekonomide vatandaşları zorlayan süreç her geçen gün daha da artarken Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraki Halk Ege Et, güvenilir ve ekonomik ürünler sunmayı sürdürüyor. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Halk Ege Et’le vatandaşların et, süt, süt ürünleri ve diğer mutfak ihtiyaçlarını ekonomik olarak karşılamaya devam edeceklerini söyledi. Çerçioğlu, Halk Ege Et’in Aydın ve İzmir’deki 14 marketiyle vatandaşlara kaliteyi önceleyen hizmet verdiğini söyledi. Aydın Büyükşehir Belediyesi Halk Ege Et tarafından uygulanan “Emekli Kart” projesi ile Halk Ege Et marketlerinde et reyonunda emekli vatandaşlara yüzde 20 indirim de uygulanıyor. Emekliler, Halk Ege Et marketlerinde indirimle birlikte piyasanın yarı fiyatına et satın alabiliyor. Uygulama yoğun ilgi görüyor.
ARACISIZ SİSTEM
“Et ürünlerinden kadın kooperatiflerinin ürünlerine kadar geniş yelpazedeki ürünü Aydın Büyükşehir Belediyesi güvencesiyle vatandaşlarımıza ulaştırmaya devam edeceğiz” diyen Çerçioğlu, şöyle devam etti: “Bir döngü ekonomisi olarak kurguladığımız sistemimizde, aracıları aradan çıkarıyoruz, kesimi yapılacak hayvanları doğrudan üreticimizden alıyoruz. Üreticilerimize ödemelerini de aynı gün yapıp onların bütçelerine destek oluyoruz. Ürünlerimizin satışını da kendimiz yaparak burada da aracıları aradan çıkarıyoruz. Böylelikle kazanan hem üreticimiz hem de tüketicimiz oluyor.”
KNORR’DAN BAHARAT SEKTÖRÜNE YATIRIM
Türkiye’nin en büyük gıda markalarından Knorr, ülkemiz baharat sektöründe ve Unilever Türkiye’de bir ilk olan Knorr Yeni Nesil Onarıcı Tarım Projesi’ni hayata geçirdi. Knorr, İzmir Torbalı ve Gaziantep Nizip’te küçük ölçekli nane tarlaları olarak başlayan girişimiyle, Unilever’in sürdürülebilirlik vizyonu kapsamında toprağın yenilenebilirliğine katkı sunmayı ve projeden öğrendiklerini sektörüyle paylaşarak öncü olmayı hedefliyor. Marka, tarlasında proje ortağı Doktar’ın yapay zekâ ve veri tabanlı teknolojik cihazlarını kullanıyor. Yeni sürdürülebilirlik vizyonunu “İklim, Doğa, Plastikler ve Yaşam Koşulları” olmak üzere 4 ana odak noktasında toplayan Unilever, ‘Doğa’ başlığı altında dayanıklı, yenilenebilir doğal ve tarımsal ekosistemler inşa etmeyi hedefliyor. Knorr Yeni Nesil Onarıcı Tarım Projesi ise bu amaç doğrultusunda atılan önemli bir adım. Knorr Marka Müdürü ve Unilever Türkiye Gıda Kategorisi Pazarlama Lideri Melisa Kısacık Efeoğlu, geleneksel tarım uygulamalarının toprağın verimini düşüren faktörlerden biri olduğunu vurguladı.
AMAÇ TOPRAĞIN SAĞLIĞINI İYİLEŞTİRMEK
Knorr Yeni Nesil Onarıcı Tarım Projesi ile çiftçileri geleneksel tarım yöntemlerini dönüştürmeleri için teşvik ettiklerini belirten Melisa Kısacık Efeoğlu, “Geleneksel tarım fazla sulama, yanlış gübreleme, gereğinden fazla zirai ilaç kullanımı gibi uygulamalar sebebiyle toprağın sağlığını bozarken onarıcı tarım bu soruna bir çözüm sunuyor. Projemiz küçük ölçekli ve henüz pilot bir proje; fakat buradan öğrendiklerimizin dönüştürücü potansiyeline inanıyoruz. Deneyimlerimizi ve öğrendiklerimizi sektörümüzle paylaşmayı ve ülkemizde onarıcı tarımın yaygınlaşması için katkı sunmayı istiyoruz” diye konuştu.
