İstanbul'daki belediye başkanı açıkladı: En büyük engel metrekare! 'Böyle yakalanırsak ölümü bekleriz'
İstanbul'da bir ilçenin belediye başkanı, en büyük engelin metrekare hesabı olduğunu belirterek 'İstanbul’daki deprem senaryosuna Bağcılar olarak böyle yakalanırsak biz bu binaların altında kalırız. Çoluğumuz çocuğumuz canlı canlı ölümü bekler, kimse bizi gelip çıkarmaz.' dedi.
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından uzmanlar, İstanbul’daki deprem tehlikesinin altını sürekli çizerken, megakentin nüfus yoğunluğu bakımından en büyük dördüncü ilçesi olan Bağcılar’da son bir yılda on site ve 830 bağımsız bölümün yıkımı gerçekleştirildi. Bununla birlikte sekiz sitede yaklaşık bin 223 bağımsız bölüm için de yıkım kararı çıkartıldı.
Toplamda 2 bin 100 çürük yapının dönüşümü gerçekleştirilmiş olacak. Milliyet'ten Gülden Çoktan'ın haberine göre, Bağcılar Belediye Başkanı Abdullah Özdemir de, şu an tek gündemlerinin kentsel dönüşüm olduğunu belirterek, bu konuda en büyük destekçilerinin kadınlar olduğunu söyledi. Dönüşüm projelerini girdaba sokan ve dönüşüme engel olan en büyük etken ise vatandaşların metrekare hesabı.
BAĞCILAR'DA KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇALIŞMALARINI NASIL YÜRÜTÜYORSUNUZ?
Bağcılar Belediyesi, 2012 yılında ilk Kentsel Tasarım Müdürlüğü’nü kuran, Ümraniye’den sonra ikinci belediye. Bu merkezde aralarında zemin bilimcileri, mimarlar, mühendisler, şehir planlayıcıları gibi alanında uzman 63 personel çalışıyor. Taleplerin artması nedeniyle ihtiyaçları karşılamak için personel sayımızı artıracağız. On yıllık süreç içerisinde 3 bin binanın yenilenmesini sağladık. Yaklaşık 3 bin 600 binanın yıkımı gerçekleştirildi. Deprem sonrasında yapıları da alınan ruhsatları da oranladığımızda Bağcılar’da yaklaşık yüzde 28 civarında yenilendi. Yüzde 72 oranında deprem öncesi bina var. Biz, 1999 öncesi yapılmış bütün binaların dönüştürülmesini arzu ediyoruz.
EVLERİNİ DÖNÜŞTÜRMEK İSTEYEN VATANDAŞLAR İÇİN SÜREÇ NASIL İŞLİYOR?
Vatandaşlarımızın bir kısmı, “Bizim binalarımız eski. Buraları dönüştürün” diye geliyor. Buradaki ekibin tek işi bu. Vatandaşlarımızın taleplerini alıyoruz. O bölgede nasıl bir dönüşüm olur diye düşünüyoruz. Bölgede dönüşüm konusunda tecrübe sahibi yerel müteahhitlerle de görüşüyoruz. Bizim müdürlüğümüz hem vatandaşın hem de müteahhitin taleplerini alıp tek tek yeni bir yapı kaç metrakare olur diye hesaplıyor. Sonrasında bunlar birleştiği zaman bir imar artışı oluyor. Bir tarafta da müteahhitin masrafları var. Bu masrafların karşılanması ve bir tık da fazla kazanması için bir değerin ele geçmesi lazım. Bu nasıl oluru araştırıyoruz. İstanbul’da birçok ilçede toplulaştırma dediğimiz parselleri birleştir, aradaki yolları da parsellere hitap ediyorsa kaldır, bir bütün olarak bölgeyi dönüştür sistemi işliyor. Bunu yaparken şu kadar parseli birleştirsen yüzde 30 artar diyoruz. Boş binaysa bunun yarısı gibi hesaplama yöntemleriyle birlikte büyük bir alan oluşturuyoruz. Eski binaları kaldırıyoruz. Ondan bahçesi olan yeni bir model oluşturuluyor. Bu modelle birlikte müteahhitle vatandaş görüşüyor. Görüşmeye başladıktan sonra bizden vatandaş hesap yöntemlerini alıyor. Biz de vatandaşı bilgilendiriyoruz. Bu arada hakem de oluyoruz. Vatandaşları korumak adına sözleşmelerine varana kadar destekliyoruz.
Kentsel dönüşüm sırasında yaşadığınız sorunlar neler?
