Mehmet Şimşek'ten bankalara kredi çağrısı
Bankacılara seslenen Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Özel bankaların sadece tüketici kredilerine odaklandığı dönem artık geride kalmalı. Artık reel sektörü desteklemek esas vazifemizdir” dedi. Şimşek ayrıca, ekonomide yeniden dengelenme ihtiyacı olduğunu belirterek para politikasında sadeleşme ve sıkılaşma adımlarının süreceğini söyledi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye Bankalar Birliği’nin (TBB) 66’ncı Genel Kurulu’nun açılışında ekonomiye ilişkin önemli mesajlar verdi. Finansal istikrarı güçlendirmek ve piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artırmak için para politikasında başlatılan sadeleşme ve sıkılaşma adımlarının devam edeceğini vurgulayan Bakan Şimşek, “Para ve maliye politikalarını eşgüdüm içerisinde yürüteceğiz. Seçim sonrası azalan siyasi belirsizlik para ve maliye politikasında attığımız adımlar Türkiye ekonomisine ilişkin beklentileri olumlu etkilemeye başlamıştır” dedi.
FİNANSMANA ERİŞİM KOLAYLAŞTI
Risk priminin (CDS), 700 baz puan seviyesinden 400 puan civarına gerilediğini, kredi derecelendirme kuruluşlarının daha olumlu bir perspektif sunmaya başladığını (Moody’s not artırım sinyali vermiş, bankaların görünümü negatiften durağana yükseltmişti), sermaye piyasalarına fon akışının başladığını ifade eden Bakan Şimşek, “Tüm bu gelişmeler yurt dışı finansmana erişimi kolaylaştırırken maliyeti de önemli ölçüde azaltmıştır. Sektörü tedirgin eden negatif net faiz marjı dönemi de büyük oranda geride kalmıştır” diye konuştu.
2024’ÜN İKİNCİ YARISI
Önümüzdeki 5 yıl içerisinde küresel büyümenin yüzde 3 civarında olmasının beklendiğini ifade eden Şimşek, şöyle devam etti: “Küresel, parasal sıkılaştırmanın etkisi de var, yapısal karşı rüzgarlar da var. Küresel enflasyon düşüyor ancak uzun dönem ortalamalarının oldukça üzerinde. Enflasyondaki düşüş önemli çünkü parasal sıkılaşmanın sonuna geldik; yakınız. 2024’ün ikinci yarısından itibaren gevşeme olasılığı artmıştır. Küresel enflasyonla mücadelede sıkılaşma beraber geldi. Son 20 ayda 12 gelişmiş ülke merkez bankası 104 kez, 22 gelişmekte olan ülke 158 kez olmak üzere toplam 262 kez faiz artırdı.”
REEL SEKTÖRE DESTEK MESAJI
Bakan Şimşek, konuşmasında bankalara da kredi çağrısı yaptı. Bankacılık sektörünün reel ekonomiyi desteklemek için yurt dışı finansman imkanlarını daha güçlü şekilde değerlendirmesini beklediklerini anlatan Şimşek, “İç talepte dengelenme ihtiyacı var. Bankalardan programımıza uygun hareket etmesini bekliyoruz. İhracatın desteklenmesi büyük önem arz etmektedir. Bugüne kadar kamu bankalarının ihracat ve yatırımların finansmanı ile ticari kredilerde çok büyük bir rol üstlendiğini görüyoruz. Özel bankaların sadece tüketici kredilerine odaklandıkları dönem artık geride kalmalı, bunun şartları ortadan kalkmıştır. Reel sektörü desteklemek esas vazifemizdir. Reel sektör yatırım, istihdam, üretim ve ihracat çerçevesinde önceliklendirilecektir” diye konuştu.
YÜZDE 4.5 BÜYÜME BEKLENTİSİ
Türkiye’nin büyüme performansının oldukça güçlü seyretmeye devam ettiğini belirten Şimşek, şunları söyledi: “2003-2022 döneminde ortalama ülkemiz reel olarak yüzde 5.4 büyüdü. 2023 yılında küresel finansal koşullara rağmen yüzde 4.5 civarında bir büyüme öngörüyoruz. Bir süredir büyümenin temel belirleyicisi iç talep olmuştur. İç talepte güçlü artış makro finansal istikrarı, cari açık ve enflasyon üzerinden tehdit ediyor. Ekonomimizde bir yeniden dengeleme ihtiyacı çok açıktır. Politika çerçevemizi yeniden dengelenme ihtiyacına göre şekillendiriyoruz. Ekonomi politikalarımızda şeffaflık, tutarlılık, öngörülebilirlik, uluslararası normlara uygunluk temel ilkelerimizdir.”
MEVDUATIN YÜZDE 61’I TL CİNSİNDEN
TBB Başkanı Alpaslan Çakar, bankacılık sektörünün güçlü bir mevduat bazına sahip olduğunu belirterek, şöyle devam etti: “Bilançonun yüzde 61’i mevduat ile fonlanmaktadır. Mevduatın milli gelire oranı ise yüzde 63 düzeyindedir. Kur Korumalı Mevduat (KKM) dahil mevduatın yüzde 61’i TL cinsindendir. Kur Korumalı Mevduat’ın toplam mevduat içindeki payı yüzde 25 düzeyine ulaşmıştır. Merkez Bankası’ndan sağlanan net TL finansmanın bilançoya oranı düşüş eğilimindedir. Yurt dışı bankalardan sağlanan borçlanmada sınırlı da olsa azalma vardır. Bunun ana nedeni yabancı para kredi talebinin düşmesidir. Sektör olarak amacımız, finansal sektörü TL cinsinden büyüterek ekonomik faaliyeti desteklemek ve toplumun ilerlemesine katkıda bulunmaya öncülük etmektir.”
1 TRİLYON DOLARLIK EKONOMİ
Geçen yüzyılda dünyada üretilen gelirin 5.5 trilyon dolardan 106 trilyon dolara ulaştığını belirten Alpaslan Çakar, “Gelişmekte olan ülkelerin dünya gelirinden aldıkları pay yüzde 25’ten yüzde 50’ye çıkmıştır. Önümüzdeki 25 yılda dünya gelirinin iki katına çıkacağı tahmin edilmektedir. Ekonominin merkezi batıdan doğuya doğru kaymaktadır. Ülkemize gelince, Türkiye’de 1923 yılında cari fiyatlarla 1 milyar dolar olan milli gelir 1 trilyon dolara yaklaşmıştır. Kişi başına gelir ise cari fiyatlarla yaklaşık 100 dolardan 11 bin dolara gelmiştir. Ekonomimiz geliştikçe, sektörler büyüdükçe ve çeşitlendikçe, uluslararası ekonomik ilişkiler genişledikçe bankacılık sektörü de büyümektedir” dedi.
- Cumhurbaşkanı Erdoğan: Milletimizin sıkıntılarını çözecek parti ve ittifak yine biziz
- Samsun'da dehşet: Kız arkadaşının annesini öldürüp, intihar etti
- Cumhurbaşkanı Erdoğan: Noel pazarına düzenlenen menfur saldırıyı şiddetle kınıyorum
- Aydınlı çiftin hayali gerçek oldu: Hoş geldin Honda bebek
- İstanbul'da uçaklar havada tur atıyor