Kadınlar devlet desteğiyle işini büyütüyor

Son yıllarda devletin de desteği ve rehberliğiyle neredeyse her alanda girişimcilik faaliyetleri artıyor. Özellikle kadınlar hem ev ekonomisine hem de işgücüne katılım sağlayarak ülke ekonomisinin gelişimine öncülük ediyor. Dokuma kumaşlar üzerine kendi tasarımlarını işleyerek tunikten fulara, masa örtüsünden elbiseye birçok handmade (el yapımı) ürünler üreten, Emel’s Weawing Art’ın kurucusu Emel Asyalı da bu kadın girişimcilerden biri. Aslında radyo-televizyon-sinema eğitimi almış olan Asyalı, yıllarca program yönetmenliği yaptıktan sonra içindeki çizim aşkını daha fazla dizginleyememiş…

SIFIRDAN BAŞLADI

Şirketin hikayesini anlatan Asyalı, şunları söyledi: “Bir teklif geldi ve tekstil sektörüne adım attım. Tekstil sektörü benim ikinci üniversitem. Evlenirken ‘bir eve iki televizyoncu fazla gelir’ dedik ve ben işimi, eşime bırakarak (kendisi eski bir spor spikeri) sektör değiştirdim. İstanbul’dan Fethiye’ye taşındık. Sıfırdan başladığım ama çizimimin kuvvetli olduğu bir alanda, dünyanın birçok ülkesine ihracat yapan bir firmada işe başladım. Duayen isimlerden eğitimler, kurslar derken tasarım bölümünü kurduk.”

KÖYDEKİ USTADAN ÖĞRENDİ

Muğla Fethiye’de yerel dokumayı keşfettiğini anlatan Asyalı, “El tezgahında üretilen ve ‘dastar’ adı verilen kumaşı dokumayı köydeki bir ustadan öğrendim. Sonra da usta öğretici belgemi aldım. Belediyeden gelen teklif üzerine işin içine iplik, dokuma, standart, kalite, dünya piyasalarındaki işleyiş gibi tecrübemi katarak, bir proje yönettim. Sona erince de ‘Bu işi farklılaştıracağım’ diyerek, önce el tezgahı aldım, akabinde kendi firmamı ve markamı kurdum. İlk etapta 25 bin liralık tazminatım ve 25 bin lira borçla işe başladım. El tezgahımı önceden almıştım, sonra bilgisayarlı otomatik bir dokuma tezgahı aldım. Yani ortalama 220 bin liralık bir yatırım yaptım” diye konuştu.

KOSGEB'DEN FAYDALANDI

Devlet desteğinden de faydalandığını anlatan Emel Asyalı, şöyle konuştu: “İşe başladıktan sonra ‘kişiye özel ürünler dışında, farklı bir yelpaze oluşturmamız gerek ve bunu da hızlı üretmeliyiz’ diye düşündük. Dolayısıyla bir otomatik tezgaha ihtiyacımız oldu. Fizibilite yaptıktan sonra KOSGEB’e bir proje yazdım ve kabul edildi. Hibenin yanında kredi de kullandım. Bu makinenin özelliği, bilgisayarlı ve otomatik olması. Aynı zamanda el tezgahı gibi de kullanılıyor. Şimdi eğitimini alıyorum. Kısa sürede makinamda üretime başlayacağım. Yani girişimci kadına devlet desteği, bizi başka bir lige taşıyacak.”

İHRAÇ ETMEYE BAŞLADI

Uzun yıllar özel sektörde pazarlama departmanında çalışan Özlem Atabaş da bir kadın girişimci. Hacettepe Üniversitesi, Biyoloji mezunu olan Atabaş, oğlu doğduktan sonra yeterince sağlıklı ürün bulamadığı ve mevcut ürünleri oğlunun tüketmeyi istememesi üzerine, Türkiye’nin ilk organik sertifikalı bebek bisküvi ve sağlıklı atıştırmalıklarını üreten GekoO’yu kurmaya karar veriyor. ‘Mesleğim gereği ekolojik düşünce ve sağlıklı yaşam konuları her zaman ilgi alanımdı’ diyen Atabaş, “Aslında önce oğlum için evde besin değerleri yüksek yemekler yapmaya başladım. Bu ürünleri başka çocuklara da denettim. Sonra çalışan bir anne olarak evde yemek yapmanın çok vakit aldığını fark edince, 2014’te bu işi kurmaya karar verdim. Küçük bir imalathane kurduk ve üretime başladık” dedi.

ÇALIŞANLARIN HEPSİ KADIN

GekoO’nun çocuk ve hamileler başta olmak üzere, ekolojik ve sağlıklı beslenmek isteyen herkese, lezzetli ve doğa dostu ürünler sunan bir sosyal ve eko-girişim olduğunu belirten Atabaş, KOSGEB’in ‘Yeni Girişimci’ desteğinden faydalandıklarını da söyledi. Atabaş, “Şu anda tümTürkiye’deki zincir marketlerde ürünlerimiz satılıyor. Ayrıca Hollanda ve Almanya’ya ihracata başladık. Ürünlerimizi 8 aydan itibaren bebeklerin kullanabildiği gibi, erişkin çocuklar ya da diyabet hastaları, yaşlılar dahil her yaş grubu kullanabilir. Çünkü tamamen yerli ve organik ürünler kullanıyoruz” diye konuştu. Kadın istihdamına da dikkat ettiğini belirten Atabaş, tüm çalışanlarının da kadın olduğunu söyledi

KALİTE İÇİN ISRARLIYIZ

GekoO’nun ürün portföyünden de bahseden Atabaş, şöyle konuştu: “Bisküvi, kurabiye, biscotti, grissini, kek, meyve barları, granola gibi ürünlerimizle sektörde daha önce üretilmemiş birçok ürünün ilk üretimlerini gerçekleştirdik. Zaman içerisinde organik, iyi kalite ve yeterli miktarda ham madde bulmakta çok zorlandık. Üreticilerin birçoğu piyasadan çekildi ya da sadece dış pazara yöneldi. Fiyatlar her gün daha çok arttı. Yerli ve üst kalite hammadde kullanımındaki ısrarımız nedeniyle birçok ürünümüzü portföyümüzden çıkarmak zorunda kaldık. Şu an da bisküvi çeşitleri ve cipslerimize yoğunlaştık.”