EkonomiKarnaval ekonomisi

Karnaval ekonomisi

Paylaş
Karnaval ekonomisi

Türkiye’de düzenlenen karnaval ve festivallerin kentlerle birlikte Türkiye ekonomisine katkısı her geçen gün artıyor. Bunlardan en büyüğü ve uluslararası boyuta taşınanı ise ‘Adana Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı’. Sadece üç günde il ekonomisine katkısı 350 milyon lira olan karnaval, ülke turizmine de hizmet ediyor. Bilal Emin Turan / POSTA

23-27 MART ARASI

Haberin Devamı

Türkiye’nin her ilinde ve yöresinde farklı isimler altında yüzlerce festival düzenleniyor. Yerel halkın desteklenmesi, bölgesel ekonominin, ticaretin ve turizmin gelişmesi açısından bu gibi organizasyonların önemi büyük. Bunlardan en dikkat çekeni ve sınırları aşanı hatta en büyüğü ‘Adana Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı’. Bu yıl 10’uncusu 23-27 Mart arasında düzenlenecek karnavalın fikir önderi ise Toyota Türkiye Üst Yöneticisi (CEO) Ali Haydar Bozkurt.

1.3 MİLYON KİŞİ KATILIYOR

Gazetecilerle bir araya gelen Bozkurt, karnavala bu yıl 1.3 milyon kişinin katılacağını belirterek şu bilgileri paylaştı: “Artvin’den Edirne’ye Adana dışından bölgeye 300 bin kişi gelecek. Adana’dan 1 milyon kişi katılıyor. Restoranlarda yer bulunamıyor.

Haberin Devamı

Mağazalar gece saat 01:00’e kadar açık. Konaklama, yemek-içme, eğlence, alışveriş gibi harcamalarla 1.3 milyon kişiyle karnavalın sadece hafta sonu yaratacağı ekonomi yaklaşık 350 milyon lira olarak hesaplanıyor. 10 yıllık doğrudan katkının ise 1.5 milyar lirayı bulması bekleniyor.”

Karnaval ekonomisi

ÜLKENİN TANITIMINA DÖNÜŞTÜ

Karnaval için dünyanın birçok ülkesinden turistin geldiğini de belirten Ali Haydar Bozkurt, şunları söyledi: “Karnaval, şu anda Adana’nın değil bütün bölgenin tanıtımına dönüştü. Bu yıl 14 ülkenin büyükelçiliği karnavala resmi olarak katılacağını bildirdi. Her ülkeden insana ve bayrağa rastlamak mümkün.

Kore, Brezilya, Meksika, Tayvan, Kanada, Japonya, Brezilya... Adana’ya gelenler arabayla iki saat sonra Kapadokya’ya, yarım saat sonra Tarsus’a, 45 dakikada Mersin’e, 1 saatte İskenderun ve Hatay’a, 4 saatte Göbeklitepe ile Nemrut’a gidebiliyor. Biz Adana’da karnaval yapıyoruz ama bu yerleri de tanıtıyoruz. Bu turizm potansiyeli, ülkemizin hemen her kentinde var.”

TEK TEZGAHTA 25 BİN DÜRÜM SATIŞI

Adana’nın 10 milyon nüfusun yaşadığı bölgenin tam ortasında yer aldığını söyleyen Ali Haydar Bozkurt, “Adana, bir gastronomi ve eğlence kenti olarak öne çıkıyor. Karnavalla en küçük esnafından en büyüğüne kadar büyük bir ekonomik potansiyel sunuyor. Restorana giriyorum, ‘iki üç ayda yapacağımız ciroyu yapıyoruz’ diyorlar.

Haberin Devamı

Karnaval ekonomisi

Örneğin; bir parkın köşesine tezgah kurmuş esnafımız geçen yıl 25 bin tane dürüm satmış. 4-5 yıl önceden bir örnek vereyim; bir ev kadını tezgahında 2-3 yılda yaptığı ürünlerin tamamını satmış ve 20 bin lira kazanmış. Büfeci bir kamyon dolusu portakalın suyunu sıkıp satmış, çiçekçi teyzeler iki ayda satacağını 2 günde satmış” dedi.

OTELLERDE YER BULUNAMIYOR

Karnaval süresince sadece Adana’da değil Gaziantep, Hatay, Tarsus, Mersin civarındaki bütün otellerin dolduğuna işaret eden Bozkurt, “Adanalılar karnaval zamanında evlerinde on binlerce misafir ağırlıyor. Havayolu ve otobüs şirketleri ile demiryolları çok sayıda ek seferler koyuyor. Öğrendiğimize göre birçok turizm acentesi turlarını doldurmuş, ek ‘karnaval turları’ düzenlemeye hazırlanıyorlarmış” dedi.

SAKURA İLHAM OLDU

Ali Haydar Bozkurt, karnaval fikrinin nasıl ortaya çıktığıyla ilgili şunları anlattı: “Ben Adana’da büyüdüm. Portakal çiçeklerinin kokusunu çok severim. 29 yaşında İstanbul’a taşındım. Ancak her nisan ayında portakal çiçeklerinin kokusu için Adana’ya giderim. Bu güzelliği herkese anlatmaya başladım. İstanbul’dan peşime 5-10 kişi takıp onları gezdiriyordum.

Haberin Devamı

Sonra baktım bu 5-10 kişiyle olmuyor. Bir de Japonya’ya gittim Sakura (kiraz çiçeği) zamanı. Dünyanın her yerinden birkaç milyon insan geliyor 3 hafta boyunca. Festival de yapmıyorlar. Kiraz ağaçları kokmuyor da. Tokyo’da kiraz ağacı da pek yok. Oradan trene binip köylere gidiyorlar. Önünde fotoğraf çektirip geliyorlar.

1.000 dolarlık otel o dönem 12 bin dolara çıkıyor. Uçak biletleri üç katına yükseliyor. Dedim ya bizimkinin kokusu var, kebap da çok güzel, şalgam da güzel. Tarih var. ‘Bunu yapamaz mıyız?’ diye sordum kendime. Bir kağıdı önüme açtım, başına ‘nisanda Adana’da’ yazdım. Fikir buydu. Gece saat 23.30’da ekip arkadaşlarıma mesaj attım.

‘Festival yapalım’ dediler. Dedim ki ‘Türkiye’de 1000 tane festival var. Bizimki sokakta geçecek, karnaval olsun. Türkiye’de karnaval yok’. Böylelikle çocukluk ve gençlik anılarıma dayanan bir olguyu hayata geçirmiş olduk.”

Haberin Devamı