Maaş zammında yeni dönem! Mehmet Şimşek açıkladı
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek,, bundan sonra ücret düzenlemelerinin hedef enflasyona göre yapılacağını söyledi. TCMB Başkanı Erkan ise, "2024 yılında dezenflasyonun tesisi için ne gerekiyorsa yapmaya hazırız" dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, dün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen Orta Vadeli Program (OVP) tanıtım toplantısının ardından bugün gazetecilerin sorularını cevapladı. Şimşek yaptığı konuşmada, Orta Vadeli Program’a gelen ilk tepkilerin olumlu olduğunu belirterek, “Dışarısı henüz muhtemelen içeriyi analiz ediyordur. Ama benim edindiğim izlenimler, gelen geri dönüşlerde olumlu bir perspektif var. İnandırıcı, iç tutarlılığı olan gerçekçi bir çerçeve olarak görülüyor. Burada faiz konusu, enflasyonun seviyesiyle ilgili konularda, yani tahmin boyutlarını Merkez Bankamız kasım ayında açıklayacağı enflasyon raporuyla, o hususları sizlerle değerlendirir, o çerçeveyi size sunar. Yani yeni patika, işte üst limitin ne olduğu, yani bandın üstüyle altının ne olduğu, o hususları sizlerle paylaşır” dedi.
“İÇ TALEP YUMUŞAYACAK, YAVAŞLAYACAK”
Dezenflasyon programına da, maliye politikasına da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın desteğinin tam olduğunu belirten Şimşek, “Bunu sadece hissetmiyoruz, görüyoruz. O konuda hani ben buradan mesajı net olarak vermek istiyorum. En ufak bir tereddüt yok. Bu programın gereği neyse onu yapacağımız şeklinde değerlendirmenizde fayda var. Büyüme-enflasyon yani enflasyonu, mutlaka büyümenin ciddi bir şekilde iç talebin yeniden dengelenmesi ihtiyacı çok net. Biz bunu zaten sizlerle paylaştık. İç talep yumuşayacak, yavaşlayacak. Tabii ki biz ihracata çok güçlü destek vereceğiz. Yatırımlara ve ihracata çok güçlü destek vereceğiz. Dolayısıyla burada yeniden bir dengelenme var” diye konuştu.
“YATIRIMLARA VE İHRACATA HİZMET OLMAK ÜZERE ÇOK GÜÇLÜ DESTEK VERECEĞİZ”
İhracata güçlü bir destek vereceklerini belirten Bakan Şimşek, “Yatırımlara ve ihracata hizmet olmak üzere çok güçlü destek vereceğiz. Dolayısıyla burada bir yeniden dengelenme olarak görmek lazım. Bu yeniden dengelenmenin doğası gereği eğer iç talepte yumuşama olacaksa, bugünkü enflasyonist baskının azalması, cari açığın azalması, cari açığın azalmasıyla birlikte finansal istikrar anlamında, Türkiye'ye fon akışı anlamında olumlu bir döngünün ortaya çıkacağını görmemiz lazım” ifadelerini kullandı.
“ŞU ANDA GEÇİŞ DÖNEMİNDEYİZ VE BİZİM ÖNGÖRDÜĞÜMÜZ ÇERÇEVEDE GİDİYOR"
Bakan Şimşek, OVP’nin asıl felsefesinin Türkiye’nin olumlu bir döngüye gireceği yönünde olduğunu belirterek, “Onun için biz bir geçiş dönemi öngördük. Şu anda o geçiş dönemindeyiz. Ve şu ana kadar da bizim öngördüğümüz çerçevede gidiyor. Yani aslında çok büyük bir sürpriz yok. Dolayısıyla burada hani büyümeyle arasında mutlaka bir şekilde yani birini seçmeniz gerekir. Şimdi bakın 2002'ye gidin basitleştiriyorum. Bir deneyim var. Türkiye hem hızlı büyümüştür, hem enflasyon düşmüştür. Literatürde mesela şöyle düşünülür genelde: İşte bütçeyi sıkarsanız büyüme yavaşlar” değerlendirmesini yaptı.