YAPAY ZEKALI CİHAZLAR
Knorr, tarım teknolojileri şirketi Doktar ile yaptığı işbirliğiyle, onarıcı tarımda teknolojinin gücünden faydalanıyor. Doktar tarafından sunulan ve Knorr Yeni Nesil Onarıcı Tarım Alanı’na yerleştirilen yapay zeka ve veri tabanlı dijital cihazlar üretim sürecinde uçtan uca izlenebilirlik sağlıyor. Teknoloji desteğiyle doğru tarımsal bilgiye ulaşılması; çiftçiyi yeterli ve doğru su, gübre, ilaç kullanımı konusunda yönlendiriyor. Doğru uygulamalar sayesinde, toprağın organik madde içeriği artıyor ve toprak, canlılığını geri kazanabiliyor.
BEKLENTİLERE CEVAP VERECEK
Melisa Kısacık Efeoğlu, Knorr Yeni Nesil Onarıcı Tarım Projesi ile son tüketiciye ulaşan baharatın kalitesinin de artacağına dikkat çekerek, şöyle dedi: “Knorr olarak, baharat portfolyomuzu tüketiciyle buluştururken kendi kalite standartlarımızı sofralara taşımak amacıyla yola çıktık. Kişi başına ve hane başına düşen yıllık baharat tüketim miktarlarına ve tüketilen baharat çeşidi sayısına baktığımızda, baharatın Türk mutfağında ne kadar önemli bir yere sahip olduğunu görüyoruz. O nedenle bu proje iyi ve kaliteli baharatı sofralara taşımasıyla da tüketici tarafında önemli bir beklentiye cevap verecek.”
YANLIŞ SULAMA ‘SU STRESİ’Nİ TETİKLİYOR
KAYNAKLAR TÜKENİYOR
Dünya genelinde birçok ülkede tatlı su kaynakları hızla tükeniyor. Türkiye’de de durum farksız. Artan nüfus ve küresel ısınma gibi etkenler nedeniyle kişi başına düşen kullanılabilir yıllık su miktarının 2030 yılında 1200 metreküpe, 2050 yılında ise 1069 metreküpe kadar düşmesi bekleniyor. Bu rakamlar, Türkiye’nin su kıtlığı çeken bir ülke durumuna geleceğini gösteriyor. Bu durumla mücadele edebilmek için su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı kritik önem taşıyor, özellikle de tarımda. Çünkü ülkemizde kullanılan toplam suyun yaklaşık olarak yüzde 75’i tarımsal sulamada kullanılıyor.
YÜZDE 50 TASARRUF MÜMKÜN
Ülkemizdeki tarımsal sulamanın yüzde 80’i cazibeli, yüzde 20’si ise basınçlı / modern sulama sistemleri ile yapılıyor. Cazibeli sistemlerde su; toprak, beton kanal veya kanaletlerde arazilere ulaştırılıyor. Basınçlı/modern sulama sistemlerinde ise su, kapalı ve basınçlı borularla dağıtılıyor. Cazibeli sistemlerde suyun yüzde 35 ila 60’ı tarım arazilerine ulaşmadan kayboluyor. Masdaf Satış ve Pazarlama Direktörü Barış Geren, “Tarımsal üretimde tasarrufu olanaklı kılan yağmurlama veya damla sulama gibi basınçlı/modern sulama sistemlerine geçiş yapılarak su kullanımında yüzde 50’ye varan oranda tasarruf sağlamak mümkün” dedi.