İlçede, Yeşilyuvam diye bir site var. Yaklaşık 1.5 ay önce sitenin çoğunluğunu oluşturan vatandaşlar dönüşüm istiyorlar ve bir müteahhitle anlaşıyorlar. Üçte iki çoğunluk sağlanıyor ama site içerisinde bir grup direniyor. Binadaki vatandaşlar çıktı, yasal süreleri de doldu, elektrik su kesintisi zamanı geldi. Yıkım kararı da alındı. Siteden bir vatandaş beni arıyor, “Başkanım beni Haziran’a kadar idare edin, okullar kapansın öyle çıkayım” dedi. Biz de, “Süreniz doldu, üçte iki çoğunluğun sağlandığı bir yerde ekstra süre vermemiz söz konusu olamaz” yanıt verdik. Suyu ve elektriği kesildi, iki hafta oldu, hala iki kişi kalmaya devam ediyor. Diyelim ki, bir sitede yüz kişisiniz ve 80 kişi anlaştı. Çoğunluk sağlandıktan sonra süreç başlıyor. Bir yönetim toplantısı yapılıyor ve müteahhitleri çağırıp anlaşıyorsunuz. Protokol sağlanıyor ve diğer maliklere yönetim kurulu kararı gönderiliyor. Tebligatlar yapıldıktan sonra onlara imza atması için 15 gün kadar süre veriliyor. O süre zarfında imzalamazsa yasal süreç başlıyor ve dosya belediyeye geçiyor. Belediye o malikin dairesini satışa çıkarıyor ve başkası alıyor. Bir kişinin dairesi kendi inadı ve tutumu nedeniyle yok pahasına kamulaştırıldı.
"BU BİNALARIN ALTINDA KALIRIZ"
Vatandaşlarla görüşmelerinizden örnek verebilir misiniz?
Demircan Sitesi’nin alt tarafında eski binalar ve arsalar var. Burada üç katlı bir bina var. O komşular ile bir araya geldik ve neden imza atmadıklarını sorduk. Bir vatandaşımız bize, “Sitenin altındaki üçüncü sıradaki binayım. Benim 150 metrekare arsam var. Yeni bina yaparsanız bu 80 metrekaraye düşüyor. Üç tane dairem var. Devlet bana daire başına 20 bin liradan 60 bin lira da para veriyor. Ama benim bu dönüşüme arsa olarak 50 metrakare katkım oluyor. Ama Demircan sitelerinin arsa payı 17 metrekare” dedi. Demircan sitesi eski bir yer ve zaten dönüşecek. Bu sitenin hatrına devlet büyük bir zarara giriyor, eski yerinizi zararına dönüştürüyor ve üzerine de para veriyor. Burada arsa metrekare kıyaslaması yapmak makul mantıklı değil. Burası siz olsanız da olmasanız da yenilenecek. Burada bina yenilendiğinde değeri 4.5 milyona çıkıyor. Eğer TOKİ yenilerse 11 milyona yakın bir değer çıkacak. Binalarınızı yenilemezseniz deprem olursa insanların yüzde 25’i direkt ezilir. Geri kalan kısmı yaralanarak kurtarılmayı bekler. Ama İstanbul’daki deprem senaryosuna Bağcılar olarak böyle yakalanırsak biz bu binaların altında kalırız. Çoluğumuz çocuğumuz canlı canlı ölümü bekler, kimse bizi gelip çıkarmaz. Ben bunu dedikten bir dakika sonra bir komşumuz “Ama benim 45 metrekare arsam var” dediğinde bir şey diyemiyorsunuz. Şu an tek gündemimiz kentsel dönüşüm. Vatandaşımızda, “Daireme daire isterim, para vermem” mantığı var. Ben de onlara “Nasıl eski arabanız yenilenmesi gerektiğinde devlet bana yeni bir araba versin diyemiyorsan evimizle de ilgili yenileyeceksek eğer mutlaka üzerine bir miktar koymanız gerekiyor. Bu tabut evlerden kurtulacağız. Ben ‘yapacağız edeceğiz’ dersem sizi de kendimi de kandırmış olurum. Sorumluluğu birlikte alıp bu yükü birlikte omuzlayacağız” diyorum. İnsanlar artık bunun farkına vardı.
Şahsa ait bina dayanıksız çıktığında ve o kişi yıktırmak istemediğinde nasıl bir prosedür uygulanıyor?