“YATIRIMLAR VE VERİMLİLİK ÜZERİNDEN TÜRKİYE HEM HIZLI BÜYÜDÜ, HEM ENFLASYON DÜŞTÜ HEM BÜTÇE DİSİPLİNİ SAĞLANABİLDİ”
Özel sektöre alanı genişlettiklerini aktaran Şimşek, konuşmasına şöyle devam etti:
“Yatırımlar ve verimlilik üzerinden Türkiye hem hızlı büyüdü, hem enflasyon düştü hem bütçe disiplini sağlanabildi. Her dönemin koşulları farklı olabilir. Ama biz Türkiye'nin 2024’ün ikinci yarısından itibaren bu olumlu döngüyü çok güçlü bir şekilde yakalayabileceğine inanıyoruz. Küresel koşulların da buna elverişli olacağına inanıyoruz. Öncelikle şunu söyleyeyim; bizim hiçbir zaman bir kur hedefimiz olmaz. Yani ne programda ne başka türlü kur hedefimiz yok. Ama işin doğası gereği dolar bazında eğer kişi başına milli gelir rakamlarını verecekseniz bir tahmin olması gerekiyor. OVP'de de aslında yapılan bu, genelde de kurala dayalı gider bu. Burada tabii bir geçiş dönemine ilişkin bir arka planda eminim bir varsayım vardır. Sonrasında farklı bir varsayım olabilir. Ama şunu net bir şekilde size söylemek istiyorum. Siz tabii bu ortalama kurlardan kurun yıl boyunca lineer seyredeceğini varsayıyorsanız yanlış varsayıyorsunuz. O zaman tahlilleriniz de yanlış olabilir. Burada esas itibarıyla biz bir hedefe sahip değiliz. Dolayısıyla kur rejiminde herhangi bir değişiklik yok. Bunun ötesinde hani ben çok fazla da bu konuyu değerlendirmek istemiyorum. Yine sorulardan devam edersem yatırımcı toplantılarını başlatacağız.”
“BURADA CİDDİ YATIRIMI OLAN ÜLKELERİN BÜYÜKELÇİLERİNİN DE EV SAHİPLİĞİNDE BİRÇOK YATIRIMCIYLA BİR ARAYA GELECEĞİZ”
Türkiye’de yatırımı olan ülkelerin yatırımcıları ile bir araya gelmeye başladıklarına dikkati çeken Şimşek, “Japonya'dan başlayıp, dolayısıyla biz bunu büyük, yani burada ciddi yatırımı olan ülkelerin büyükelçilerinin de ev sahipliğinde aşağı yukarı birçok yatırımcıyla önce bir araya geleceğiz, programı anlatacağız. Akabinde de dışarıda anlatacağız. Mesela benim Almanya'da katılacağım etkinlik özel bir etkinlik. Almanya'nın en büyük 50 firmasının CEO'su ve CFO'sunun olduğu üç günlük bir etkinlik. Basına kapalı bir etkinlik. Türkiye'yi anlatıp döneceğiz. Dolayısıyla evet yatırımcı diyaloglarımız çok hızlı bir şekilde, çok güçlü bir şekilde programın başından söylüyoruz Cumhurbaşkanımızın liderliğiyle, Cumhurbaşkanı Yardımcımızın yine riyasetinde çok güçlü bir ekip var. Ekip aşaması tamamlandı” dedi.
Bütçe disiplini noktasında gereken adımları attıklarını söyleyen Şimşek, “Tabii bu dinamik bir süreçtir. Burada durulacağı anlamına gelmiyor. Para politikasında bir süreç başladı. Yapısal reform gündemi çok net takvimlendirilmiş. Şimdi bunun bir ayağı kalıyor. Onu dış kaynak ayağı. Ben dış kaynak ayağının oldukça güçlü olacağına inanıyorum. O konuda arka planda yaptığımız bir takım çalışmalar var ikili ülkelerle olan. Bir kısmı yansıdı gibi. Ve onlardan sonuç üretilecek yakında. Daha sonra da piyasa mekanizması üzerinden bir sonraki evrede de doğrudan yatırımlar. Bunlar hep aşama aşama gidecek. Dolayısıyla yatırımcılarla diyaloğumuz güçlü olacak. Evet zirvede Türkiye'deki iç borç stokunun yüzde 28’ini, yani 2013’ün başlarına giderseniz yabancı yatırımcıların iç borç stokundaki payı TL cinsinden yüzde 28’lere kadar çıkmıştı. Şu anda 0.6 gibi bir rakam” diye konuştu.
Şimşek, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Para politikasındaki bu rasyonelleşme mali disiplinin devamı, yapısal reform çabası ile birlikte dezenflasyon programının net olarak bir ivme kazandığı süreçte ben bu oranın ciddi bir şekilde artacağına inanıyorum. Ve bunun Türkiye'de olumlu döngüyü oluşturmanın en önemli bileşeni olacağına da inanıyorum. Bu biraz zaman alacak. Biz bunun farkındayız zaten. Yani hemen iki gün sonra bunun olacağı değil. Bunların hepsi birer süreç. İşte sıkı para politikası sadece faiz artırma şeklinde mi olacak? Zaten Merkez Bankası Başkanımız bu konularda defalarca açıklamalarda bulundular. Burada aslında çok boyutlu olacak. Yani iş cari açığı artan, enflasyonist baskıyı arttıran tüketim kalemlerinde bir yeniden dengelemeye gideceğiz. Bunun için bütün enstrümanları kullanıyoruz. Başladık.”