POMPANIN ROLÜ KRİTİK
Barış Geren, modern sulama sistemleri ile sağlanan su tasarrufunda pompanın rolüne de dikkat çekti. Geren, şöyle devam etti: “Pompalar, modern sulama sistemlerindeki su tasarrufunu artırmak, enerji verimliliğini optimize etmek ve sulama sürecini daha etkili hale getirmek konusunda kilit bir rol oynuyor. Bu nedenle yağmurlama veya damla sulama sistemlerinde suyun basınçlandırılmasını sağlayan pompanın doğru seçilmesi ve etkili bir şekilde kullanılması, su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir sulama uygulamalarının benimsenmesi açısından büyük önem taşıyor. Çünkü tarımsal sulamada yanlış pompa seçimi, suyun yüzde 20 ila 30’unun israf olmasına neden oluyor.”
DOĞRU MAKİNEYLE VERİM ARTIYOR
Sulama, gübreleme ve makineleşme gibi faktörler, tarımsal verimlilikte önemli rol oynuyor. Makineleşme kapsamında değerlendirilen çapa makineleri de tarımsal verimliliği etkileyen faktörler arasında yer alıyor. Ancak her çapa makinesi ile yüksek verim elde edilemiyor. Anadolu Motor, çapa makinesi tercihinde dikkat edilmesi gereken hususları paylaştı.
ARAZİNİN YAPISI
Anadolu Motor Ar-Ge Müdürü Barış Akay, motorlu çapa makinesi tercihinde dikkat edilmesi gerekenleri şöyle sıraladı:
* Arazinin topoğrafik yapısına göre çapa makinesi tercih edilmeli. Örneğin dik ve engebeli bir arazi için ağır ve yüksek beygirli çapa makinelerini önermiyoruz. 60-75 kg ağırlığında ve 7 beygir gücünde olan bir çapa makinesi ile çapalama işlemini verimli ve konforlu bir şekilde yapmak mümkün. Böylece çapa makinesini üstünüze düşürme veya dik yamaçtan düşürme gibi sorunlar yaşamıyorsunuz. Eğer araziniz düz ise hiç sorun yok, 9 beygir gücündeki bir çapa makinesiyle de çapalama işlemini rahat ve hızlı bir şekilde yapabilirsiniz.
VİTES VE ŞANZIMAN
Akay, şu noktalara da dikkat çekti:
* Yüksek beygirli çapa makineleri vitesli olmalı.
* Kaliteli şanzıman, uzun süre masraf çıkarmıyor.
* Sessiz çapa makineleri, konforlu çalışma ortamları sunuyor.
ÇİFTÇİYE YARDIMCI PLATFORM
Tarım sektörünü dijitalleştirme ve modernize etme misyonuyla yola çıkan BTM girişimlerinden Agrovech Tarımda Yapay Zeka Platformu, 2.2 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı. Sakarya merkezli Agrovech’e yine Sakarya’nın köklü holdinglerinden Duyaroğlu Şirketler Grubu yatırım yaptı. Platform, yapay zeka ve veri analitiği teknolojilerini kullanarak çiftçilerin ürün verimliliğini artırmasına, su, gübre ve pestisit kullanımını optimize etmesine olanak tanıyor.
BURSA’NIN MARKA ÜRÜNLERİ GÖRÜCÜYE ÇIKTI
COĞRAFİ İŞARETLİ
Osmangazi Belediyesi, Bursa’nın verimli topraklarında yetişen ve lezzeti dünyaca tescillenen siyah incir ve üzümü tanıtmak için festivaller düzenliyor. Coğrafi işaretli ürünlerin desteklenmesi ve üreticiye teşvik olmak amacıyla düzenlenen festivallere vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. Osmangazi Belediyesi’nin geleneksel hale getirdiği ürün festivallerinden ilki olan Siyah İncir Festivali, Ovaakça Mahallesi’nde gerçekleştirildi.