Bir kişinin 3-4 katlı binası olduğu zaman kamu gücünü kullanma yetkimiz var. Buradan resen kendisine önce bir tebligat çekiyoruz. Test ettirmesi için 15 gün süre veriyoruz. 15 gün içerisinde kendisi test ettirirse test sonuçlarına bakıyoruz. Sağlamsa zaten bir şey yapamıyorsunuz. Çürükse yasal süreyi başlatıyoruz. Eğer test yaptırmazsa 6306 Sayılı Yasa’nın 15a maddesin kullanarak kolluk kuvveti ile numuneyi alıyoruz. Sağlamsa bir şey yapılamıyor. Çürükse de yıkıyoruz. Kolluk kuvveti eşliğinde 120 binadan numune aldık. Vatandaş bazen bina çürükse de “Benim binam ben saçımı süpürge edip aldım. Binamı yıktığın zaman yapamayacağım. Beni sokağa atıyorsun” diye itiraz ediyor.
Bağcılar
Nüfus: 740 bin 069
Yüzölçümü: 22 km²
Bina sayısı: 41 bin 940
Konut sayısı: 254 bin 793
Özdemir, Milliyet Gazetesi Haber Araştırma Müdürü Pınar Aktaş, yerel yönetimler yazarı Eren Aka ve Haber Araştırma muhabiri Gülden Çoktan’ın sorularını yanıtladı.
‘KAT SINIRLAMASI YOK'
Bağcılar’da kat sınırlaması olacak mı?
Başkan Özdemir, “Bir yapı mühendisi olarak söylemek isterim ki ‘Yüksek kat risklidir’ doğru bir tabir değil. Yüksek katlı binadan korkmayacağız. Sadece zemin etütüne binanın yapılış şekline dikkat edilmesi gerekiyor. Şu an böyle bir sınırlama yok. Zaten bu kadar yoğun bir ilçe de de üç ve dört kat bir sınırlama ile dönüşümü sağlama şansımız yok” yanıtını verdi.
"KADINLARIN GÜCÜ ÇOK ETKİLİ"
Depreme nasıl hazırlanıyorlar?
Başkan Özdemir, 6 Şubat sonrası depreme hazırlık çalışmalarını şöyle anlattı:
“Bağcılar’da kişi başı 1.5 metrekarelik bir toplanma alanı mevcut. Parklar ve okul bahçelerinden oluşan toplam 265 adet afet toplanma alanı mevcut. Dört okul İstanbul Valiliği tarafından riskli yapı ilan edildiği için toplanma alanları revize edilecek. İlaveten barınma alanları dediğimiz büyük alanlar da burada. Çadır kent kurulabilecek şekilde alan da mevcut. Bundan sonraki süreçte AFAD’la işbirliği yaparak Afet Koordinasyon Şefliğimizi daha da geliştireceğiz. Çünkü her süreçten ders çıkarmamız gerekiyor. İSKİ’nin hattından bir sıkıntı olduğu zaman su temini nasıl yaparız diye düşündüğümüzde kuyular oluşturmamız gerektiğine karar verdik. Barınma alanlarının altyapılarını gözden geçireceğiz. Her mahallemizde konteynerlarımız var ve üç ayda bir de yenileniyor. Yeni bir TIR ve iş makinesi parkı oluşturuyoruz. Sokaklardaki araçları bu noktada toplayacağız, belki sahiplerinden yedek bir anahtar alacağız. Afet anında onları bulamazsak diye. Bu kapsamda bütün hafriyat şirketleriyle görüşeceğiz. Belediye personelinde arama kurtarma sayısını artıracağız, gönüllü eğitimleri vereceğiz. Bölgede yaşayan üniversite öğrencilerine çağrıda bulunacağız. Lise öğrencilerimize kentsel dönüşümü anlatacağız. Kentsel dönüşümde kadınların gücü çok etkili. Bu gücü kullanacağız. Kentsel dönüşümleri gerçekleştirdiğimiz çoğu yerde kadınların mücadelesi ön plandaydı.”
"O FOTOĞRAF BAĞCILAR DEĞİL"
Özdemir, çok konuşan Bağcılar’a ait olduğu öne sürülen Google Maps uydu görüntüsü hakkında da,”Burası Bağcılar olarak geçti ama Bağcılar değil. Bunun içerisinde Güngören, Esenler’de var. Ama bu fotoğrafın yayınlanması bizim için iyi oldu. Çünkü Bağcılar’ın dönüşümümün ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Biz bunu bir dezavantaj olarak görmüyoruz” dedi.
- Cumhurbaşkanı Erdoğan Avusturya Başbakanı ile görüştü
- Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan "Hazreti Mevlana'nın 751. Vuslat Yıl Dönümü" mesajı
- Cumhurbaşkanı Erdoğan Lübnan Başbakanı'nı kabul edecek
- İzmir'de sokakta elektrik akımına kapılan 2 kişinin öldüğü davada ifadeler ortaya çıktı: Ölçme şansımız yoktu
- Emine Erdoğan: Köylerimizi güçlü bir şekilde yaşatmadan şehirlerimizi kalkındıramayız