“BUNDAN SONRA ÜCRET DÜZENLEMELERİ HEDEF ENFLASYONA GÖRE YAPILACAK"
OVP’nin en önemli bileşeninin takvime bağlanmış verimliliği arttıracağını, cari açığı azaltacağını, vergide adaleti artıracağını, kayıt dışılığı azaltacağını ifade eden Şimşek, “Bu reformların hepsi orada, çok net bir şekilde ortaya konulmuş ve takvime bağlanmış. Bu çok değerli bir boyut. Ücretlerle ilgili sadece bir hususun altını çizmek istiyorum. Bundan sonra ücret düzenlemeleri hedef enflasyona göre yapılacak. Ama çalışanlar, hiçbir şekilde enflasyona ezdirilmeyecek. Çünkü enflasyon dezenflasyon süreciyle tutarlı bir yaklaşım içerisine girmemiz lazım. Bu söylediğim genel çerçeve ama belli kesimlerin durumlarının iyileştirilmesine yönelik bütçe imkanları zaten ona göre kurgulanmış” diye konuştu.
“DAR KESİMLERİN ALIM GÜCÜNÜN KALICI ŞEKİLDE ARTIRILMASININ TEK YOLU ENFLASYONU TEK HANEYE DÜŞÜRMEKLE OLUR”
Dar kesimlerin alım gücünün kalıcı bir şekilde artırılmasının tek yolu olduğunun altını çizen Şimşek, “O da enflasyonu tek hanelere düşürmekle olur. Ve zaten bu programın da ana hedefi, enflasyonu tek haneye zamanla çekmek ve orada tutmaktır. Sayın cumhurbaşkanı yardımcımız çok net bir şekilde ifade ettiler. Kalıcı bir şekilde cari fazla için yapısal dönüşüm gerekiyor. Bu da bir süreç, yani 3 yılı da aşan bir süreç. Programın amacı; dönüşüm, yapısal dönüşümle reformlarla cari açığı cari fazlaya dönüştürme süreci. Bunu başarabileceğimize inanıyorum. Dünya Bankası'yla ilgili hususta şunu söyleyebilirim. Dünya Bankası, açıklamayı yapacak, muhtemelen bugün yapacak. Biz Merkez Bankası Başkanımızla G20 Maliye Bakanlığı Merkez Bankaları başkanları toplantısında Dünya Bankası Başkanı'yla bir araya geldik. O dönemde programımıza ilişkin bir perspektif sunduk. En zor dönemlerde dahi gelir ayağında çok önemli bir sapma söz konusu olmadı. Ben bu dönemde de olacağına ihtimal vermiyorum. Ama önümüzdeki dönemde denetim, tahsilat, istisnalar üzerine tabii çalışmalar yapacağız” ifadelerini kullandı.
“ÖNÜMÜZDEKİ YILIN BAŞINDAN İTİBAREN VERGİ REFORMUNUN TASLAK ÇALIŞMALARININ MECLİSE GÖNDERİLMESİ MÜMKÜN OLUR”
Vergi reformu yapacaklarını söyleyen Şimşek, “Yani şu anda zaten yine takvimlendirilmiş eylem planına bakarsanız hemen hemen bütün alanlarda bir vergi reformu söz konusu. Çalışmalarımıza başladık yani diyebilirim. Dolayısıyla yıl sonundan önce kendi içimizdeki taslak çalışmaları bir noktaya getireceğiz. Önümüzdeki yılın başından itibaren de bunların Meclise gönderilmesi inşallah mümkün olur ama verilen takvim tabii üçüncü çeyrek. Üçüncü çeyrek tabii bize yeterince alan tanıyor” değerlendirmesini yaptı.