SARAY MUTFAĞINDA
Ovaakça Mesire Alanı’nda düzenlenen festivale gelen çocuklar, unutamayacakları bir gün yaşadı. Osmangazi Halk Dansları Topluluğu ekipleri yaptığı gösteriler ile festivale renk katarken, Osmangazi Türk Sanat Müziği Topluluğu konser verdi. Festival sonunda sahne alan şarkıcı Melek Su, söylediği şarkılar ile Osmangazililere unutulmaz bir gün yaşattı. Avrupa’da saray mutfaklarını süsleyen, dünyanın en kaliteli inciri olan ‘Bursa Siyahı’nın marka değerini arttıran festivalde, ilçede yetişen siyah incirler yarıştı.
ÖDÜLLER VERİLDİ
Festivalin merakla beklenen bölümü olan ‘En İyi İncir Üreticisi’nin seçildiği yarışmada, jüri üyeleri ilk üçü belirlemekte bir hayli zorlandı. Yarışmaya bu yıl, 10 farklı mahalleden toplam 24 yetiştirici katıldı. Jürinin yaptığı değerlendirme sonunda birinciliği Karabalçık Mahallesi’nden Ayhan Akın kazandı. Gündoğdu Mahallesi’nden Savaş Özkan’ın yetiştirdiği incirler ikinci olurken, Karabalçık Mahallesi’nden Hasan Özek’in incirleri ise üçüncü oldu. Dereceye giren üreticilerin ödüllerini Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın verdi.
SİYAH İNCİR BURSA’NIN GÖZBEBEĞİ
Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, festivalde yaptığı konuşmada, Bursa siyah incirini sadece Bursa ve Türkiye’nin değil, Avrupa’nın birçok ülkesinin yakından tanıdığını belirterek, şunları söyledi: “Buckingham Sarayı’nın sofralarında yer alması nedeniyle ‘kraliçe inciri’ olarak bilinirdi. Bu üretim Bursa’nın gözbebeği, kentimizin incisi. Siyah incir, hava şartları ve iklimden dolayı Türkiye’de sadece Bursa’da yetişiyor. İncirimiz coğrafi işaret alarak tescillendi. Bundan sonra üretimi arttırarak dünyanın dört bir yanına ihracat yapacağız. Üreticimizin mağdur olmaması için her türlü destek çalışmasını yapıyoruz, bundan sonra da yapacağız. Amaç üreticinin hak ettiği ücreti alabilmes
TÜRKİYE’NİN EN KALİTELİ ÜZÜMÜ
Bursa ovasının bereketli topraklarında Türkiye’nin en kaliteli üzümlerinin yetiştiği Karabalçık Mahallesi’nde ise üzüm festivalinin bu yıl 10’uncusu gerçekleşti. Alphonse, Red Globe ve Beyaz Kokulu cinsinde üzümlerin ayrı ayrı kategorilerde yarıştığı festivalde, dereceye girenlere çeşitli ödüller verildi. Bursa’nın marka değeri olan ürünlerini tanıtmak için çeşitli festivaller düzenlediklerini ifade eden Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, “Üzüm festivalinin 10’uncusu düzenleniyor. Karabalçık Mahallemizin üzümü festival yapacak kadar güzel ve lezzetli. Umarım uzunca yıllar bu şekilde devam eder” dedi.
- Türkiye'nin Şam Maslahatgüzarı Köroğlu: Başbakan ve Ahmed eş-Şara ile görüşeceğiz
- Cumhurbaşkanı Erdoğan: Emeklilerimizi enflasyona ezdirmeyeceğiz
- 112 sapığı, personeli canından bezdirdi! 4 ayda 11 bin 156 asılsız ihbar
- Oğlunun hayatını kurtaran kahraman baba: Neredeyse ben de ölüyordum
- Herkes bu soruyu soruyor: Yılbaşında kar yağacak mı? Prof. Dr. Hüseyin Toros lapa lapa kar için tarih verdi