MERKEZ BANKASI BAŞKANI: DEZENFLASYONUN TESİSİ İÇİN NE GEREKİYORSA YAPACAĞIZ
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan ise dün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde açıklanan ekonomide 3 yıllık yol haritasını belirleyen Orta Vadeli Program'a (OVP) ilişkin bugün gazetecilerin sorularını cevapladı. Kur artışındaki geçişkenliğin enflasyon beklentilerinin çıpalanmadığı dönemlerde daha yüksek olduğunu hatırlatan Erkan, şu anda da öyle bir dönemden geçildiğini söyledi. Sıkılaştırıcı para politikasının 2024 yılında meyvelerini vermesiyle iç talebin arza daha yakın bir seviyeye geleceğini ve enflasyon beklentilerini kontrol altına alacağını öngördüklerini belirten Erkan, “Kur ve enflasyon gelişmeleri konusundaki beklentileri zaman içinde çıpalamayı sağladığımızda, ortalama üzerinden yüksek çıkan bazı değerlerin zaman içinde her ay için yıldan yıla değişim olarak bakıldığında aşağı gelmesi söz konusu olabilir. Son olarak da bu konuda genel makro denge, bakanımızın da bahsettiği gibi rezervlerdeki gelişmeler ve DDM bakiyesi dengesi ve dezenflasyon hedefimiz” dedi.
“ENFLASYONUN ÜST BANDINDAN DA ÜSTÜNDE SEYRETME İHTİMALİNİ ARTIRDI”
“Sert fiyat hareketlerinin mümkün olduğu kadar az olduğu lakin dengenin evrildiği yönünde, sağlıklı şekilde algılandığı bir süreç olarak ilerlemekte ve bunda da kararlıyız” mesajını veren Erkan, enflasyon tahmininin değişmediğini, son Para Politikası Kurulu (PPK) karar metninde yer alan üst banttaki yüzde 62 sınırına işaret ederek, şunları ifade etti:
“Bununla birlikte fiyatlama davranışlarındaki tabii ağustostaki ölçülen bozulmayı da gördüğümüz zaman beklenenden de kötü olması, petrol piyasasından kaynaklanan maliyet yönünü yaygın baskıların daha güçlü ve uzun süreli etkili olacağının belirginleşmesi, enflasyonun üst bandından da üstünde seyretme ihtimalini artırdı. Şunu vurgulamak isterim ki bu süreçte OVP'ye katkı veren öncü kurumlarımızla sürekli iletişim ve bir takım çalışması halinde olduk. Sonuç olarak OVP için yukarı yönlü riskleri dikkate alan bir tahminle çıkmanın daha doğru olacağına karar verdik. Dolayısıyla oradaki 65 rakamını görüyorsunuz. Sıkılaştırma süreciyle alakalı sorularınız vardı, devam edecek mi etmeyecek mi diye. Son dönemde sıkça altını çizdiğimiz gibi TCMB olarak tüm araçlarımızla parasal sıkılaştırma sürecine enflasyonda belirgin bir iyileşme sağlanana kadar devam edeceğiz. “
“2024 YILINDA DEZENFLASYONUN TESİSİ İÇİN NE GEREKİYORSA YAPMAYA HAZIRIZ”
Sıkılaştırma süreci araçları içerisinde faiz, miktarsal sıkılaşma ve seçici kredi sıkılaştırmasının bulunduğunu, sürecin bu üç kanaldan yürütüldüğünü kaydeden Erkan, “Bir taraftan da sadeleştirme sürecini devam ettirerek Türk lirasını güçlendirecek adımları atmaktayız. Enflasyon hedef patikamıza 2024 yılı içinde ilk tasarladığımızdan bir miktar gecikmeli oturma riski ortaya çıkmış olmasına rağmen 2024 yılında dezenflasyonun tesisi için ne gerekiyorsa yapmaya hazırız. Bu bağlamda, fiyat ve miktar ayarlamalarının tümü zamanında ve etki analizleri ışığında devreye sokulacaktır” açıklamasını yaptı.
Erkan, makro ihtiyatı çerçevedeki miktarsal sıkılaştırma, seçici kredi sıkılaştırma ve sadeleştirme adımlarıyla atılan faiz adımlarının daha etkili hale gelmesini beklemek zorunda olduklarını anlatarak, bütüncül bir yaklaşımla parasal sıkılaştırmaya gerektiği ölçüde ve zamanda devam edeceklerini bildirdi.
“HEM BRÜT HEM NET REZERVLERİMİZDEKİ SEYİR, TAKDİRE ŞAYANDIR"
Döviz rezervlerinin birikmeye devam ettiğini açıklayan Erkan, “Ağustos ayı KKM dönüşü için vade dönümü için çok yüksek bir aydı, oldukça yüksek bir aydı. Ona rağmen hem bürüt hem net rezervlerimizdeki seyir takdire şayandır. Burada da tabii attığımız ekonomik adımların verimlerini de yavaş yavaş almaya başlıyoruz. KKM, DDM hesaplarının zaman içinde önce ağırlığının azalması ve bir süre sonra da devre dışı kalması parasal sistemin yerli para cinsinden dönmesi ve para politikası etkinliği açısından elzemdir” dedi.
“MEVDUAT FAİZLERİNİN YUKARI ÇIKTIĞINI, DAHA UYGUN BİR HALE GELDİĞİNİ GÖZLEMLİYORUZ”
TCMB Başkanı Erkan, KKM düzenlemesinin sadeleştirme sürecindeki hedefin Türk lirasına güç kazandırmayı amaçladığını aktararak, “Yani daha çok Türk lirasına geçişi sağlamaktır ve onun enflasyon beklentilerine daha uyumlu hale gelmesini sağlamak için atılmış bir adımdır. Mevduat faizlerinin de bu adımla yukarı çıktığını, daha uygun bir hale geldiğini gözlemliyoruz. Amacımız, KKM bakiyesinin şu an itibarıyla yatay seyri, bakiyenin tedricen azalışı sürecinde TL enstrümanlarına ilginin giderek artmasıyla düzelen parasal dengeler üzerinden bunun gerçekleşmesi” değerlendirmesini yaptı.
KKM’de sakin ancak kararlı bir stratejiyle ilerleneceğini belirten Erkan, “Düşme hızını ne değiştirebilir? Sistemin liraya geçiş hızı, düşme hızını da değiştirecek bir fonksiyon olarak görmekteyiz. Yine bu bir süreçtir, geçiş sürecindeyiz. Burada hepimizin Türk lirasına sahip çıkması, bu geçiş hızında da artırmamıza yardımcı olacaktır” dedi.
“Dolayısıyla burada da Türkiye'ye olan iştahın yüksek olduğu ve bunun da tahvil piyasasında yabancı yatırımcının artışını aşikar bir şekilde beklediğimizi öngörmek doğru olur” diyen Erkan, yaşanan süreçte geçiş sürecinin ardından dezenflasyon ve sonrasındaki istikrar sürecinde faiz rakamlarıyla ilgili öngörüde bulunmanın doğru olmayacağını kaydetti.
“TÜRK LİRASI ENSTRÜMANLARINI TASARRUF ARACI OLARAK BENİMSEMEK TÜRK LİRASINA SAHİP ÇIKMAKTIR”
Sürece hep birlikte gözlemleyerek bütüncül bir şekilde bakmanın TCMB’nin adımları açısından elzem olduğunu ifade eden Erkan, “Yine bu konuyla birlikte hem fiyat tarafında doğru denge istikametinde seyretmemiz hem de gerekli makro ihtiyati tedbirlerle ikinci birinciye destek olacak şekilde para politikasının aktarım mekanizmasının daha da iyileşeceğini devam edeceğini öngörüyoruz. Dezenflasyon birinci önceliğimizdir, bundan taviz yok. Sistemin de Türk lirasına dönme hızını sert düzeltmelere yol açmadan, kademeli bir şekilde sakin, kararlı, kademeli bir şekilde yapacağız. Türk lirası enstrümanlarını tasarruf aracı olarak benimsemek Türk lirasına sahip çıkmaktır” dedi.
TCMB Başkanı Erkan, dijital Türk lirasına ilişkin ilk faz çalışmalarının geçtiğimiz aylarda sonlandığını, şu anda ikinci faz hazırlıklarının sürdüğünü hatırlatarak, “Birinci fazdaki çalışmalarımıza dair bulgularımızı yakın dönemde bir rapor olarak yayınlayacağız. OVP döneminde dijital Türk lirası çalışmalarımızı tamamlamayı planlıyoruz. Bu proje teknoloji açısından aslında bir vizyonu anlatmak istersem bu kapsamda dijital paranın yanı sıra dijital para teknolojilerinin ihracı da söz konusu olabilir” dedi.
Dünya Bankası ile ilgili görüşmelere ilişkin de açıklama yapan Erkan, “Ülke iş birliği stratejisi kapsamında görüşmelerimiz yoğunlaştı ve bu noktaya geldi. Yapacakları açıklamalarda belirtecekleri kaynak sektörel ve bölgesel çeşitlilik çok önemlidir. Bu hususlara dikkat edilmesi gerekir. Dolayısıyla bu tip yatırımlar doğru para ve maliye politikaları eş güdümlü çalışan kabine ve güçlü bir OVP'nin de tam desteği olarak görülmelidir” diye konuştu.
- Datça açıklarında 4.7 büyüklüğünde deprem
- Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Şara ile Kasyun Dağı’nda çay içti
- Kar yağışı beklenen iller belli oldu! Yılbaşı için kritik uyarı
- Suriye'ye tarihi ziyaret! Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: Terör örgütü PKK/YPG'ye Suriye'de yer yok
- Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın Şam ziyaretine Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz'dan açıklama: Kardeşliğin nişanesi